Günışığı Gazetesi/ Bedrettin Keleştimur/04.05.23005
Elâzığ’da, 5–8 Mayıs 2005 Tarihleri arasında tarih
yazılacak... Günışığı Gazetesi’nin organizesinde, Elâzığ
insanının sahiplendiği bir kutlu dava haline geldi. Türkiye
ve Türk Dünyası Hizmet Ödülleri Töreni için artık söylenecek
tek ifademiz var; --Bu ödülde, şehrin asil ve onurlu duruşu
var!.. Bu ödülde, Alperen ruhunun verdiği sükunet, tevazu ve
sessiz bir çığlık var!.. Bu ödülde, Anavatan’ın huzur ve
güven penceresi olarak tanımlanan mütevazı bir şehrinden
Evlad-ı Fatihan Yurduna uzanan gönül muhabbeti var!..
Bu ödül vesilesiyle; Türk ve
İslâm Dünyasının atardamarının Anadolu olduğunu bir daha
idrak ediyoruz. Bu sorumluluğun şuurunda olan bir İl,
Elâzığ!.. Güzel yüzlü ve güzel huylu insanların diyarı
olarak tanımlanan Elâzığ’daki heyecanın ne kadar doruklarda
olduğunu görmekteyiz. Ve, şunu belirtmek isterim ki; bu
şehir kendi tarihi misyonunu yerine getirmektedir. O
misyonda ne vardır; Milli bir şuur etrafında kenetlenmek,
kendi iç dinamiklerini güçlendirmek, sivil iradeyi gayet
sağlıklı ve canlı tutmak.
Tarih önümüzde en büyük yol
gösterici. Tarihin derinliklerine gidecek olursanız bir
milletin yaşayan hafızasını bulacaksınız, canlı
hatıralarıyla istikbale yöneleceksiniz. Bugün Balkanlarda,
on binin üzerinde; han, hamam, mescit, kervansaray, köprü
vs. olarak adlandırabileceğimiz eserler tarihi öylesine
canlı bir şekilde önümüze getirmektedir ki!. Bir
Gümülcine’yi, bir Filibeyi, bir İskeçe’yi Anadolu şehrinden
ayırmanız mümkün değildir. Batı Trakya’dan gelecek
misafirlerimiz; bizlere oradaki coğrafyayı içerisinde
yaşayan insanlar olarak, birer halk önderi olarak
açıklayacaklardır.
Şüphesiz ki bu ve buna benzer
faaliyetler; bu ülkede sivil iradeyi güçlendirecektir.
Halkımız arasındaki birlik ve beraberliği pekiştirecektir.
Ve, en önemlisi; Anadolu’dan Evlad-ı Fatihan Yurduna gönül
köprüleri kurulacaktır. Bu köprülerden yarın bu şehrin, bu
ülkenin işadamları geçeceklerdir.
Sürekli söylerim ve söylemekten
de imtina etmem; Anadolu’yu Edirne’den, Kars’tan değil;
Kafkasların ötesinden, sınırlarımız ötesinden savunma
gereğini duyarız. Bu nedir; ülkenin sınır ötesi güvenlik
şemsiyesidir.
Bütün bunları telaffuz ederken,
bu milletin Osmanlı İmparatorluğu ile Cihan Hâkimiyeti
kurduğunu/ üç kıtaya yayılan bu coğrafya üzerinde adaleti,
hoşgörüyü, insan hak ve hukukunu bütünüyle tesis ettiğini
görüyoruz. Batılı tarihçiler anlatırlar; --Basra’dan çıkan
bir kervan hiçbir korku ve endişeye mahal kalmadan büyük bir
güven ve emniyet içerisinde Çin-Hindine ulaşırdı. Günümüze
bakınız, Basra ateşler içerisinde!.. İnsan hakları bir ucube
halinde tarif ediliyor.
Özellikle belirtmek isterim;
Osmanlı Türkünün hâkim olduğu coğrafyadan 60’ın üzerinde
devlet çıkmıştır. Bu coğrafyayı bizler, Orta-Kuşak olarak
yorumluyoruz. Ve, bu coğrafyada yaşayan insanlar huzur ve
güvenin arayışı içerisinde... Bu tür faaliyetler, önemli
dirençtir. Bu dirençte ne vardır; İstikrar vardır, sağlıklı
ilişkilerin tesis edilmesi vardır, her şeyden önce paylaşma
kültürü vardır.
Özetle belirtmek istersek; Elâzığ
5–8 Mayıs tarihlerinde çok önemli toplantılara ev sahipliği
yapıyor. Bu toplantılar vesilesiyle şehrin gülen yüzü bütün
Türkiye’ye, coğrafyamızın dışına aksedecektir. Bu faaliyet
kurum ve kuruluşlar arasındaki özgüveni daha da
pekiştirecektir. Bu şehirde daha güzel çalışmalara kapı
aralayacaktır.
Özellikle, 6 Mayıs 2005 Cuma günü
saat 20.00’de, Fırat Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde
yapılacak olan Türkiye ve Türk Dünyası Hizmet Ödülleri
Töreni ve bu tören sonrası, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof.
Dr. Mustafa Öztürk’ün oturum Başkanlığını yapacağı,
“Balkanlarda İslâm” konulu panele çağrıda bulunmak
istiyorum.
Elâzığ ve bu şehrin güzel insanı
bütün güzelliklere layıktır. Ve, bizler Günışığı Gazetesi
mensupları olarak bu şehrin vicdanı olmaya, gönüllerinden
geçen fırtınaların resmi olmaya kendimizi adadığımızı
belirtmek isterim.