Fırat’ın iki yakasına kurulu aynı
duyguları, aynı kültürü, aynı tarihi ve aynı kaderi paylaşan
iki beden, iki candır Elazığ’la Malatya. Ben EL-MA diyorum
ya gerçekten su gibi aziz bir varlığın, Fırat’ın ayırdığı
değil birleştirdiği iki dilimdir bu iki ilimiz.
Elazığ’la Malatya; bin yılların
köken, tarih, kültür ve duygu birlikteliği ile tek yürek
olan; mayasını yaradılışın manası, bütün canlıların manevi
gıdası dirilişe sebep, murada götürecek yegâne hedef
sevgiden alan; iyiye, güzele, doğruya doğruluğa sevdalı;
yiğit, onurlu, gururlu insanların membaıdır.
Elazığ’la Malatya; hoşgörüyü,
sadeliği, kadir bilirliği, vefayı olmazsa olmazları arasında
gören canların boy atıp yeşerdiği beldedir.
Elazığ’la Malatya gurbette can
olan, kardeş olan birinin acısını diğeri duyan, birlikte
ağlayan birlikte gülen insanların diyarıdır.
25 Temmuz 2006’ Elazığlı kültür
ve gönül dostlarını ağırlayan Malatya gerçekte o gün
misafirperverliğin ve kardeşliğin en güzel örneklerini
sergilemişlerdi. “Birfani” mahlası ile şiir yazan Metin
Özer’de yazdığı bir dörtlüğünde ifade ettiği gibi:
“Bil ki şu yiyimli, içimli
dünyada
Bir fâni yolcuyuz aynı
zamanda
Yolları yol yapan izlerdir amma
Hüner izde değil, iz bırakanda”
Elazığlıların gönlünde iz bırakmışlardı. Elazığ’ın kültür ve
gönül evi Manas’ın düzenlediği EL-MA’nın ikinci kültür
buluşması Elazığ’da gerçekleşti. 24 Şubat 2007 tarihi Elazığ
için müstesna günlerden biri idi. O gün sıcaklığın,
candanlığın, içtenliğin sarıp sarmaladığı Malatyalı kültür
ve sanat adamlarını konuk etmenin derin mutluluğunu yaşadı
Elazığ.
24 Şubat Elazığ-Malatya Kültür
Buluşması Elazığ Halk Kütüphanesi’nin mütevazı salonunda
sabah kahvaltısı ile başladı. Manas’ın tanışma ve kaynaşma
için seçtiği mekân dikkat çekiciydi. Kitabı baş tacı ve
kültür aktarımının olmazsa olmaz aracı olarak gören Manas’ın
seçtiği bu mekânda Malatyalı dostlarla tanışıldı. Bir gün
önce Manas Kitap ve Kültür şöleni için Elazığ’a gelen
Elazığ’ımızın fahri hemşerisi Atatürk Kültür Dil Tarih
Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Sadık Tural’ın da bu
mütevazı ve içten toplantıyı onurlandırdı. Prof. Dr. Sadık
Tural yaptığı konuşmada Doğu Anadolu’muzun bu iki güzide
ilinin sadece kültür alanında değil her alanda birlik ve
bütünlük içerisinde olmasını diledi. Ardından Malatyalı ve
Elazığlı gönül ve kültür adamları bir bir kürsüye gelerek
hem kendilerini tanıttılar; yaptıkları kısa konuşmalarla
kültür birliğinin pekiştirilmesi, kardeşlik bağlarının
kuvvetlendirilmesi yönünde mesajlar verdiler.
Malatyalı gönül dostlarından
kimler yoktu ki…
Başta MAKSAT başkanı Yaşar
Karaaslan olmak üzere Belediye Başkan Yardımcısı Ziya
Kesriklioğlu, Valilik Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Halil
İbrahim Kılıç, İl Kültür ve Turizm Müdürü yardımcısı Mehmet
Kazancı, Battalgazi Belediyesi Kültür Şube Müdürü Nihat
Semercioğlu, İnönü Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr.
Mehmet Karagöz, Yard. Doç. Dr. Göknur Akçadağ, Yard. Doç.
Dr. Ramazan Çiftlikçi, Mimarlar Odası İl Temsilcisi
Abdurrahman Yavuz ile gizemini, gücünü ve coşkusunu aklın
rüya âleminden koparıp duygu suyunda yuduğu kelimelerden
alan; yürekleri sevdayla çarpan iç dünyamızın mimarları,
şair arkadaşlar Metin Özer, Işıl Çırak, Sevim Emir, Nihal/
Selahattin Sarıoğlu, Metin Özer, Orhan Toğrulca, Dr. Suat
Yalçınsoy, Mustafa Yuka, Ali Rıza Uğurlu, Ali İhsan Öztürk,
Halil Yazgan, Kenan Gökçe, Semira Aktaş ve Mustafa Necati
Güldal ile gönlü bu coğrafya kadar engin olan Celal Yalvaç
(Celal Abi).
Güne tarihinin yüzlerce olayına
tanıklık eden ve her karış toprağı ayrı bir giz taşıyan
Harput gezisi ile başlandı. Battal Gazi’nin torunları ile
Balak Gazi’nin torunları o gün birlikte Harput’un buram
buram tarih ve kültür kokan mekânlarını adımladılar. Kaleye
çıkıldı, burada yapılan arkeolojik kazılar hakkında bilgi
alındı. Ulu Cami’yi ziyaret edildi, ardından işadamı Şefik
Gül tarafından düzenlenen “Harput Evi’inde ikram edilen
cedene kahveleri yudumlandı.
Elazığ Belediyesi’nin
Harput-Kayabaşı lokantasındaki ikramının ardından Fırat
Havzası Gazeteciler Cemiyeti ve Elazığ Musiki Konservatuarı
derneğini ziyaret edildi. Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyeti
ile Elazığ Musiki Konservatuarı Derneği çalışmaları hakkında
bilgi alındı.
Sırada “Manas Şiir Günleri”nin
20.si vardı. Fırat Üniversitesi İletişim Fakültesinin
organizesinde Fırat TV stüdyosunda canlı olarak
gerçekleştirilen bu etkinlikte gönül tellerimizi titreten,
duyguların kanatlandığı, evrene ahenk, toprağa bereket,
tohuma kalıcılık, bülbüle ses, güle renk veren şiir vardı,
fikir vardı, sevgi vardı, birlik vardı dirlik vardı dirilik
ve güzellik vardı.
20. Manas Şiir Günlerinde
Malatyalı şair ve kültür adamlarının yanı sıra Elazığlı şair
ve yazarlar vardı. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Hamdi Muz, İletişim fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan
Kürüm, Elazığ İl Kültür Müdürü Tahsin Öztürk, şairler Şükrü
Kacar, Gazi Özcan, Mahir Gürbüz, Zekeriya Bican, Berika
Küçük, Doğan Özdal, M. Faik Güngör, İhsan Nazik, Ergün
Yılmaz, Necati Demir, Tamer Kavuran vardı.
Oturum başkanı olarak yaptığım kısa konuşmada
bu birlikteliğin amacını vurgulamaya çalıştım. Fırat
Üniversitesi Fen edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç
Dr. Tarık Özcan’ın “Şiir ve Şehir” konulu sunuş
konuşmalarının ardından Malatyalı ve Elazığlı şairler
kürsüye gelerek gönül ikliminin çiseleyen yağmurlarını yeni
ebemkuşakları ile bezediler. Bu arada Malatya Belediye
Başkan Yardımcısı Ziya Kesiriklioğlu, Malatya Valiliği Basın
ve Halkla İlişkiler Müdürü Halil İbrahim Kılıç ile Fırat
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz, Elazığ İl
Kültür Müdürü Tahsin Öztürk, yaptıkları konuşmalarla EL-MA’nın
gönül ve kültür köprüsünün ayaklarını kuvvetlendirdiler.
Ve elbette kurulan bu gönül ve kültür
köprüsünün mimarları MAKSAT başkanı Yaşar Karaaslan ile
Manas’ın gönül eri Şener Bulut gerçekleştirilen bu tablonun
ressamları olarak unutulamayanlar arasındaki yerlerini daha
da belirginleştirdiler.
Manaslı şairlerle birlikte kültürün, bir
milletin bekasındaki önemini bilen ve ona gönül veren
Malatyalı şairlerin, fikir gönül ve kültür adamlarının bu
birlikteliği unutamayacak hatıralar arasında ve başköşedeki
yerini aldı. Bütün temennim bu gönül ve kültür
birlikteliğinin devam etmesidir. İleride inşallah, EL-MA’nın
bu birlikteliğinin sağlayacağı performans sonucu oluşacak
enerji ve görevdeşlik Türk Kültürünün yücelmesi ve
yükselmesine katkı sağlar.
Ben bugünkü yazımı bugün münasebeti ile
yazdığım bir şiirimle noktalamak istiyorum.