İlimizin
basın-yayın iftiharı MANAS Yayıncılık, yeni bir kitabıyla
yine Elazığlı okurlarının karşısına çıktı. Başında, bu
şehrin kültür fedaisi Şener BULUT’un bulunduğu MANAS’ın son
kitabı Harputlu Mehmet Bedri Yücesu’yun Hayatı ve Şiirleri.
Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesinden Prof. Dr. Ahmet
BURAN ve Doç. Dr. Ali YILDIRIM’ın hazırladıkları “Bedri
Hoca” 208 sayfadan oluşuyor. Dizgi ve sayfa düzenini Mehtap
Aksoy’un, kapak tasarımını Dr. Tamer Kavuran’ın yaptığı
eser, Elazığ’da Güler Matbaası’nda basılmış.
Prof.
Dr. Ahmet Buran’ın biz geçen yıl da yine Manas Yayıncılık
tarafından basılan Nimri Dede adlı araştırma-inceleme
kitabını okumuştuk. Buran, Keban’ın yetiştirdiği bir seçkin
halk şairinden sonra şimdi de Harput’un yetiştirdiği divan
şiirimizin son temsilcilerinden Bedri Hoca’yı bizlere
tanıtmış oldu.
Aslında Buran Hoca, Yücesu’yu bizlere tanıtmaya daha
yıllarca önce başlamıştı. Onun, 1998’de gerçekleştirilen
“Dünü ve Bugünüyle Harput” sempozyumundaki bildiri konusu
Mehmet Bedri Yücesu idi. Ayrıca Bedri Hoca’nın şiirlerinin
bir kısmının Buran tarafından değişik dönemlerde öğrencilere
bitirme ödevi olarak verildiğini de biliyorduk. Ama kitap
hâlinde basılması tamamen farklı bir güzellik olmuştur.
Prof.
Dr. Ahmet Buran, yıllar evvelinden Yücesu’yu tanımaya ve
zaman zaman da bazı şiirlerini almaya başlar. Bu şiirler
küçük cep defterlerine, takvim yapraklarına, kâğıt
parçacıklarına yazılmış müsveddelerdir. Bur diğer husus,
Bedri Hoca, bunları pratik Arapça yazısıyla kaleme almıştır.
Buran Hoca ise onları asla zayi etmez, Latin alfabesine
çevirerek bir yerde biriktirmeye devam eder.
Sıra
kitap safhasına geldiği zaman oğlu Sıtkı Yücesu ile görüşür.
Oğlu, babasının şiirlerinin bir defter hâlinde Tümer
Akpolat’ta olduğunu belirtir. Buran, Sıtkı Yücesu’yun elinde
olan-biten materyali aldıktan sonra bu kez Akpolat Hoca’ya
gider. Sağ olsun, o da şimdiye kadar özenle saklamış olduğu
Bedri Hoca’nın şiir defterini Buran’a teslim eder. Bilir ki,
Ahmet Buran işi bilen insandır ve bu şiirler en mükemmel bir
şekilde onun elinde değerlendirilecektir. Değerlendirilerek
gün yüzüne çıkacak, birkaç kişinin elinin altındaki bu
şiirler yüzlerce kişinin başucu eseri olacaktır.
Kitap,
Önsöz’ü saymazsak yedi bölümden oluşmaktadır. Bu bölümler
sırasıyla; Bedri Yücesu’yun Hayatı, Edebî Kişiliği,
Şiirleri, Dizin, Sözlük, El Yazısından Örnekler ve
Fotoğraflar’dır.
M.
Bedri Yücesu’yun hayat hikâyesini, isterseniz kitabın ilgili
bölümünden yararlanarak sizlere kısaca aktarmaya çalışalım.
Yücesu, 1318 (1900–1901) yılında Harput’ta doğmuştur. Babası
Mustafa Efendi’dir. Dedesi ise Harput Müftülüğü ve Sara
Hatun Camii vaizliği yapmış olan Hacı Halim Efendi’dir.
Yücesular aslen Malatya’nın Kale ilçesindendirler. Bedri
Hoca’nın büyük dedesi o zamanlar İzolu denen Kale’den önce
Elazığ’ın Akçakiraz köyüne, sonra da Akçakiraz’dan Harput’a
göçüp yerleşmiştir. Kitaptaki bir şiirinde onun, bütün
bunları tahkiye etmiş olduğunu görürüz.
Harput’ta doğan Bedri Yücesu’yun çocukluğu da Harput’ta
geçmiştir. Feyz-i Sıbyan Mektebinde, Zahriye Medresesinde
okumuş ve bilahare İmam Hatip’ten imam olarak mezun
olmuştur.
1926’da askerliğini yapan Hoca, tekrar Harput’a dönerek
Serince ve Salkaya köylerinde, daha sonra ise Harput-Sara
Hatun Camiinde imamlık yapar. Bu görevde iken emekli olur.
Bedri
Yücesu, iki evlilik yapmış ve ilk hanımından üçü erkek dört
çocuğu olmuştur. İkinci hanımından çocuğu yoktur.
12
Kasım 1998’de vefat eden Yücesu’yun mezarı Harput’tadır.
Bedri
Hoca’nın kitaptaki şiirleri arasında bir de müstezadı vardır
ve bu müstezadın da bir yerinde şöyle bir mısra vardır;
“Şi’rime değer var mı veren aceb bu âlemde?”
Demek
ki Hoca’nın şiirine değer veren varmış ki; hem de bir
Edebiyat Profesörü, onları araştırdı, buldu, bir araya
getirdi ve pırıl pırıl bir kitap olarak gün ışığına çıkardı.
Buran, onun edebî kişiliği hakkında uzun uzun
bilgilendirmede bulunuyor, bilhassa şekil ve muhteva
bakımından tahmislerini başarılı bulan Buran; “Kafiye ve
rediflerin kuruluş ve kullanılışı bakımından genellikle
başarılı olan şairin, dil, üslup ve mazmunların kullanımı
bakımından, özellikle Divan edebiyatı zevk ve anlayışını
devam ettirdiği görülür.” demektedir. Bunun yanında Bedri
Hoca’nın aruz veznini kullanamadığını; zaten bunu kendisinin
de “vezin konusunda fazla bir bilgi sahibi olmadığını”
söyleyerek itirafta bulunduğu kaydını görmekteyiz.
“Bedri
Hoca” kitabının basımı Elazığ’da bir faaliyetle âdeta
kutlanmıştır. MANAS Yayıncılık ve Elazığ Müftülüğü’nün
işbirliğiyle Edibe Can Müftülük Sitesinde 22 Aralık gecesi
bir tanıtım ve müzik programı icra olunmuştur.
MANAS
adına Bedrettin Keleştimur, Müftülük adına Elazığ Müftüsü
Ömer Kocaoğul’un konuşmalarını müteakip Prof. Dr. Ahmet
Buran, Bedri Hoca’nın hayatı, şiiri ve kitabın hazırlanması
hususlarında bilgilendirmede bulundu. Faaliyetin ikinci
ayağında Fırat Üniversitesi Konservatuar öğrencileri,
Konservatuar Müdürü-Şef Güldeniz Ekmen Agiş yönetiminde;
içinde Agiş tarafından bestelenen Yücesu’yun eserlerinin de
bulunduğu mükemmel bir konser sunmuşlardır. Umulanın
fevkinde bir başarı sergileyen öğrencileri ve Agiş’i
kutlamamak doğrusu kadirbilmezlik olur. Hele, konserin bir
yerinde Bedri Hoca’nın müstezadını, müstezatlar bülbülü
Nihat Kazazoğlu’nun sesinden dinlemek geceye apayrı bir
nefaset eklemiştir. Dinlerken o derece şevke geldik ki, yan
yana oturduğumuz M. Şükrü Baş’la “Allah!” diye ünlememek
için kendimizi güç zapt ettik. Gelin isterseniz, yazımızı da
bu müstezadın ilk birkaç mısraıyla sona erdirelim. Ne
dersiniz?