6 Mayıs 2005 Cuma günü; Elazığ Tarihi bir gün yaşayacak. Bu
Tarihte, İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga, Gümülcine Müftüsü
İbrahim Şerif, Bulgaristan Baş Müftüsü Mustafa Aliş Hacı,
Karadağ Müftüsü Rıfat Fazliç, Romanya Müftü Yardımcısı Murat
Yusuf ve Makedonya’dan Nasir Recepi, Elazığ’da olacaklar.
Bu tarihte, Atatürk Kültür
Merkezi’nde; “Balkanlarda İslâm..” paneli yapılacak.
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün
Oturum Başkanlığını yapacağı bu panelde, Balkanlar ilmek
ilmek işlenecek!..
Günışığı Gazetesi’nin tarihle
bütünleşen ve güzel şehrimiz Elâzığ’ın ödülü olarak kabul
gören ‘2. Türkiye ve Türk Dünyası Ödülleri..’ nezih bir
törenle sahiplerini bulacak!..
İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ve Gümülcine
Müftüsü İbrahim Şerif’e ödülleri büyük bir titizlikle
hazırlanan, ‘gerekçeli kararı..’ ile birlikte verilecek.
Günışığı Gazetesi tarihi bir
misyonu ifa ediyor. 2003 Tarihinin 6 Mayıs’ında, Harput
Hükümdarı Belek Gazi’nin şahadetinin 879. yıldönümünde
anılmış: Harput, Ata Yurt ile Ana Yurdun buluşturan şehir
olarak tanımlanmıştı. Zaman ve perde öylesine güzel
aralanıyor ki, 2004 yılında, Türk Dünyası Devlet Adamı
Hizmet Ödülü’nün 1.’si KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Denktaş’a,
makamlarında düzenlenen bir törenle veriliyordu. Bu ödül,
Ata Yurt ile Yavru Vatanı Buluşturan bir gönül yangını!..
Olarak tanımlanıyordu.
Balkanlar, Evlad-ı Fatihan Yurdu
bilinir. Ana ve Evlat arasındaki sıcaklıkta ne vardır;
şefkat ve merhamet!.. Ve, bu ödülle kurulan köprünün ne
kadar sağlam, ne kadar sıcak bir duyguya sahip olduğunu
sizler düşünün!.. Bu toprakları fetheden ruha ne dedik;
Gaziyan-ı Rum, Baciyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum!.
Kökü derinlere giden efsanevi bir mazi. Ve, bizleri kendi
tarihimizle, kendi hukukumuzla, kendi hatıralarımızla
buluşturan bir şuur fırtınası!.. Prof. Dr. Turan Yazgan,
“Her şey güvene, maneviyata, inanca bağlıdır. Ama bunların
milli menfaatler ve milli değerler yönünde oluşması şarttır.
Bütün bunları düşündüğümüzde Anadolu’nun göbeğinden Türk
milletinin ortak sesini dillendiren Elazığ’dan yükselen
çağrıya sevinmemek elde değil” Bu duygu bizleri öylesine
kamçılıyor ki, bir milletin haklı davasında duruşumuzu
belirliyor.
Bu ödül töreninde şunu gayet iyi
görecek ve yorumlama imkânına sahip olacağız;
--Müslüman Türk’ün tarihinde asil bir duruş,
adil bir yüz, nurani bir tavrı göreceksiniz. Türk’ün
tarihinde fetih öyle bir şuur ki, öncelikle vicdani ve kalbi
hasletlerle gönüller fethedilmiş... Bugün Balkanlarda mevcut
binlerle ifade edilen tarihi eserler toprağın örtüsünde bu
milletin bıraktığı silinmez izlerdir, hatıralardır. Gün
gelecek, zaman olacak; o hatıralar tekrar filizlenecektir.