Milletleri maziye
bağlayan yaşadıkları tarihleridir. Onu unutanlar, bedelini
ağır ödemişlerdir. Bizimle köklerimiz arasında bağlantı
kurmak için geçmişimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor. Lütfü
Parlak’ın üç yıllık bir emek sonucu yayınladığı bu eseri,
bahsi geçen görevi hatırlatmak içindir.
Tarihin her
döneminde ikinci yurt olarak kabul ettiğimiz Anadolu’nun çok
düşmanı olmuştur. İşte bu bilineni, gelecek kuşaklara
hatırlatma görevi de eli kalem tutanlara düşer. Çubuk Bey’in
fethettiği, Balak Bey’in Türkleştirdiği Harput ve yöresi,
buram buram tarih kokar. Lütfi Parlak, işte varisi olduğumuz
bölgenin fatihini bu eseriyle sizlere tanıtmak istedi.
Balak Gazi,
bölgeye gelişinden Menbiç Kalesi kuşatmasında şehit oluşuna
kadar hep Türk tarihine şan ve şöhret kazandırmak için
çalışmıştır. Hatta kendi hayatını, milleti için feda
etmiştir. Dolayısıyla kendisini şehit eden oka bakarak;
-“Bu ok bütün
Müslümanları katletti.” demiştir. Çünkü o, Müslüman
ordularının başkumandanıydı.
Bu eserle Balak Gazi’nin örnek tarafları okuyuculara
sunulurken düştüğü gurur tuzağından kurtulamayışı da romanla
verilmeye çalışılmıştır. Okuyucunun, bu tarihî vak’adan
ibret alması istenmiştir.