Her ülkenin manevi şahsiyetini, o ülkenin
kültürü oluşturur. Çünkü her kalabalığa millet denmez.
Dolayısıyla bahsi geçen değeri güçlendirmek için her
devletin resmi çabaları vardır.
Önceki hafta sonu Elazığ’ımızda güzel bir
faaliyet gerçekleştirildi. Kitap adına, kültür adına…
Yapılanları alkışladık. Çünkü alkışlamak lazımdı. Bu
güzelliğin içinde diğer bir güzelliği daha alkışladık. O da
Kültür Bakanlığı’mızın değerli müsteşarı Prof.Dr. Mustafa
İsen’di. Küçük bir Anadolu şehri olan Elazığ’ımızda yapılan
bu mütavazı törene farklı bir anlam kattı. Devletimizin
böylesi mühim bir olaya bakış açısını ortaya koydu. Güç
bulduk.
6 Mayıs akşamı Fırat Üniversitesi
konferans salonunda müsteşarımızın söyledikleri de biz
edebiyatçılar için mühimdi. Elbette devlet, fertlerin bir
araya gelmesiyle şekil bulmuş bir yapıdır. Öyleyse bu
birlikteliğin korunması için devletin de bir vesile ile
kendisini, göstermesi lazımdı. Çünkü böylesi faaliyetlerde
onun kenarda durması da doğru olmaz, içinde olması da.
Kenarda durursa faaliyeti yapanların cesareti kırılır.
İçinde olursa faaliyeti kendi kontrolüne alır. İkisi de
sanat ve edebiyat adına güzel olmaz. Ancak ideolojik
devletlerde bunlar yapılır.
Güzel olan devletin sanatçısını,
edebiyatçısını, ilim adamını… Teşvik edecek alternatifler
bulmasıdır. Onu başıboş bırakmayacağı gibi kontrol de
etmemelidir. Bir şey üretecek ortamlar hazırlamalıdır.
Bahsi geçen etkinliklerde
zannediyorum söylenenler gerçekleşti. Herkes üzerine düşeni
yaptı. Sayın müsteşarımız da hem yazarlarla görüştü, hem
kitap tanıtımına katıldı. Devletin üst düzey temsilcisi
olarak faaliyete ivme kazandırdı.
Tabi buraya kadar olanlar güzeldi.
Müsteşarımızın deyimiyle; çok az ile nasip olacak bir
törendi. Ancak kitap satımında oldukça sıkıntı var.
Eserlerin baskı masraflarını bile çıkartmada zorlanıyoruz.
Kültür Bakanlığımızın bu konuda da yardımları gerekiyor.
Unutmamak gerekir ki gelişmemiş veya az
gelişmiş ülkelerde; devlet ya da birileri olmadan hiçbir şey
yapılamıyor. Tabi işin içine birileri girince de durum
farklılaşıyor. Baskısını tamamlayıp piyasaya sürmeye
hazırladığımız on iki kitabın muhtevasına bakılırsa önemli
olduğu anlaşılacaktır. Şu halde sıra o kitapların ellerde
dolaşmasına gelmiştir. Dolayısıyla bu hususta gerekenin
yapılmasına gelmiştir.
İfade etmekte yarar var ki Balak Gazi
romanımın filme aktarılması çalışmaları da son aşamaya
gelmiş. Mecaz Yapım’ın teşebbüsüne, Kültür Bakanlığı’mız
olumlu cevap vermesiyle film çalışmaları başlamış. Geçen
hafta sonu Mecaz Yapım’ın elemanları; Sayın valimizle,
belediye başkanımızla, rektörümüzle görüştüler. Sonra da
senaryo yazarı olarak okulumuzu ve beni ziyaret ettiler,
çalışmalar hakkında bilgi verdiler. Yakında çekimlere
başlayacaklarmış.
Ne diyelim, bir hayırlı işin, diğer bir
hayırlı işe sebep olması çok güzel. Niyetimiz de hayırlı
olduğuna göre inşallah her şey güzel olacak.