Manasın bir milli
destan olduğunu hepimiz biliriz. Milli heyecanların, manevi
hassasiyetlerin temsili niteliğindedir manasın kavramı…
Elazığda, bu
patentin kendi manası ile müsemma bir yer var artık.
Elazığlı her aydının bilmesi lazım gelen bir yer. Aslında
ismin ne olduğu da o kadar önemli değil. Gayesi ve idealleri
büyük olan bir mekân… Yine görünmez kahramanlar var. Yüreği
aşk ateşiyle dağlı, gözü mavzer kurşunu gibi sert ve kararlı
yiğitler var… Namus ve sıla borcu gibi nöbeti de karşılıksız
yerine getiren gönül erenleri var. “Delikanlım işaret
aldığın gün atandan, Millet yürüyecek arkandan” parolasıyla
kültür hizmetine talip aydın cengâverlerimiz var… Bir avuç
halk adamı, bir araya geldiler. Gönül sancaklarını alp
ellere teslim ettiler. Akıl istişare toplantıları yaptılar.
Elazığ’ın kültür hizmetlerine talip olduklarını belirttiler.
İşte çok değerli ve organize ruhunun ateşli mimarı Sayın
Şener Bulut bu mana ile karşınızda…
Bu adam nemi
yapıyor? Biliyorum bunu soracaktınız. Her türlü hayırlı
işleri yapıyor galiba..Hayır hayır yanlış anlaşılmasın sakın
“hayır işi “ dediysek. Delikanlı evlendirmiyor yada gelinlik
kız. Nikâhta kıymıyor veya kıydırmıyor. Ya ne yapıyor?
Elazığ’ın hizmet erliğini yapıyor. Elazığ’a kitap
kazandırıyor. Eli kalem tutan herkesi yazmaya zorluyor.
Elazığlı şairlerin, Elazığlı yazarların (her türlü) bol
olmasını arzuluyor. Onların bu konuda kendilerini
yetiştirmelerini istiyor ve bekliyor. Peki ne menfaati var
acaba?diyenleriniz olacaktır elbet….O, hazır potansiyel
enerjinin boşa harcanmamasını istiyor. Elazığ ve Türkiye
için Edebiyat, Şiir, Roman, Musiki gibi kültür mahsullerinin
artmasını, mahalli ve geleneksel kavramlardan başlamak
üzere, Türkiye’yi örten mavi kuşak haritasının çıkarılması
gerektiğini ve bunun da aydın ve gençlerimiz tarafından
sürdürülmesine inandığı için böyle bir mekânı ve bir dizi
çalışmayı insanlarımızın önüne sermiş gözükmektedir.
Bir zamanlar Bab-ı
âlide, Cağal oğlunda önemli edebiyat sohbetleri yapılırdı.
Ben, haspelkader bu toplantılara iştirak etmişlerden
biriyim. Necip Fazıllar, Ahmet Kabaklılar, Osman Yüksel
Serdengeçtiler, Arif Nihat Asyalar’ın bir yerde rahle-i
tedrisinden geçmiş ve bu havayı solumuş bir insanım. Ama,
buna benzer toplantılar, Elazığ da MANAS mekanında da
oluyor. İtiraf etmeliyim ki Manasta yaşanılan, seviyesi çok
yüksek edebi sohbetler bab-ı âli de olmamıştır. Bakınız her
15 günde bir olmak üzere Manas mekânında, konusu hafta
başında belirlenen detaylar, görevliler tarafından
hazırlanılıyor ve belirtilen gün içinde de icra ediliyor. 15
günde bir Cumartesi günleri yapılan bu etkinlikte bütün
yazar, çizer ve şair kadrosu hazır bulunuyor. Programı
yöneten Hadi Önal Bey, konuşma bölümünde ön sözlerini
bitirip o hafta görevlendirilen sunumcuya sözü devrediyor.
Sunumun bitiminde, o günkü belirlenen konu ile alakalı
zorunlu olarak hazırlanmış Şiirler de Şairler tarafından
seslendiriliyor ve 15 gün sonra için bir başka konu
belirlenerek oturum kapanmış oluyor.
Şimdiye kadar iki
konu gündeme gelmişti;
1) Şiir de
Aşk-Sunum Dç Tarık Özcan –Tüm şairlerden şiirler
2) Şiir de Bahar-
Sunum Ögrtmen. Faik Güngör-Tüm şairler
Geçen hafta için
şiirden bir örnek sunarsak alttaki şiir güzel olsa gerek
Bir zulmet
devriydi yıllardan beri Çeker ateşini
çöllerden o gün
Küfür dağlamıştı
gören gözleri Sütanne Halime
yollarda bugün
Sabah-ı mekkenin
açar gülleri Varır Abdullah’ın
evinde düğün
Çocuklar oynardı
mevsim bahardı. Şeker şerbet vardı,
mevsim bahardı