Uluslar arası
Hazar Şiir Akşamları bu şehrin en soluklu ve sadece bu şehir
için değil; gönül coğrafyamız için en kalıcı faaliyetleri
arasında yerini aldı!.. Şu aylarda artık bu şehirde şiir ve
sanat dünyası Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarını konuşmaya
başlar!.. Nerede, nasıl, neler yapılacak, bu yıl kimler
gelecek, kimlerin anısına yapılacak gibi bir sürü soru!
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarıyla birlikte, Elâzığ’da
tarihi bir faaliyet daha Türkiye’nin gündeminde yer almaya
başladı; ‘—Türk Dünyası Hizmet Ödülleri’ Dikkat ederseniz,
13.ve 14. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları ile
bütünleşerek zirveye taşınan bir aksiyon faaliyeti haline
geldi; Türk Dünyası Hizmet Ödülleri!..
13.Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Elmas Yıldırım anısına
yapılmıştı! Bu faaliyetin Azerbaycan ile Türkiye arasındaki
bağları nasıl giderek güçlendirdiğini pekâlâ yaşıyoruz!
14.Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarını ise, Kazakistan’ın
‘—milli şairlerinden Magcan Cumabay’ anısına yapılmıştı!
Anadolu’ya gönül vermiş bu şairimizin İstiklâl Savaşımız
için yazdığı, ‘—Uzaktaki Kardeşime’ isimli şiiri, 80 yıl
sonra her iki ülkede tekrar yankılanmaya başladı!
Evet!
Sevgili okurlarım, ‘—Türk Dünyası Hizmet Ödülleri’ bu şehri
kâh Yavru Vatan’a taşıdı; kâh Evlad-ı Fatihan Yurduna
götürdü bizleri Kâh, Ata Yurdumuzla bir daha buluşturdu! Her
birinden doyumsuz tat aldık!
Bu yıl
bir yandan 15.Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarını konuşmaya
başlarken beri tarafta da, Türk Dünyası Hizmet Ödüllerinin
dördüncüsü şekillenmeye başladı!..
Alt
Komisyon yaptığı çalışmalarda, seçici kurula; Türk
Dünyasının hâlihazırda yaşayan büyük yazarı, ‘—Cengiz
Aytmatov’a ödül verilmesi yönünde bir teklifi seçici kurula
götürmeye karar vermiş bulunuyor.
Bu
isim zikredildiği an bile bizleri tatlı bir ürperti aldı!
Cengiz Aytmatov ismi, Kırgız Edebiyatının yaşayan en büyük
roman ve hikâye yazarı! 80 yaşına merdiven dayayan bu
çileli insanı, Türkistan’ın, ‘—yaşayan hafızası’ olarak
biliyoruz! Hayatının bütün çizgilerini eserlerine büyük bir
ustalıkla işlemiştir! O’nun eserlerinde kahraman sadece
insanlar değildir; bir dağdır, bir ovadır, bir akarsudur,
bir attır!
Dünya
durmuyor, gidiyor! İnsanda onunla beraber kol kola vererek
gidiyor! Yolcusuyuz her birimiz bu yolların… Gün geliyor,
ihtiyarlık şafağı kulaklarımızın üzerinde doğuyor! Ne
diyoruz beyler? İnsanda, yaşadığı toprağın/veya coğrafyanın
derin izleri vardır!
O
izlerle yürüyen bir bahtlı kahramandır Cengiz Aytmatov! Ekim
devriminin o sancılı döneminde; ‘—halkından uzaklaşmadı,
insanına daha fazlası ile yakınlaştı’ Bir eğitimci, bir
gözlemci ve bir gazeteci sıfatı ile ülkesini baştanbaşa
dolaştı! Kendisini, geleceğin edebi dünyasına sürekli
hazırladı! Çok önemlidir; Cengiz Aytmatov’da; ‘—geçmiş ile
gelecek yılların kesiştiği bir dünya’ görürüz! Şüphesiz
birbirinden belki de tamamen alakasız ve ilgisiz dünyalardı.
Ama onda, her iki dünyanın ve insan tiplemesinin derin
tahlilleri yerlerini alacaktı. Su gibi berrak, akıcı bir
üslupta yazdığı eserlerde, ‘—eski ile yeninin çatışmasının’
endişeleri yaşanmıştır.
Cengiz
Aytmatov; dönemleriyle ilgili hafıza boşluklarını dolduracak
şekilde sürekli eser veren; en yüksek edebi mahfillerde
temsil görevlerini üstlene, Kırgız Kültürünün can damarı
sayılabilecek, ‘—Manas Destanını’ yorumlayan mizacıyla bir
farklı kişiliğe oturmuş edebi dehadır! Ödüllerle dolu bir
hayat! Tavizsiz, riyasız ve istisnasız bir şekilde kimliğine
sahiplenerek yaptığı yürüyüş! Rusya dışında, birçok
konferanslarda görevler alması!
Manas
hakkında ne diyor yazarımız, ".Kırgız destanları beni çok
etkiledi. Hala da etkiliyor Her eserim bir ucundan bu
destanlara dayanır. Manas Destanı bir milyon mısradan
oluşur. Dört ciltlik bu destan yirmi yılda bir araya
toplanabilmiştir. Bu destanın özü insan duygularıdır.
Tekrarlıyorum her eserim bu Kırgız destanlarına
dayanır....."
“—Gün
Uzar Yüzyıl Olur” eseri müthiştir! Bir şelale gibi dökülür,
en zirvelerden sözün en alası! Sistemin üzerinde etkisini
gösteren bir ses bombası gibidir!
Evet!
Sevgili okurlarım; sistemin en katı döneminde bile bir ışık
gibi dış dünyaya açılan bir önemli parıltıdır, Aytmatov!
Bir büyük coğrafya onun eserlerinde canlanır, dile gelir!
Halen, Kırgızistan’ın büyükelçisi olarak Avrupa’da görev
yapan asrın, ‘—korkut atası’ bu büyük şahsiyet; ‘—Anadolu
Türkçe’sinin bütün Türk Dünyasında konuşulması’ gerektiğini
defalarca vurgulamıştır.
İnsanın ve yaşadığı dönemin röntgenini(filmini) çeken bu
yürekli edip; eserlerinde dikkat edilirse, tabiata ve
hayvanlara bile insan karakteri yükler! Özetle, ‘-
Cengiz Aytmatov yüzyılın en güçlü yazarıdır’
Onun önemli eserleri arasında, “Zorlu Geçit
(1956) ,Yüzyüze 1957),Cemile (1958) ,İlk Öğretmenim (1962)
,Dağlar ve Steplerden Masallar (1963),Elveda, Gülsarı!
(1966),Beyaz Gemi (1970),Selvi Boylum, al yazmalım (1970),Fuji-Yama
(Fuji Dağının Tepesi 1973),Gün
Olur Asra Bedel
(, 1980) ,Darağacı (1988) Dişi kurdun Rüyaları,Toprak
Ana,Küsen bulut”
Belki
yazacak daha çok şeyler var! Şunu ifade etmek isterim ki,
Elâzığ nasip olursa Ekim ayının; ‘—toprağa tohumun atıldığı’
kutlu ayında, bir tarihi dönemi yaşayacaktır.
Azerbaycan ile, Kazakistan ile bu şehrin kurmuş olduğu o
tarihi kültür köprüsü öyle inanıyorum ki, ‘—Cengiz Aytmatov’
daha da perçinlenecektir.
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarının 15.si bu şehirde,
‘—tarihi destanını’ yazacaktır. Kendi coğrafyamı tanımada
bir adım daha atmış olacağım. “—Ey Isık-Göl, Yeryüzünün
Gökyüzü’ne bakan gözü/ Sana sesleniyorum, Ey suları buz
tutmayan göl!”
Seni
bekleyeceğim; dilim, tarihim, fikrim, destanlarımın özge
diyarı Koca Türkistan! O diyarın yaşayan hafızası, ‘—korkut
atası’