Salon umulanın ötesinde şiir
severler tarafından dopdolu. Sahnenin bir başında büyücek
bir Türk bayrağı, yanı başında Peygamber Efendimizin
“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır.”
mübarek sözü ve hemen yanında büyük önder Atatürk’ün büyük
boy kalpaklı bir posteri. Bütün bunlar her Türk evladının
olduğu gibi bizlerin de gururlanmasına vesile oluyordu.
Bu sahnede bir eserin tanıtımı
yapılıyordu.
Bir eser meydana getirmek, bu
eseri yayınlamak ve bir eseri sahneye koymak kolay mıdır,
zor mudur bilenler bilir.
Manas Yayıncılık yine kendisinden
beklenilen bir başarı sergiledi. Uzun yıllar Harput
Sarahatun Camiinde imamlık yapmış olan bir din adamı, bir
şair, rahmetli Mehmet Bedri Yücesu’nun hayatı ve şiirlerini
kitaplaştırarak yayınlanmış eserleri arasına bir yenisini
daha ekledi.
Eser hakkında ilk konuşmayı
gazeteci, yazar sevgili kardeşimiz Bedrettin Keleştimur
aldı. Keleştimur, o nefis konuşmasıyla Bedri Hoca’nın hayatı
ve kişiliği hakkında önemli bilgiler sundu.
İkinci konuşmacı olarak Bedri
Hoca’nın oğlu Sıtkı Yücesu, babasına gösterilen bu yakın
ilgi ve alakadan ötürü bu eserde emeği geçenlere
teşekkürlerini arz etti.
Bu eserin meydana getirilişinde,
bu gecenin düzenlenmesinde büyük emekleri olan, din adamlığı
yanında kültür ve sanat adamı olduğunu bildiğimiz İl
Müftümüz Sayın Ömer Kocaoğul, Harput’un asırlarca bir kültür
hazinesini bağrında beslediğini, Harput’un bu haliyle bir
açık hava müzesi olduğunu, tarihi ile şimdiki zamanımızı
birleştiren bir kültür köprüsü görevini yaptığını ifade
ederek din adamlarının kültür ve sanatla iç içe olmasının
yararlarını anlatıp, Bedri Hoca ve Sarahatun Camisi hakkında
bilgiler verdi.
Bu eserin mimarı Fırat
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Buran her zaman
olduğu gibi yine özverili bir çalışma ve büyük bir emek
sonunda böylesine güzel bir esere Doç. Dr. Ali Yıldırım’la
birlikte imzasını atmış, kitap hakkındaki görüşlerini dile
getirmek üzere sahnede yerini almıştı. Sayın Buran
konuşmasında 1989 yılından beri bu eser üzerinde
çalıştığını, Bedri Hoca’nın ailesi ve çocuklarının da
yardımı ile bu eserin vücut bulduğunu söylerken gözlerinde
bir kuyumcunun göz nuru dökerek hazırladığı bir elmasın
nadideliğinden, güzelliğinden duyduğu memnuniyet okunuyordu.
Sayın Buran’ın elmas niteliğindeki
bu eseri Manas Yayıncılığın isimsiz kahramanı Şener Bulut
tarafından bastırılmış, 208 sahifeden müteşekkil, pırıl
pırıl ve dop dolu bir eser olarak başta ilimizin gönül adamı
Sayın Valimiz Muammer Muşmal olmak üzere yüzlerce
izleyenlerin görüşüne sunuluyordu.
Sıra, gecenin değil bir Elazığ’ın
gururu olan Fırat Üniversitesi Korosuna gelmişti. Koro şefi,
üzerlerine titrediği, her birisi bir pırlanta olan kalabalık
bir öğrenci topluluğu ile sahneyi doldurmuştu. Şef Yrd. Doç.
Dr. Güldeniz Ekmen Ağiş ve çocukları sahnede harikalar
yaratıyordu. Gözlerimize inanamıyorduk. Böylesine yüksek bir
performansta, böylesine ustaca hazırlanmış bir program
hayallerimizin de ötesindeydi. Kırk yıllık müzik elçimiz
sevgili kardeşim Nihat Kazazoğlu okuduğu müktezatında aldığı
alkışları bu müzik grubuna hediye ediyor, onlarla
gururlandığını ifade ediyordu.
Bu koronun seslendirdiği Allah ve
Allahüekber isimli parçalar gönül tellerimizi titretmiş,
gözlerimizi nemlendirmişti.
Ellerimiz acıyıncaya kadar
alkışladık, alkışladık.
Bugün burada alkışlanacak ve gurur
duyacak bir gece yaşamıştık. Başta Sayın Valimiz olmak üzere
sayın müftümüzle, sivil toplum kuruluşları ile söz ve saz
ustalarıyla, şiire ilgi duyan Elazığ halkı ile ve gerçekten
gururumuz olan Güldeniz Hoca ve çocuklarıyla…
Sağ tarafımda şair dostum Hüsamettin
Septioğlu, sol tarafımda şair ve yazar kardeşim R.Mithat
Yılmaz olunca, söz de, müzik de daha iyi anlaşılır olmuş ve
bu gecede, bu topluluk bizlere büyük bir haz yaşatmıştı.
Hepsini, emeği geçen her kesimi bir
kere değil binlerce kutluyorum ve onları ayakta
alkışlıyorum.