Tarih: 16 Haziran 2005 cuma
Yer: Elazığ Musiki Konservatuvarı Derneği Naci Sönmez Salonu
Saat: 20.00
Manas / Haber
Manas Yayıncılık olarak, şair Reşat Gündüz’ün Şairler
Kardeştir adlı eserinin tanıtımı için 16 Haziran 2005 Cuma
günü bir toplantı düzenledik. Elazığ Musiki Konservatuvarı
Derneği’nin de destek verdiği program, Elazığ Musiki
Konservatuvarı Derneği Naci Sönmez Salonu’nda saat: 20.00’de
yapıldı.
Yapılan hazırlıklar çerçevesinde yayınevimiz, Şair Reşat
Gündüz tarafından hazırlanan Şairler Kardeştir adlı eser
yayınevimizin kültür eserleri dizisinin (1) numaralı eseri
olarak yayınladı. 100 sayfadan oluşan kitapta şairin 139
şiiri yer aldı
Toplantıya Manas Yayıncılık Yayın Yönetmeni M. Şener Bulut,
Elazığ Musiki Cemiyeti Başkanı Feti Ahmet Deniz, Fırat
Havzası Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bedrettin Keleştimur,
Nurhak Gazetesi Başyazarı Şükrü Kacar, Günışığı Gazetesi
Yazı İşleri Müdürü A. Murat Kuşçubaşı, İstanbul Tarihi Türk
Müziği Korosu Sanatçısı Vasfi Akyol, Fırat Üniversitesi
Devlet Konservatuarı Genel Sekreteri Muzaffer Tan, Elazığ
Musiki Cemiyeti Eski Başkanlarından Nihat Kazazoğlu, Erhan
Aztekin, Doğan Sever, Elazığ Devlet Korosu Sanatçısı Naci
Sönmez, Elazığ Müzesi Eski Müdürü Ülker Ardıçoğlu, mahalli
sanatçı Paşa Demirbağ, Devlet Kitapları Bölge Şefi Günerkan
Aydoğmuş, Şair R. Mithat Yılmaz, Mustafa Öz, Tuncer Sönmez,
Hüseyin Poyraz, Hadi Önal, Berika Küçük, Faik Güngör,
Hüsamettin Septioğlu, Ömer Kazazoğlu, Zekeriya Bican, Avukat
Doğan Özdal, , Edebiyat Öğretmeni Murat Suiçer, Reşat
Gündüz’ün ailesi, yakın arkadaşları ayrıca Musiki Cemiyeti
mensuplarından oluşan bir davetli topluluğu katıldı.
İki bölümden meydana gelen programın birinci bölümünde kitap
hakkında değerlendirmeler yapıldı. Söz alarak kürsüye davet
edilen şair ve yazarlar kitap hakkındaki görüş ve
düşüncelerini dile getirdiler. İkinci bölümde ise şair Reşat
Gündüz’ün kitabı için bir İmza Töreni yapıldı.
Mustafa Öz
Kıymetli büyüklerim; bu akşam Şair Reşat Gündüz için
toplandık. Kendileri “Şairler Kardeştir” adlı bir kitapta
şiirlerini topladı. Manas Yayıncılık’ı böyle bir eseri
vücuda getirdiği için tebrik etmemek mümkün değil. Manas
Yayıncılık, yayın hayatımıza ivme kazandırmıştır. Reşat
Gündüz ağabeyimiz, edebiyatın edepten geldiğini bilerek
hayatta yaşadığımız bütün renkleri duygu, his ve idraki ile
kalemiyle günümüze başarılı bir şekilde yansıtmıştır.
Şiirlerinde günlük olarak yaşadığımız küçük ayrıntıları konu
olarak ele almış ve işlenmiştir. Şiirinin güzelliği de
buradadır.
Âşık, sevdiğini söyleyememiş
Sevdiği kıza.
Kaldırım taşına, özene bezene,
“Seni seviyorum Emine” yazmış…
Şimdi aşk, kaldırım taşına kilitlendi…
Elazığ’da bir bilmece sanki.
Kendisine sağlık ve mutluluklar diliyoruz. Şimdi sizlere
Reşat ağabeyin mütevazı hayatını anlatmak istiyorum:
Alçak gönüllü şahsiyetiyle Elazığ’daki kültür ve sanat
camiasında büyük saygınlık kazanan şair, gençlik yıllarında
dönemin büyük kültür adamları olan İshak Sunguroğlu, Fikret
Memişoğlu, Cenani Dökmeci, Hafız Osman Öge, Niyazi Yıldırım
Gençosmanoğlu ve Ali Rıza Alp gibi şahsiyetlerle dostluklar
kurmuş, onlarla birlikte çeşitli edebî faaliyetlere
katılmıştır.
Şiire çok küçük yaşlarda başlayan Reşat Gündüz onu bir daha
bırakamamış, 1968 yılında “Ufkum” adlı bir “Elazığlı Şairler
Antolojisi” yayınlamıştır. Şiire merakı hâlâ sürmekte olan
şairimiz, yeniden bir atılım yaparak bu defa kendi
şiirlerini “Şairler Kardeştir” adını verdiği bir kitapta
topladı.
1929 yılında Harput’ta doğan Şair Reşat Gündüz,
Kulaksızoğullarından Berber İbrahim’in oğludur. Beş
yaşındayken ailesi Harput’tan Elazığ’a taşınır. Bu taşınmayı
şair hayal meyal hatırlıyor. 1943 yılında ortaokul ikinci
sınıftan tasdikname alarak sınavla Kastamonu Erkek Sanat
Enstitüsü’nün birinci sınıfına yatılı öğrenci olarak girdi.
1947 yılında, Enstitü’nün üçüncü sınıfında iken, okulun
çalışkan öğrencilerinden olduğu için Millî Eğitim
Bakanlığı’nın emri ile Ankara ikinci Erkek Sanat
Enstitüsü’ne gönderildi. 1950 yılında Ankara ikinci Erkek
Sanat Enstitüsü’nün Marangozluk Bölümü’nden mezun oldu.
Zorunlu hizmeti olduğu için 1951 yılında stajyer öğretmen
olarak Malatya Erkek Sanat Enstitüsü’nde göreve başladı.
1956 yılında askerliğini yapmak üzere Ankara Piyade Yedek
Subay Okulu’na girdi. Ancak geçirdiği rahatsızlık
dolayısıyla bir yılı kayboldu. 1957 yılında yeniden Yedek
Subay Okulu’na girdi ve almış olduğu raporla sınıf
değiştirerek Ordu Donatım Yedek Subay Okulu’na geçti. Yedek
Subaylık hizmetini Sivas’ta yaparak 1958 yılında terhis
oldu. Adana Erkek Sanat Ensitüsü’nde atölye öğretmenliği ve
müdür muavinliği yaptı. Bu arada dışarıdan sınava girerek
Adana Akşam Tekniker Okulu’nun İnşaat Bölümü’nden mezun
oldu. Sonradan naklini Elazığ Erkek Sanat Enstitüsü’ne
yaptırdı. İki yıl meslek dersleri ve atölye öğretmenliği
yaptı. 1963 yılında öğretmenlikten ayrıldı. Elazığ Devlet Su
İşleri 9. Bölge Müdürlüğü’nde, İnşaat Fen Memuru olarak yeni
bir göreve başladı. Daha sonra kendi isteğiyle 1978 yılında
emekli oldu.
Reşat Gündüz, Türk kültür hayatının gelişmesi yönünde
Elazığ’da yapılan önemli kültür ve sanat faaliyetlerini
yakından takip etmiş, desteklemiştir. Elazığ Musiki
Konservatuarı Derneği’ne üye olarak bu güzide kuruluşumuzun
büyüyüp gelişmesine katkı sağlamıştır. Çeşitli zamanlarda
Turan gazetesinde, Uluova gazetesinde araştırma ve inceleme
yazıları ve ayrıca şiirleri yayınlanmıştır. Halen edebi
çalışmalarına aktif olarak devam etmekte olan Reşat Gündüz
ailesiyle birlikte mutlu bir hayat sürdürmektedir.
Bu güzel insanımız hakkında katılımcı arkadaşlarım neler
söylemek ister? Ben sırası ile katılımcılara söz vermek
istiyorum. Buyurun Sayın Şükrü Kacar Hocam.
Şükrü Kacar
Şair Reşat Gündüz kardeşimizi ben daha Elazığ Halk Eğitimi
Başkanı iken tanımıştım. Elazığ Erkek Sanat Enstitüsü’nde
görev yapan bir teknik öğretmendi. Talat Gündüz’le kardeş
oluyorlardı. Talat Gündüz Bey kardeşimiz, bir dönemde aynı
okulun müdürlüğünü yapmıştı. Reşat Gündüz o yıllarda yerel
gazetelerde şiir yazıyordu. Sonradan yerel şairlerimizin
bulunduğu “Ufkum” adlı kitabı yayınlamıştı. Ben Elazığ
basınında o günden bugüne köşe yazıları yazdığım için Reşat
Gündüz ve diğer şair hemşerilerimizin hemen hepsini yakından
tanıyordu.
Reşat Gündüz’ü son şiir kitabı “Şairler Kardeştir”
yayınlandıktan sonra bu kitap için Manas Yayıncılık’ın
öncülüğünde Elazığ Musiki Cemiyeti ve Fırat Havzası
Gazeteciler Cemiyeti’yle ortaklaşa düzenledikleri tanıtım
gecesi gerçekten çok hoşuma gittiği gibi Reşat Gündüz’ü de
onurlandırmış bulunmaktadır. Manas Yayıncılık’ın kısa süre
içerisinde kültür etkinliklerine bu değin yön vermesi ve bir
kaç kitabı arka arkaya yayınlamış bulunması gerçekten
başarılı bir hizmet olmuştur. Başta Şener Bulut kardeşimiz
olmak üzere bu onurlu hizmeti ortaklaşa veren bütün
arkadaşlarımı içtenlikle kutluyor, Reşat Gündüz dostuma da
sağlıklı yaşam ve başarılar diliyorum
Mustafa Öz
Sayın Şükrü Kacar Ağabey’e teşekkür ediyorum. Sırada Hüseyin
Poyraz var.
Hüseyin Poyraz
Reşat Gündüz beyi beş yıldır tanıyorum. Reşat Bey şiir
yanında hocalığı, iyi niyetliliğiyle cana yakın bir insan.
Yaşının ilerlemesine rağmen son şiir kitabı olan “Şairler
Kardeştir” sözü çok anlamlı. Şiirleri gerek doğa, gerekse
bazı kişileri hatırlatması memnuniyet vericidir. Şair
dostumu tebrik eder, sağlıklı yıllar dilerim.
Mustafa Öz
Sağ olun Hüseyin Bey, bakalım Şair Faik Güngör neler
söyleyecek.
Faik Güngör
Ben Reşat Gündüz Bey’i Manas’ta tanıdım. Burada Reşat Gündüz
Bey’in üzerimde bıraktığı ilk intibalarımı aktarmak
istiyorum. Onunla konuştukça ve daha sonraları yayına
hazırladığı “Şairler Kardeştir” şiir kitabını incelerken şu
tespitlere ulaştım. Reşat Bey fiziki yapısı ve iç dünyasını
bir birine tezat ve aynı zamanda uyumlu gördüm. Nasıl olur
derseniz; ilerlemiş yaşına rağmen duygularındaki,
düşüncelerindeki enerji ile birbirine tezat, fiziki yapısı
ile gerek şiirlerinde ve gerekse konuşmalarındaki olgunluk
buram buram kültür, sanat kokusunun duyumsuzluğu ile uyumlu
gördüm. Zannedersem Reşat Gündüz Bey şiirlerindeki tema ile
yakın geçmişten ve yakın çevreden verdiği pozitif mesajlarla
biz yeni nesle ışık olmaya devam edecektir. Kendisine bundan
sonraki hayatında sağlık, huzur ve mutluluklar dilerim.
Mustafa Öz
Teşekkürler. Sırada müzik dünyamızın yakından tanıdığı Sayın
Nihat Kazazoğlu var. Buyurun Sayın Hocam.
Nihat Kazazoğlu
Değerli misafirler, bu güzel akşamda hepinize saygılarımı
sunuyorum Reşat Gündüz Bey derneğimize üye olması sebebiyle
kendisini uzun zamandan beri tanıyoruz. Zaman zaman
kendileriyle hoş sohbetlerimiz olmuştur. Bu sohbetlerde
benim defterime not alacağım kayda değer önemli bilgileri
bana vermiştir. Onu zarif beyefendi bir ağabey olarak
tanıyoruz ve kendisine her zaman saygı duyuyoruz.
Mustafa Öz
Sağ olun Nihat Bey, bakalım Naci Sönmez Ağabey şair hakkında
neler söyleyecek.
Naci Sönmez
Kıymetli misafirler sevgili Reşat Ağabey, hepinizi saygı ile
selamlıyorum. Reşat Ağabeyimi böyle güzel bir eseri meydana
getirdiği için kutluyorum. Reşat Ağabeyi Musiki Cemiyetinde
başkan olduğum yıllarda tanımıştım Derneğe yardım toplamak
gayesiyle çeşitli kurum ve kuruluşları ziyaret ediyorduk.
DSİ 9. Bölge Müdürlüğüne yapmış olduğum bir ziyaret
esnasında Reşat Ağabeyi de üye yapmıştık. Uzun yıllar
aidatını düzenli bir şekilde bizlere vermişti.
Mustafa Öz
Evet, sıra Günerkan Aydoğmuş’un. Buyurun Sayın Aydoğmuş.
Günerkan Aydoğmuş
Saygıdeğer dostlarım, bugün bu akşam hakikaten güzel bir
mutluluğu paylaşıyoruz. Elazığ Doğu Anadolu bölgesinde
gerçekten de önemli bir kültür şehri olarak sessiz sedasız
varlığını sürdürmektedir. Son bir yılda bana çok sayıda
kitap geldi. Bu kitapların şehrimizde yayınlanıyor olması
her türlü takdirin üzerindedir. Elazığlı şair dostumuz Reşat
Ağabey de yeni bir eseriyle kendini gösterdi. Kendisini
yürekten kutluyorum. Ben her zaman söylüyorum; önümüzdeki
yıllar içerisinde Türkiye’nin en büyük şairleri, yazarları
arasında Elazığlı şairler de yer alacaktır. Bu çalışmalar
bunu müjdeliyor.
Mustafa Öz
Sağ olun Sayın Hocam. Sırada yine bir şair arkadaşımız var.
Hadi Önal. Buyurun Sayın Hocam.
Hadi Önal
Küçücük, bizim için ehemmiyeti olmayan konuları alarak
şiirleştiren Reşat Gündüz’ün kitabı olan “Şairler
Kardeştir”i okurken insan âdeta hatıralar bahçesindeymiş
gibi hissediyor kendisini. Bir bakıyorsunuz bir çeşme, bir
yol, bir ağaç konuğunuz olmuş. Ben bu çeşmeyi bir yerde
görmüştüm, bu yolda ben de yürümüştüm. Hani çiçek açmıştı ya
o ağaç, diyorsunuz. Sğ olasın Reşat Ağabey, bize insanın
küçük şeylerle mutlu olacağını söylemiş şiirleri ile.
Mustafa Öz
Teşekkür ederim Hocam. Sırada Zekeriyya Bican var.
Zekeriyya Bican
Reşat Gündüz Beyi çok eski yıllardan beri tanıyordum. Onunla
samimiyetimiz ve şiir dostluğumuz ise; 1973’ün Haziran ayına
rast gelir. Onun kayınbiraderi Kuyumcu Sezai Önercan’ın
kuyumcu dükkânında görüşür ve zaman zaman şiirden söz
ederdik. O da, ben de hem şiir yazar, hem de şiirlerin yapı
ve muhtevaları konusunda sohbetler ederdik.
Reşat Bey’in şiir sevgisi Harput sevdasıyla özdeş bir
haldeydi. Gerek Harput’u ve gerekse Elazığ’ı çok severdi.
Harput’un gün be gün tükendiğini görüp üzülürdü. Henüz
ayakta olan tarihî eserlerin; bakımsızlık ve ilgisizlikten
yıkılıp, birer birer ortadan yok olması onu derinden
etkilerdi. Tatil günlerinin büyük çoğunluğunu Harput’ta
geçirirdi. Harput’u adım adım gezer, Harput’un tükenişine
canlı bir şahit olurdu. Çoğu zaman bulunduğu ortamlarda bu
tükenişe dur diyecek birilerini arardı. Bu günki yok oluşu,
o günlerdeki önleme çabalarında, onun da bazı
serzenişlerinin etkisi olmuştur.
Bu değerli Harput ve Elazığ sevdalısı şairin ruhsal dünyası,
fırtınalı bir yapıya sahiptir. O bir toplum terbiyecisi
olduğu kadar, toplumun yitirilmiş, etik değerlerinin yeniden
tesisini gönülden arzu eden bir şahsiyettir. Toplumun
giderek özüne yabancılaşması onu derinden etkiler. Türk aile
yapı ve terbiye kurallarının; “büyüklere saygı, küçüklere
sevgi” sentezinde özüne bağlı olmasının geleceğimizi
derinden etkilediğine inanır. Bu konudaki yozlaşmaların
gelecek nesilleri bu günki bağlarından koparacağı endişesini
taşır ve üzülür. Toplumumuzda yaşayan insanların
sosyoekonomik durumlarına bakmadan, bütün fertlerin dürüst
ve insanî yönü ağır basan herkesle dosttur. Bu özelliği
bulamadığı zaman derinden etkilenir.
İnandığı insanların yaptığı ahlâkî yanlışlar onu bir ömür
boyu etkilemiştir. Herkesi kendisi gibi şair ruhlu ve dürüst
zannetmesi; onu maddi zararlara da uğratmıştır. Kendisi aynı
zamanda eski bir memurdur. Memuriyeti sırasında, bir aylık
geçim kaynağı olan maaşının yapılan bilinçli bir işlem
sonunda; alınmış gibi, gösterilerek kendisine ödenmemesi,
onu iki ay sıkıntıya sokmasına rağmen, işin maddi yanına
değil de yapılan işin, bir “insan!” tarafından yapılmış
olmasına üzülür. Yapılan bu işlemle, insanlara olan güven
duygusunun zedelenmesi onu kahreder. İnsan; onun gözünde,
“Eşref-i Mahlûk’tur”. Yani yaratılmışın en şereflisi olan
insanın, şerefsiz davranışlarda bulunabilmesi, kendine
verilen bu “en şerefli “ vasfı basit menfaatler uğruna
harcamasını asla kabullenemez. Gerçi her insan bu şekilde
düşünmelidir ama çoğu zaman bu düşünceden uzaklaşıldığı
görülmektedir. Böyle olmasa idi, toplumun her aşırı
yozlaşmasında peygamberler gelir miydi?
Aslında, Saygıdeğer Reşat Gündüz Ağabeyimiz hakkında
söylenecek çok şey var. Engin ruhlu bu kıymetli şair
hakkında söyleyeceklerimize zaman, yazacaklarımıza sayfalar
dar gelir. Belki de birçok şey bu nedenle eksik kalmıştır.
“Şairler Kardeştir” isimli şiir kitabını okudum. Çok
beğendim. Şair toplumun her kesimi ile ilgilidir. Kitabının
23. sayfasında “Hamal Mehmet”ten söz eder. Onun derdini
kendisine dert eder. 50. sayfasında “Feti’nin Damı Çöktü “
isimli şiirinde, Harput’ta zavallı bir garibanın (Feti’nin)
evinin damı çökmüştür. Bundan söz eder. Bu çöküş aslında
şairin başına bir çöküştür. İşte gerçek halk şairi budur.
Yoksa Saray Beyzadelerinin güzel hallerini anlatan şiirler
veya dünya nimetlerine olan aşırı özlem şiirleri, gönülleri
işgal edip, bir kısa zaman oyalayıp haz verseler de, uzun
bir zaman gözde ve gönülde kalamazlar.
Güzel Elazığ’ımın, güzel ve güzide insanı Reşat Ağabey;
eline, yüreğine sağlık, bu yıl yayınlattığınız şiir
kitabınız Elazığ kültürüne bir temel taşıdır artık. Bu
binada ebediyen yerini almıştır.
Aşağıdaki şiirimi; kıymetli şahsınızda; size ve MANAS
Yayıncılık ile yayında emeği geçen tüm kardeşlerime armağan
ediyorum:
İki Çağ Arasında
Sıkışıp kaldı gönlüm, iki dağ arasında,
Bir savaş sürmede ki, iki çağ arasında,
Zincire vuruldu yüreğim, iki bağ arasında,
Dikkatli bak göreceksin, sarmaş dolaş bizleri,
O yüzleri, gözleri kâğıtla kalem arasında...
Hepsi de kazancımdır; ama helalle haram arasında,
Bir cehennem ki yüreğim, dert ile meram arasında...
Bu hesap hiç tutmadı kaldı, kâr ile zarar arasında,
Dikkatli bak göreceksin, sarmaş dolaş bizleri,
Biz yaşadık ve yazıp kaldık, şiirle roman arasında..
Mustafa Öz
Sağ olun Sayın Hocam. Sırada yine bir kültür sevdalısı var:
Dr. M. Naci Onur
Buyurun Sayın Hocam.
Dr. M. Naci Onur
Reşat Gündüz hocamızın şiire karşı tutkunluğunu eskiden beri
bilmekteyim. Ufkum isimli şiir antolojisini kendisi
düzenleyip neşretmişti. Önce gönlünde topladığı ve zihninde
elekten geçirdiği fikir ve hayallerini; bu eserinde
şiirleştirerek, kitap halinde neşretmesinin, kendisinde
büyük bir haz uyandırdığını zannediyorum. Bu hazzın
derecesini, şiir kitabının tanıtımının ve imza gününün
yapıldığı Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği’nin salonunda,
Reşat Gündüz’ün yüzünde görmemiz mümkün oldu. Şair o kadar
heyecanlıydı ki, salonda konuşulanları sanki duymuyordu.
Kendisi konuşurken de şiir âleminin ortasındaydı.
Hissiyatından ötürü kulakları uğulduyordu ve gözleri
şiirlerinin mısralarına takılı kalmıştı.
Şiirin, şairde gelişimini ve ortaya çıkarak kâğıda
dökülmesini şöyle bir misalle izaha çalışayım. Köksüz bir
üzüm asması çeliğini toprağa gömüp, iki günde bir defa su
vererek köklenmesini bekleriz. Ne var ki aylar geçtiği halde
fide, bir türlü yaprak açmaz. Israrla su veririz, ancak o
küçücük dalın üzerinde bir iki patlamamış, fakat büyümekte
olan tomurcuğun patlamaya yüz tutan halini görürüz. Bu
tomurcuk yapraklandığı zaman sevincimizin haddi yoktur.
Çünkü bir hayat ortaya çıkmıştır. Şiir de öyle, şairinin
gönlünden kalem vasıtasıyla kâğıda döküldüğünde, aynen
tomurcuğun yapraklanmasına ve hayat bulmasına benziyor.
Reşat Gündüz hocamızın “Şairler Kardeştir” isimli şiir
kitabında da birçok tomurcuğun açışını görüyoruz. Meyve
vereceği şüphesiz olan bu tomurcukların nice insana faydalar
sağlayacağını tahmin etmek güç olmasa gerektir.
Reşat Gündüz, şiir kitabının ismini “Şairler Kardeştir”
şeklinde düşünüp nakşederken, şairlerin birçok yönünün
birbiriyle son derece uyumlu ve benzer olduğunu da izaha
çalışmıştır. Şiirlerinde, hayal ve ifade gücü oldukça iyi,
bazı hadiseler karşısında hassasiyet gösteren şair, bu
olayları şiirleştirme lüzumunu hissetmiştir.
Reşat Gündüz’ü böyle bir eser ortaya koyduğu için tebrik
ediyor, devamının gelmesini de temenni ediyorum.
Mustafa Öz
Teşekkür ederim Hocam. Sırada Mustafa Lüleci var.
Mustafa Lüleci
Reşat ile aynı mahalleden arkadaşız. Onu yıllardan beri
tanıyorum ve bu sebepten uzun yıllara dayanan bir
dostluğumuz vardır. Reşat, sessiz-sakin kimseye zararı
olmayan dürüst, insanları ve tabiatı çok seven bir kişiliğe
sahiptir. Başkalarını rahatsız etmeyi pek sevmez.
Mahalledeki komşuluk ilişkilerine çok önem verir.
Arkadaşlarına ve dostlarına bağlıdır. Tabiatı gereği sakin
bir yaradılıştadır. Arkadaşları onun için çok güzel bir
toplantı düzenlemişler; hakikaten çok güzel bir vefa örneği
göstermişler. Bu toplantıyı düzenleyenleri tebrik ediyorum.
Mustafa Öz
Sağ olun Sayın Mustafa Bey. Sırada müzik dünyamızın yakinen
tanıdığı bir isim var. Paşa Demirbağ
Paşa Demirbağ
Ben Reşat Gündüz hocamı yakinen tanırım. Kendisi
memleketimizin aydın, bilinçli, hoşgörülü, iyi gönüllü bir
hocamızdır. Beraber sohbetlerimiz olmuştur. Güzel amaçlar
sergilemek isteyen değerli bir hocamızdır. Hassas ve şair
bir yapıya sahip Elazığ’ımızın değerli evlatlarındandır.
Malumatın sahibidir. Şiir kitabını edinme şerefine nail
oldum. Gelecekte daha başarılı, sağlıklı bir ömür temenni
eder; saygılar sunarım.
Mustafa Öz
Sağ olun Paşa Baba. Bakalım Şairimiz Reşat Gündüz için kızı
Ufuk Gündüz neler söyleyecek. Buyurun Ufuk Hanım.
Ufuk Gündüz
Konuşma yapmak için davet edileceğimi bilmiyordum. Çok
heyecanlandım. Saygıdeğer büyüklerim, babamla gerçekten
gurur duyuyorum. O yıllardan beri mütevazı bir şekilde
sanatla uğraşır, kitap okumayı çok sever, düzenli olarak
günlük yürüyüşlerini yapar, eve geldiğinde bazen odasına
çekilir; kalemini eline alır bir şeyler yazar. Çok duygulu
bir insandır. Bizler ailece onu çok seviyoruz. Yıllar önce
de bir şiir antolojisi hazırlamıştı. Bu kitabı kendi
imkânlarıyla bastırdı. Bugün gördük ki sevgili babamın
Elazığ’da çok sayıda dostları varmış. Hazırlamış olduğu şiir
kitabı dostları tarafından bastırılmış; bu konuda destek
veren tüm büyüklerime gönülden teşekkür ediyorum. Babamı çok
seviyorum.
Mustafa Öz
Biz de kültür hizmetçisi babaları ve onların yetiştirdiği
evlatları çok seviyoruz. Sırada Şair Hüsamettin Septioğlu
var.
Hüsamettin Septioğlu
Sayın şair hocam Reşat Gündüz Beyefendinin imza gecesi çok
güzel geçti. Bu gecede yapılan konuşmalar, okunan şiirler,
çekilen fotoğraflar kalıcı birer hatıradır. Ben, kendilerine
başarılar diliyorum.
Mustafa Öz
Sağ olun Sayın Hüsamettin Bey. Sıradaki isim Avukat Ağabeyim
Sayın Doğan Özdal. Buyurun efendim.
Doğan Özdal
Yazı hayatının önemli bir dönüm noktasında yayımladığı
“Şairler Kardeştir” isimli şiir kitabıyla, değerli dost
Reşat Gündüz çevresine ışık saçmaya devam ediyor.
Toplumumuzun gerçek kültür adamlarına ihtiyacı var.
Toplumsal hayatta insanlar yeterince eğitildikleri,
kültürle, edebiyatla, sanatla donatıldıkları oranda sağlıklı
bir toplum oluşturabilmek ancak mümkün olabilmektedir.
Böyle güzel bir uğraşın içersinde olan değerli dost Sayın
Reşat Gündüz’e çalışmalarında başarılar, sevgiler,
esenlikler dilerim.
Mustafa Öz
Teşekkür ederim Doğan Abi. Sırada yine bir şair ağabeyim
var; Tuncer Sönmez. Buyurun efendim.
Tuncer Sönmez:
Bir hoş oluyor gönlümüz
Mutlu geçince günümüz
Şairleri Kardeş yapmış
Şair dostum Reşat Gündüz.
Mustafa Öz
Şairin şaire selâmı yine şairce oldu. Sağ olasın Tuncer
Ağabey. Sıra gazeteci yazar Bedrettin Keleştimur’da.
Bedrettin Keleştimur
Kıymetli misafirler; bugün kültür hayatımıza yeni bir eser
daha kazandırılmış olduk. Bu bakımdan çok sevinçliyim. Reşat
Gündüz ağabeyimi ortaya koymuş olduğu bu güzel eserinden
dolayı tebrik ediyorum.
Harput, bin yıllık tarihiyle Anadolu’da önemli bir merkez
olmuştur. Bu belde bütün tarihi boyunca önemli şahsiyetler
yetiştirmiş, kültürümüze önemli eserler kazandırmıştır.
Yakın tarihimizde İshak Sunguroğlu, Rahmi Harputî, Hacı
Hayri, Fikret Memişoğlu, Nurettin Ardıçoğlu ve Ahmet Kabaklı
Hocamız gibi Türk yazı hayatında herkesin takdirini kazanmış
önemli insanlar yetiştirdik. 12 yıldan beri Uluslararası
Hazar Şiir Akşamları büyük bir başarı ile yapılmaktadır.
Bütün Türkiye’ye örnek olan bu faaliyet bizlere gösteriyor
ki Elazığ, ülkemizin önde gelen bir kültür merkezidir, bir
sanat merkezidir.
Mustafa Öz
Sağ olun Sayın Bedrettin Bey. Sırada Elazığ’ımızın yakinen
tanıdığı bir isim var. Berika Küçük Ablamız.
Berika Küçük
Reşat Gündüz ile ben aynı mahallenin çocuklarıyız. Onu,
böylesine güzel bir şiir kitabı çıkardığı için candan
kutluyorum, ellerine sağlık diyorum Reşat Ağabeyime. Bugün
bu akşam benim için gerçekten önemli bir olay. Bu salonda
Elazığ’ımızın kıymetli sanatçılarıyla beraber olmak beni çok
mutlu etti. “Şairler Kardeştir” kitabını az önce elime
aldım; şöyle bir şiirleri inceledim. Gerçekten titizlikle
hazırlanmış ve yazılmış. Ömrün uzun olsun, diyorum Reşat
Ağabey. Bizlere daha çok şiirler yazmalısın; seni gönülden
tebrik ediyorum.
Mustafa Öz
Sağ ol Berika Abla. Bakalım, EMKD Başkanımız Sayın Feti
Ahmet Deniz neler söyleyecek.
Feti Ahmet Deniz
Karakteri ve sosyalitesinin yansıdığı, fikriyatındaki ihvan
düşüncelerin, timsalen belgelendiği; “Şairler Kardeştir”
temasındaki inceliğe bakış açısını aralayan; Sayın Reşat
Gündüz olayları manada tartan bir güzellikle ifade
dünyasında bulunmuştur. Kendilerini kutlar, uzun ömürler
dileriz.
Mustafa Öz
Ben de şairimize uzun ömürler diliyor ve sözü Gazeteci
Yazar, Şair Murat Kuşçubaşı’na bırakıyorum.
A. Murat Kuşçubaşı
Cuma, saat 20.00’de, Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği
binasında, saygıdeğer Reşat Gündüz’ün ilk şiir kitabı olan
“Şairler Kardeştir”in, kitap tanıtım ve imza günü vardır.
Yakınları, gönül ve şair dostlarının katılımıyla gerçekleşen
gecede, her gönüllü kürsüye çıkıp Reşat Gündüz hakkında,
kitabı hakkında o anki duygularını söyleyiverdi...
Bu arada, geceye katılan şair Tuncer Sönmez’de, duygularını
oracıkta yazdığı kağıdı bana uzattı....
“Şairler Kardeştir
Sözü çok güzel
Konulara bakış
Gözü çok güzel
Gıyaben tanıdım,
Yeni tanıştım
Reşat Gündüz Bey’in
Özü çok güzel”diye
Tuncer Sönmez’in “güzel” duygularıyla, Reşat Gündüz Bey’e
güzel ömürler dileyip, kitabını hayırlı ediyoruz...
İnsanların kardeş olmayı beceremediği...
Aynı dinin mensuplarının; Müslümanların kardeş olmayı
beceremediği...
Aynı toprakta yaşayanların, kardeş olmayı beceremediği...
Aynı kökten gelenlerin kardeş olmayı beceremediği...
Aynı aileden olanların kardeş olmayı beceremediği..
Kardeşlerin, kardeş olmayı beceremediği bir dünyada, Reşat
Gündüz’ün duygu dilinin dediği gibi, acaba “Şairler Kardeş”
olabilir mi?
Oluyor, diyor Reşat Gündüz...
Öyle olsun; kardeş olsun...
Mustafa Öz
Evet, sanırım söz sırası şairimiz Reşat Gündüz’de. Şimdi de
kürsüye duygularını almak üzere şair Reşat Gündüz’ü davet
ediyorum. Buyurun efendim.
Reşat Gündüz
Çok değerli eğitimci, öğretmen ve şair kardeşlerim; hepinizi
saygıyla selâmlıyorum. Gecemize hoş geldiniz.
1968 yılında yayınladığım “Ufkum” şiir kitabından sonra, bu
ikinci şiir kitabımı yayınladım. İsmine “Şairler Kardeştir”
dedim. Kitabın baskıya gelmesinde emeği geçen kardeşlerime
teşekkür ederim.
20 Haziran 1965 yılında Harput kalesi önünde Harput’un fetih
gününü kutladık.
24 Mayıs 1980 yılında, Elazığ’da Gölcük sinemasında
Kürsübaşı sohbet gecesi yaptık. O günden bugüne
yazarlarımızın, şairlerimizin yazdıkları kitapları,
romanları, okuduk. O kitaplar sayesinde müziğimizi,
türkülerimizi, şarkılarımızı, folklorumuzu öğrendik.
Büyüklerimizin bizlere bıraktıkları bu hazine değerindeki
kitapları sevdik, beğendik, takdir ettik.
1971 yılında, Elazığ’da, Semerciler Çarşısı’nda Naci Sönmez
kardeşim Musiki Derneğini kurdu. O dernek, zamanla Musiki
Konservatuvarı oldu.
Naci Sönmez, Celil Mataracı ve daha birçok müzik hocası emek
verdi, öğrenci yetiştirdi.
Her telinde ayrı bir ses
Öter udun tellerinde,
Gönüle işliyor bu ses..
Hoşa gidiyor bu ses..
Her yaşın kendine göre,
Hoş bir tarafı var.
Kişide olmazsa bu duygu,
Bu dünya neye yarar?..
Akord sende, ud sende,
Usta ellerde kalbe işliyor,
Bu ses…
Türkü kalır, şarkı kalır,
Kitap kalır, yazı kalır
Söz uçar, yazı kalır,
Millet eserleriyle yaşar,
Ebedi kalır…
Eser sahipleri İshak Sunguroğlu, Fikret Memişoğlu, Nureddin
Ardıçoğlu, Rauf Akçay, Osman Öge, Ahmet Kabaklı, Yıldırım
Niyazi, Şükrü Kacar hocalarımızın hatıralarını yaşatalım.
Fedakâr öğretmenler, bizlere çok şeyler öğrettiniz…
Atatürk der ki; “Medeniyet şahikasının merdiveni sanattır.”
Atatürk de öğretici kumandandı…
Öğretmendi.
Yaşadığımız bu dünyada, bu medeniyet asrında, dünya
devletleriyle yarış halindeyiz. Ve de çok çalışmak
mecburiyetindeyiz. Ticaretimiz, gelirimiz, kazancımız, hayat
seviyemiz, buna bağlıdır. Al bayrak altında ordumuz,
polisimiz sayesinde, dimdik ayaktayız. Güçlüyüz ve
kuvvetliyiz. Yatağımızda rahat uyuyoruz. Onlara
minnettarız!..
Bu geceye gelen gelmeyen hemşehrilerimi, büyüklerimi,
küçüklerimi, sevgiyle, saygıyla selâmlıyorum. Şairler
Kardeştir isimli şiir kitabımın yayınlanmasında değerli
kardeşlerim R. Mithat Yılmaz, Recep Bağcı, Tamer Kavuran,
Nida Bulut, Mustafa Öz, Bedrettin Keleştimur, A. Murat
Kuşçubaşı, Naci Sönmez ve Şener BULUT büyük emek sarf
ettiler. Huzurlarınızda onlara bir kez daha teşekkür etmek
istiyorum. Ayrıca bu toplantının hazırlanmasında Elazığ
Musiki Konservatuarı Derneğimize, Manas Yayıncılık, Fırat
Havzası Gazeteciler Cemiyeti, Günışığı gazetesi ve Devlet
Korosu Derneği’ne gönülden teşekkür ediyorum.
Hepinize, sağlık ve mutluluk diler; sevgi ve saygılarını
sunarım