Pertek, Tunceli ilimize bağlı;
ancak Tunceli’den çok Elazığ’a yakın, Tunceli’den çok
Elazığ’la irtibatı olan şirin bir ilçe. Atatürk’ün övgüsüne
mazhar olmuş bu ilçenin hayat tarzı, folkloru da Elazığ’a
daha yakın bir çizgidedir. Bütün bu sebepler yüzünden
Elazığlılar Pertek’i Harput’un karşı kıyıda bir devamı
olarak görürler. Pertekliler de aradaki Fırat nehrine, Keban
Baraj Gölü’ne rağmen kendilerini Elazığ’dan ayrı ve uzak
saymazlar. Biz dahi, 2006 yılında basılan Şiir Şiir Elazığ /
Elazığ-Harput Şiirleri Antolojisi’nde Pertek’i Elazığ’ın bir
parçası olarak telakki etmiş, elimize geçen Pertek’le ilgili
şiirleri bu kitabımıza koymuşuzdur.
Vatan, rüyası görülen
topraklardır, derler. Vatanı güzelleştiren ögelerden biri de
hatıralardır. Neden insanlar gurbete çıkınca memleketlerini
daha çok özler ve anarlar? “Ben hâlâ o günleri anarsam
yaşıyorum” diyen şarkının demek istediği nedir? Doğan Özdal
niçin çocukluk günlerini yaşadığı Pertek Cami-i Kebir
Mahallesi ile ilgili kitabına “Güzellikler Taçlanır
Hatıralarla” adını vermiştir? O nasıl bir güzelliktir ki
ifadesini ancak cennete benzetilmekte
buluyor;
Yâ Rab, sen ne hoş yapmışsın,
Neler yaratmışsın…
Güzel Pertek’imi benim
Cennetine katmışsın.
Sadece Doğan Özdal mıdır Pertek’i
cennete benzeten; Özdal’dan çok daha önceleri, Pertek’te
hâkimlik yapan Bahri Kurban, türküleşen şiirinde daha da
ileri giderek Pertek’i “İnan ki cennetten güzelsin” diye
vasfetmemiş miydi?
Başında pırlanta Süpürgeç Dağı
Önünde kahraman Murat ırmağı
Bir uçtan bir uca bahçesi bağı
İnan ki cennetten güzelsin
Pertek.
Diz çökmüş önüne yedi kat dağlar
Dört yandan buz gibi suların
çağlar
Yüzünü görenler sana bel bağlar
İnan ki cennetten güzelsin
Pertek.
(Şiir Şiir Elazığ, s.395)
Doğan Özdal, şairin cennetle
kıyas ettiği Pertek’in Cami-i Kebir Mahallesi doğumlu.
Okumuş avukat olmuş. Gurbet görmüş, hasret çekmiş;
nihayetinde kader onu Elazığ’da mukim kılmış. 70 yılın
özlemi, bir gün bu yaşlı avukatı hatıralarını yazmaya
zorlamış. O da oturmuş yazmış.
Şimdi elimizde 128 sayfalık,
Güzellikler Taçlanır Hatıralarla / Pertek Cami-i Kebir
Mahallesi isimli sevimli bir kitap var. Manas Yayıncılık’ın
desteğiyle Elazığ’da basılan kitabın dizgi ve sayfa düzeni
Ceyhun Bağcı’ya, kapak tasarımı Dr. Tamer Kavuran’a ait.
Eserin ilk sayfalarında giriş
yazıları yer alıyor. Daha sonra Özdal, bizleri çocukluk, ilk
gençlik yıllarına götürerek Cami-i Kebir’de dolaştırıyor.
Mahallesini, mahallelisini tanıtıyor. Ardından kocaman bir
tarassut aynası tutarak Mahallemizde Düğünler, Ramazanlar,
Bayramlar, Yemekler, Doğumlar-Ölümler, Çalışma Hayatı,
Komşuluk İlişkileri başlıkları altında bilgilendirmede
bulunuyor. Bunları takiben Pertek’te yaşadığı kimi
hatıralarını, çocukluk döneminde oynadıkları oyunları, kış
geceleri yapılanları, Cami-i Kebir Mahallesinde yaşanan bazı
olayları anlatıyor. Pertek’le ilgili şiirleri müteakiben
“Şecereler” bölümü başlıyor. Kitabın sonu fotoğraflara
ayrılmış.
Pertek Kaymakamı Harun Öksüz,
“Sunuş” yazısında; “Kitabın yazarı her ne kadar içeriğini
hayatının belli bir dönemini geçirdiği mahalle ile sınırlı
tutsa da aslında ülkemizin geçmişine ışık tutmaktadır.”
diyor. Demek istiyor ki Öksüz, Doğan Özdal’ın eseri o dönem
Pertek’i, Elazığ’ı ve hatta bütün ülkemiz için bir kesittir.
Cami-i Kebir eskilerin tabiriyle bir “enmuzeç”tir.
Pertek Belediye Başkanı Kenan Çetin ise
yazısında çok daha geniş bir yelpazeden mesaj gönderiyor
insanımıza; “İnanıyorum ki güzel Türkiye’miz birlik,
beraberlik, barış ve hoşgörü ile yarınlara daha güçlü ve
daha emin adımlarla yürüyecektir. Gönül ister ki müstesna
bir kültür iklimine sahip olan Pertek’imiz; dutun, bademin,
cevizin ve üzümün dışında asıl meyvesi sevgi ile anılsın.”
Şu cümleler de Bedrettin
Keleştimur’dan; “Aile bağları kadar ‘güçlü ve kutsal’ olarak
günümüz kültürünü de etkileyen komşu veya mahalleli
haklarının sağlıklı bir toplum dokusu için hassasiyetini
yazarın ibret dolu satırlarında okuma fırsatı bulacağız.”
Bu kitabı okurken öyle zaman oldu
ki, biz de kendi çocukluk günlerimize gittik. Öyle sayfalar
oldu ki, duygulandık, gözyaşlarımıza hâkim olamadık. Kâh
içimizdeki çocuğu dile getirdi Doğan Özdal hislerimize
tercüman, kâh içimizdeki aydını konuşturdu kültürümüze
avukat oldu.
Doğan Özdal’ın Pertek Cami-i Kebir Mahallesi
ile ilgili bu çalışması Şener Bulut/ManasYayıncılık
desteğiyle kitaplaştırıldı; yine Şener Bulut’un
organizatörlüğünde Pertek’te bir programla okuyucuya
sunuldu. Şairiyle, yazarıyla, müzisyeniyle, gazetecisi,
televizyoncusuyla koca bir belediye otobüsü insan16 Haziran
günü Pertek’e çıkarma yaptı. Pertek dediğin Elazığ’ın on
ilçesinin her birinden Elazığ’a daha yakın; 26 km.
İlk durağımız Kaymakamlık oldu. Pertek’in
genç ve dinamik Kaymakamı Harun Öksüz heyetimizi makamında
kabul etti, ilçenin meseleleriyle ilgili bilgiler verdi.
İkinci durağımız Belediye idi. Belediye
Başkanı Av. Kenan Çetin de öylesine genç, enerjik ve
ilçesine elinden gelenin fazlasını yapma idealinde bir
yönetici. Pertek için yapmak istediklerini anlatıyor;
sinevizyon gösterimiyle yaptıklarını açıklıyor.
Cami-i Kebir’de Özdalların bahçesinde dut
ikramı. Sonra Başkan, Belediye Sosyal Tesisleri’ne yemeğe
götürüyor bizi. Tesisler, baraj gölüne nazır bir etekte
yapılmış; karşılarda Harput’un Buzluk’u, Gâvurtaşı. Su tiril
tiril; sanırsın rüyalı bir uykuya çekilmiş.
Akşamki program Cumhuriyet Meydanı’nda, açık
havada. İlçe protokolü ve Pertek halkı meydanı doldurmuş.
Evvelâ konuşmalar; Bedrettin Keleştimur, Belediye Başkanı
Av. Kenan Çetin, Kaymakam Harun Öksüz, kitabın yazarı Av.
Doğan Özdal, Prof. Dr. M. Beşir Aşan.
Söz bir yerde sırayı saza ve sese bırakıyor.
Elazığ Musiki Konservatuvarı Derneği sanatçıları meydandaki
yerlerini alıyor. EMK Başkanı Feti Ahmet Deniz bu akşam
sevinci ve heyecanı birlikte yaşayanlardan. Osman Bulut,
söylediği Harput türküleriyle sadece Cumhuriyet Meydanını
değil, bütün Pertek’i ve Perteklilerin gönüllerini
fethediyor. “Kar mı yağmış şu Harput’un başına” ile başlıyor
program, “Pertek’in başında Süpürgeç Dağı” ile “Dersim dört
dağ içinde” ile sürüp gidiyor. Osman Bulut’un nefis konseri
Pertek Belediye Başkanı Kenan Çetin’in bir isteği ile son
buluyor; “Kövenk’in ellerinde…”
Gecenin ikinci sanatçısı sazendeler arasından
Emrah Uysal. O da programına “Iğıkili Zülküf”le başlıyor ve
Kahramanmaraşlı olan Kaymakam Harun Öksüz’e ithafen bir
sürpriz Barak havasıyla bitiriyor; “Merik.”
Saat gecenin yirmi üç sularında biz feribot
üzerinde baraj sularındayız. Elazığ’a dönüyoruz. Bir emekli
avukatın 50–60 yıl önceki Pertek hatıralarını güzelliklerle
taçlandırmış olarak…