Bugün o kadar
kutlu bir anı yaşıyoruz ki, kendimi; --bugünkü
değerlendirmenin verdiği büyük bir zevk ve huşu içerisinde;
Pir-i Türkistan’ı olarak da adlandırılan büyük Türk İslâm
mutasavvıfı Ahmet Yesevi Hazretlerinin huzurunda
hissettim.. Kaderi İlahi ne de güzel tecelli ediyor. Bu
tecelli de, şüphesiz ki; şu şehrin gönül ikliminin saflığı,
duruluğu ve inanmışlığı yatmaktadır.
Evet,
Türk Dünyası
Hizmet Ödüllerinin şekillenmesinde ki manevi hazzı ve o
hazzın verdiği irade bizleri tarihin güzel akışına
götürmektedir.
Geçen yıl, Türk
Dünyası Hizmet Ödüllerinin, Balkan Türklüğünü gündeme
getirmesi konusunda neler yazmıştık;
“Ata Yurdu Orta
Asya, Ana Yurdu Anadolu’da özünden ne varsa büyük
fedakarlıklarla Balkanlara taşımıştır!.. Gaziyan-ı Rum,
Baciyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Abdalan-ı Rum kavramları ilk
defa buralarda kullanmış.. Geleceğinin hoş sedası olarak
isimlendirdiği, Evlad-ı Fatihan Yurdu demiş!.. Türk-İslâm
kültürünün bütün yapı taşlarını görmeniz mümkündür..
14. yy sonları ile
15. yy başlarında tedricen Türk Hâkimiyetine giren
Yunanistan 1828 tarihine kadar 560 yıl Türk toprağı olarak
kalmıştır. Batı Trakya, Meriç Irmağı ile Mesta Irmağı
arasında ki, takriben 8.758 km2 alana sahip coğrafyaya
verilen isimdir.
Kartal
Yuvası’ndan, --Belekçe Bakışlar!. . Ve, o koskoca Fırat’ı
bütün hatıralarıyla kâh Nil’in kardeşi, kâh yeşil Tuna’nın
yay kirişi düşünmek!.. Böyle bir düşünce de, tarihi
hatıralarla ufkunuz açılacak.. Her tarihi mekân sizlere yâr
olacak, tarihi yâd edecektir!..”
Ve, bu yıl Türk
Dünyası Hizmet Ödülünün, ‘--Kazakistan Devlet Başkanı Nur
Sultan Nazarbeyav’a’ verilmesi, gerçekten çok anlamlı!..
Kazakistan ile ilk hafızalara, Büyük İslâm Mutasavvıfı Ahmet
Yesevi hafızalarımıza gelir. Yahya Kemal şöyle der; “Şu
Ahmet Yesevi Kim? Bir araştırın göreceksiniz. Bizim
milliyetimizi asıl O’nda bulacaksınız”
Anadolu’nun
Türkleşmesinde, en önemli rolü oynayanlar, --Ahmet
Yesevi’nin talebeleridir!.. Yunus, o yolun yolcusudur..
Yesevi Dervişleri derler adına, ‘başları açık, ayakları
yalın..’ fütuhat erenleri ki, onlardır; Anadolu’da ve
Rumeli’de Türk varlığını kökleştirenler.. Bir Hacı Bektaş-i
Veli, Ahmet Yesevi talebesidir.. Yeniçeri ocağı onun duası
ile tütmeye başlamıştır.. Sarı Saltuk ki, Balkanların manevi
fatihidir!.. Türk fütuhatındaki ince ruh, gönülleri okşayan
derinlik, doğrudan akla ve vicdanlara hükmeden manevi
tesir!..
Bugün Elâzığ,
tarihi bir görevi yerine getirmenin huzuru içerisinde çok
önemli bir kapıyı aralamış bulunmaktadır. Kendisine yakışan
da budur. İnşallah bugün, tarihin şu karanlık günlerinde;
Uluğ Türkistan’ın kalbi olarak bilinen ve de Oğuz atamızın
başşehri olmuş; Yesi/ veya Türkistan şehrimiz olarak da
adlandırılan; Piri Türkistan, Ahmet Yesevi’nin manevi
ihtiramı ile tekrar bu coğrafya ayağa kalkar!..
Bugün, Ahmet
Yesevi adını taşıyan; Türk-Kazak Üniversitesi binlerce
öğrencinin aynı duygu ve düşünce ortamı etrafında öğrenim
gördüğü bir büyük eğitim kurumudur. Bu kurumun başında kim
var; Ahmet Yesevi davasına kendisini bütünüyle vermiş bir
devlet adamı, Namık Kemal Zeybek!..
Zeybek, Ahmet
Yesevi Hazretlerinin Felsefesini bizlere yedi önemli ilkede
anlatıyorlar;
Birincisi, Allah'a
aşkla yöneliş.
İkincisi, ihlas...
Üçüncüsü, insan
sevgisi.
Dördüncüsü,
hoşgörü...
Beşincisi; kadın
ve erkek eşitliği...
Altıncısı, emek ve
işin kutsallığı.
Yedincisi,
bilim...
Evet, Asya ile
Avrupa arasında en önemli geçiş ülkelerinden birisi olan
Kazakistan, 2.717.000 km2’lik yüzölçümü ile Orta Asya Türk
Dünyasında Nur Sultan Nazarbeyav’ın öncülüğünde çok önemli
rolleri üstlenmiş bulunmaktadır. Bu rollerin en önemlisi
de; Orta Asya Türk Dünyasında; artık makus talihin değişmeye
başlamasıdır.. Şefkat ve merhamet köklerimizin bulunduğu Ata
Yurdunun tekrar dirilişe doğru emin adımlarını atışıdır.
Kazak, kelime
olarak; ‘hür, yiğit, bağımsız, cesur’ anlamlarına geliyor.
Kızıl diktanın, Rus emperyalizminin dağılmasından sonra;
Kazakistan diğer Türkî Cumhuriyetler gibi, 16 Aralık 1991
tarihinde bağımsızlığına kavuşuyor.. Nüfusu, 17 milyonun
üzerindedir.. Bu nüfusun %48’leri Kazak, %34 Rus, %6
Ukraynalı, %4 Alman, %8 diğer uluslardır. 1926–1989 yılları
arasında ki nüfus değişimine şöyle bir baktığımızda; Ruslar
tarafından Kazak Türk’üne ne gibi katliamların ve asimile
politikalarının uygulandığını rahatlıkla görmemiz mümkündür.
Ama bütün menfi şartlar, Kazak Türk’ündeki, hürriyet ve
Türklük ateşini söndürememiştir. Başkentleri, Astana’dır.
Astana, Nur Sultan Nazarbayev tarafından, Türk dünyası ile
sıcak bağların kurulduğu bir merkez durumundadır..
Kazakistan, zengin
yeraltı ve yer üstü kaynaklarıyla geleceğin parlayan yıldızı
olmaya namzettir. Nur Sultan Nazarbayev’in akıllı politikası
sayesinde, ülke kısa zamanda siyasi istikrarını yakalamış ve
bunun neticesinde de, ekonomik iyileşme de tabana yayılmaya
başlamıştır. Ve hızla kalkınma trendini yakalamış
bulunmaktadır.
Kazakistan’da,
eğitim köklüdür. Kazak Lisesinin 1841’lerde açıldığını
düşünecek olursak; modern eğitimde yapılanmanın 165 yılı
aşan bir mazisi olduğunu söylememiz mümkündür. Aynı zamanda,
büyük Türkçü, İsmail Gaspıralı’nın Kazak Türk’ü üzerinde
derin etkileri vardır.
Evet, sevgili
okuyucular; bugün Kazakistan’da; Kazak Devlet Üniversitesi,
Bilimler Akademisi’nin yanı sıra; El-Farabi Üniversitesi ve
Ahmet Yesevi Üniversitesini sayabiliriz. İşte, büyük Türk
düşünürü Ahmet Yesevi Hazretlerinin mezarı da buradadır.
Sovyetlerin Uzay
çalışmalarını yaptığı Baykonur Uzay Merkezi de Kazakistan
Cumhuriyetindedir. Bu apayrı bir stratejik anlam taşır.