Kayseri Valisi Sayın Osman Güneş
Hacı Bektaşi Veli Derneğince düzenlenen aşure gününe
katıldı. Protokol usullerine aykırı olarak kendisinden sonra
konuşma yapan dernek başkanı Kenan Akpınar’ın konuşmalarının
siyaset içerik taşıdığını, konuşmasının bir bölümünde de
hükümetin Alevilere baskı yaptığını söylemesi ve törende
İstiklal Marşı okunmamasına tepki göstererek, “ Ben
devletin valisiyim, devleti temsil ediyorum. Devletin
onurunun zedelenmesine müsamaha gösteremem” diyerek tören
alanını haklı olarak terk ettiğini gazetelerden okuyoruz.
Manas yayıncılık tarafından
hazırlanan 12 adet kitabın tanıtılması etkinlikleri arasında
Prof. Dr. Sayın Ahmet Buran’ın hazırladığı Nimri Dede
kitabının tanıtımı da vardı. 05 Mayıs 2006 tarihinde Keban
Kaymakamlığı ve Keban Belediyesinin işbirliği ve ev
sahipliğinde Keban’ın genç ve dinamik kaymakamı Sayın
Hüseyin Çetintaş’ın Keban’ın hakikaket misafirperver ve
güler yüzlü Belediye başkanı Sayın Ramazan Çelik’in,
milletvekilimiz Sayın Abdulbaki Türkoğlu’nun ve büyük bir
vatandaş topluluğunun katılımı ile Keban kapalı spor
salonunda bir tören yapıldı. Saygı duruşunun ardından
İstiklal Marşımızın okunmasından, konuşmacıların etkinlik
hakkındaki sözlerinden sonra Nimri Dede’nin hayatı ve
şiirleri tanıtıldı. Fevkalade kusursuz bir şekilde devam
eden program sonunda Anadolu Alevi ve Bektaşi kültürünün
tanıtma ve yayma derneği başkanı Sayın Ali Çoban kürsüye
geldi.
Sayın Çoban konuşmasında : “Bir
bayrak altında, bu vatan üstünde, asırlardır beraber
yaşanıldığını ve bundan böylede beraber yaşanılacağını
söyledi” Sayın başkan “Bir kitap, bir peygamber inancı
içerisinde olduklarını, alevi ve Sünnilerin her Türk
vatandaşı gibi bu vatanda bir bütün olarak kardeşçe
yaşadıklarını, bu birlik ve beraberliği zedeleyenleri
nefretle kınadıklarını ve böyle bir durumu asla tasvip
etmediklerini” söylediğinde salon alkışlarla Varol, çok yaşa
sloganları ile çınlamış bendenizde bu yaşımla bu söylemleri
ayakta alkışlamıştım.
Sayın Ali Çoban’ı bu güne kadar
yakinen tanımadığıma da işte o zaman üzüldüm. Bu gibi vatan
ve Millet Sevdalılarından da böyle bir konuşma beklenirdi.
Kendisine yakışanda buydu. Aklıselim olmak birleştirici
olmak topluma lokomotif olabilmekte buydu. Biz yaştaki
insanlarımız daha iyi bilirler ki Elazığ’da hiçbir zaman bir
alevi-Sünni ortamı yaratılmamış ve yaratılmasına da
sağduyulu insanlarımız asla izin vermemişlerdir. Her zaman
her zeminde bir takım kendini bilmezler olabilir. Bunlarında
kaala alınmaması lazımdır. Zira bu ülke Alevi’si ile
Sünni’si, kürdü, Çerkez’i ve Laz’ı ile bir bedendeki uzuvlar
gibidirler. Bunlar hiçbir şekilde biri birinden ayrılamaz,
biri birinden koparılamazlar.
Bu fikirde olan hiçbir başkan veya
yönetici dış mihrakların haince oyunlarına gelmez yaşadığı
ülkenin topraklarını bölme gibi senaryolarda yerini alma
gibi ihanetlerde bulunmazlar.
Bir topluluğun bir cemiyetin veya
derneğin çeşitli ihtiyaçları olabilir. Devletinden de bazı
beklentileri olabilir. Bu doğaldır. Ancak hak aramanın da
bazı kuralları vardır. Hak arama her hukuk devletinde olduğu
gibi bizde de yasal yollarda belli çerçevede belli
etkinliklerde aranabilir. Kimileri İstiklal Marşını
okumayarak ve Devletin manevi şahsiyetine uymayan üsluplarla
kimisi de Atatürk’ün işaret buyurduğu gibi Vatanın ve
milletin bölünmez bütünlüğüne sahiplenerek bu istediklerini
dile getirirler. Aradaki farkı ise yüce Türk milleti takdir
eder. Biz de sözlerini ayakta alkışladığımız Sayın Ali
Çoban’ın bu sözlerinin altına imzamızı atıyor, ülkemizin ve
milletimizin bölünmez bütünlüğüne dairi söylem ve
beyanlarını bir kere daha takdir ediyor ve alkışlıyoruz.
Kendisine ve temsil ettiği derneğe
de bu yakışırdı.