Dost
kavramı denince ilk aklımıza gelen isim, ‘—asrın Yunusu’
olarak da kabul gören Fethi Gemuhluoğlu dur.(1922–1977)
Ondan şu satırları aktarmak istiyorum; “Bir tohum gerek,
diyoruz. İnsanın içine düşmeli. Orada yeşermeli. Orada
göğermeli. Orada başak tutmalı. Harmanı hasadı insanın
içinde olmalı. İnsanın içinde savrulup, içinde
ambarlanmalı... İnsan ona değirmen kesilmeli. Bu değirmen
bizde çağıldamalı... Bu tohum bir nazardan gelmeli Mübarek
ve muazzez bir kişiden. Er bir kişiden. Bu merhaba bir
dosttan gelmeli. Mübarek bir dosttan. Dost bir kişiden... Bu
merhaba sıcak olmalı, sımsıcak. Doğru olmalı eğriye,
gelişigüzele karşı. Alabildiğine geniş olmalı, uçsuz
bucaksız; kahredici ve bunaltıcı dar’a karşı. Bu merhaba,
bir tohum olmalı. Vefasızlıklara, avareliklere,
günübirliklere, iğretilere, ihtiraslara karşı. Bu merhaba
yeşermeli, göğermeli; ihmallere, ilgisizliklere,
yalnızlıklara karşı. Başak tutmalı; hiçliklere, kayıplara,
karanlıklara karşı.”
Fethi
Gemuhluoğlu, Ab-ı hayat suyu olarak anılan ve damlalarını
cennetten aldığı rivayet edilen, Fırat’ın suyu gibi aşk ile
çağıldamıştır. Sürekli, kendisini harmanlayarak akmıştır. Bu
isim, aslen Elazığ’ın Ağın İlçesine bağlı kendi soy ismi ile
de izafe edilen, Gemuhlu Köyündendir. Çok Elazığ’lı, bu
güzel huylu, sahabe meşrebli, Hak aşığı insanın kendi
hemşehrisi olduğunu pek bilmez! Uluslar arası Hazar Şiir
Akşamları bir vesile ile bu nezih insanı bütün tarihi
hatıraları ile bizlere tanış yaptı. Şehrin edebi mahfili
‘—onunla halvet buldu’ tanış oldu!
Malatyalı, Fethi Gemuhluoğlu’nu, kendi öz hemşehrisi olarak
bilir. O’nun anısına her yıl anma programları hazırlar.
Fırat’ın iki yakasını bir araya getiren bir yürektir,
Gemuhluoğlu! O yürekli bahadırlara, günümüz coğrafyasında o
kadar ihtiyacımız var ki!
Sözü
nereye getireceğim; Malatya-Elazığ arasında oynanan spor
karşılaşmaları... Ve sonrasında meydana getirilen suni
gerilimler! Bardağı taşıran öfke kabarcıkları! Bunlar
tesadüfî mi... Hayır, her biri kışkırtma, belli minvallerin
oynamaya çalıştıkları çok çirkin senaryolar! O senaryolara
alet mi olacağız! Bütün bu oyunları akıl, dikkat ve rikkatle
bozacağız. Öyle ki, ne bir Elazığlının arzu edeceği veya
nede bir Malatyalının alkışlayabileceği şeyler değil bütün
bu olanlar! İnancımız,
‘—fitne, küfürden
eşettir’ diyor! Fitneye kapı aralayan/ insanlar arasında
kötü bir çığır açmanın edepsizliğini yapanlara elbette
bizlerin müşterek tepkileri olacaktır.
Bu
Cumartesi (24 Şubat 2007) Malatyalı şair, sanatcı, edebiyat
ve basın camiasının önde gelen isimleri Elazığ’da olacaklar.
Elazığ’da, bir büyük buluşma! Bu buluşmada, Gemuhluoğlu gibi
sevda insanlarının yürek çarpıntılarını dinleyeceğiz.
Coğrafyayı vatanlaştıran bir ruhla, ‘—esfele sefilin’ olarak
adlandırılan o aşağıların aşağısı bir düşünce vehmine toplu
iğne büyüklüğünde müsamaha ile karşılayamayız.