Kültür dünyamızın incilerinden biri daha gün yüzüne
çıkarıldı. Mustafa Sabri Efendi. Osmanlı Devleti’nin son
zamanları ile Cumhuriyet Türkiye’sini birlikte yaşama
şansına sahip olan Mustafa Sabri Efendi Divan Edebiyatı’nın
bu coğrafyadaki son halkalarından biridir.
1870 yılında ilim ve kültür kavşağı Harput’ta dünyaya gelen
Mustafa Sabri Efendi; hassas kişiliği, geniş hayal gücü ile
gördüğü ve yaşadığı her durumu ruh süzgecinden geçirerek
şiirleştirmiştir. Beşeri planda sosyal hayata yönelik olarak
yazdığı ilk dönem şiirlerinde daha çok gazel tarzına ağırlık
veren şair, ikinci ve üçüncü safhada yazdığı şiirlerinde
tasavvufa yönelmiştir.
Ey dil ne durursun demidir başla figana
Çün andelibane
Har oldu gülistan-ı visal döndü hazana
Kar yağdı çemene
Kan ağlayın ey didelerim siz bu hale
Her vakt-i seherde
Şimden geri yâd kılınız ol şah-ı hubana
Ay girdi dumana
…
Gamlanma gönül gam geçer Allah kerimdir
Rahman ü rahimdir
Sabri hele sabret er döner elbette zamane
Kalmaz rakibana
Diyerek gönül tellerimizi yerinden oynatan bu gönül adamı,
her ne kadar yazdığı son şiirlerinde bedbinliği, vefasızlığı
seçmişse de hemşerileri, Elazığlı gönül dostları onu
unutmadılar. Ölümünün 50 yılında inceleme ve araştırma
dalında pek çok esere imza atan Dr. M. Naci Onur, Mustafa
Sabri Efendi’nin şiirlerini bir araya getirerek
kitaplaştırdı. Milli kültürün millet bekasındaki önemine
inanan ve kitabı baş tacı olarak gören Manas Yayıncılık da
bu güzel insanın eserini basarak kültür dünyanıza hediye
etti.
Sadece bunlarla da kalınmadı. Her kitabı bir kültür şöleni
ile okuyucusuna takdim eden Manas, ölümünün 50 yılında
Mustafa Sabri Efendi için bir de gece düzenledi. 8 Şubat
2007 tarihinde Elazığ Devlet Korosu Konser Salonu’nda
düzenlenen gece tek kelime ile muhteşemdi.
Elazığ’da kültür ve sanat adına yapılan her harekete kol
kanat geren, kültür çehremize olgunluk, güzellik ve tebessüm
kazandıran Valimiz Muammer Muşmal, bir Elazığ ve Harput
sevdalısı olan Belediye Başkanımız Süleyman Selmanoğlu’nun
yanı sıra ilimizin kültür ve sanatına gönül verenlerin ve
kadirşinas Elazığ halkının yoğun ilgi gösterdiği bu gecede;
vefa vardı, sevda vardı, güzellik vardı; şiir vardı, müzik
vardı.
Gecenin açış konuşmasını yapan Gazeteci-yazar Bedrettin
Keleştimur: “İlkeli bir kültür yürüyüşünü başlatmak için
evlerimizi, kendi tarihimiz, kültürümüz, sanat ve
edebiyatımız, musikimizle buluşturacak eserlerle
donatmalıyız.”, dedi.
MÜSİAD Elazığ şubesi başkanı Avukat İbrahim Gök, kültür
hareketlerinin devamlı takipçisi ve destekçisi olduğunu
belirten konuşmalarından sonra kürsüye Fırat Üniversitesi
Öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Kavas çıktı. Elazığ’ın
Anadolu’nun bir şiir şehri olduğunu, Anadolu kültürünün bu
şehirde billurlaşarak doruklarda yaşatıldığını kendisine has
etkili ve güzel söyleşisi ile ifade etti.
Harputlu Şair Mustafa Sabri Efendi kitabının yazarı Dr. M.
Naci Onur yazmış olduğu kitap ve Mustafa Sabri Efendi’nin
şiir dünyası hakkında bilgi verdi.
Şiirin olduğu, konuşulduğu yerde müzik olmaz olur mu?
Elbette gecede müzik vardı. Şef Hakan Çetinay yönetimindeki
Kültür ve Turizm Bakanlığı Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği
Korosu unutulamayacak güzellikte bir gece yaşattı.
Harput Paşagöçtü peşrevi ile başlayan bu özel konser;
koronun sunduğu “Sinemde Bir Tutuşmuş”, “Ekin Ektim”
eserleri ile devam etti. Solist Filiz Çetinay’ın,
“Hüseynik’ten Çıktım”; Solist Erdal Özer’in “Ahcik”, Solist
Lokman Özdemir’in, “Bir Şuh-i Sitemkâr”; koronun arada
sunduğu, “Yüksek Minarede Kandiller Yanar”; Solist Mehmet
Demir’in, “Kesik Hoyrat”’ı ile gönüllerimizi fetholundu.
“Ey dil ne durursun demidir başla figana” beyiti ile
başlayan Mustafa Sabri efendi’nin müstezat gazelini misafir
sanatçı Nihat Kazazoğlu seslendirdi. Koronun seslendirdiği;
“İndim Yârin Bahçesine”, “Görmedim Âlemde” türkülerinden
sonra Müzik dünyamızın yakından tanıdığı mahalli sanatçı
Paşa Demirbağ sahne aldı. “Zeynep Türküsü”, “İbrahimiye
Gazel” ve “Su İçtim Testiden” eserlerini seslendiren Paşa
Emmi’mize alkışlarımızla: “İyi ki varsın” dedik. Koronun
seslendirdiği “Dağlar Dağımdır Benim” türküsü ile devam eden
konser yine koronun seslendirdiği “Mendilim İşle yolla” adlı
türkü ile sona erdi.
Kültür şöleni, bu şöleni yaşatan gönlü güzele sevdalı
insanlara plaket takdimi ile sona erdi. “Daha nice kitap ve
kültür şölenlerine yolun ve bahtın açık olsun Manas”,
diyoruz.
Kültüre gönül verenlere gelince ne diyelim “Allah razı
olsun” demekten başka.