Asrın büyük mütefekkiri
diyebileceğimiz bir kalem!.. Bu milletin milli hafızasına
sahip çıkan bir kalem!.. Türk’ün dilini ve gönlünü,
inceliğini ve sadeliğini, temiz ve sade aşkını, harsını ve
edebini, asra ve zamana yürüyüşünü bütün eserlerinde;
‘—cihana taşıyan’ mükemmel bir kalem!
Cengiz Aytmatov için bizler
rahatlıkla, ‘—asrın Dede Korkut’u diyebiliriz. Öyle ki, 80
yılını bulan ömrünü bu millete hasretmiş; nerede ise bütün
dillere çevrilen roman ve hikâyelerinde, ‘—kültürün
taşıyıcısı’ görevini nerede ise tek başına omuzlamış asrın
Alp erenidir.
İnancımız ne diyor; “—alimlerin
mürekkebi şehitlerin kanından daha ağır gelir” Cengiz
Aytmatov’u, gönlüm ve yüreğim ‘—asrın alimi’ zamanın yaşayan
bir mütefekkiri olarak selamlıyor!
Evet, Elâzığ o kadar bahtlı bir
şehir ki; bu şehrin son 15 yılını şöyle bir tefekkür ediniz.
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları ve Türk Dünyası Hizmet
Ödülleri vesilesi ile kimler gelmemiş ki!.. Elâzığ, bu
coğrafyanın ‘—yıldızlarına’ öylesine sahiplenmiştir ki,
gönlünü Türklük coğrafyasına ‘—çadır’ etmiştir. Elâzığ’a ve
Elâzığ insanına bu köklü ve duyarlı çalışmalarla; Ata Yurdu-Uluğ
Türkistan daha yakın olmuş; Kırım ve Kerkük nabzımızın atışı
kadar sıcak olmuş; Evlad-ı Fatihan Yurduyla dertleşir olmuş;
Doğu Türkistan rüyalarımızdan hiç mi hiç eksik olmamış!..
Uluslar arası Hazar Şiir
Akşamları ve Türk Dünyası Hizmet Ödülleri; bu milletin
öncelikle kendi değerlerine sahiplenme şuurunu taşıyan çok
ilkeli faaliyetlerdir. Özellikle de, ‘—edebiyat tarihi’
üzerinde çalışmalar yapanlar için çok önemli kaynak bilgiler
önlerine gelmiştir!..
Daha düne kadar kendi yakınındaki
edebi dehalara bile yabancılık çekiyorduk!.. Tarihten
uzaklaşmak, kültürden uzaklaşmak, dilden uzaklaşmak ne
demektir; Bu milletin kendi içinde ve kendi değerlerine
yabancılaşmasıdır.
Elâzığ, bulunduğu coğrafya ve bu
coğrafyanın hareketliliği, diriliği ve canlılığı
sayesindedir ki, son 15 yıl içerisinde yapılan
faaliyetlerle, Türkiye’nin ve Türk Dünyasının ‘—edebi
mahfili’ haline gelmiştir. Şiir, sanat ve edebiyat
dünyasında artık Elâzığ’ın çok önemli bir yeri ve derin
izleri olduğunu söylememiz mümkündür.
1992 yılından itibaren düzenli ve
istikrarlı bir şekilde her biri tanınmış bir ilim, bir irfan
ve bir şairimiz adına yapılan Uluslar arası Hazar Şiir
Akşamlarıyla birlikte; kendi edebi dünyamızın çok güçlü
isimleriyle de bu vesile ile tanış olduk; onların şahsında
kendi tarihimiz, hukukumuz, kültürümüz ve irfanımızla bir
daha buluşma imkanını bulduk. Dile kolay, her Uluslar arası
Hazar Şiir Akşamları tarihe şerh düşülecek bir şekilde,
‘—güldestesi’ yazılı birer kaynak olarak yayınlandı.
1992’lerden bugünlere doğru, Güldestelere şöyle bir
bakıyorum da, ‘—edebi tarihimiz’ 1200 sayfaları bulan bir
büyük kaynak olarak gelecek nesillere aktaracağımız yegane
eser oluvermiş!.. Aynı şekilde, 2003 Tarihinden bugünlere
kadar düzenli bir şekilde, ‘—Elâzığ Şehrinin Ödülü’ olarak
da düşünebileceğimiz, Türk Dünyası Hizmet Ödülleri de,
bizleri üç kıtayı birbirine yaklaştıran tarihi özlemini bu
şehrin güzel ikliminde buluşturmuştur!.. Bu Ödüller vesilesi
ile bu şehir kâh Ata Yurduna, kâh Yavru Vatana, kâh Evlad-ı
Fatihan Yurduna taşınmış! Denktaş’ı, Mehmet Emin Aga’yı,Nursultan
Nazarbayev’i; bu şehir Türk Dünyası Hizmet Ödülleri ile
öylesine derin gönül köprüleri kurdu ki, tarifi imkansız!..
Evet, 25 Ekim 2007 Tarihinde;
Türk Dünyasının dört bir yanından gelecek şairlerimiz,
ediplerimiz ve yazarlarımız Elâzığ’da buluşacaklar. Bu
buluşmanın gönül tahtına bir güzel insan oturacak, Cengiz
Aytmatov!..
Kırgız Türk’ünün bütün edebi
mirası sanki onun eserlerinde, ‘—ruh bulmuş’ Dağlar,
Irmaklar, Göller, Vadiler dile gelmiş; her eserde coğrafya
insanıyla birlikte; onun hal tercümeliğini yapar olmuştur.
Sovyetlerin o katı rejimi bile, Aytmatov’un kalemi
karşısında, ‘—boyun eğmiştir’
Milli Eğitim Bakanlığının
Okullarımızda, ‘—tavsiye ettiği’ ve aralarında; Kutadgu
Bilig, Dede Korkut, Yunus Emre, Mevlana, Evliya Çelebi, Ömer
Seyfettin, Mehmet Akif Ersoy, Yahya Kemal,
Reşat Nuri
Güntekin, Peyami Safa, Necip Fazıl Kısakürek, Âşık Veysel,
Ord. Prof. Dr. Ali Fuat BAŞGİL ile Eflatun, Eflatun, Sadi,
Goethe’nin de yer aldığı bu temel eserler arasında, şüphesiz
ki; bizim için müstesna bir yeri olan eserleriyle Cengiz
Aytmatov’un eserlerinin de olması bu vesile ile bizlere ayrı
bir haz veriyor.
Birçok
Üniversitelerimizde, Cengiz Aytmatov’un eserleri ve hayatı
üzerinde, akademik çalışmalar yapıldığını da biliyoruz.
Belki bunlar arasında en fazla dikkatleri çekeni de, Elâzığ
F.Ü. Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ın
çalışması diyebiliriz. Manas Yayıncılıkta, Cengiz Aytmatov
ile ilgili yapılan bir önemli çalışmayı önümüzdeki günlerde
okuyucusu ile buluşturacak!..
Kırgız
Türk’ü ile birlikte hafızalarınıza tabii olarak, ‘—MANAS’
gelecektir. Yüz binlerle ifade edebileceğimiz o mısralarda
bir milletin, ‘—TARİHİ ÖRGÜSÜ’ bütün esrarıyla sizleri
büyüleyecektir. Kırgız Türk’ünü asra taşıyan bir ruh, bir
gönül insanı olarak da, CENGİZ AYTMATOV’u, Elâzığ’da misafir
etmenin derin hazzını birlikte yaşayacağız. 25-27 Ekim 2007
Tarihlerinde, Elâzığ’da Edebi Sofra kuruluyor. 1980’li
yıllarda bütün bunları hayal bile edemezdik. Nerelerden
nerelere doğru gelmişiz; Yarın, çok kısa bir zaman diliminde
bu ülke, bu coğrafya kim bilir nelerle buluşacak.