Gazeteniz Günışığı çıktığı
tarihten itibaren bütün çalışmalarına, ‘gönlünü koydu..’
Sevdasını verdi!.. Milletleri millet yapan değerler
üzerinde durdu.. Biliyordu, o değerler bu şehrin
çimentosu!.. Akıl, kağıt, mürekkep ve kalem.. Ve,
küheylanları andıran bir nehrin akışı.. O akışa, Kartal
Yuvası’ndan, --Belekçe Bakışlar!. . Ve, o koskoca Fırat’ı
bütün hatıralarıyla kâh Nil’in kardeşi, kâh yeşil Tuna’nın
yay kirişi düşünmek!.. Böyle bir düşünce de, tarihi
hatıralarla ufkunuz açılacak.. Her tarihi mekân sizlere yâr
olacak, tarihi yâd edecektir!..
Günışığı Gazetesi, --bir büyük
sevdaya talip olmuştur!.. O sevdanın doruk noktasında,
--şehrin yüreği olabilmek gibi bir azmi, bir iradeyi ortaya
koyma keyfiyeti vardır..
Belek Gazi projesinde, --bir
milletin kendi tarihiyle buluşması gibi sevda yüklü derin
bir anlamı düşünürüz!.. Bir milli tefekkür bizleri
nerelerden nerelere taşımadı ki?.. Ata Yurttan, Ana Yurda
tarihi Harput’ta buluşturan bir ufuk çalışması daha
sonrasında, “Türk Dünyası Hizmet Ödülü..” ile Ana Vatandan,
Yavru Vatan’a taşıyacaktı.. Denktaş’ın şahsında, Asrın
Çanakkale’si olarak tasavvur edilen Kıbrıs bütün
hatıralarıyla yâd ediliyordu!..
2004 yılı, ‘Türk Dünyası Hizmet
Ödülü..’ bir farklı anlama büründü!.. Şehrin yüreği bu yıl
boyu, --Evlad-ı Fatihân Yurdu için çarpacak!..
Dile kolay, 560 yıl Türk Yurdu
olan,560 yıl hükümran olduğu topraklarda Batı Trakya Türk’ü,
--şimdi garip!.. mazlum ve mağdurları oynuyor!.. Sadece,
hakları ve hukukları değil; --varlıkları inkâr ediliyor!..
6 asır boyunca, adalet, eşitlik, hayır ve hasenat götüren o
nurlu yüz, elbet bizlerden, Anadolu Türk’ünden
yüzgörümlüğünü isteyecek!.. Ecdat topraklarına, onların
bıraktıkları hatıralara sahiplenme şuurunu isteyecektir!..
O şuurun nazende şahsiyetleri
arasında yer alan Dr. Sadık Ahmet’in arkadaşları, seçilmiş
İskeçe Müftüsü 76 yaşındaki Gazi Mehmet Emin Ağa, Azınlık
Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine Seçilmiş Müftüsü
İbrahim Şerif’e, 2004 yılının “Türk Dünyası Hizmet Ödülü”
nün verilmesi elbette anlamlı olacaktır..
Hâk yolunda, kanlarını sebil eden
bir milletin evlatlarıyız!.. Büyük şair ve mütefekkir Yahya
Kemâl ile ilk akla gelen, Evlad-ı Fatihân Yurdudur!.. Meriç
Irmağı ile Teselya arasında kalan vatan coğrafyasına verilen
isimdir, Batı Trakya!.. Bu topraklar, Malazgirt Zaferinin
üzerinden üç asır sonrasında, 1353 Tarihinde, Gazi Süleyman
Şah ve kırk yareniyle Batı Trakya’ya adımlarımızı attık..
14. yy sonları ile 15. yy başlarında tedricen Türk
Hâkimiyetine giren Yunanistan 1828 tarihine kadar Türk
toprağı olarak kalmıştır.
Gümülcine, İskeçe, Dedeağaç,
Sofular, Dimetoka, Selanik, Kavala, Serez, Drama, Karaferya
vs.. buram buram tarih kokan Türk şehirleridir!.. Doğu ve
batı kültürünü kendi nefsinde sindiren bir millet, tarihe
yön vermek istiyorsa; pekâla verecektir, bölgesinde tarihi
tahribatın yapılmasına da mutlaka engel olacaktır!..
Elbette, asırlar boyu hükümrân olduğu topraklarda, --adil
bir yüz isteyecek, bu topraklarda hatıraların ve hafızaların
canlı kalmasının en tabii mücadelesini verecektir!.. Dün,
Dr. Sadık Ahmet’in eşi, Işık Ahmet’e, ödül vererek,
--gönlünün duasını ve yakarışını yapan bu şehir, 2005 Yılı
Türk Dünyası Hizmet Ödülüyle, aynı kalbî alkışı ve duasını
çok anlamlı bir şekilde İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Ağa ile
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’e yapacaktır.