Orta
Asya bizim Ata Yurdumuz.. Anadolu, bu milletin 9. asırdır
Ana Yurdu/ Ana Vatanı olmuştur.. 1071 Tarihinde, Büyük
Komutan Alparslan’ın Bizans İmparatorunu Malazgirt Ovası’nda
yenmesiyle Anadolu’nun kapıları bu millete bütünüyle
açılmıştır.
Malazgirt Zaferinin üzerinden üç
asır sonrasında, 1353 Tarihinde, Gazi Süleyman Şah ve kırk
yareniyle Batı Trakya’ya adımlarımızı attık.. 14. yy sonları
ile 15. yy başlarında tedricen Türk Hâkimiyetine giren
Yunanistan 1828 tarihine kadar 560 yıl Türk toprağı olarak
kalmıştır. Batı Trakya, Meriç Irmağı ile Mesta Irmağı
arasında ki, takriben 8.758 km2 alana sahip coğrafyaya
verilen isimdir.
Batı Trakya’da son nüfus sayımına
göre, 400 bin kadar nüfus yaşamaktadır. Bu bölgede yer alan
Gümülcine(Batı Trakya’nın idari Merk.), İskeçe, Dedeağaç
Türklerin çoğunlukta bulunduğu vilayetlerdir. Bunun dışında,
Dimetoka ve Sofu’da da Türk nüfusunun bulunduğunu
görmekteyiz.
Bunun dışında, Mesta Irmağı ile
Teselya arasında yer kalan Güney Makedonya ya da Yunan
Makedonya’sı olarak adlandırılan bölge de eski bir Türk
yurdudur. Selanik, Kavala, Serez, Drama, Karaferya şehirleri
bu bölgededir..
1923 yıllarında Batı Trakya’da
180.000 Türk’e karşılık, 30.000 Yunanlının yaşadığı
açıklanıyor. 70 yıl öncesinde şunu ibretle müşahede
ediyoruz, Batı Trakya, taşıdığı nüfus potansiyeli ile
Türk’tür.. 1923-1960 yılları arasında Batı Trakya’dan göç
eden Türklerin sayısı, 80 binleri bulmuştur..
Yunanistan burada yaşayan
‘Türk..’ varlığını kabullenmemekte; Takip ettiği
politikalarda,‘Türk..’ varlığını sürekli inkâr etmiştir.
Diliyle, musikisiyle,edebi zenginlikleriyle, buram buram
tarih kokan sanat eserleriyle, halk oyunlarıyla, irfanıyla,
coşkusuyla; Konya’dan, Bursa’dan ayıramayacağımız
güzellikleriyle bezenmiş Türk-İslâm anlayışıyla, hayat
anlayışıyla dimdik ayakta duran şehirleriyle, ‘kimliğini..’
haykırmaktadır.
Evet!. Komisyonumuz, sürekli
olarak bir araya gelerek bir yanda durum değerlendirmesi
yaparken bir yandan da, birebir görüşmelerle, --ülke
menfaatlerinin de gözetilmesi esprisi ile görüşmeler
yapmıştır. Bu görüşmeler kademeli olarak; Gümülcine
Başkonsolosu Ümit Yardım, Dışişleri Bakanlığı Yunanistan
Dairesi Başkanlığı’ndan Nesrin Beyazıt, Batı Trakya Derneği
Başkanı Dr. Erol Kaşifoğlu.. Bu isimler, ödül konusunda
gayet isabetli davranıldığını belirtmişlerdir. Bu görüşmeler
bizlerde şu kanaati de uyandırmıştır; Sivil Toplum
Kuruluşları, bu tür faaliyetlerle ülkemizde ki insanımıza
moral kaynağı verecektir. Hükümeti, içeride motive ederek
güçlendirecektir. Ve, milli konularda ülke insanı direnç
kazanacaktır. Türkiye’de, insana bakışın insani boyutları,
Yunanistan ile kıyaslandığında ne kadar üst seviyelerde
olduğu da gözlenmiş olacaktır. .
Bilahare, İskeçe Müftüsü Mehmet
Emin Ağa, Azınlık Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine
Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif ile görüşülmüş; bu insanlar
ödül törenine gelebileceklerini belirtmişlerdir.