06 Haziran 2007
günü yolumuz Tunceli’nin Pertek İlçesine doğru uzanıyor! Yol
arkadaşlarımız arasında emekli Avukat Doğan Özdal, EMK
Başkanı Fethi Ahmet Deniz ve MANAS Yayıncılık Genel
Koordinatörü Şener Bulut!..
Yol
boyunca bin bir düşünce dalgaları beynimde çalkalanıp durdu
dersem yeridir!..
Fırat’ı, sade bir
nehir değil; tarihe ışık tutan ilk medeniyetlerin havzası
olarak biliriz! O devasa GAP projesi kâh hafızalarımıza
Ferhat’ı getirir; Kâh Babil’in asma bahçelerini! Fırat’ın
her damlasında, ‘tevhit lisanı’ vardır. Lütfen bu
coğrafyada, o lisanla konuşalım. Birleyen, derleyen,
toparlayan, kaynaştıran ve uzlaştıran bir ruhla, gönül
tellerimizi titretelim!
Fırat’a, ilk gem
nerede vuruldu; Keban Barajı’nda! Sonrasında Karakaya,
Atatürk Barajları bunları takip etti. Vatan coğrafyasının
talihi/bahtı değişmeye başladı!.. İnşallah daha da
değişecek. Bu coğrafya, ‘altın kusmuğu’ halinde coştukça
coşacak, ufku açıldıkça tarihin seyri değişecek… Sadece bir
bölgenin değil; dünyanın cazibe merkezi haline gelecek bir,
‘enerji santraline’ dönecektir!. Alınan mesafeler ve o
muazzam projeler, Türkiye’mizin ufkunu da giderek
açmaktadır.
Böyle bir coğrafya
üzerinde; tarihi zengin mirasımızla ne kadar
buluşabiliyoruz? Bu soru bile bizleri ürkütmeye yeterli!
Karasu Vadisi ve Murat Vadilerinin o eşsiz, göz alıcı,
tabiat harikası olarak bilinen güzelliği; gönüllere
huzur/ferahlık verir.
İşte, eski tarihi
yolları, köprüleri Keban Baraj Sularının altında kalan Ağın,
Çemişgezek, Pertek, Kemaliye artık; tebessüm eden ışıkları
sulara düşen birer, ‘iskele şehir’ görüntüsünü almıştır.
Tabiatıyla, Murat Vadisi’nde bütün vakarı ile büyük
mutasavvıfların bağrından çıktığı Palu’yu burada yâd
etmeliyiz.
Bizler şahsen, son
30 yıl içerisinde Fırat Havzası’nda çok büyük ekonomik ve
sosyal gelişmeleri beklerken; özelliklede bölgeyi ayağa
kaldıracak yeni projelerle turizmin potansiyel bir güç, bir
cazibe anlayışı haline geleceğine yürekten inanırken, belli
bir kalkınma periyodunu bölgemizde yaşayamadık!.
Fırat Havzası
derken tabiatıyla ilk aklımıza gelen tarihi Harput’tur!.
Harput’un hinterlandı içerisinde yer alan Ağın, Çemişgezek,
Pertek, Kemaliye ve Palu İlçelerimiz öyle inanıyorum ki,
turizm ağırlıklı projelerle bölgesinin cazibe merkezi
konumuna rahatlıkla gelebilirler.
Yarınki yazımda
Pertek ile ilgili birçok konuyu sizlerle inşallah paylaşmak
istiyorum. Bu arada, yakın bir zaman içerisinde kaleme
aldığım, ‘Pertek’ şiiriyle bir katkıda bulunmak istiyorum.
Elâzığ İline 26
km uzaklıkta bulunan Pertek’in tabii güzelliğini birgün
Harput’a ve özelliklede ‘Buzluk Mağarasına’ çıktığınızda;
‘zamanın ihtiyar hali’ olarak da bilinen; bir ikindi vakti
seyrediniz! Dahası mı, Elâzığ’ı nerede ise bir ada haline
getiren Baraj Gölü’nün heybetine de şahit olursunuz!. Baraj
Suyu o kadar deryalaşmış ki, --Feribotla, o suları rüzgârın
tatlı serinliğinde geçmenin bir ayrı zevkini yaşarsınız!
Camii
Kebir Mahallesini gezdiğinizde ki, bu mahallenin; ‘soy
kütüğü’ avukat Doğan Özdal tarafından yayına hazırlanmış
olup; Pertek Kaymakamlığı, Pertek Belediye Başkanlığı, EMK
Başkanlığı ve MANAS yayıncılık tarafından yapılacak çok
güzel bir organizasyonla tanıtımı 16 Haziran 2007 tarihinde
yapılacaktır! Bu mahallenin tarihi izlerini bizlere
buluşturacak böyle bir eserle Pertek gibi, ‘—cennetten bir
köşe’ olarak tarif edilen coğrafyamızın şirin bir İlçesini
daha yakından tanımış olacağız.
Bizleri, bir daha
kendi tarihi kültürümüzle; aile bağlarının o güçlü dinamik
yapısının getirdiği sosyal doku ile buluşturacak bir eser!.
Tabiatıyla bu mahalle denince ilk aklımıza, 1890’lı
tarihlerde Sivastopol Kuşatmasında bulunan Meşhur Serdar-ı
Ekrem Ömer Paşa ve onun tarihi konağı hafızalarımıza gelir.
1937 tarihinin bir
sonbahar mevsiminde, Pertek Gazi Atatürk’ü konuk ediyordu!.
Gazi, bu diyarı; “cennetten bir köşe” olarak tasvir
ediyorlardı. Hozat Çayı üzerinde yapılan Singeç Köprüsünün
açılışı büyüklerin hatıralarıyla nakledilir.
Pertek bir Türk
şehridir. Oğuz ananelerinin Orta Asya’dan taşıyarak
getirdiği, ‘kuş heykeli’ şüphesiz bolluk ve bereketi ve
bunlarla birlikte, ‘hürriyeti’ temsil ediyor olması dikkate
şayandır. Ve Pertek ismini buradan almıştır.
Pertek’te,
Selçuklu kültürünün derin izleri vardır. Kale, han, hamam,
cami, mescit, aş evi gibi birçok Anadolu şehrini süsleyen
kültür mirası, Pertek’e de ayrı bir zevk, estetik katmıştır.
1947 yılına kadar, Elâzığ’ın bir İlçesi olan Pertek, bu
tarihten sonra Tunceli İlimize bağlanmıştır. Munzur’un
heybeti ile kendisini gösteren dağların nasıl omuz omuza
verdiğini görmek ayrı bir çeşnidir. Biz dağlar için ne
demiştik; Yeryüzünün sağlam kazıkları/yükselen sütunları ve
soğuk su depoları!. Her pınar başında, ‘çoban çeşmesinde’
mutlaka Ferhat’ın aşkı dile gelir. Bu duygu ile yazdığım
şiiri siz okurlarımla paylaşmak istiyorum;