Sahiden ne oldu bana. Bir iyice tutulmuşa benziyorum. Sakın,
aşka, sevdaya yormayın bu tutulmuşluğu. Nerede ise seksen
yaşma ayak basıyoruz. Bu yaşta aşk da olmaz, sevda da.
Bizimkisi, bir başka. Bizimkisi, bir başka yorgunluk.
Mayıs 2006. Baştan 4.5.6.günleri bir başka geçiyor. Gene
Elazığ'da kimi dalgalanmalar var. Manas Yayıncılık, bir
büyük atılımla gene öne geçmiş. Bir yılda tam on iki kitap
yayınlamış. Duyulma¬dık kişileri gündeme taşımış. En azından
bir NİMRİ DEDE'yi tanımamıza yardım etmiş. NİMRİ DEDE, bir
Yunus, bir Veysel, Elazığ için.
Keban’ın Nimri köyünde doğmuş, büyümüş ve kendini
kanıtlamış. Ama sesi duyulmamış. Yirmi yıl sonra değerli bir
bilim adamımızın, bir Ahmet Buran'ın bilimsel çalışmalarıyla
bulunmuş ve gündeme taşınmış. Kitabı hazırlamış. Manas da,
diğer on bir kitap gibi bu kitabı da bir özenle bastırarak
yayına sokmuş. Barajı ile ünlenen Keban İlçemiz, bu kez de
NİMRİ DEDE’si ile gündeme gelmiş. Kaymakam, Belediye
Başkanı, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, bir şevk, bir
heyecanla kucaklamış ve de gündeme taşımışlar NİMRİ DEDE’yi
Manas'la birlikte. Bulut, bizim Şener Bulut ve de Bedrettin
Keleştimur, bu tür et kinlikîerin adamı. Onlar, el atmadıkça
hiçbir yaprak da kımıldamaz yerinden. Bir 5 Mayıs günü, yani
eskilerin Bahar Bayramı’nın yapıldığı bir günde Keban’a
gidiyoruz. Günlerden bir cuma günü. Cuma namazını da Yusuf
Ziya Paşa Camii'’nde kılıyoruz. Değerli konuklar var
aramızda. Azerbeycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar’da
ararnızda. Ankara’dan Ali Akbaş, Mevlüt Uluğultekin Yılmaz
da katılmışlar bu güzel etkinlik kervanına. Mevlüt Uluğtekin
Yılmaz açık sözlü, hoş söyleşili bir insan. Öğretmenevi
Lobisi’nde Sivrice Belediye Başkanı Hasan Karabulut'a
"Sevgili başkan, Sivrice'yi kurtarmanız için bir Nimri Dede
bulmanız gerekiyor" demişti. Ne kadar da yerinde bir söz ve
göndermeydi bu. Nimri Dedelerin olduğu yerde bereket vardı.
Hareketlilik vardı. Hazar Şiir Akşamları, nasılsa
Sivrice’nin olmaktan çıkmıştı bir yerde. Bir yıl Bakü’de,
son yıl da Elazığ’da yapılmak suretiyle, bir başka renk
vermişti. Hazar Şiir Akşamları’na. Mevlüt Uluğtekin Yılmaz,
hiç de boş yere konuşan bir insan değildi. Biraz da bu
gerçeği yansıtmaya çalışmıştı herhalde. Tutulmaktan söz
açtık, nerelerde dolaşmaya, nerelerden ses getirmeye
çalıştık. I
Böyle tutulmalar, dostlar baş