Manas/Haber
Manas Yayıncılık olarak, Ağın Kaymakamlığı’nın
himayelerinde, Ağın Belediye Başkanlığı ve Elazığ Ağınlılar
Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği’nin işbirliği ile 21 Mart
2008 tarihinde Ağın’da düzenlenen Nevruz Bayramına katıldık.
Nevruz etkinliklerine katılmak üzere; 21 Mart Cuma günü saat
08.00’de yayınevimizde bir araya gelen Elazığlı kültür ve
sanat heyeti İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Ağın
Belediyesi tarafından sağlanan araçlarla Ağın’a hareket
etti. Kafile başkanlığını Ağınlılar Kültür Turizm ve
Dayanışma Derneği Başkanı Av. Tan Yıldırım’ın yaptığı
heyette; Yrd. Doç. Dr. Ercan Alkaya, Şükrü Kacar, R. Mithat
Yılmaz, Hadi Önal, Av. Doğan Özdal, Nusret Özgen, Necati
Demir, Bedrettin Keleştimur, H. Ergün Yılmaz, Günerkan
Aydoğmuş, Mehmet Dursun Aksoy, Zekeriyya Bican, M. Şükrü
Baş, Mahir Gürbüz, Hüseyin Poyraz, mahallî sanatçılar,
Mustafa Aksu, Bilal Özer, Evren Paşa İlköğretim Okulu ikinci
sınıf öğrencisi Bilgehan Bulut ve çok sayıdaki Ağınlı yer
aldı. Ağın’da düzenlenen Nevruz etkinliklerini takip etmek
için Fırat TV’den Deniz Oğuzsoy, M. Kani Kaya ve Kanal E
TV’den Ali Topal’da kafilede yer aldı.
Kaymakam Soner Zeybek’i Makamında
Ziyaret Ettik.
Ağın Kaymakamlığı’nın himayelerinde, Ağın Belediye
Başkanlığı ve Elazığ Ağınlılar Kültür Turizm ve Dayanışma
Derneği’nin işbirliği ile düzenlenen Nevruz Bayramı
etkinlikleri için Saat: 11,00’de Ağın’a ulaşan heyet
üyeleri, Ağın Kaymakamlığı’nı ziyaret ederek Kaymakam Soner
Zeybek ile bir görüşmede bulundu. Şair, yazar ve sanatçıları
Ağın’da misafir etmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden
Kaymakam Soner Zeybek heyetimize ilçede yapılan çalışmalar
hakkında bilgi verdi. Ağın’da Nevruz Bayramı’nın bu yıl daha
da coşkulu geçeceğini ifade ederek etkinliklerle ilgili
şunları söyledi: " Anadolu'da Selçuklular döneminde
başlayarak Osmanlı'dan günümüze kadar süregelen Nevruz
Bayramı, her milletin kendi kültür değerleriyle
özdeşleştirerek kutladığı bir barış ve kaynaşma günüdür.
Baharın müjdecisi olan Nevruz Bayramları, dostluğun ve
kardeşliğin yoğun olarak yaşandığı, özel günlerdir. Birlik
ve dayanışmanın güçlendiği bu özel günde ilçemizde şenlik
havasında yapılan kutlamalar, bundan sonraki yıllarda daha
da büyük etkinliklerle kutlanmaya devam edecektir."
Heyetimiz adına bir konuşma yapan yayın koordinatörümüz
Şener Bulut, Ağın’da düzenlenen etkinlikler münasebetiyle
Kaymakam Soner Zeybek’e teşekkür ederek, şöyle konuştu;
“Ağın ilçemiz çok zengin bir kültüre sahiptir. 24 Kasım 2007
tarihinde Ağın’da “Tahtasız Hoca” olarak bilinen Öğretmen
Abdullah Lütfi için bir anma programı yapmıştık. Bundan
böyle İnşallah başka etkinlikler de yapmak arzusundayız.”
Görüşmenin ardından Cami-i Kebir’de kılınan Cuma namazından
sonra tarihî çınar ziyaret edilerek burada toplu olarak bir
hatıra fotoğraf çekildi.
Hatıra Ormanına Ağaçlar Dikildi..
Ağın’da düzenlenen Nevruz kutlamaları çerçevesinde Ağınlılar
Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği tarafından oluşturulan
Hatıra Ormanı alanında ağaç dikimi saat 13.30’da yapıldı.
Ağınlılarla birlikte ağaç dikim çalışmalarına katılan şair
ve yazarlarımız 2000 fidanın dikimi için yapılan toplu
çalışmaya katıldı. Kaymakam Soner Zeybek ile belediye
başkanı Mustafa Yentur’un da katıldıkları Ağaç dikim
çalışmaları münasebetiyle. Dernek başkanı Av. Tan Yıldırım
doğup büyüdüğümüz toprakları hizmet etmenin mutluluğunu
yaşıyoruz şeklinde duygularını dile getirerek çok sevinçli
olduklarını ifade etti. Ağaç dikim alanında düzenlenen
Nevruz şenliklerine de katılan şair ve yazarlarımız Kaymakam
Soner Zeybek, Belediye Başkanı Mustafa Yentur ve ilçe
halkının katılımlarıyla Nevruz Ateşi yakıldı. Birlikte
yumurta tokuşturuldu ve halk oyunlarına iştirak edildi.
Nevruz Bayramı münasebetiyle verilen yemeğe katılan şair ve
yazarlarımız bu arada Ağınlı şair Hüsnü Aydoğmuş ile de
buluşup hasret giderdiler.
Nevruz Konferansına Katılan Şairlerimiz Şiir Okudu..
Ağın’da gerçekleştirilen Nevruz etkinlikleri kapsamında
Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ercan Alkaya
tarafından Kırgızistan’da Nevruz Geleneği konulu bir
konferans verildi. Niyazi Yıldırım Kültür Merkezi’nde saat
15.30’da gerçekleşen toplantıya Ağın Kaymakamı Soner Zeybek,
Ağın Belediye Başkanı Mustafa Yentur, İlçe Jandarma Komutanı
Muhsin Kerpeten, İlçe Millî Eğitim Müdürü Bahri Taş ve
kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Saygı duruşu ve
İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından İlçe Millî Eğitim
Müdürü bir konuşma yaptı. Bu konuşmanın ardından kürsüye
davet edilen Yrd. Doç. Dr. Ercan Alkaya, Kırgızistan’da
Nevruz kutlamaları ile ilgili yaptığı konuşmada davetlilere
bu ülkede yapılan etkinliklerden örnekler verdi. Konferansın
ardından şiirlerin okunmasına geçildi. R. Mithat Yılmaz,
Zekeriya Bican, Hadi Önal, Ergün Yılmaz, Bedrettin
Keleştimur ve son olarak da Şükrü Kacar kürsüye gelerek
şiirlerini okudu. Toplantının son bölümünde Harput
Türkülerinden oluşan bir konser verildi. Konserde mahallî
sanatçılarımızdan Mustafa Aksu ile Bilal Özer birbirinden
güzel eserler okudular
Ağınlılar Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği Başkanı Av. Tan
Yıldırım, Nevruz Bayramının güzel geçtiğini ifade ederek
yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
Ağınlılar Kültür Turizm ve Dayanışma Derneği Başkanlığına
seçildikten sonra Yönetim Kurulu Üyelerimiz Dr. Mehmet
Bulut, Selçuk Taşer, Bilal Özer ve Harun Korkmaz ile
yaptığımız ilk yönetim kurulu toplantısında Ağın’da bir
hatıra ormanı kurma düşüncesini gündeme getirdik. Genel
Kurulumuzdaki arkadaşlarımızla bu gündemi paylaşarak, bir
sivil toplum kuruluşu olarak bir ilki de böylelikle
gerçekleştirme ve bu yönde diğer derneklere de öncülük etme
yolunu açmış olduk. Elazığ Manas Yayıncılık Genel
Koordinatörü Şener Bulut, şair ve yazar arkadaşlarla da
konuyu istişare ederek, 21 Mart Nevruz Bayramında Ağın’da
bir Hatıra Ormanı oluşturma kararını aldık. Bu kararımızı
Ağın Kaymakamı Sayın. Soner Zeybek ile Belediye Başkanı
Sayın Mustafa Yentur’u makamlarında ziyaret ederek açıkladık
ve faaliyetimize destek istedik. Tabiî ki teklifimiz olumlu
bulundu. Üyelerimizle birlikte hazırlıklara başladık. Başta
Elazığ Valisi Sayın Muammer Muşmal olmak üzere Elazığ
Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu, Başkan Yardımcısı
İbrahim Özgen Erdoğmuş, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
M. Hamdi Muz, Orman Bölge Müdürü Cafer Orhan, Fırat
Üniversitesi Öğretim Üyesi Ercan Alkaya, İl Kültür ve Turizm
Müdürü Tahsin Öztürk de yardım ve desteklerini bizlerden
esirgemediler. Öyle inanıyorum ki, dernek olarak yaptığımız
bu faaliyet Ağın’daki sosyal hayata bir canlılık
kazandırmıştır.. Nevruz’un bir Türk Bayramı olduğunu, bütün
Türk Dünyasında aynı isimle kutlandığını bütün katılımcılar
açıkladılar
Nevruz Bayramı münasebetiyle dernek olarak üyelerimizle
birlikte Ağın’da 1200 ağacın dikimini gerçekleştirerek büyük
bir sevinç yaşadık. Nevruz ateşi yakıldı, davullar çalındı,
halaylar çekildi, kazanlarda pişirilen pilavlar halka
dağıtıldı
Önümüzdeki yıl Nevruz Bayramını yine Ağın’da geçirmeyi
düşünüyoruz. Ağın eğitim ve kültür seviyesi bakımından hayli
yüksek bir konumdadır. Ve çok önemli şahsiyetler
yetiştirmiştir. Bizler bu zengin kültür varlığımızı korumak
ve tanıtmak zorundayız. Gelecek Nevruz Bayramında
etkinliklerimiz devam edecektir. Kardeş Azerbaycan’dan
etkinliklerimize misafir çağırmayı düşünmekteyiz. Ağın’da
bizleri yalnız bırakmayan hemşerilerimize ve bütün
dostlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum..
*KONUŞMALAR..
Bahri Taş
Sayın Kaymakamım, protokol üyeleri, Ağınlılar Kültür Turizm
ve Dayanışma Derneği’nin yönetici ve üyeleri, mahalli
basınımızın temsilcileri, kıymetli misafirler, saygıdeğer
meslektaşlarım, sevgili öğrenciler. Tabiatın canlandığı bu
anlamlı günde hazırlanan programa katılımınızdan dolayı
sizleri aramızda görmekten kıvanç duyduğumuzu belirtir
saygılarımı sunarım.
Sayın Kaymakamım, değerli katılımcılar,
Geleneksel kültürümüzde, yeni yılın ve baharın başlangıcı
olarak bilinen Nevruz’u kutlamak amacıyla; Ağın
Kaymakamlığı, Ağın Belediye Başkanlığı ve Elazığ Ağın Kültür
Turizm Tanıtım ve Dayanışma Derneğinin ortaklaşa düzenlediği
etkinliklere hoş geldiniz. Nevruz, Türk dünyasının
kuzeyinden güneyine, batısından doğusuna kadar uzanan engin
coğrafyada yaşayan toplulukların pek çoğu tarafından yaygın
olarak kutlanan bahar bayramıdır. Bütün bayramların dinî ve
millî bir inanıştan, o toplumu ilgilendiren ortak bir
hatıradan, geleneklerden, duygulardan ve tabiatın insanlara
tesir eden bir olayından doğduğuna inanılır. Tabiat ile iç
içe, kucak kucağa yaşayan, toprağı "ana" olarak
vasıflandıran Türk'ün düşünce sisteminde "baharın gelişi"
elbette önemli bir yere sahiptir. Çünkü insan vücudu,
baharda uyarıldığı kadar kışta uyarılmaz. İç karartıcı,
yeknesak günlerin ardından doğan hareketli, pırıl pırıl
güneşli, kuş ve hayvan sesleriyle kurulmuş ilâhî orkestranın
musikisi insan hayatını canlandırır. Ayrıca ortaya çıkan
rengârenk tablo kıştan bahara geçişi ne de güzel tasvir
eder: "Bir yanda her tarafı kaplayan soluk, mat ve daha çok
beyazın hakim olduğu renkler, diğer yanda yeşilin değişik
tonları arasında baş veren bin bir renk cümbüşü... Birisi
hareketsiz, şekilsiz; diğeri kıpır kıpır, şekil şekil, çiçek
çiçek... Kış, sağır ve dilsiz; ilkyaz duygulu, coşkulu,
kulaklara fısıldadığı nağmelerle cazibeli... Birinde tabiat
hayat dolu, diğerinde donmuş, yeniden doğmak üzere uyuşmuş
kalmış... Genellikle Nevruz, yani Farsça "Yeni Gün" adını
taşıyan bahar bayramı, insan ruhunun tabiattaki uyanışıyla
birlikte kutladığı bir bayramdır.
Sayın Kaymakamım, değerli katılıcılar,
1990 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Türk
Cumhuriyetleri'nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan,
Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu
bünyesindeki Tataristan 21 Mart Nevruz Bayramı'nı "Milli
Bayram" olarak ilan etmişlerdir. Bu günün coşkuyla
kutlanmasına büyük önem vermektedirler. Türk kültüründen
kaynaklanan Nevruz bayramı, her yönüyle Türk gelenek ve
görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş bin yıllık
Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır. Türkiye'de de 1991
yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak bir gün olarak resmi
tatil olmaksızın bayram ilan edilmiştir.
Avrasya’nın, Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun, Nevruz
gülleri geleceğe umutlar taşısın. Birliğimiz dirliğimiz daim
olsun. Saygılarımı sunarım.
Yrd. Doç. Dr. Ercan Alkaya
Orta Asya'dan Balkanlardaki uluslara kadar çok geniş bir
bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, her ulusun
kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği,
özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla
karşılandığı bir gündür.
Yaşadığı geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının
kutlandığı Nevruz Bayramı'nın Anadolu'da ve Türk kültürünün
yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir
geçmişi vardır.
Nev(yeni) ve ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana
gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede
başta Türkler olmak üzere birçok halk ve topluluk tarafından
yılbaşı olarak kutlanır.
21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye,
ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar
yuvalarına dönmeye başlar.
Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve
yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/YENİGÜN bayramı
adıyla kutlanır.
Orta Asya'da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve
İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne Nevruz adı
verilir ki, yeni gün anlamına gelir. Gece ve gündüzün eşit
olduğu Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamaktadır.
Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart
Dokuzu gibi adlarla da anılmaktadır.
Oniki Hayvanlı Türk Takviminde görüldüğü üzere Türklerde de
çok eskiden beri bilinmekte ve törenlerle kutlanmaktadır.
Türklerde Nevruz hakkında başlıca rivayet, bugünün bir
kurtuluş günü olarak kabul edilmesidir. Yani Ergenekon'dan
çıkıştır. İşte bu nedenle bugün Türklerde Nevruz, yeni yılın
başlangıcı olarak kabul edilmiş ve günümüze kadar
bayramlarda kutlanagelmiştir. Orta Asya'daki Türk
topluluklarından Azeri, Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek,
Tatar, Uygur Türkleri, Anadolu Türkleri ve Balkan Türkleri
Nevruz geleneğini canlı olarak günümüze kadar
yaşatmışlardır.
Kırgızistan’da Nevruz
Kırgızların asırlar boyu kutladıkları önemli geleneksel
bayramları vardır. Aşağı yukarı yılın dört mevsimine
dağılmış bulunan bayramları, Nevruz Bayramı, Ülüş Bayramı
(Yayla Bayramı), Ekin Bayramı, Orozo Ayt (Ramazan Bayramı)
ve Kurman Ayt (Kurban Bayramı)'dır. İlk üçü her ne kadar
onların müslüman olmadan önceki dönemlerine kadar gerilere
götürülebilirse de, son ikisi müslüman olduktan sonraki
tamamen dini bayramlarını oluşturmaktadır. Bununla birlikte,
bayramlarının tamamında, eski Türk kültürünün ve İslam
medeniyetinin izlerini ve motiflerini görmek mümkündür. Bu
bayramlardan en canlısı ve en büyüğü Nevruz Bayramıdır.
Nevruz Bayramı, bütün doğu toplumlarında, baharın
başlangıcı, yeni bir hayata başlama olarak görülmüştür.
Kırgızlar için ise, Nevruz, hayat bulan bir baharın, emeğin.
iyi dileklerin, birlik ve beraberliğin, hayırseverliğin,
cömertliğin, imanlı olmanın, adaletliliğin, bol ve bereketli
bir sofranın sembolüdür. Geçmişte olduğu gibi bugün de,
bütün Kırgızlar, yaşlısı genci, onun gelişini dört gözle
beklerler. Eskiden, bu bayram için, yaşlılar beyaz, gençler
ise renkli kumaşlardan elbiseler diktirip giyerlermiş. Bu
arada, çadırlar kurulur, ağaçlar budanır, evler dahil her
taraf tertemiz yapılırmış ve en güzel yemekler pişirilirmiş.
Bu yemeklerden en meşhurları ve en kutsalı Sümölök ve Çong
Köcö’dür. Çong Köcö, kabuğu alınmış buğdaydan yapılır. Biraz
da şeker katılır. Sümölök gibi tatlı ve rengi
kahverengindedir. Kırgızistan'ın kuzeyinde, özellikle Nevruz
gününde hala pişirilmektedir.
Nevruz Bayramı, şu anda Kırgız Türkleri arasında, özgürlüğün
ve Müslüman kimliğini korumanın bir aracı ve sembolü olarak
görülmektedir.
Bu bayram, Orta Asya'nın diğer bölgelerinde olduğu gibi,
Kırgızistan'da da, Sovyetler döneminde yasaklanmış olmasına
rağmen gizli de olsa kırsal kesimlerde ve Sovyet nüfuzunun
zayıf olduğu yerlerde kutlanmaya devam etmiştir. Nevruz
kutlamaları, resmen 1989 yılında Gorbaçov döneminde tekrar
serbest bırakılmıştır. İlk defa Oş'ta o yıl yetkililerin de
katıldığı resmi bir kutlama programı düzenlenmiş, Kur'an
okunarak, dualar yapılarak ve kurban kesilerek Nevruz
yeniden bayramlaştırılmıştır. Halk, tarihte olduğu gibi, onu
sadece milli bir özgürlük bayramı değil aynı zamanda dini
bir bayram olarak da görmüştür. Bu sebeple Nevruz Bayramı,
1991'den sonra resmi bayram olarak ilan edilmiş ve 21 Mart ,
resmi tatil olarak kabul edilmiştir.
Kırgızistan'da bu bayram, çeşitli kurum ve kuruluşların yanı
sıra halkın da katılımıyla, bir hafta veya daha uzun süre,
büyük coşku ve heyecan içerisinde kutlanmaktadır. Nevruz
Haftası boyunca valilik ve belediyenin öncülüğünde halkın da
katılımıyla, bağ ve bahçeler, şehrin cadde ve sokakları,
cadde kenarlarında bulunan su kanalları temizlenmektedir.
Özellikle bu haftaya rastlayan Cumartesi günü (İşembilik),
temizlik günüdür. Bütün öğrenciler, bu kampanyaya katılmakta
ve büyük gayret göstermektedirler.
Bu hafta içerisinde, şehrin genel meydanlarında, açık
alanlarda, parklarda, mahalle aralarında, stadyumlarda ve
tiyatro salonlarında çeşitli faaliyetler düzenlenmektedir.
Bunlar arasında milli el işleri, kurumlar hakkında bilgi
afişleri, yeni yılda mutluluklar dileyen afişler yer
almaktadır. Ayrıca müzik koroları şarkılar ve türküler
söylemekte, halk arasında güreş ve benzeri çeşitli
yarışmalar yapılmaktadır. Valilik, şehrin bazı ihtiyaçlarına
harcanmak için piyango biletleri bastırıp halka ve
öğrencilere satmaktadır.
Bütün şehirlerde, 20 Mart'ı 2l Marta bağlayan gece, özel bir
programla, Kur'an okutularak, Kurban kesilerek Nevruz
Bayramı kutlamaları başlatılır. Vali başta olmak üzere
şehirdeki çeşitli yöneticiler, bazı kimseler günün anlam ve
önemi üzerine konuşmalar yaptıktan sonra, eğlence programına
geçilir. Şehirdeki halk ozanları ve mahalli sanatçılar, bu
gece komuz çalar, şarkılar ve türküler söylerler. Bu arada,
yüksekçe bir yerde Türkler'in eskiden kullandıkları takvime
göre, o yıl hangi hayvanla temsil ediliyorsa o hayvanın
resmi ışıklandırılır. Daha sonra dağın eteğindeki parka
önceden kurulmuş ve çeşit çeşit milli ve mahalli yemeklerle
bezenmiş sofranın bulunduğu bozüye (çadır) gidilir. Bu
çadırın içi ayrı bir sanat harikasıdır. Kırgız milli
motifleri ve el işleri ürünleriyle süslenmiştir. Bu arada,
Sümölök adıyla bilinen Nevruz Bayramı özel yemeği pişirilir.
Kesilen koyunlar ve Kırgızistan'ın milli yemekleri burada
gelen misafirlere takdim edilir. Bu sofralara oldukça
zengindir. Ayrıca şehirlerde sabaha kadar havai fişek
gösterileri yapılır.
Aslında Orta Asya'da hem dini hem de milli bir bayram olarak
büyük bir coşku ve heyecanla kutlanan bu bayramın
hazırlıkları bir hafta önceden başlar. Her kurum görevlileri
aralarında paralar toplayarak ihtiyaçlar alınır. Bunlar
arasında Kurbanlığın satın alınması ve Sümölök yapılmaya
başlanacağı akşamı verilecek yemeğin hazırlanması da vardır.
Bu yemeği yapan kurumlar, bir de Bozüy denilen el yapımı
olan ve geleneksel motifleri taşıyan çadırı kurdurtup
içerisinde sofra hazırlatırlar. Her kurum ya da kuruluş
haftanın her hangi bir gününde kutlama programı hazırlar ve
Nevruz aşı pişirir.
Nevruz günü, bazı evlerde kurutulan ardıç ağacı ile evler
tütsülendirilir, ölmüş adamlar hatırlanıp, Kur'an okutulur.
Gelenlere yemek dağıtılır.
Nevruz günü, durumu iyi olanlar, fakirlere ve kimsesizlere
sadaka verip hayır hasenatta bulunurlar. Köylerde yeni yılın
ateş gibi sıcak olması için, dışarıda ateş yakıp, " bu yıl
bize ateş gibi sıcak bir hayat getirsin " diyerek onun
üzerinden atlarlar ve oyunlar oynarlar. Bu gün, çiftçiler,
bol ürün vereceği inancıyla ekin ekerler. Çocuklar ise,
kovalara taş doldurup, bir kepçeyle kovaya vurup sesler
çıkararak çadırın etrafında dönerler ve şunu söylerler: "
Yer yarılıp ot çıksın, meme yarılıp süt çıksın." Bu günde,
küsülü ve dargın olanlar birbirinden özür dileyip
barışırlar. Yüreğini kötü şeylerden böylece temizlemiş
olurlar. Bundan dolayı da, yeni yılın mutluluk ve bolluk
getireceğine inanılır.
Nevruz günü, "Balban güreşi" (Pehlivan Güreşi), Er Oodarış "
( At üstüne binilerek atın üzerinden birbirini düşürme
oyunu), " Köz Tangmay" (Körebe Oyunu) , " Er Sayış" ( At
üstünden birbirini okla düşürme oyunu), " Arkan Tartmay" (
Bir ipin iki ucundan tutan iki ayrı grubun birbirini çekmesi
oyunu ), Töö Çeçmey" ( ? ) ve diğer oyunlar oynanır.
Öyle ki Nevruz, hem Kurban, hem de Ramazan bayramından daha
coşkulu, gösterişli ve dini motiflerle süslenmiş olarak
geçmektedir. Halk, " Bayram menen ", " Bayramınızdar menen
", ya da "Bayramınız Kuttu bolsun. " gibi sözlerle
birbirlerinin bayramını kutlamaktadırlar. Hatta bu bayrama
has şu dua yapılır: " Durma Nevruz! Geliver Nevruz! Halkımız
sağlıklı ve mutluluk içinde bir yıl geçirsin. Tarlamıza bol
ürün versin. Altımızdan beyaz dastarkon (dastar), başımızdan
mutluluk ve zenginlik, rızk, uzun ömür ve birlik ve
beraberlik hiç gitmesin.
1990 yılında bağımsızlıklarını ilan eden Türk
Cumhuriyetleri'nde Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan,
Türkmenistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonu
bünyesindeki Tataristan 21 Mart Ergenekon/Nevruz Bayramı'nı
"Milli Bayram" olarak ilan etmişlerdir. Bu günün coşkuyla
kutlanmasına büyük önem vermektedirler. Türk kültüründen
kaynaklanan Ergenekon/Nevruz bayramı, her yönüyle Türk
gelenek ve görenekleriyle zenginleşmiş ananevi ve temeli beş
bin yıllık Türk tarihine dayalı milli bir bayramdır.
Türkiye'de de 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte ortak
bir gün olarak resmi tatil olmaksızın bayram ilan
edilmiştir.
Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan,
Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının
ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce
yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü
tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu
ısıtacaktır. Avrasya’nın, Türk âleminin Nevruz toyu kutlu
olsun, Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.
*ŞİİRLER
*R. Mithat Yılmaz
DERTLİ AĞACIN DERDİ
Çorlu rüzgârlar esti dallarımda
Türlü böceklere yem oldu köklerim.
Bir bahar doğacak diye ufukları kollarım da
Beklerim ha beklerim…
Yazın insafsız sıcağı yaktı,
Kışın soğuğu kavurdu sürgünlerimi.
Büyümez şimdi bir türlü dallarım.
Düşünürüm de kara günlerimi
Ağlarım ha ağlarım…
Üzerimde ne bir kuş öttü,
Ne de bir kuşun yuvası var.
Kabuklarımı kara keçiler kemirdi,
Yeşil olmadı hiç yapraklarım.
Kuruyacağım diye ödüm kopar
Korkarım ha korkarım…
Çiçek açmadım bugüne kadar hiç
Ne de meyve verdim bir defa.
Dikilip durdum öylesine biteviye
Ve şimdi “sonum n’olacak” diye
Düşünürüm ha düşünürüm…
Baltalar konuşmasın oooyyy!...
Sussun parıltılı ağızları sussun!
Ben razıyım hayatıma, böyle olsun.
Yaşamak daha güzel, zor ölüm.
Her balta sesi duydukça ürperir tekmil gövdem
Ölürüm ha ölürüm…
*Zekeriyya Bican
NEVRUZ ÇİÇEKLERİ
Gözünü korkutmasın yavrucuğum,
Bu yüksek dağlardaki kar,
Ve bu delicesine esen rüzgâr.
Az kaldı, gelecek yine özlenen bahar,
Eriyip giderken bir kar denizinden,
Kardelenler çıkacak yeniden,
Ana kardelenler güneş emzirecek,
Yavru kardelenlere...
Ve bunların peşinden güller, çiçekler gelecekler
Toprağın bağrından güller açarken,
Benim yüreğimde de açacak nice çiçekler.
Gözünü korkulmasın yavrucuğum.
Bu yüksek dağlardaki kar.
Bereket getirecek toprağıma,
Sert rüzgârlar, melteme bırakacak yerini,
Haydi, gel yazalım, şimdiden nevruz şiirlerini.,
*Hadi Önal
TÜRKÇEM
Düşüncemsin, duyarlığım, benliğim
Kıta kıta, ülke ülke dil Türkçem
Kimliğimsin, içtenliğim, yüreğim
Gönül sazım türkü türkü tel Türkçem
Dedem Korkut, ölmez yaşar seninle
Öğütleri çağlar aşar seninle
Türk evlâdı ilme koşar seninle
Kar suyundan çağlayanım, sel Türkçem
Kitabemsin, Yenisey’de dikili
Destanımsın demet demet ekili
Sensin Türk’ün göğe yükselen eli
Duam seni yüceltmeye bil Türkçem
Altaylar'dan, Kafkaslar'a yol oldun
Mavera’dan Ötüken’e dal oldun
Şiir oldun dudaklarda, bal oldun
Umudum alp, ol bağrımda yel Türkçem
Söz, sultanı dille bulur; bu doğru
İşte Yunus, sanki gülün soluğu
Türkistan’da öksüz kalmasın kuğu
Hasretimi, gözyaşımı sil Türkçem
Gönül telim mızrabında ses verir
Dilim yazar ozanlarım süs verir
Hoyratına yüce dağlar üs verir
Aşkın ile alev alır; kül, Türkçem
Kültürüme maya çalan can sende
Sevdalara hayat veren kan sende
Birlik sende, dirlik sende, şan sende
Söze öğüt, öze erdem; gül Türkçem
Hadi dile, dilim yazsın dilini
Bülbül sesi uyandırsın gülünü
Baki sensin, fâni tadar ölümü
Varlığıma, birliğime bel Türkçem
*Bedrettin Keleştimur
AĞAÇ TOPRAĞIN NAMUSU
Ağaç için
Şiir yazmak,
Kâinatı,
Okumak gibi...
Elif deyip
Şol minareden
İbadete,
Çağırmak gibi...
İrem bağından
Bin bir cennet
Hâsılatı
Toplamak gibi...
Ağaç,
Toprak anaya
Yüz sürmüş
Hamasete
Kundak gibi…
Mihraptan minbere,
El açıp,
Berekete
Varmak gibi...
Şehit kanıyla
Toprağı...
Mürekkep damlasıyla
Hadisatı
Yunmak gibi! ...
Ağaç,
Rahledir...
İlim ve marifete
Banmak gibi! ..
*H. Ergün Yılmaz
DOĞDUĞUM KÖY HOZAKPUR
Aşılmaz dağ idim çabuk aşındım
Çileyi yük tutup çile taşıdım
Terledikçe tutup tere karıştım
Meşakkati güzel olan Hozakpur.
Toprağında kavruldukça can bitti
Susadıkça yudum yudum su içti
Şu ellerim ekin biçti, dert biçti
Harmanında, harman oldum Hozakpur.
Hicret ettim vardım başka diyara
Özledikçe seni, yaktım sigara
Gel demiştin bana uğra bir ara
Yollarına düşüp geldim Hozakpur.
Tarihin sorarlar, Malazgirt derim
Soyumu sorarlar, Oğuz'dur derim
Ben cihana bedel bir nefer erim
Toprağında yeşerdiğim Hozakpur.
Otuz şöhret sahibi, otuz kökenli
Elli soy isimli kökten türedi
Hepimizde Oğuz Ata kökenli
Birliğin, dirliğin dilde Hozakpur.
*Şükrü Kacar
GEL KÖYE GİDELİM
Şehir neyimize bizim
Gel birlikte köye gidelim
Bırakmak olmaz baba ocağını
Gel birlikte köye gidelim
Anadolu bizim yurdumuz
Budunumuz burada otak kurmuş
Kuruluş Orta Asya çölleri
Gelmiş atalarımız burada durmuş
Şimdi gidecek başka yer de yok
Yeşili
Her gün biraz daha yok ediyoruz
Topraklar akıp akıp denizlere gidiyor
Bilmem kim, bu bize zarar verenler
Ülkeyi çöle çevirmek isteyenler
Bu yaz da yandı birçok ormanlar
Acıma duygumuz tümden yok olmuş
Hainler
Asıl da gelmiş
Bu ormanlarda otak kurmuş
Gel birlikte köye dönelim
Sevelim
Sevdirelim
Köye başka bir gönül verelim
Nerede o
“ Ormanımdan bir dal kesenin
Başını keserim.”
Diyen Fatih’ler
Kıyıdan köşeden
Nasıl da yakıp yok ediyorlar
Bu acımasızlar
Orman kadar
Bize de zarar veriyorlar…
BAHARA SESLENİŞ
Geçirdik kışı, bahara girdik
Şu bir mevsimde ne canlar verdik
Ölenler öldü, kalanlar kaldı
Gelince bahar, nasıl sevindik
Düştü cemreler, gördük sıcağı
Yakmayız artık her dem ocağı
Odunla kömür kalsın yerinde
Yetmez mi bize ana kucağı
Çiçekler bir bir açıp duracak
Baharda her yer koku saçacak
Görecek herkes aşkı sevdayı
Gönüller nasıl taşıp dolacak
Bağda bahçede çatacak kaşlar
Pişecek evde çeşitli aşlar
Kızlar oğlanlar halay tutacak
Bir başka coşup duracak başlar
Gelin birlikte düşler kuralım
Baharla yazla mutlu olalım
Uzaya kırlar, yazlar uzaya
Kırda bayırda eğlenip duralım