BİRLİĞE, DİRLİĞE,
DİRİLİĞE MAYA
HAZAR ŞİİR AKŞAMLARI
Aynı kökten gelen, aynı dili konuşan kardeş Türk
devletlerinin ve topluluklarının gönül erenlerini
kucaklaştıran Hazar Şiir Akşamları’nın bu yıl 15.si
gerçekleştirildi. Orta Asya’dan Balkanlara uzanan geniş Türk
coğrafyasının kalbi yine Hazar’ın serin sularında attı.
Hazar Şiir Akşamları yine, 25, 26, 27 Ekim 2008 tarihlerinde
elmas güzelliği ile göz kamaştırdı, sözün özü ile de gönül
okşadı; yüz yılların bir büyük hasretini, bir büyük özlemini
gidermenin mutluluğunu yaşadı, yaşattı.
Türk dünyasını Hazarların arasında kurulan sevgi köprüsünde
buluşturan bu uzun soluklu kültür etkinliği öylesine
anlamlı, öylesine muhteşemdi ki sözün gücü sergilenen
güzellikleri anlatmaya yetersiz kaldı.
Türk Dünyasını ortak kültür değerler etrafında buluşturmak,
kaynaştırmak; hızla gelişen ve değişen dünya dengeleri
karşısında ortak tarih, kültür ve birlik şuuru oluşturmak
gibi kutsal bir amaca yürüyen Hazar Şiir Akşamları, her yıl
hizmetleri ile bayraklaşan bir Türk büyüğünün anısına veya
onuruna yapılmaktadır. Bu yıl Hazar Şiir Akşamları bütün
dünyanın yakından tanıdığı, eserleri 157 dile çevrilen
"Kültürel ve manevî değerler yaşatıldıkça dünya barışı
ayakta kalacak.”diyerek insani değerlerin hızlı bir biçimde
aşınmasına rağmen dünyanın geleceğinden umutlu ünlü
Türk-Kırgız yazar Cengiz Aytmatov onuruna düzenlenmişti.
15. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, bir gün önce hilali
yıldızla bütünleştiren yüz yirmi bin kişinin, aynı yürek ve
aynı imanla: “Şehitler ölmez vatan bölünmez” nidaları ile
bir büyük birlikteliği haykırdığı belediye eski binasının
önünde mehteran eşliğindeki yürüyüşüyle başladı. Devlet
protokolünün; gönül ve fikir dünyasının sesi olan şair,
yazar ve düşünürlerin; yarınlarımız olan öğrencilerin ve
dünyada pek çok bayram gördüğünü ama hiç birinin Elazığ'daki
kadar içten olmadığını ifade eden ünlü yazar Cengiz
Aytmatov’un, Şiirin şehri Elazığ’ın kadirşinas halkının
katılımları ile gerçekleşen yürüyüş, Elazığ Öğretmen Evinin
önünde son buldu.
Burada yapılan törende Elazığlı şairler adına Nazım Payam
konuştu.“Kerkük’ten geliyorum / alnı kan, şakağı kan /
Sormayın kavim kardaş / Kaç yara taşıyorum / Elimden düştü
kılıç, elimden düştü kalkan / Kollarımla savaştım / Hala da
yaşıyorum.” Diyen Kerküklü şair Mehmet Ömer Kazancı’nın
konuşması da oldukça etkileyiciydi. Belediye Başkanı
Süleyman Selmanoğlu, Hazar Şiir Akşamları’na ev sahipliği
yapmanın mutluluğunu dile getirdi.Elazığ Belediyesi Mehter
Takımı'nın verdiği kısa konserin ardından kürsüye gelen Vali
Muşmal da Türk dünyasının ortak yazarı ve şairi Cengiz
Aytmatov'u, Elazığ'ın fahri hemşerisi ilan etti Törene
damgasını, “Burasını Türk halkının manevi azlığı olarak
görüyorum. Şu anda mutluluğun zirvesini yakaladım. Rabbim
bana ömür verirse her yıl Elazığ'a gelmeyi düşünüyorum." ,
diyen Cengiz Aytmatov vurdu.
Aynı gün öğleden sonra, Elazığ Belediyesi’nin Cumhuriyet
Mahallesi’nde yaptığı ve yaşayan en büyük Türk yazarı Cengiz
Aytmatov adının verildiği parkın açılış töreni vardı.
Park açılışının ardından, "Yıldırım Sesli Manasçı: Aytmatov"
başlıklı açıkoturum gerçekleştirildi. Oturum Başkanlığını:
Servet Kabaklı’nın yaptığı; Atatürk Dil Tarih Yüksek Kurumu
Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural, Muhtar Şahanov, Sabir
Rüstemhanlı, Prof. Dr. Ahmet Buran, Prof. Dr. Ramazan
Korkmaz, Yahya Akengin’in konuşmacı olarak katıldıkları
açıkoturumda Cengiz Aytmatov çeşitli yönleri ile
değerlendirildi.
Uzun geçmişi, gönlü Hazarlar kadar engin Şener Bulut
başkanlığındaki tecrübeli mutfak elemanları ile doğrusu
Hazar Şiir Akşamları’nın programı mükemmel hazırlanmış,
Zamanın akışı içerisine pek çok etkinlik sığdırılmıştı.
Yoğundu, yorucuydu; ama zevkli ve dolu doluydu.
Türk dünyasının mümtaz şahsiyetlerine bir şükran ifadesi
olarak 2003 yılından bu yana hizmetlerinin karşılığı “Türk
Dünyası Hizmet Ödülü” verilmekteydi. Bu anlamlı ödül 2003
yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş’a, 2004 yılında İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’e, 2005 yılında ise
Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’e
verilmişti.
2006 yılı Türk Dünyası Hizmet Ödülü, Türk dünyasını
uyandırma, aydınlatma, ortak bir dil ve edebiyatta
buluşturma gayretlerinden dolayı Türk-Kırgız yazar Cengiz
Ayıtmatov’undu.
Türk milletinin tarih boyunca kazandığı siyasi, sosyal,
kültürel, ahlakî, edebî kısaca bütün maddi ve manevi
zenginliğini eserlerinde yansıtan; zaman, mekân ve siyasi
sınırları aşıp Türk dünyasını ortak bir tarih ve kimlik
bilinci etrafında birleştirme gayreti içerisinde olan;
ayrıca ortak bir dünyalılık bilinci oluşturarak insanı
mankurtlaştırmaya karşı uyaran çalışmalarından dolayı Cengiz
Ayıtmatov bu ödüle layık görülmüştü. Ödülün verileceği 25
Ekim akşamı Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi tıklım
tıklım doluydu.
Atandığı günden itibaren şiirin şehri Elazığ’ı hep aydınlığa
taşıma gayreti içerisinde olan Vali Muammer Muşmal, Cengiz
Ayıtmatov’un Kırgızistan`ın bozkırlarında yeşeren ve sonra
tüm dünyayı aydınlatan bir kişi olduğunu daha uzun yıllar
kendi ülkesine, Türk dünyasına ve insanlığa büyük hizmet
edeceğine inandığını kaydetti. Vali Muşmal, konuşmalarını
Ziya Gökalp`in, “Deme bana Oğuz, Kayı, Osmanlı. Türküm bu ad
her unvandan üstündür. Yoktur Kırgız, Nogay, Kazanlı. Türk
Milleti bir bölünmez bütündür” sözleriyle tamamladı.
“Türk Dünyası Hizmet Ödülü’nü Elazığ Valisi Muammer
Muşmal’ın elinden alan destan gönüllü yazar Cengiz Ayıtmatov
da yaptığı konuşmada: "Sağlığım el verirse yeniden kitap
yazacağım, bu hayalim gerçekleşirse kendimi Elazığlı gibi
hissedeceğim. Bu değerli ödülü bana layık gördüğünüz için
sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Sözlerini: “Elazığ`a
gelen tüm insanlar yeniden kan, yeniden can, yeniden ruh
bulsun, yeniden hayata kavuşsun ve yeniden edebiyata gönül
versin. Tek dileğim budur” cümleleri ile bitirdi. Dünyanın
yaşayan en büyük ozanına daha sonra Fırat Üniversitesi
tarafından fahri doktora unvanı, Türk Edebiyatı Vakfı
tarafından da şükran plâketi verildi. Issık Göl’den Hazar’a
Türk’üz Türkü Çağırırız konser programına ünlü Manasçı
Urkash Mambetalie renk kattı.
Cumhuriyet Bayramı öncesi gerçekleştirilen ve Orta Asya’dan
Balkanlar’a uzanan büyük Türk coğrafyasının her köşesinden
büyük bir rüyayı gerçekleştirmek üzere gelen erlerinin
katıldığı bu muhteşem toyda, sıra gönülleri birlik, dirlik
ve dirilik için çarpanlarla geleceği kucaklayacak gençleri
buluşturmaya, tanıştırmaya, kucaklaştırmaya gelmişti.
İşte bu düşünceden hareketle 26 Ekim günü aynı zaman
diliminde 15 ayrı mekânda yurt dışından ve yurt içerisinden
gelen şairler, düşünce dünyamızı süsleyen fikir adamları
gençlerle buluşturuldu.
“Şairin Gönül Dünyası” adı verilen; katılımcı şairleri,
gençlerle buluşturan, tanıştıran, kaynaştıran açıkoturumlar
gerek şairler gerekse açıkoturumu izleyen öğretmen ve
gençler için oldukça faydalı, verimli ve amacına uygundu.
Fırat Televizyonu Konferans Salonunda Oturum Başkanlığını
Prof. Dr. Sadık Tural’ın yaptığı “Şairin Gönül Dünyası’nın
konuk şairleri Bahaettin Karakoç, Abdyldazhan Akmataliyev
ile Urkash Mambetaliev idi.
Oturum Başkanlığını İsa Kocakaplan’ın yaptığı açıkoturum,
Elazığ Öğretmen Evi Salonunda gerçekleşti. Bu oturumda
Kerküklü şair Mehmet Ömer Kazancı ile İmdat Avşar
konuşmacıydılar.
Başkanlığını Kardeş Kalemler Dergisi’nin sahibi Yakup
Deliömeroğlu’nun yaptığı açıkoturum Merkez Anadolu
Lisesi’nde gerçekleştirildi. Ali Akbaş ile Muhtar Şahanov
katıldıkları bu oturumda gönül gözleri ile gördüklerini
anlattılar.
Ahmet Kabaklı Anadolu Öğretmen Lisesi’nde “Şairin Gönül
Dünyası” oturumunun Başkanı Fırat Üniversitesi öğretim üyesi
Prof. Dr. Esma Şimşek’ti. Sabir Rüstemhanlı ve Serhat
Kabaklı bu oturumun misafir şairleri idiler.
Oturum başkanlığını Dr. Ahmet Tevfik Ozan yaptığı ve
Bahtiyar Aslan, Oraz Yağmur, Berika Küçük’ün katıldıkları
“Şairin Gönül Dünyası” Sıdıka Avar Kız Meslek Lisesinde
gerçekleştirildi.
Yahya Akengin, Fatima Abdalova’nın şair olarak katıldıkları
oturumun başkanı Dr. M. Naci Onur’du. Bu etkinlik de Özel
Harput Okulları’nın geleceğe umut taşıyan öğrencileri
içindi.
Oturum Başkanlığını Gazeteci- Yazar Şükrü Kacar’ın yaptığı
Şeref Bilsel, Mehmet Bütüç’ün şair olarak katıldığı
açıkoturum için seçilen mekân Özel Bilgem Okulları idi.
Şairlerimiz bu okulumuzda da gönül gözleri ile konuştular.
Yrd. Doç. Dr. Nadir İlhan’ın oturum başkanlığını yaptığı ve
Bauırjan Jakıp, Abdullah Satoğlu’nun şair olarak
katıldıkları bir başka etkinlik Yavuz Selim Lisesi’nde
gerçekleşti. Kaya Karakaya Fen Lisesi’ndeki “Şairin Gönül
Dünyası” nın oturum Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ercan Aklaya idi.
Bu oturumda da Zinnur Hösniyar ile Rıdvan Çongur şiir ve
gönül dünyalarını anlattılar.
Oturum başkanlığını Yrd. Doç. Dr. Tarık Özcan yaptığı Sabri
İbrahim Alagöz, Cenk Gündoğdu şair olarak katıldıkları bir
başka etkinlik Devlet Korosu Salonu’nda Korgeneral Hulusi
Sayın Lisesi öğrencilerinin katılımları ile
gerçekleştirildi.
Gazi Lisesi öğrencilerinin doldurduğu Edibe Can Konferans
Salonu’ndaki oturumun başkanı R. Mithat Yılmaz’dı. Bu
oturuma da Cengiz Alioğlu, Ali Ayçil katıldı.
Oturum başkanlığını Doç. Dr. Ahat Üstüner yaptığı Biba
İsmail ile Günerkan Aydoğmuş’un şair olarak katıldıkları
“Şairin Gönül Dünyası” açıkoturumu için seçilen yer Balak
Gazi Lisesi idi.
Şairin Gönül Dünyası’nın 13.sü Ticaret ve İletişim
Lisesi’nde gerçekleştirildi. Başkanlığını Hadi Önal’ın
yaptığı açıkoturumun şairleri Bayram Durbilmez ile Kubilay
Beliğ idi.
Beşir Ayvazoğlu’nun “Türkçe’nin İmkânları ve Geleceği”
konulu konferansı için seçilen mekân Fırat Üniversitesi
Bahaettin Ögel Salonu idi.
Öğlenden sonra düzenlenen ve Devlet Korosu Salonu’nda
gerçekleştirilen son etkinlik Fırat Üniversitesi öğretim
üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran’nın uzun çalışmalar sonucu
yazmış oldukları “Kurşunlanan Türkoloji” adını verdikleri
kitabın tanıtım toplantısı idi.
Yorgun bir günün akşamında doğrusu şairlerimiz iyi bir
dinlenmeyi hak etmişlerdi. Elazığ Musiki Konservatuarı
Derneği ise oldukça iyi hazırlanmıştı. Dernek, Harput
Kürsübaşı Programı ile misafirlerine tatlı saatler yaşattı.
VE AKŞAM
Sıra; gizemini, gücünü ve coşkusunu aklın rüya âleminden
koparıp duygu suyunda yuduğu kelimelerden alan; yürekleri
sevdayla çarpan iç dünyamızın mimarlarındaydı.
Sıra; düşlerdeki sevdaya, yüreklerdeki özleme, aşklara,
tutkulara mısraları ile can veren sevgiye susayanlara duygu
pınarlarından bıkmadan usanmadan su taşıyan Yunus gönüllü,
gül yüzlü şairlerdeydi.
Sıra; Kırgızistanlı Abdyldazhan Akmataliyev ile Fatima
Abdalova, Kazakistanlı Muhtar Şahanov ile Bauırjan Jakıp,
Türkmenistanlı Oraz Yağmur, Makedonyalı Biba İsmail,
Tataristanlı Zinnur Hösniyar, Azerbaycanlı Sabir Rüstemhanlı
ile Cengiz Alioğlu, Kerküklü Mehmet Ömer Kazancı,
Bulgaristanlı Sabri İbrahim Alagöz, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nden Kubilay Beliğ, Kosovalı Mehmet Bütüç’teydi.
Sıra; ülkemizin dört bir yanından gelen şiirin sultanları:
Bahaettin Karakoç, Yahya Akengin, Ali Akbaş, Abdullah
Satoğlu, Şeref Bilsel, Avni Doğan, Bayram Durbilmez, Serhat
Kabaklı, Ali Ayçil, Cenk Gündoğdu, Bahtiyar Aslan ve İmdat
Avşar’daydı.
Sıra; Dile gel Harput’um, duyulsun sesin / Sen Anadolu’mun
nur beldesisin / Asırlar, ayakta alkışlar seni / Sen, öz
kültürümün abidesisin diyen Elazığlı gönül dostları Tarık
Özcan, Hadi Önal, Tamer Kavuran, Ömer Kazazoğlu, M. Faik
Güngör, M. Şükrü Baş’taydı.
…
Türk Edebiyatı Dergisi, Kardeş Kalemler Dergisi, Erciyes
Dergisi, Bizim Külliye Dergisi, Ada Dergisi, Çemen Dergisi,
Mavi Dergisi, Kümbet Dergisi, Berceste Dergisi, Yüzakı
Dergisi, Akpınar Dergisi, Yeniden Diriliş Dergisi, Cümle
Dergisi, Bizim Ece Dergisi, Alkış Dergisi’ne de ev sahipliği
yapan 15. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları’nın kapanış
töreni de muhteşem oldu.
Katılımcılar, plaketlerini Elazığ Valisi Muammer Muşmal’dan
aldılar. Gecede yapılan duygulu konuşmaların ardından sahne
alan Elazığ’ımızın yetiştirdiği sazın ve sözün üstadı Esat
Kabaklı, verdiği muhteşem konserle çoştu; çoşturdu. Sevgili
Esat; “Bu oyun hiç bitmesin, bu ateş hiç sönmesin, Birlik
ruhu tutuşsun bizim “Çaydaçıra"dan” dedi, dedirtti.
Büyük Türk milletinin birliği, dirliği ve diriliği için yola
çıkan bu büyük ve kutsal kervana katılanlara, emeği
geçenlere Elazığ adına, Türk dünyası adına binlerce
teşekkürler.