Mehmet Bedri
Yücesu, ‘—doğumunun 105 yılında; Elazığ Valiliği, Elazığ
Belediye Başkanlığı, F.Ü. Rektörlüğü, Ticaret Borsası ve
Manas’ın işbirliği ile hazırlanan bir programla; 15 Aralık
2006 tarihinde Elazığ Müftülüğü konferans Salonu’nda yad
edilecek!..
Kim bu
Bedri?.
1902–1998 tarihinde yaşamış bir edip, bir şair, bir
mütefekkir, bir hattat, bir duvar ustası ve hepsinden evla;
Harput’ta bulunan tarihi Sarayhatun Camiinin İmamı!
Bedri
Hoca’yla, 20. asra yolculuk yapıyoruz. O asırda, ‘—Türk
Cihan Hakimiyetinin’ kırık, dökükte olsa, ‘akseden bir yüzü’
vardır. Sığ ve cılız bir iklim değildir bu!.. Kendi içine
kapalı, korkak, ürkek, pısırık ve mıymıntı bir ‘aydın
profili’ de yoktur!
Harput
İklimi diyoruz... Öyle bir iklimdir ki, ‘—İstanbul’a
yakındır, Kafkaslara yakındır, Basra’ya yakındır’ Harput’ta;
Fuzuli vardır, Nedim vardır, Şeyh Galip vardır, Dede Efendi,
Itri vardır, Şehriyar vardır, Aşık Veysel vardır!..
İmam
Efendi, Beyzade, Müftü Hacı Ömer Naimi, Dede Nuzhet, Rahmi,
Hacı Hayri. Abdulhamit Hazmi(kambalakzade), Mustafa Sabri ve
daha burada isimlerini zikredemediğimiz nice simalar...
Harput
Musikisinin 13 makamda söylenen yüzlerce eseri bu dönemin
bizlere bıraktığı yegâne mirastır.
20.
asır dedik, bu asrın vakar dolu yüzü dedik... Bedri Hoca
bizlere o kadar şeyler anlatıyor ki, ‘—tarihe şerh
düşülmesi’ bakımından önemlidir!
Bedri
Yücesu, kendi halinde, halim, selim, mütedeyyin, duygu yüklü
bir şahsiyet!.. O şahsiyette bizler şimdi neleri buluyoruz;
‘—o sakin ve duru ikliminde derin bir felsefe!’
Düşünelim, sade bir cami imamı; ‘—Arapça’ya, Farsça’ya
hakim; İngilizce’yi biliyor’ Bunun anlamı nedir?.. ‘—üç
kıtayı birbirine yaklaştıran coğrafyaya nüfuz etmek’ Bir
bakıma, ‘—yüksek ve devasa bir kültürün’ sosyal, siyasi ve
ekonomik entegrasyonudur!..
Sn.
Prof. Dr. Mehmet Aydın, ‘—Harput’ta 200’ün üzerinde büyük
ilim adamının yetiştiğini...’ belirtiyorlar. İlmi biz neye
benzetebiliriz; ‘—rahmet damlalarının toprağın
derinliklerine doğru nüfuz etmesi...’
Bizim
korkumuz nedir?
‘—gönüllerin çoraklaşması, toprağın çoraklaşması, bu
coğrafyanın ikliminin çoraklaşmasıdır’
O
bakımdan, ‘—tarihle yüzleşmemiz’ çok önemli! “—viranelerde
nice defineler saklı olduğunu...” şimdi daha iyi anlıyoruz!
Bedri
Yücesu’nun şahsiyetine de tesir eden eserlerinde bir geçiş
döneminin, ‘tesirlerini’ görebilirsiniz. Şiirde, duru bir
Türkçe’ye de yer veriyor. Mahalli kelimeleri, atasözlerini
ve deyimlerimizi bir ince gergef gibi işliyor. Tabiatıyla, o
günün şartlarına göre iyi bir tahsil alıyor. Ailenin de,
böyle bir kültür ekseninden gelmesi; ‘—sanatçıları ve
edebiyatı ilim muhiti besler’ düşüncesiyle hareket edersek;
20. asrın Harput’unda, ‘—bir ilim muhiti’ vardır. Yankıları,
İstanbul’a kadar giden önemli eserler çıkmaktadır. Doğu
Anadolu’da çıkan ilk gazete, ‘—Mamurat’ül Aziz’ gazetesidir.
Bu gazetede, dönemine göre çok önemli edebi yazılar ve
tartışmalar yer almaktadır.
Bedri
Hoca ile bir dönemi yolculuk yapma ihtiyacını bir daha
hissettik. Bunun bırakacağı izler, temenni ederiz ki, ‘—yeni
çalışmalara’ kapı aralar. Ben özellikle de,
‘—İmam Efendi ve
Dönemi’ sempozyumunun mutlaka yapılması gerektiğine ihtiyaç
olduğunu belirtmek isterim. Bugünkü, Elazığ iklimine; o
günlerden günümüze doğru çok sıcak esintilerle geldiğimizi
vurgulamak isterim.