Eski
Türk Kültürü ve Halk Edebiyatı Ürünlerinde Başkaldırı
Kavramı Yrd. Doç. Dr.
Kürşat Öncül
Manas Yayıncılık, 2011,
s.270, Elazığ
Türk Halk Edebiyatı alanında yürütülen çalışmalar, uzun
yıllar boyunca tek merkezli bir bakış açısı doğrultusunda
gerçekleşmekle birlikte, yakın dönemden itibaren ortaya
konulan ürünler bu bakış açısının kırıldığını ve sözlü
kültür ürünlerinin farklı yaklaşımlar doğrultusunda
irdelenmeye başlandığını göstermektedir. Bu çalışma, sözlü
ürünlerden hareketle yapılacak kültür çözümlemelerinde yeni
yaklaşımların kullanılması noktasında atılan adımların
sürdürüldüğünün işaretini vermesi noktasında önemlidir.
Türkiye’de sözlü kültür ürünlerinin yorumlanmasında politik
unsurların esas alınması temelde korkulan ve uzak durulan
bir alan olmakla birlikte eser, klasik çizginin dışına
çıkarak tarihsel, kültürel ve siyasal unsurları harmanlamayı
başarmış ve farklı bakış açılarını kendi içinde eritmiştir.
Eski Türk Kültürü ve Halk Edebiyatı Ürünlerinde
Başkaldırı Kavramı adını taşıyan çalışma, giriş sonrasında
üç bölüm ve sonuç kısmından oluşmaktadır. Giriş’te farklı
kuram ve yaklaşımların eserde ne ölçüde yer edindiği,
konunun hangi perspektifle ele alındığı ve metinlerin hangi
ölçütler doğrultusunda seçildiği ifade edilmiştir. Birinci
bölüm, eski Türk kültürünün temel kabullerini ve dönemin
kültürel alt yapısını, ikinci ve üçüncü bölümler ise
çalışmanın temel yaklaşımını ve farkındalığını yansıtmıştır.
Eserde başkaldırı’nın hukuki boyuttaki algılamaları evrensel
ve Türk kültürü merkezinde verilirken okuyucu, karşısına
çıkabilecek olayları verilen perspektiften bakıp algılama
kolaylığına erişmektedir. Sözlü ve yazılı ürünlerden seçilen
örneklemlerin irdelendiği üçüncü bölüm, folklor ürünlerinin
sosyo politik açıdan ne şekilde ele alınabileceğini
göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Kullanılan
kaynakların çeşitliliği ve araştırıcının bu çeşitliliği Türk
kültürü açısından yorumlanması esere bir zenginlik
kazandırmıştır.
Yrd. Doç. Dr. Kürşat Öncül’ün uzun araştırmalar
neticesinde meydana getirdiği bu eser, son dönem folklor
ürünlerindeki yorumlamalarda kullanılan metotlarla Türk
folklor çalışmalarının doğru yolda olduğunun işaretlerini
vermektedir.