Osmanlı ve Cumhuriyet
döneminde Elazığ'da öğretmenlik yapan ve lakabı 'Tahtsız
hoca' olarak bilinen Abdullah Lütfü'nün hayatı roman oldu.
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde Elazığ'ın
Ağın ilçesinde öğretmenlik yapan, davranışlarıyla 'Tahtasız
Hoca' diye lakap takılan Abdullah Lütfü'nün hayatı,
torununun oğlu eğitimci yazar Feridettin Atatuğ tarafından
romanlaştırıldı. Abdullah Lütfü 1855 yılında dönemin
medresesini birincilikle bitiren Molla Halil'in oğlu olarak
Ağın ilçesine bağlı bugün Keban Baraj Gölü altında kalan
Köhpinik köyünde dünyaya geldi. Köyde öğretmenlik yapan
babasından 9 yaşına kadar Kuran-ı Kerim, dil, ve
diğer konularda dersler alan Abdullah Lütfü, 9 yaşında
babasını kaybetmesi üzerine anneannesinin ilgisiyle civar
köylere giderek eğitimine devam etti. Eğitim
hayatını sürdürürken bir yandan da gurbete çıkıp amelelik ve
çobanlık dahil birçok farklı işlerde çalışan
Abdullah Lütfü, daha sonra köyüne dönerek imamlık yapmaya ve
okuma yazma öğretmeye başladı.
—KAFADAR OKUYOR MUSUN?-
Köyde her rastladığı kişiye 'Kafadar, okuyor musun?'
diye soru soran Abdullah Lütfü'nün bu özelliği, yöre halkı
arasında hızla yayılırken, kendisine 'Tahtasız' ismi
takılmasına yol açtı. Ağın ve Keban ilçelerinde tanınmaya
başlanan Abdullah Lütfü, okuma yazma bilmesi nedeniyle
çalıştığı Ağın tapu dairesinde tapu senetlerinin üzerinde
ücretsizdir yazmasına rağmen okuma yazma bilmeyen
vatandaşlardan memurların ücret almasını eleştirerek
yöneticilerle kavga etti. Bu nedenle kurumdan çıkartılan
Abdullah Lütfü, kendisine verilen
'Tahtasız' lakabının daha da yerleşip
yayılmasına neden oldu.
—KİLİSEYE GİDİP FRANSIZCASINI
GELİŞTİRDİ
Ortaokul diploması almak isteyen Abdullah Lütfü, 1 günde
imtihanı kazanıp diploma aldı, 15 gün sonra okul müdürünün
hastalanması üzerine yerine vekalet ederek Fransızca
derslerine girdi. Bu özelliğiyle 'Dinsiz' yakıştırmaları
yapılan Abdullah Lütfü, bir süre İstanbul'a giderek
matbaalarda çalıştı. Dönemin saray hocalarından kendisi de
Ağınlı olan Müderris Hüseyin Hüsnü Efendi'nin
Padişahtan memleketine medrese ve cami yapılmasını
istediğini öğrenen Abdullah Lütfü, tekrar Ağın'a dönerek
ilkokul öğretmenliği yapmaya başladı. Bu sırada
Fransızcasını geliştirmek için kiliseye gitmeye başlayan
Abdullah Lütfü'nün o dönemde kafasında sarıkla kiliseye
gitmesi de yadırgandı. Ancak, Abdullah Lütfa hiçbir
şeye aldırış etmeden Fransızcasını geliştirdi. Ağın
ve çevresinde öğretmenlik işini devam ettiren Abdullah
Lütfü, 1931 yılında Ağın'da vefat etti. Bugün ilçede kendi
adının verildiği bir ilköğretim okulu bulunuyor. Abdullah
Lütfü'nün torununun oğlu eğitimci yazar Feridettin
Atatuğ (77), yaptığı açıklamada, büyük dedesi hakkında
bugüne kadar yazılan yazılarda dip not veya bir vesika
gösterilemediğini söyledi. Atatuğ,
''Eğitime böylesine katkıda bulunan ve okumayı teşvik eden
biri hakkında bir vesika olmamasını bir eksiklik olarak
gördüm. Onun, bugün bir kişiye hitaben
kullandığımız, birader, arkadaş ifadesi yerine 'Kafadar
okuyor musun?' olarak kullandığı sorusu beni çok etkiledi.
Tahtasız bir eğitim gönüllüsünün olduğunu gelecek nesillere
öğretmek istedim'' dedi. Abdullah Lütfü'nün hayatı ve
yaşadıklarının roman tarzında anlatıldığı 'Tahtasız Hoca'
adlı kitap, Manas Yayınlarından çıktı.