Kofik Elazığ yöresine özgü bir isimdir. Kurutulmuş biber
dolmasına verilen isim olarak bilinir. Şu anda evin bahçeye
bakan balkonunda oturmuş bu satırları yazıyorum. Dün
akşamdan hazırlanan biber dolmalan tellere asılmış, bizi
gözetliyorlar. Ya da biz onları gözetliyoruz. Daha önce
ası¬lanlar epeyce kırmızılaşmış durumdalar. Önceki akşam
oyulup asılanlar ise henüz yeşil ya da sarı durumdalar. Taze
biber dolmasının yanında, bir de kış için hazırlanmış kuru
bibeir dolmaları.. Kofik dediğiniz vakit, önce Harput sonra
da Elazığ'a dönüşmüş Mezre yöresi düşlerinizi vurup geçer:
Sağolsun bizim Hadi Önal kofiği ilk kez şiirle dile getiren,
destanlaştıran kişi olmuştur. Doğan Sever'de bu şiiri
besteleyerek öylesine üne kavuşturmuştur. İki ay kadar önce
Doğan Sever bu besteleri ve yeni ketabı ile gündem
doldurmuştu. Kofik de yeni baştan ünlü olma yolunu bulmuştu.
Evet, bir bu kofiklere bakıyor birde o şiiri ve besteyi
anımsamaya çalışıyorum.
Anımsamak bir yerde de hoş oluyor. İnsana bir başka güzellik
yaşatıyor. Kofik hakkında bazen Ankara'dan, İstanbul’dan.
Elazığlıların yoğun olduğu yerlerden de sesler geliyor. Bir
zamanlar Amerika'dan da gelen sesler vardı. Bizim Yurtbaşılı
Mahmut Efendi'nin oğlu orada bulunduğu yıllarda rahmetli
Şeref Tan'la bazen şiir atışmalarına girer, bu arada kofik
de boy göstermeye başlardı. Bu Mahmut Efendi aynı zamanda
Şener Bulut'un dedesi de oluyordu bildiğim kadarıyla. Eczacı
Akın İzat, Elazığ'dan ayrıldiktan bu yana o güzel fıkralar
da pek anlatılmaz oldular Akın bey, fıkra anlatıcılığı
yönüyle çok farklı bir kişilikti. Hadi Önal kardeşimiz de
kofığe çok ısınmış olmalı ki o güzel şiirini yazmış, Doğan
Sever'de güzellikle onu bestelemişti; Şu anda, bakın
aklımıza neler geldi, nelerden söz etmeye başladık. Kofıkler
ipte ya da telde sallanmaya dursunlar biz de bu satırları
yazmaya çalışıyoruz. Bir yerde, de, yazdan kışı hatırlatmış
bulunuyoruz. Haydi, kofikler kışa selamımız olsun