Simav, ‘gümüş
suyu’ anlamına geliyor. Gerçekten de, Anadolu’nun en eski
tarihi beldelerinden birisi olan Simav’ın suları, ‘—gümüş
gibi parlak’ olduğu gibi, insanı da aynı şekilde pak ve
berrak bir yüze/huya sahiptir.
1071
Malazgirt Zaferinin hemen akabinde, 1073 tarihinde, Türkler,
şifalı sularıyla meşhur Yeşil Simav’a girmişlerdir.
Simav,
bizim tarihimizde ‘—şanlı bir yere’ ve de, ‘—abidevi
şahsiyetlere’ sahip Anadolu’nun müstesna köşelerinden
birisidir.
Harput’ta Kürsübaşı, Urfa’da Sıra geceleri olarak bilinen
‘—sanat ve edebiyat meclisleri’ Simav’da, ‘—yaren
meclisleri’ olarak anılır!
11–13
Mayıs Tarihleri arasında yapılan “12. Simav Şairler Şöleni”
Simav tarihinde çok önemli günleri yaşadı, diyebilirim!
Elâzığ Vali Yardımcılığı ve Sivrice Kaymakamlığı
görevlerinden yakından tanıdığımız sanat ve şiir dostu bir
devlet adamı imajını bizlerde bırakan şimdiki Simav
Kaymakamı Samet Ercoşkun öyle inanıyorum ki, Simav’ı kendi
tarihine ve kimliğine yakışır faaliyetlerle bütün
Türkiye’nin gündemine taşıma gayretleri içerisindeler.
Simav
İlçemiz bulunduğu coğrafya itibariyle; Kütahya, Balıkesir,
Manisa, Uşak İllerimizin ‘—kavşak noktasında’ yer alan; bir
sanat ve kültür, bir ilim ve hikmet, bir tarih ve turizm
merkezi hüviyetindedir.
TRT
repertuarlarından da yakından bildiğimiz, ‘—Kadir Efe’nin
Türküsü’ kulaklarımızda yankılandıkça, Simav’a ve bu yörenin
insanına olan sevdamız giderek büyümektedir. “Delhadır
başındayım/ Simav’ın Kaşındayım/ Bana da Kadir Efe derler/
Zeybekler başındayım./ Dumanlı dağlar,/ Karagözlüm ardından
ağlar”
Simav
Şairler Şölenine katılan kadim dostlarımız Şener Bulut, R.
Mithat Yılmaz, Günerkan Aydoğmuş, Hadi Önal bir rüya
âleminden doyumsuz hatıralar gibi anlattılar, Simav
günlerini!
Simav, bütün
Türkiye’nin ‘—Eynal Kaplıcaları’ ile tanıdığı; tarihi
eserleriyle, yeşilin bütün tonlarını üzerinde toplayan
coğrafyamızın nadide köşelerinden biri! Tarihi Fatih
Medreselerinin iz düşümünde, ‘—tarihi Simav şehrini’ ve o
dönemin manevi iklimini kuşatan, Abdullah İlahi, Emir Buhari
gibi şahsiyetlerin toprağa ilk tohumunu serptiği asrının,
‘—eğitim merkezlerini’ görmeniz mümkündür. Ali
Süavi(1839-1878) ismini ilim dünyası gayet yakından
bilirler!..
Kütahya İlimizin batı yakasına düşen Simav, 1867 yılında
Belediye, 1868 tarihinde ise İlçe statüsüne kavuşmuştur.
Türkiye’nin en eski yerleşim merkezlerinden olan Simav
İlçesi, birçok özellikleriyle, Elâzığ İlimize benzer! Nasıl
ki, Milli Mücadele Hareketine destek veren bir şehir olarak
Elâzığ’da; ‘—Doğu Anadolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti’ kurularak
büyük görevler ifa etmişse; Simav’da da, ‘Reddi İlhak’ ismi
altında, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulur ve tarihimizde
derin izler bırakır.
Harput/Elâzığ nasıl ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgemizin, ‘—eğitim merkezi’ hüviyetine sahipse; Simav
İlçemizde, bölgesinin ‘—bir eğitim ve kültür köprüsü’
özelliğini taşır.
Simav’da yapılan 12. Şairler Şöleni kabul etmek gerekirse,
gelecek yılların giderek yıldızı parlayacak, ‘—Hazar Modeli’
bir edebiyat mahfili haline gelecektir.
Simav’ın, ‘—yürekli ve vefakâr’ kaymakamı Samet Ercoşkun’un
böyle bir çığırı açacağına inancım tamdır.
Özellikle de bu edebi sofrada kimler yok ki? Kültürümüzün
kahraman mimarları! Ses ve söz sanatımızın coşkulu ustaları!
Güzel ve zarif Türkçe’mizin sarrafları; Ali Akbaş, Prof. Dr.
İsa Kayacan, Osman Karaaslan, Ahmet Otman, M. Nuri
Parmaksız, İsmet Bora Binatlı, Tuncay Yalın, Servet Kabaklı,
Gani Takmaz, Dilaver Cebeci, Osman Baymak, Dr. Osman Baş,
Abdullah Satoğlu, R. Mithat Yılmaz, Esat Kabaklı, Yusuf
Dursun, Şükrü Kacar, Şener Bulut, Günerkan Aydoğmuş, Hadi
Önal, Ali Akçeken, Gündüz Aydın, Abidin Güneyli, Ali Ziya
Öğütcen, Şaziye Çeliker, Ulviye Savtur Arzu Benlican”
Bu
organizasyonda emeği geçenleri tebrik ediyor; Türkiye’mizin
her köşesinde bu tür edebi sofraların kurulmasını diliyorum.