Harput
Ağzı
Doç. Dr. Zülfi Güler
Manas Yayıncılık, 2012, S.178, Elazığ
“ Harput Ağzı” adlı eser, Manas Yayıncılık tarafından Ali
Emîrî Efendi’nin aziz hatırasına ithafen yayınlanmıştır.
Harput, bu günkü Elâzığ şehir merkezinin kuzeyinde Aslan
dağlarının üzerine kurulmuş, birkaç tarihi kalıntısı olan
eski bir şehir. Harput sadece yazın sıcak akşamlarında, cuma
namazı vakitlerinde ve bir cenaze götürüldüğünde kalabalık
olur; sair zamanlarda tenhadır; ama büyük bir mezarlığı
vardır. Yani Harput'ta yerin altındakiler üstündekilerden
kat kat fazladır. Bu ruh büyüklüğüyle Harput, eski mezrası
olan bu günkü şehre tepeden bakar. Harput, yaz aylarında
serin ve şen bir mesire mahalli, bir gezinti yeri olmaktan
çok, - kitabın konusu itibarıyla- Türk kültürünün ve
folklorunun bir bölümünün merkezidir. Bu bakımdan, "Harput
folkloru", "Harput ağzı" sözleri dar bir çevreyi ifade
etmez.
Harput ağzı, sadece eski Harput'ta değil, Elâzığ şehir
merkezindeki yerli halkın, merkez köylerin yerli halkının
konuştuğu Türkçedir. Bu ağız, Ağın, Keban, Sivrice ve
Maden'de, ayrıca Pertek, Çemişgezek, Sağman, Hozat, Eğin,
Kemaliye, Arapkir'de de -bazı farklılıklar görülmekle
beraber- konuşulmaktadır.
Harput, çok zengin bir sözlü folklora sahiptir. Bu kültürde
her aşk üzerine, yüreklerde iz bırakan her delikanlıya, her
güzele, her güzelliğe bir türkü yakılmış; duyulan, görülen,
hissedilen her şeye bir mani söylenmiş; duygu ve düşünceler,
düz sözler yerine hep atasözleriyle, deyimlerle, güzel ve
anlamlı bir biçimde ifade edilmiştir.
İşte bu sözlü folklorun kaynağı olan Harput ağzı bu gün
gitgide kayboluyor, daha doğrusu değişiyor. Bu hızlı
değişimin ya da kayboluşun sebeplerini, iç göç, eğitim ve
yayın vasıtaları, teknik gelişme ve değişmeler vs. olarak
belirtmek mümkündür.
Kaybolmaya başlayan Harput ağzını hiç olmazsa kitap içinde
korumak amacıyla yazılan ve ilk baskısı 1992’de yapılan bu
kitabın, Harput kültürünün ve ağzının değişmesini durdurması
ya da yavaşlatması mümkün değildir. Ama dil ve folklor
unsurları yönünden zengin olan bu kitabın, okuyanlara Harput
ağzını sevdireceğine inanıyorum; Harput kültürünü ve Harput
ağzını meraklılarının ve okuyanların ağzında bir müddet daha
yaşatacağını umuyorum. Harput ağzı mutlaka değişecek,
gitgide belki kaybolacak; benim duam ve umudum odur ki hiç
değilse bu kitabımın içinde ebediyen hayat bulsun.