Değerli okurlar,
dün makalemi yazarken acı bir haberle sarsıldım. Yarım kalan
makalemi bir kenara atıp, ızdırap içinde öylece kala kaldım!
Artık ne diyeceğimi ne yazacağımı bilemiyordum… Siz değerli
okurlarımızın da tanıdığı bir sevgili dostu kaybettiğimiz
haberi bizi şoka soktu…
Evet,Cuma günleri
Günışığı gazetesinde Kültür ve Sanat sayfası hazırlayan
Mustafa Öz artık aramızda yok!.. Genç yaşta (36) böyle bir
dostu ve kültür adamını kaybetmenin derin üzüntüsü ile bu
satırları kaleme aldım. O çok iyi bir müzik sanatçısı
olmasından başka, Edebiyatçılığı, Araştırmacılığı ve
Şairliği ile dikkat çekmişti. Gelecek açısından büyük
umutlar vadediyordu.
Sevgili Öz, şimdi
bizi bırakıp gitmenin zamanımıydı!.. Senin önünde çok daha
güzel ufuklar vardı! Yaşın ne idi ki daha senin… Yeni meyve
vermeye başlamıştın. Artık Günışığı Cuma günleri Mustafa
Öz’süz çıkacak. Geçen hafta sayfana aldığın Halil Gökkaya’ya
ait “Mezar Taşları” isimli şiir meğerse senin bize bir veda
mesajınmış! Bunu nereden bilebilirdik ki… Evet, o sayfana
daha çok şeyler almışsın ama biz anlayamamışız… Senden sonra
o sayfayı bir kere daha okudum; Serdar Tuncer’den aldığın
şiirin ilk dörtlüğünde, “Ne zaman umrumda ne mekân benim /
Yarından vazgeçtim, dünden vazgeçtim. / Ne bu ömür benim, ne
de can benim. / Ben seni göreli benden vazgeçtim!..”
demişsin. Aslında bu mısralar bir vuslatın habercisiymiş. Ne
yazık bilemedik…
İnsanlara hep
sevgi dolu bakışlarla yaklaşan Mustafa Öz şimdi aramızda
yok! Senin tebessümle odama girişini katiyen unutmayacağım.
O inceliğin, o zarafetin, o saygılı tavrın nasıl unutulur
ki! Ve Mustafa Öz sanıyorum senin öldüğüne aylarca
inanmayacağım. Her an kapıdan içeri girecekmişsin gibi
gelecek… Dedim ya, çok erken terk ettin bizi. Ayrıca Elazığ
senin gidişinle değerli bir müzisyeni, değerli bir kültür
adamını kaybetti.
Sana Yüce
Rabbimden rahmet diliyor, mekânının cennet olması için dua
ediyorum. Bütün sanatçı dostların, ağabeylerin ve senin
arkadaşların seni hiç unutmayacaklar…
(Mustafa Öz’ün
geçen hafta sayfasında yayınladığı Halil Gökkaya’ya ait
şiiri okuyucularıma sunuyorum.)