Azerbaycan Kültür
ve Turizm Bakan Muavini Edalet Valiyev’den Elazığ Valisi
Muammer Muşmal’a gönderilen mektubu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Sayın. Veliyev Mektubunda şu ifadelere yer
veriyorlar;
“Sayın Muammer
Bey! Azerbaycan’dan gardaş salamlarımı yetirerek büyük
memnunluk hissi ile bildirirem ki, 2007ci İl Nisan ayının
11-13’de Türkiye Cumhuriyetinin Elazığ Şeherinde ve
vilayetinde Azerbaycan mühacir edebiyatının görkemli
nümayendesi, iki gardaş halkın müşterek söz ustadı ve
vatandaşı sayılan Almas Yıldırım’ın 100 illik yubiley
tantanası sizin böyük dikkat ve gayğınız sayesinde binlerle
insanın merakına sebep olmuş, şairin yaratıcılığı derinden
araştırılmış, onun adına sokaklar verilmiş, eserlerinden
ibaret 650 sahifelik kitap neşr edilmiş, sözlerine yazılmış
mahnılardan tertiplenen konser gösterilmiştir. Azerbaycan’ın
14 neferlik nümayende heyetini en yüksek seviyede
karşılamışsınız. Bütün bunlara göre size en samimi
duygularımı bildirir ve teşekkür ederim.
Almas Yıldırım’ın
adı Azerbaycan’da da aziz tutulur, doğduğu Şüvelan
gasabasında heykeli ucaldılıp, adına sonak koyulup,
Azerbaycan Resgublikasının Prezidenti İlham Aliyev’in
serencamı ile onun eserleri 25 bin tirajla neşir edilerek
mekteplere, kitaphanelere pulsuz paylanıp, bu günlerde
muhterem prezidentimiz Almas Yıldırım’ın anadan olmasının
100 yıllık yubileyinin keçirilmesi hakkında serencam
imzalayıp, Tedbirler yılın sonuna kadar devam edecek.
Türkiye’nin medeniyet, edebiyat ve içtimaiyat
nümayendelerini de büyük memnunluk hissi ile davet edeceyiz.
Tedbirin günleri barede dakik malumat en yakın zamanda
verilecek.
Bir daha size en
derin teşekkürlerimi bildirir, Türkiye ve Azerbaycan
arasında medeni alakaların inkişafı için gördüğünüz bütün
işlerde uğurlar arzulayıram.”
Derin hörmet ve gardaştık duygusu ile…”
Nisan
ayı, Ata yurdumuzdan ‘—rahmet bulutlarını’ taşıdı! Gönlümüz
şad oldu! Almas Yıldırım’ın şiirleriyle; ‘—Türk Eline’
kanatlandık! Mağcan Cumabay ile İstiklâl Mücadelesinin o
karanlık günlerinde, ‘—Uzaktaki Kardeşime’ şiiriyle
yüreğindeki ateşle milli mücadeleye destek veren bir Kazak
Kahramanı birlikte yâd ettik. Bizim için, bu milletin
istiklâli için, “—gözünden yaş akıtan bavrım(ciğerparem)” o
sevda ateşini 2007 yılının şu güzel Nisan ayında bir daha
yaktık!
Meğer
“—niyetler, okyanusları mayalandırırmış” Kazakistan ‘Arka
Ajari’ Gazetesi Genel Başkanı Jubal Ergaliyev’in sözleri
hala kulaklarımda!.. Türk dünyasının dört bir yanında görev
yapan yazarlarımıza, ediplerimize, şairlerimize çok büyük
görevler düşüyor. Gelecek nesli, bu edipler harmanlayarak
hazırlayacaklar. Ortak bir dil, ortak bir tarih, ortak bir
kültür şuuru etrafında kenetlenecek muazzam bir dünya! O
bakımdan Azerbaycan Kültür Bakan Yardımcısı Sn. Valiyev’in
hissiyatına katılıyorum. Duygularını içtenlikle
paylaşıyorum.
***
*** ***
Hayal
kurunuz, ‘—salih niyetlerinizle’ Şüphesiz ki, hayal
ettiğiniz kadar düşünürsünüz! Düşündüğünüz kadar
fikirleriniz âleme ışık tutar. Prof. Dr. Muhammet Beşir
Aşan’ın da ifade ettikleri gibi, ‘—tarih bu bölgede iki
büyük medeniyete şahadet etmiştir; Siriderya ile Fırat
Havzası üzerinde kurulan tarihi medeniyetler! Piri
Türkistan’i Ahmet Yesevi’nin manevi ruhaniyetleri
bahsettiğimiz bu iki medeniyet havzasının üzerinde! Yesi
Şehri ile Türkiye’mizde Harput Şehrini birbirinden
ayıramazsınız. Yoğrulduğu maya aynıdır! Bu yakınlığı,
Azerbaycan’dan, Kazakistan’dan gelen dostlarımızla da
paylaştık.
Bu
coğrafyada ‘—yeni bir dönem’ başlıyor. Bu dönem inanınız; 8
ve 9. asrın, 15 ve 16. asrın bütün ihtişamına boyanarak, 21.
asrı bizlere müjdeliyor! 70 yıl Kızıl Rus Ablukası altında
kolay mı geçti! Oradaki kardeşlerim, “—siz orada, kış
mevsimini yaşarken bizler burada, ‘baharın geldiğini’ nasıl
bilelim! Güneş o illerde hüzünle doğarken, saçlarımızın bir
gecede ağardığını düşündüm!”
Artık
bu coğrafyada, çok derin hassasiyetlerimizin olduğunu
düşünüyorum. Dünya ekonomisine yön vermekte olan 5 önemli
stratejik ürün bu coğrafyadadır; ‘—petrol, Buğday, Demir,
Pirinç, Pamuk’ 70 yıl boyunca Rusya ne yapmıştı; “—bütün
içtimai, siyasi ve iktisadi entegrasyona tek kapı
aralamıştı, Moskova-Kremlin’ Orta Asya Türk
Cumhuriyetlerinin en ilkeli hedefi şüphesiz ki, ‘—kendi
ayakları üzerinde’ ekonomik kalkınmasını gerçekleştirmek!
*** ***
Bu
coğrafyada yeni bir dönemin başladığından söz ettik. Hemen
güney komşumuz olan, Suriye! Kızıl Emperyal güçler bu
coğrafyayı öylesine etki alanı içerisine almışlardı ki,
tarihin en büyük hatasını işlediklerini şimdi kendileri de
anlıyorlar! İngiliz siyaseti bölgeyi ne yapmıştır; “—böl,
parçala, idare et”
Özellikle Suriye-Şam Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Semir Hasan’ın sözlerine kulak kabartalım; “—Min
ba’d Hareme ihtilaf beyne Türkiye ve Suriye”
Bu
söz, rasgele bir vatandaş tarafından zikredilmiyor. Bu sözün
altını çizmelisiniz; “—Bundan sonra Türkiye ile Suriye
arasında ihtilaf haram olsun”
Irak’a
şöyle bir bakınız; ‘—gözyaşı ve kan göletine’ boğulmuş!
Filistin, ‘—anavatanlarında parya’ durumuna düşürülmüş!
Dahasını söylemeye gerek var mı? Anadolu’ya düşmanlık
besleyenlerin ne kadar büyük bir vebal yüklendiklerinin
farkındalar mı? “—Edepsiz sen değil meğer bizmişiz/ Bir
çürük ipliğe hülya dizmişiz” diyen şairin tövbe ile dolup
taşan serzenişini hiç unutamam!
Tarihi
artık iyi okumalı ve yerinde sağlıklı bir şekilde
yorumlamalıyız.
*** ***
KARDEŞ BELEDİYELER TOPLANTISI!
Kazak
ve Azeri heyetleri şehrimize geldiklerinde artık hafızalarda
şekillenmeye başlanan bir farklı şekillenme süreci!
Elâzığ
Belediye Başkanımız Süleyman Selmanoğlu bütün Türk
Belediyeciliğine, ‘—örnek’ bir girişimciliğin ilk adımlarını
atabilirler; “—Kardeş Şehirler Toplantısı”
Bu
toplantıda; Akmola-Gökçedağ, Halep, Yesi, Buhara, Semerkant,
Lefkoşa, Kaşgar, Taşkent, Aşkabat, İskeçe, Gümülcine,
Sancak, Üsküp gibi tarihi şehirleri sayabiliriz.
Anadolu’yu tasvir ederken; Üç kıtanın birbirine en fazla
yaklaştığı, Üç Tevhit inancının doğduğu, Türk-İslam
Medeniyet havzasının bütün ışıltılarının âlemi aydınlattığı
bir bahtlı coğrafya deriz.
Elazığ’da, 1992 Tarihinden bugünlere gelinceye kadar, ‘—Türk
Dünyasına’ yönelik edebi faaliyetler yapılmaktadır! Bu
faaliyetler giderek kardeş ülkelerle bağlarımızı daha da
güçlendirmiştir. Artık, ‘—yeni bir sayfa’ açılmalı ve ‘—yeni
bir dönem’ başlamalıdır.
Elâzığ’ın musiki otoritelerinden Paşa Demirbağ bizlere,
‘—Harput’ta; Kazak, Kırgız, Azeri, Türkmen, Özbek
kardeşlerimize sembolik ev yapalım” Gönül bağlarımızı daha
da güçlendirelim.