Nur halkalarından sağımızı,
solumuzu şühedanın bürüdüğünü,
Yeşil duvaklar giyinerek Beş
Parmak Dağlarının göründüğünü,
hissettim gönlümce!..
Hey Anadolu!.. Şefkat
damarlarıyla beslediğin/ bezediğin bir sıcak iklimde, kar
taneleri gibi çiçek açmış bir güzel yurtta, Yavru Vatan
Kıbrıs’tayız!..
Kıbrıs Türk’ünün en sıkıntılı/
görüşmelerin en gerilimli günlerinde; bizler, bir büyük
davanın yürekli bahadırına, ‘omuz vermek…’ tarihi tekrar
tefekkür etmek için Kıbrıs’tayız!..
Bir mahalli gazetenin, gazeteniz
Günışığı’nın Anadolu basınına ‘örnek…’ olacak, tarihi bir
ilke imza atacak, bizlerce manevi değeri büyük ve
‘anlamlı…’ bir çalışma, Elazığ’ın gönülden omuzladığı bir
aksiyon hareketine dönüşüyor…”2003 Yılı Devlet Adamı Hizmet
Ödülü…”nde, ‘şehrin imzası…’ onu temsil eden bütün kurum ve
kuruluşların ‘yüreklerinin izleri…’ var!..
Bizler, Kıbrıs’a gitmeden önce;
Valimizin, sıcak, içten, bizlere güven veren mesajlarını
aldık… Rektörümüzün hakeza öyle… Kendileriyle birebir
görüştüğümüz ‘gönül dostlarının…’ sevgi mayasında yoğrularak
yola koyulduk…
25 Şubat 2004 Tarihinde
Kıbrıs’tayız.. Girne Öğretmen evi’nde bizlere tahsis edilen
sımsıcak, Anavatan’ın kokusunu taşıyan bir mekan!. Aynı gün
saat 15.30’da KKTC Cumhurbaşkanı Sn. Rauf Denktaş’ın
konutundayız…
Denktaş’ın gözlerinde, bir büyük
özlemi görüyoruz… Hürriyet bir güzel kaside gibi okunuyor, o
gözlerde…Anadolu’dan gelen Mehmetlerle omuz omuza veren
Kıbrıs’ın kahraman mücahitlerinin nemlendirdiği bir ufuk
insanının derinliklere süzülen gözleri neler anlatmıyordu ki
bizlere!..
Elazığ’ın dolayısıyla Anadolu’nun
gönül ikliminde yazılan ‘gerekçeli kararı…’ maveradan
süzülen ifade tonlarıyla, şehitlerin huzurunda bir farklı
alemin deruni ikliminde okuyoruz…O anı, o an yaşadığımız
duyguları inanın anlatmam mümkün değil!.. Bir manevi
tefekkür halindeyiz…Bizleri Kıbrıs’a taşıyan duygular bütün
bu güzelliklerle örülü değil mi?..
Denktaş, basının da bulunduğu bu
sıcak atmosferde, ‘kararlılığını…’ bir kez daha vurgulayarak
şu zarif ifadelere yer veriyordu;
“Benim ve çocuklarım için çok güzel bir
hatıra olacak. Buna layık olmam için çok uğraşmam gerekir”
“Bugün çok zor bir gün geçirdik. Bu zor
günde bize cesaret verdiniz”
“İnşallah uzun yıllar Anavatan
ile birlikte yaptığımız fedakârlık boşa gitmez”
Bilahare, Kıbrıs’ın yetiştirmiş
olduğu büyük fikir ve mefkûre insanı Harid Fedai bizlere;
“Sn. Cumhurbaşkanımızın sizlerle özel görüşmelerinde bu
kadar sıcak, içten ve samimi olarak duygularını sizlerle
paylaşmış olduklarını görmem dikkate şayan ve güvenin
işaretiydi...”
Evet!. K.K.T.C. Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş’a, şu sıkıntılı günlerin nihayetinde, Elazığ’da
“Kıbrıs Türk Kültür Haftası…” organizasyonun yapılmasını arz
ettik. Kendileri içtenlikle bu teklifimize sıcak
baktıklarını belirttiler. Bir önemli/ bir yürekli adım daha
atılmıştı… Kıbrıs’ı, Kıbrıs Türk’ünü bütün maharetiyle,
zarafetiyle, nezaketiyle, inceliğiyle daha yakından görme/
tanıma mutluluğunu yaşama imkânı bulacaktık… Kıbrıs’ta,
vatan olmanın bütün hicaplarını gördük… Kıbrıs’ta, var olma
kavgasının getirdiği bir iradeye tanık olduk… Coğrafyanın
vatan olması; vatan olan bir güzel coğrafyanın imar edilmesi
kadar güzel neler olabilirdi ki?.. Kıbrıs, Türk’ün kadim
coğrafyasının içerisinde; Anadolu Türk’ü ile ‘et ile tırnak
misali…’ bir kutsi belde…