Elazığ'ın Keban İlçesi Pınarlar Köyü'nde
yetişen "Aşık Edebiyatı"nın önemli isimlerinden Nimri
Dede'nin (İsmail Dehmen) ölümünün 20. yılı dolayısıyla anma
töreni düzenlendi. Kaymakamlık ve belediye organizasyonuyla
Keban Kapalı Spor Salonu'nda yapılan anma törenine, AK Parti
Elazığ Milletvekili Abdulbaki Türkoğlu, Keban Kaymakamı
Hüseyin Çakırtaş, Keban Belediye Başkanı Ramazan Çelik,
Keban Milli Eğitim Müdürü Mahmut Kesginer, Ağın Belediye
Başkanı Mustafa Yentür, Hankendi Belediye Başkanı Avni
Keskin, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar Rızayev
Resuloğlu, AK Parti İl Başkanı Nurettin Kılıç, MHP İl
Başkanı Faruk Erdem, Genç Parti Merkez İlçe Başkanı Osman
Gür, Halkın Yükselişi Partisi Elazığ İl Başkanı Talat Aksoy,
AK Parti İlçe Başkanı Ömer Kaya, DYP Keban İlçe Başkanı Ömer
Rüzgar, Anadolu Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Yayma
Derneği Genel Başkanı Ali Çoban, gazeteci-yazar Bedrettin
Keleştimur, birçok daire amiri ve yaklaşık bin kişi katıldı.
Belediye tarafından Ağın, Dibekli, Arapkir, Onar, Denizli,
Bayındır, Pınarlar, Taşkesen ve Ulupınar köylerinden anma
törenine gelmek isteyenler için araç çıkarıldı. Saygı
duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda
günün önemine dair konuşmalar yapıldı. AK Parti Elazığ
Milletvekili Abdulbaki Türkoğlu, yaptığı konuşmada, 1977
yılında hacca giden Nimri Dede'nin örnek yaşantısının tüm
Aleviler'e örnek olmasını temenni ederken, Kaymakam Hüseyin
Çakırtaş, "Yöremizin tek ve ilk aşığı olma özelliği
nedeniyle Nimri Dede'nin Aşık Veysel gibi, Elazığ ve
Türkiye'de kendi yerini alacağına inanıyorum" dedi. Belediye
Başkanı Ramazan Çelik ise, Nimri Dede'yi anmanın kendileri
için büyük bir şeref olduğunu ifade ederek, "Nimri Dede,
teklikten, birlikten yana olan büyük bir şahsiyettir. Onu
anmak bizlerin görevidir. Nimri Dede, Tanrı Dağları kadar
Türk, Hira Dağları kadar Müslüman'dır" diye konuştu. Daha
sonra diğer katılımcılar tarafından da birer konuşma
yapıldı. Programda daha sonra Fırat Üniversitesi Fen
Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran'ın
konuşmacı olarak katıldığı bir konferans gerçekleştirildi.
Konferansta Nimri Dede'nin hayatı, şiirleri ve felsefesi,
sinevizyon gösterisi eşliğinde anlatıldı. Konferansta Prof.
Dr. Ahmet Buran; Nimri Dede, hayatı ve eserleriyle ilgili
olarak şunları kaydetti: "Nimri Dede ile 1985'te Keban'ın
Baskil ve Ağın yöresi ağızlarını konu alan yüksek lisans
tezimi hazırlarken tanıştım. O dönemde Nimri Dede'nin
şiirleriyle tanıştım. Nimri Deden'in 1986'da öldüğünü
öğrendim. Yaptığım araştırmada birçok şiirinin olduğunu, bu
şiirlerin eski Osmanlıca ile yazıldığını, oğlu Naki
Dehmen'den öğrendim. Tüm şiirleri Osmanlıca ile yazılmış 19
defterden oluşuyor. Şiirleri Latin Alfabesi'ne çevrilerek üç
bölüm halinde 'Nimri Dede (İsmail Dehmen); hayatı ve
şiirleri' ismiyle 258 sayfa Manas Yayıncılık tarafından
yayınladı. Kitapta Nimri Dede'nin hayatı, aldığı ödüller,
bestelemiş şiirleri, edebi kişiliği, el yazısı ve resimleri
bulunmaktadır. 1950 yılında hacca giden Nimri Dede, dindar
bir insandır. O, Alevilik ile Sünnilik'i birleştiren bir
anlayışa sahiptir. Sünniler'in ibadetlerine 'Evet'
"softalığına" 'Hayır' diyen Dede, Aleviler'in de inancına
'Evet' derken "ibadetsizliklerine" 'Hayır' der. Alevi inanç
ve geleneğine bağlı olan Nimri Dede, bunu çeşitli
şiirlerinde dile getirir. Nimri Dede, coşkun bir mutasavvıf,
cezbeli bir hak aşığı ve tam manasıyla bir 'vahdet-i
vücut'tur. Tanrısı ile öyle hem hal olur ki, bazen sadece
"hal ehlinin" söylenebileceği ve sadece hal ehlinin
söylenmesi durumunda hoş görülebilecek ifadeler kullanır. Bu
tür ifadelerinde söyleyiş ve felsefe olarak, Yunus Emre'den
Hallac-ı Mansur'a, Pir Sultan Abdal'dan Kaygusuz Abdal'a
uzanan gelenek ve anlayışın izleri görülür. Özellikle
bilime, bilgiye değer veren Nimri Dede, 'Her şey bir şeydir,
cahil hiçbir şeydir' der. İnsanlığın en büyük düşmanının
cehalet olduğunu düşünür ve birçok şiirinde bu düşüncesini
dile getirir. Oğlu Naki Bey'in verdiği bilgiye göre Nimri
Dede, her gece saat 3'te kalkar; 5'e kadar zikir eder, namaz
kılar ve daha sonra saz çalarmış. Güzel saz çalan Dede'nin,
sözleri kendisine ait olan bestelerinin bulunduğunu yine
Naki Bey bizlere nakletti. Namaz kılan Dede, özellikle oruç
tutmayı çok sever; Ramazan ve Muharrem oruçlarının yanında
çeşitli özel günlerde de oruç tutarmış. Nimri Dede, büyük
bir vatansever, Cumhuriyet aşığı ve Atatürk hayranıdır.
Kurtuluş Savaşı'nı, onun büyük komutanı Mustafa Kemal
Atatürk'ü ve Kurtuluş Savaşı sonrasında kurulan Türkiye
Cumhuriyeti devletini coşkulu şiirlerle anlatır. Şair, 1973
yılında Konya'da Geleneksel Türkiye Aşıklar Bayramı'nda
Gufrani şiir dalında ödül alıyor. Türkülerinden biri
Abdullah Yüce tarafından, diğeri ise Arif Sağ tarafından
bestelenmiştir. Nimri Dede aşık edebiyatı ile tekke
edebiyatının özelliklerini taşımaktadır. Onda Yunus Emre'den
Karacaoğlan'a, Pir Sultan Abdal'dan Kaygusuz Abdal'a,
Emrah'tan Ruhsatiye geleneksel ve çağdaşı olan Neyzen
Teyfik'ten Mehmet Akife kadar yeni dönem Türk şairlerinin
izlerini görmek mümkündür." Anma etkinlikleri çerçevesinde,
Elazığ Musiki Konservatuvarı Derneği Harput Müziği Korosu
Fethi Ahmet Deniz eşliğinde sunulan yöresel türkülerden
sonra, Anadolu Alevi Bektaşi Kültürünü Tanıtma ve Yayma
Derneği'nce sunulan semah gösterisi ilgiyle izlendi. Alevi
ses sanatçısı Mazlum Bektaş'ın türküleriyle salon coşarken,
Nimri Dede'nin eserlerinin seslendirmesinin ardından plaket
takdimine geçildi. Kaymakamlık ve belediye tarafından Prof.
Dr. Buran'a, Dernek Genel Başkanı Ali Çoban'a, Azerbaycan
Yazarlar Birliği Başkanı Anar Rızayev Resuloğlu'na ve Musiki
Konservatuvarı Derneği Başkanı Fethi Ahmet Deniz'e
katkılarından dolayı plaket verildi.
YORUMLAR:
Seyyid Hemli
Nimri Dede gibi bir şahsiyeti anmak bir erdemliliktir.
Yıllardır horlanan, dışlanan, ezilen ve inancı sapıklıkla
suçlanan bir Alevi dedesini sahiplenmekle yanlışlardan
dönmenin zamanının geldiğini düşünüyorum. Gerek Sünniler,
gerekse Aleviler yapılan yüzyılların hatalarında
arınmalıdırlar. Elmenın iki yarısı olan Alevi ve Sünniler
artık kucaklaşmalı, art niyetli kişilerin oyununa
gelmemelidirler. Ben bir Tuncelili Alevi vatandaş olarak bu
düşünceyi gerçekleştirmek için çalışacağım. Yobazlığa da
dinsizliğe de hayır diyorum. Selam ve dua ile...
Gamze Dehmen
Aleviliğin sapıklıkla yan yana gelmesini bir alevi
vatandaşın yazmasını kınıyoruz. Böyle bir düşünce yerine
inanç ve davranışlarınızla topluma doğru örnek olmalısınız.
Nimri Dede'nin sitesinde siyasal propaganda yapmanız hiç hoş
değil gidin meydanlarda yapın propagandanızı.
Nurettin Dehmen
Konu ile ilgili yorum yapan sn.seyyid hemli'ye seslenmek
istiyorum. Nimri Dede gibi bir şahsiyeti anmak bir
erdemliliktir sözünüz ne kadar doğru ise, yıllardır
horlanan, dışlanan, ezilen ve inancı sapıklıkla suçlanan bir
Alevi dedesi olduğunu ifade etmeniz o derece yanlış ve
araştırılmadan ifade edilen bir görüş olduğunu düşünüyorum.
Nimri Dede ile ilgili görüş bildirebilmek için onu,
fikirlerini ve yaşantılarını tanımak gerektiği
kanaatindeyim. İfadenizde sürçü lisan yaptığınızı umarak
birlik beraberlik ve dostluk mesajlarınızı paylaşmak
istiyorum. Saygılarımla.
E.Yahya Duman
Nimri dedeyi bilirdim, duyardım ...ama ilk
defa kayseride terminalde tanıştığım biri, nimri dededen
bahsedince tanımadığımı anladım..onun anlatan kişi bir
öğretim üyesi idi ve onun şiirlerının çok dikkatli
okunduğunda onun gerçek bir müslüman aydını,ilim adamı
olduğunu,tassavvufi boyutta çok derin bir ruh taşıdığını
anlatmıştı.eminimiki yaşasa idi, gerçek kardeşliğin tesisi
için çalışacak vede kendini alevi diye tanımlıyan taassubi
gruplara gerçekleri anlatıp dogmatizmden kurtulmalarına
vesile olacaktı...ayrıca ismail dayı kebanda her dönem saygı
görmüş bir büyüğümüzdü..kebanda aleviler ve sünniler
herzaman kardeşçe yaşadılar ve yaşayacaklar..SELAMLAR
Gülhan Haliloğlu
Nimri Dede, Hoca Ahmet Yesevi'nin ifade ettiği "fakr
ağacı”dır. Fakr ağacının kökü hikmetle hidayet; dalı budağı,
akıl; kokusu şevktir. Dedemizin sözünde, yüzünde, izinde,
közünde, düzünde, sazında hep o kadim hikmetin, aklın ve
şevkin resmedildiğini görürüz. Bu ruh hamurkârlarımızı,
dilimizin bekçilerini, namusumuzun kalelerini unutmamanız;
unutturmamanız kul hakkıdır. Gayretleriniz için teşekkür
ederim.
Furkan Akçay
Ben nimri dedeyi ilk insan olmaya geldim
türküsünde tanıdım. O türküyü ilk arif sağdan dinledim ve
kım yazmış dıye merak ettım araştırdım ve nimri dedenin
yazdığını öğrendım onun yanında diğer şiirlerini de gördüm.
Sözleri çok etkıleyıcı çok ders verıcı ve harbıden çok
anlamlı geldi bana hayatı hakkında fazla bı bılgım yok ama
gerçek bı aşık oldugunu şiirlerinin sözlerınden bellı oluyor
neyse nimri dede sevenlerıne sevgıler allaha emat olun
Murat Tekeli
Fatma Girik ve Kadir İnanır'ın başrollerini
oynadığı YILANLARIN ÖCÜ filmini ilk izlediğimde filmin
müzikleri tüylerimi diken diken yaptı. Arif Sağ'ın muhteşem
bir eseri diye biliyordum türkünün sözlerini. Araştırınca
sözlerinin Nimri Dede adındaki Halk ozanımıza ait olduğunu
öğrendim. Diğer şiirlerinin de bestelenmesi gerektiğini
düşünüyorum. Alevi değilim ama bu saygıdeğer ozanımızın
şiirinin sayesinde tüm alevi kardeşlerimize selam ediyorum
kardeşliğimiz sonsuza dek sürsün.