Bir
Ulu muhabbet yaşanmıştır, Azerbaycan ile Türkiye arasında. O
muhabbet; duru, saf ve tertemiz bir akarsu gibidir. Nesilden
nesile, asırlardan süzülerek gelen O muhabbeti,
Azerbaycan’ın can şairi Bahtiyar Vahapzade o kadar vezih bir
dille yorumlar ki, ; “ Bir ananın iki oğlu/ Bir ağacın iki
kolu/ O da ulu, bu da ulu/ Azerbaycan-Türkiye// Dinimiz bir,
dilimiz bir/ Ayımız bir, yılımız bir/ Aşkımız bir, yolumuz
bir/ Azerbaycan-Türkiye// Anayurt'ta yuva kurdum/ Ata yurda
gönül verdim/ Ana yurdum, ata yurdum/Azerbaycan-Türkiye”
Hoşgeldiniz, gönül verdiğimiz ata ocağından ana yurdunuza!
sefalar getirdiniz; Şehriyardan, Nizamiden, Fuzuliden… Ahmet
Cevatlarla, Hüseyin Cahitlerle, Sabirlerle Yüreğimiz
Azerbaycan Okudu! Mehmet Emin Resulzade, Elmas Yıldırım
Bağrımızda Yatarlar!.. Bugün, Yarım, bu hafta; Azerbaycan
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Kültür ve Turizm
Bakanlığı katkılarıyla; Elazığ Valiliği, Belediye
Başkanlığı, Fırat Üniversitesi Rektörlüğü, Elazığ Ticaret ve
Sanayi Odası, Azerbaycan Yazarlar Birliği, Avrasya Yazarlar
Birliği, Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti ve Manas
Yayıncılık İşbirliği ile, Azerbaycan’la Türkiye arasında
gönül köprüleri kuran, Hazarların şairi Elmas Yıldırım
doğumunun 100. yılında birlikte anılacak; bir dönem birlikte
soluklanacak! Bir Azer’i Türkü, Elmas Yıldırım’ın
Elazığ’daki hatıralarını yaşadığı dönemle birlikte bir daha
birlikte yaşayarak, bu güzel insanın şahsında tarihi
buluşturacağız. Azerbaycan’dan sefalar getiren
yazarlarımız, şairlerimiz, ediplerimiz; Bekir Nebiyev, Nazif
Gahramanlı, Edalet Eskeroğlu, Fikret Goca, Ilgar Fehmi,
Maarif Teymur, Vagif Behmenli(Bakan yardımcısı)Reşat Mecit,
Meleyke Memeddova ve ANAR! Ankara’dan Yakup Deliömeroğlu,
Cihan Özdemir, Lütfi Şehsuvaroğlu, Ali Akbaş, Mevlut
Uluğtekin Yılmaz!.. Elazığ’dan Ahmet Buran, Ramazan Korkmaz,
Enver Aras, Mustafa Öztürk, Beşir Aşan, Enver Aras…
Akademisyenlerimiz ve Ediplerimizin 3 ayrı oturumda, ‘—tarih
dile gelecek’ Elmas Yıldırım’ın şahsında, ‘—bir dönem bütün
hatıraları ile hafızalara taşınacak’ Kahramanlığın, ‘—ileri
atılıp bir daha dönmemek’ olduğu hakikatine birlikte ram
olacağız! 45 yıllık hayatının bir kanadını
Azerbaycan’da(1907–1932) bir kanadını Türkiye’de (Elazığ
1933–1952) bırakan vatan şairimiz Elmas Yıldırım’ın şahsında
bir daha muhabbet iklimini birlikte yaşayacağız.
Azerbaycan’ın Gale Beldesinde doğan şair, bir tevafuk,
Malatya’nın Kale İlçesinde vefat etmiştir. Hazar’ın vefa
sancağını Elazığ’da dalgalandıran şairimiz Elmas Yıldırım’ın
görev yaptığı; Ağın’a, Keban’a, Hankendi’ye ve Hazar’a
birlikte gideceğiz! Birlikte söyleşeceğiz! Hasret odunu
birlikte yakacağız. Türkülerimizi birlikte çığıracağız!
Yavuz Bülent Bakiler’in dediği gibi, “Azerbaycan; Dedem
Korkut şafağı... /Mübarek dilimi süt gibi sağar./Bazen
rüzgâr olur iliklerimde/ Bazen yağmur gibi üstüme
yağar./Götür beni Aras! Al beni Hazar/ Türk’ü Türk’ten başka
kim anlar?//Yaram derin, merhemim yok, vaktim dar.../Bir
destan yazar gibi yaz beni Anar!/Duy beni Bahtiyar! Duy beni
Şahmar!” Yıl, 1936… Soğuk bir kış günü Elazığ’da, Turan
Gazetesi’nde yazdığı şiirinde; “Akşam olur kuşlar döner
yuvaya,/Benim dönüp konacağım dal hanı?/Sabah olur çoban
iner ovaya,/Benim kalkıp gideceğim yol hanı?” Elmas
Yıldırım’ın bütün şiirlerinde, ‘—vatandan ayrılığın’ derin
ızdırabı vardır. Emperyal Rus Zulmüne karşı dinme bilmeyen
öfkesi vardır, kini vardır. Yıl 1945… Milyonlarca insanın
öldüğü, şehirlerin yerle bir olduğu 11. cihan harbi
bitmiştir. Şairimiz, “Güçlüler verecek güçsüze derman,/ Ne
bir isyan, ne çarpınış, ne feryat,/Ne hiddet ne şiddet, ne
emru ferman,/ İnsanlar zincirsiz ülkeler azat…/ Ah bu
efsunlu mey içilecek mi?//Ne haksız saldırış, ne korku ne
fark/ Ne hakim ne mahkum, ne zor ne zulüm,/ Ne cihangir bir
garp, ne esir bir şerk,/Acize, küçüğe, yok artır ölüm…/Acep
büyüklerde küçülecek mi…”Şairimiz ne diyor; “Bugün bir ayağı
Avrupa'dadır./Bir ayağı Asya' da Türk’ün./Kulaklarında motor
sesi,/ Dilinde Kur'an sesi, Türk’ün./ Zaman onu
dillendirir,/ Asrın ahengine ses verir,/Düşünüp derinden”
Yıl, 2007… Nisan ayının rahmet damlalarının gönlümüze ışık
olup aktığı günlerdeyiz. Hasretliğin bittiği; asrın ahengine
ses veren düşüncelerin gönülleri ısıttığı zamanın en güzel
anlarındayız. Kültür ve Sanatta yükselen muhabbet
iliklerimize kadar işlerken; ekonomik manada da ve özellikle
de, “Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı” tarihin coğrafyamıza
armağan ettiği bir emniyet köprüsüdür. Ve Elazığ’da;
meyvelerini veren tarihi buluşma! Hafızalara kazınacak,
11–13 Nisan 2007 Tarihi! Milli Şuuru uyanık tutacak, Anadolu
Uyanması! 70 yılın kızıl imparatorluğunun nasıl yerle bir
olduğunu birlikte yaşadık! Zulüm, kendi sarayını beraberinde
yakmıştı. Elmas Yıldırım’ı, O’nun tefekkür dünyasını anlatan
bir şairimiz; “İki nokta remzile hakikatler yazardın,/
Moskof denen düşmanı kaleminle ezerdin./Açtığın çığırından
gideceğiz Elmas’ım,/Hepimizin emeli, Kremlin’i yakalım”
Bugün, Elmas Yıldırım’ın, “—elveda, ey müşfik ana, elveda!/
elveda, ey güzel Bakü elveda!” dediği, Bakü bütün
nazarlarıyla, Elazığ’da! Elazığ, müşfik ana’nın şefkat
komlarında!..