2007
yılı Mart ayının ilk Haftası’nda, bir bakıma toprağın
dirilişi demekte olan 3. cemrenin düştüğü şu günlerde, MANAS
Yayıncılıkta, Elazığ’ın sanat, edebiyat ve yazarları ile bir
aradayız. Türk Edebiyatı Dergisinin 35. yıldönümünü
tartışmaya açarken; rahmetli Ahmet Kabaklı Hocamızı bu
vesile ile bir daha rahmetle anıyoruz.
MANAS’ın sıcak havasında
hararetli bir edebi tartışmaya şahit olduğumuz bu edebi
mahfilde; Prof. Dr. İbrahim Kavas, Prof. Dr. Ahmet Buran,
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Doç. Dr. Tarık Özcan, Dr. Naci
Onur, Hadi Önal, Günerkan Aydoğmuş, Mahir Gürbüz, Necati
Demir, Saim Öztürk, Doğan Özdal, Yrd. Doç. Dr. Hasan Özçam,
Bedrettin Keleştimur, Zekeriya Bican, R. Mithat Yılmaz ve
Lütfi Parlak ve Şener Bulut güzel bir renk kattılar.
Burada sözüme İbrahim süresinden
iki ayetle girmek istiyorum; “Görmedin mi, Allah nasıl bir
misal getirdi: güzel bir sözü(kelime-i tevhidi), kökü(
yerde) sabit, dalları ise gökte olan güzel bir ağaç
gibi(kıldı).”(İbrahim, 24)
“Kötü bir sözün misali ise yerin üstünden
koparılmış, kötü bir ağaca benzer ki onun için bir sebat
yoktur” (İbrahim, 26)
Bu sohbette o kadar güzel şeyler
söylendi ki, ‘—geçmişimizi/veya bir dönemi hayırla yad
ettik’ Tarih önümüzde su gibi aktı! O berrak ve duru
akışta, gönüllerimiz yıkandı! Dile kolay; Bir Edebiyat
Dergisinin fasılasız bir şekilde 35 yıl ciddiyetini,
vakarını ve ağırlığını bozmadan yoluna devam etmesi; 400
sayı gibi ‘—bir edebi külliyeyi’ meydana getirmesi tarihe
şerh düşmemiz gereken önemli bir edebi harekettir.
1982 Tarihli Türk Edebiyatı
Dergisinin Temmuz sayısının yapraklarını çevirmeye
başlıyorum; Kimler yok ki?.. Üstat Sultanüşşuara Necip Fazıl
Kısakürek, ‘—ESSELAM’ şiiriyle okuyucuyu selamlıyor.
Kelimeler üstadın kalemiyle sanki raks ediyor, her satır
nerede ise binbir manaya bürünüyor; “Düşünce iptilam,/
Kelime heyulam./ Lisansız vaveylam; Ne bir harf, ne kelam/
Esselam Esselam!..” Ve Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı,
‘—Nesilleri Aldatmak’ isimli edebi makalesi ile, ‘—edepli
olmamız gerektiğini’ haykırıyor! Derginin sayfalarını
mürekkebinin kokusunu almaya çalışarak çeviriyoruz; Prof.
Dr. Ayhan Songar, Bahtiyar Vahapzade, Gürbüz Azak, Cemil
Meriç, Altan Deliorman, Ahmet Güner... Ve de, Prof. Dr.
İbrahim Kafesoğlu, Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu, İlhan
Bardakçı, Prof. Dr. Mustafa Kafalı’dan oluşan heyetin,
‘tarih tartışması’ Sayfalara devam ediyoruz; N. Yıldırım
Gençosmanoğlu, Dr. Mehmet Doğan, Prof. Dr. Necmettin
Hacıeminoğlu, Doç. Dr. İnci Enginün, Rıza Akdemir ve her
sayısında tabir yerinde ise, ‘—dev gibi’ isimler!
Türk Edebiyatı dendi mi, Şeyhü’l
Muharririn Ahmet Kabaklı aklımıza geliyor! Ahmet Kabaklı ile
birlikte, ‘—Çarşamba Sohbetleri’ Ve Elazığ’ın kültür
iklimini zenginleştiren onlarca faaliyette, bu güzel insanın
eşsiz çabaları! Bir defasında Namık Kemal Zeybek ile
geldiler... Bir defasında, İsa Yusuf Alptekin ile!.. Bir
defasında, ‘—Harput Kültüründen Günümüze Yansımalar’ isimli
panelde, Şemsettin Ünlü, Cahide Dalokay, Prof. Dr. Kerim
Sunguroğlu gibi isimlerle; ‘—dünden bugünlere nefis bir
köprü kurmuşlardı’
Türk Edebiyatı dergisinin
mümkünse, 400 sayısını da ciltler halinde evinize/
kütüphanenize kazandırınız. Türk Edebiyatı Dergisi; ‘—Türk
fikir ve düşünce hayatının’ haysiyet mücadelesini vermiş
çileli bir dergimizdir!
Onlar bir nesildi! Bütün
hayatlarını bu millete, bu coğrafyanın güzel insanına,
‘—feda ettiler’ Bir Ahmet Kabaklı, bir Cemil
Meriç, bir Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ilk yazılarını
Elazığ’da yayınlanmakta olan, ‘—Turan, Elazığ’ gibi günlük
gazetelerde yayınladılar!.. Harput’un Göllübağ’ından
İstanbul’a yürümek; Dahası var, Aydınlar Ocağının
öncülüğünde 20 Vakfın teklifiyle 14 Aralık 1996 tarihinde
İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen muhteşem bir
törenle, ‘Şeyhü’l Muharrir’ unvanıyla taltif edilmesi bu
şehir için unutulmaz bir övünç kaynağı olmuştu!
Elazığ insanı gerçekten bu güzel
insana vefa borcunu ödemekte gecikmedi; Elazığ’da bir
Bulvara, Milli Eğitim bünyesinde bir Okul’a ve F.Ü. Edebiyat
Fakültesi Türk Dili Bölümünde bir sınıfa ismi veriliyordu!
Türk Edebiyatı Vakfı, bir edebi
mahfil olmuştu... Türk Dünyasının müstesna simaları bu çatı
altında toplanmıştı! 35 yıl boyunca, ‘—Bozkır Anadolu’ya
kaynak oldu’ Bir derginin temel politikalarında; ‘—kültürün
nesilden nesle’ taşıyıcısı olduğunu özenle vurguladı! Güzel
Türkçe’mizin bir noktada, ‘—bayraktarlığını’ yaptı..
Türk Edebiyatı
Dergi ve Vakfı olarak, ‘—tarihi ve Edebi bir külliye’ olarak
kabul görmüştür. Ahmet Kabaklı’nın; Alperen, Aşık Edebiyatı,
Mevlana, Çağlara hükmedenler, Devlet Felsefesi,
Divan Edebiyatı,
Ejderha Taşı;, Fuzuli,Temellerin Duruşması, Türk Edebiyatı
Tarihi,Kültür Emperyalizmi, O. Yüksel Serdengeçti’nin;
Akdeniz Hilaldir,Bir nesli nasıl mahvettiler, Bu millet
neden ağlar; Fırat Kızıltuğ’un Açıklamalı Şarkılarımız,
Y.Bülent Bakilerin Aşık Veysel, N.Yıldırım Gençosmanoğlu’nun
Alperenler Destanı, Bozkurtlar Destanı, Destanlar Burcu;
Olcay Yazıcının Çocuklar Vatanında Büyüsün; Ömer
Seyfettin’nin Dedemin Sevdaları(Hikaye Yarışması) ve daha
nice güzide eserler!
Özetle şunu belirtmek isterim;
1971 yılından itibaren rahmetli Şeyhü’l muharririn Ahmet
Kabaklının büyük gayretleri ile çıkmaya başlayan Türk
Edebiyatı Dergisi, 1970’li, 1980’li, 1990’lı yılların
‘—edebi okulu’ olmuştur! Özellikle, bizim neslimiz üzerinde
çok büyük emekleri vardır! Bu dergi bir bakıma, ‘—Anadolu
Dergiciliğine’ mihmandarlık yapmış; onlara en güzel model
olmuştur! Ömer Seyfettin anısına Türk Edebiyatı Dergisinin
öncülüğünde düzenlenen, ‘—hikâye yarışması’ Türk
Hikâyeciliğine layık olduğu taçları giydirmiştir. Türk
Edebiyatı Dergisine daha nice yıl dileklerimizi burada bir
daha yinelerken; başta rahmetli Ahmet Kabaklı olmak üzere,
bu büyük sevdanın gönül erenleri arasında Hakka yürüyenleri
bir daha minnetle anarken, hayatta bulunanlara ise sağlık,
mutluluk ve esenlikler dilerim. MANAS’a, Elazığ sevdasını
omuzlayan dostlarımıza da sabır dolu, şükran dolu nice
yıllar dilerim.