Günışığı Gazetesi / R.Mithat YILMAZ – 18
Şubat 2005
Günışığı
gazetesinin geçen yıl başlattığı ve ilki KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş’a sunulan Türk Dünyası Hizmet Ödülü’nün
bu yıl, Seçilmiş İskeçe Müftüsü Mehmet Emin Aga ile
Batı Trakya Azınlık Danışma Kurulu Başkanı ve Seçilmiş
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif’e verilmesi
kararlaştırıldı.
Batı Trakya yahut Balkanlar
Evlâd-ı Fatihan yurdudur. Bu yurt,
en az 400 sene Türk hâkimiyetinde kalmıştır. O topraklarda
yaşayan soydaşlarımız ise Osmanlı’nın bize yadigârı çileli
kardeşlerimizdir.
Onlardan biri olan M. Emin Aga 1932’de
İskeçe bölgesinin bir köyünde doğdu. Meşakkatli tahsil
hayatının sonunda köyündeki medresede 25 yıl hocalık yaptı.
Yardımcılığında bulunduğu İskeçe Müftüsünün vefatı üzerine
İskeçe Valisi tarafından vekâleten Müftülüğe atandı… Aga, bu
görevi hak etmediğini belirterek en yakın zamanda seçim
yapılması kaydıyla vekâleti yürütmeyi kabul etti.
Yunanlıların, kanunlara aykırı olarak
kendisine asalet vermeleri üzerine durumu protesto
maksadıyla istifa edip evine çekildi.
1990’da 120 camide cemaat tarafından yapılan oylamayla dört
aday arasından İskeçe Müftüsü seçildi. Ancak bir hafta
sonra Valilik tarafından vazifeden alındığı ve yerine başka
birinin atandığı bildirildi. Görevden ayrılmayınca polis
gücüyle atıldı. Bu esnada ağır yaralandı ve tedavi altına
alındı. Bunun üzerine ise Batı Trakya Türkleri protesto
gösterilerine başladı. Yunan polisi cebir kullandı. Türkler
1,5 ay camileri kapatarak protestolarını sürdürdü. Aga
hakkında kamu davası açıldı. 10 aya mahkûm edilen Aga, 6,5
ay içerde yatıktan sonra mide kanaması geçirdi. Geriye kalan
mahkûmiyeti paraya tahvil olunarak serbest bırakıldı.
İbrahim Şerif’e gelince,
o, 1951 yılında Gümülcine’ye bağlı bir köyde doğdu.
İlkokulu kendi köyünde, liseyi Konya İmam Hatip Okulunda
tamamladı. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nü bitirdi ve bu
esnada başladığı İstanbul Hukuk Fakültesi’ndeki tahsilini
son sınıfta yarıda bırakarak Batı Trakya’ya döndü.
Orada Müftülük nezdinde görev aldı, dergi
çıkardı, dernek kurdu. 1985’de Gümülcine Müftülüğünde
sekreter olarak görevlendirildi. Müftünün vefatı üzerine bu
makama tayin edildi; çok geçmeden de bu görevden
uzaklaştırıldı.
O yıllarda Türk azınlığın hak arama
mücadelelerinde ön saflarda yer alan İbrahim Şerif, meclise
bağımsız azınlık milletvekili gönderme çalışmalarına destek
verdi. 1989 seçimlerinde Dr. Sadık
Ahmet ve İsmail Rodoplu ile milletvekilliğine aday oldu.
Ancak bir bahaneyle Dr. Sadık Ahmet’le birlikte adaylıkları
geçersiz sayıldı. Bilahare ise azınlığa “Türk”
demelerinden ötürü 18 ay hapse mahkûm edildiler. 2,5 ay
yattıktan sonra kalan cezaları paraya çevrilerek
salıverildiler.
İbrahim Şerif,
1990 yılı sonunda camilerde halkın % 90 oyunu alarak müftü
seçilmiştir. Birçok ülkedeki konferansta Türk azınlığı
temsil etmiştir. Bu yıllarda “makam gaspı” suçlamasıyla
yeniden mahkemelerde süründürülmüş, 8 ay hapse hüküm
giymiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne müracaat
eden İ. Şerif’i haklı bulan mahkeme Yunan devletinin 10.000
dolar para ödemesine karar vermiştir. İ. Şerif ise bu
parayı 1999’daki Atina depremzedelerine bağışlamıştır. Bu
dava, bugün Yunan Hukuk Fakültelerinde “İbrahim Şerif
Davası” adıyla öğrencilere ders olarak okutulmaktadır.
2003 yılından beri Müftülük görevine devam
eden İbrahim Şerif hâlen Mihenk dergisinin genel yayın
yönetmenliğini de yapmaktadır.
Görüyorsunuz değil mi; Günışığı, böyle bir
ödülü bu iki mücadele adamına vermekle ne kadar isabet
etmiş!.. Batı Trakya Türkü,
yıllardan beri görülmemiş bir zulüm altında inlemektedir.
Çok değil, on gün kadar önceBatı Trakya’da
Gümülcine’ye bağlı bir köydeki tarihi bir tekke yakılmış,
aynı Gümülcine’de Türklere ait mezarlar tahrip edilmiş,
İskeçe’nin bir köyündeki camiin kapısı kırılmıştır.
Yine bir ay kadar önce
İskeçe’de, tabelasında “Türk” sözü geçtiği için
Türklerin kurduğu bir dernek mahkemece kapatılmıştır.
Sebebiyse, Yunanistan’da Lozan’a göre “Türk” yokmuş da
“Müslüman azınlık” varmış!... Bu yüzden de Yunanistan’da
yaşayan Türkler, kendi dillerinde eğitim yapamıyor;
inançlarına ve siyasi haklarına yapılan saldırılar
senelerdir devam edip gidiyor.
Üstelik bilir misiniz; bu Yunanistan, bir AB
üyesidir ve AB, azınlıklar lehine bizlere Allah’ın günü
olmadık dayatmalarda bulunmaktadır. Hem o kadar ki, bu
ülkede öz be öz Türk olanlara dahi “Biz de azınlık haklar
isteriz!..” dedirtecek kadar! Türkiye’yi kendi çıkarları
adına bölüp parçalamayı hedefleyen AB ve ABD, sıra
Yunanistan’a gelince sükûtu seçmektedir. Daha geçenlerde
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Mark Grossman, Heybeliada
Ruhban Okulu’nun açılmasını talep ediyordu. Zahir, yeni
Makarioslar, Athenogoraslar, Yakovoslar yetişsin ve yeniden
–daha çok– Türk kanı döksünler diye…
Şimdi salim kafayla, sağduyu ile düşünüyorum
da, Günışığı bu anlamlı ödülü sırf Yunanistan’a, AB
ülkelerine ve ABD’ye bir reaksiyon açısından da olsa M.
Emin Aga’yla İbrahim Şerif’e vermekle ödüle
lâyık bir iş yapmıştır diyorum.