Manas Yayıncılık olarak 08 Şubat 2001 tarihinde vefat ederek
aramızdan ayrılan, Şeyhülmuharrirîn Ahmet Kabaklı için
ölümünün 7. yılı münasebetiyle 09 Şubat 2008 tarihinde,
bir anma toplantısı düzenledik.
Türk Edebiyatına yapmış olduğu hizmetlerle kültür ve sanat
dünyamızın sevgisini kazanan Ahmet Kabaklı için
yayınevimizde yapılan anma toplantısına; Elazığ Valisi
Muammer Muşmal’da katıldı. Ahmet Kabaklı oturumuna dönüşen
toplantıda Kabaklı Hocanın hayatı Edebi şahsiyeti
gazeteciliği ve Türk kültürüne yaptığı hizmetlerin gündeme
geldiği programa Yrd. Doç. Dr. Tarık Özcan, R. Mithat
Yılmaz, Bedrettin Keleştimur, Günerkan Aydoğmuş, Av. Doğan
Özdal, Hadi Önal, M. Faik Güngör, Necati Demir, Muammer
Aksoy, Lütfi Parlak, Öğr. Gör. Recep Bağcı, Dr. Tamer
Kavuran, Mahir Gürbüz, Hüseyin Poyraz, M. Şükrü Baş, Nusret
Özgen, Naci Sönmez, Feti Ahmet Deniz, Reşat Gündüz, M. Faik
Güngör, Nihat Kazazoğlu, Zekeriyya Bican, Hasan Ergün
Yılmaz, Ülker Ardıçoğlu ve Kabaklı Hocanın Elazığ’da yaşayan
Yeğenleri Cemil Kabaklı ile Arif Kabaklı’nın yanı sıra
Kabaklı hocanın sevenleri katıldı..
Yrd. Doç. Dr. Tarık Özcan:
Ülkemizin en soylu yazarlarından birisini yetiştiren Harput,
ne kadar bahtiyar olsan yeridir. Bugün burada biz
Harputlular olarak ne kadar sevinsek yeridir. Sen,
ecdâdımızın Harput’ta diktiği bir fidanken; bugün, ülkemin
en büyük çınarı olmanın onurunu yaşattın. Ne mutlu bizlere…
Büyük yazarlar, büyük nehirler gibidir. Geçtikleri
coğrafyayı diriltirler. Ahmet Kabaklı yirminci yüzyılın en
büyük nehirlerinden birisidir. Bugün bu ülkede milli
değerlerimize karşı duyarlı olan her insanın harcında onun
alın teri ve göz nuru vardır. O, sadece sanatkâr olmakla
kalmadı; aynı zamanda, bir fikir adamı olarak ülkesinin dar
günlerinde üzerine düşen görevi büyük bir şevkle yaptı.
Türkçe’nin bir ilim ve sanat dili olması yolunda ciddi bir
görevi üstlenmiş ve millî kültürün en büyük kaynağı olma
yolunda önemli bir rol oynamıştır. Harput’un bu duyarlı
yüreği, yıllarca bu ülkenin problemlerini kendisine gaile
ederek yaşamıştır. Türkiye’nin son elli yıllık macerası,
onun yazılarında resmigeçit yapmaktadır. Ölümünün sekizinci
yıldönümünde Harput’un bu büyük sanatkârına Allah’tan rahmet
ve kederli ailesine baş sağlığı dileriz.
Bedrettin Keleştimur:
Sayın Valim, ben Kabaklı Hoca ile beraber yaşadığımız birkaç
hatıramı dile getirmek istiyorum. Ahmet Kabaklı o kadar
yakınımızda olan bir isim olmuştur ki, 19992 tarihinden
itibaren Elâzığ’da Şener Bulut kardeşimiz ile birlikte yazar
ve sanatçı dostlarımızın Elazığ’da başlattıkları fikri ve
edebi hareketin harcında çok önemli rol oynamışlardır. Ahmet
Kabaklı ismi sadece Elâzığ’a mahkûm edilecek bir isim
tabiatıyla olamaz. O bütün Türkiye’nin ve hatta Türk
Dünyasının Dede Korkut’u unvanını haklı olarak almışsa
yeridir derim. Hele Türk Edebiyatı Dergisi ve Türk Edebiyat
Vakfı, bu coğrafyanın en büyük ihtiyacı olan bir edebi
mahfili olma özelliğini de taşımıştır. 1970’li yıllardan
itibaren medeniyet coğrafyamızın çok nadide şahsiyetleri bu
vakıf vesilesiyle bir araya gelmişler ve çok önemli tarihi
iz bırakacak çalışmalara imza atmışlardır.
1985 Tarihinde Elazığ Belediyesinin yapmış olduğu Harput’un
Fethinin 900. yıldönümü Fetih ve Çaydaçıra Kültür
Şenliklerinde Ahmet Kabaklı Hocamızda aramızdalardı. Hiç
unutmam Fırat Üniversitesinde yapılan “Harput” Sempozyumu
sonrasında; “Bedrettin, Hocam Mahir Beye ne kadar
benziyorsun. Sende onun gibi omuzları geniş, uzun boylusun.
Mahir Hocamız, Türk Tarihine vakıf bir kişiliğe sahipti.
Derslerinde bizleri tarihin o şanlı günlerine taşırlardı” İz
bırakan insanları anmak ve onlar gibi olmak bizlerin
tabiatıyla en büyük arzusuydu.
Ahmet Kabaklı 50 yılı bulan aralıksız kalemiyle de, haklı
olarak Aydınlar Ocağı’nın öncülüğünde Türkiye’nin önemli
sivil toplum kuruluşlarının işbirliğiyle yanılmıyorsam 1996
yılında düzenlenen bir toplantıda Şeyhü’l Muharririn
unvanını almıştır.
Elazığ’da asrın Dede Korkut’u, Alpereni, Bilge Kişisi olarak
tanımlanan Ahmet Kabaklı Hocamıza vefa örneğini
göstermişlerdir. 1997 yılında Elazığ’da yapılan ve hala onun
tatlı izlerini ve hatıralarını taşıdığımız Çaydaçıra Bilim
Kültür ve Sanat Ödülleri Törenine katılarak onur konuğumuz
olmuşlardı. Bu görkemli törende Kabaklı Hocamıza Türk
Kültürüne Yaptığı hizmetleri dolayısıyla bir ödül vermiştik.
Dönemin Elazığ valisi M. Lütfullah Bilgin bu ödülü salonu
dolduran hemşerilerimizin coşkulu alkışlarla kendilerine
takdim ettiklerinde o koca insanın göz kapaklarının
ıslandığına şahit oluyorduk. Bu tören vesilesiyle de; Ahmet
Kabaklı Anadolu Öğretmen Lisesi’nin tabelasının çakılmasını
yine çok duygulu bir tören ile gerçekleştirmiştik. bugün
Harput’a giden yol Elazığ Belediyesi tarafından Ahmet
Kabaklı Bulvarı ismini alarak şehrin hafızalarına
kazınıyordu. Fırat Üniversitesi Edebiyat Fakültesi de bir
sınıfına Ahmet Kabaklı ismini verecekti.
9. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları Ahmet Kabaklı Hocamız
anısına yapılıyordu. 1977 yılından 2001 yılına kadar Fırat
Havzası Gazeteciler Cemiyetinde bulunduğumuz yıllarda Ahmet
Kabaklı Hocanın o kadar büyük desteklerini gördük ki, yazar
ve sanatçı dostlarımızın birlikte gerçekleştirdikleri bütün
organizasyonlarda kendilerinin sürekli teşvikleri olmuş ve
bunu köşesinden Türkiye’ye taşımışlardı. “Harput Kültüründen
Günümüze Yansımalar” isimli panel hala gözlerimin önündedir.
Tarihi günümüze taşıyan ne yürekli bir insandı.
Ahmet Kabaklı Hocamız bir Türkçe sevdalısıydı. Elazığ’da
başlattığımız, “Türkçe Konuşacaksak Türk’çe konuşalım”
kampanyasında bizleri o kadar teşvik ettiler ki, bu hiçbir
zaman unutulamaz. Burada o kadar kadirşinas dost kalemlerin
teşvik ve yazılarını gördük ki, onlarda Elazığ’ın hala
hafızalarında yaşamaktadırlar. Yavuz Bülent Bakiler’in gür
ve tok sesi “Sözün Doğrusu” programında nasıl
yankılanıyordu? Elazığ Kültür ve Turizm Bakanımız, Namık
Kemal Zeybek’in “Elazığ’da Destan Yazılıyor”
makaleleri bizleri o kadar teşvik ediyordu ki,
yaptıklarımızdan olağanüstü bir zevk alıyorduk.
Ahmet Kabaklı Hocamız Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarına
İsa Yusuf Alptekin’i 1995 yılında kendileri ön ayak olarak
getirmişlerdi. Doğu Türkistan’ın unutulmaz ismini karşımızda
görünce ne kadar heyecanlanmıştık, aman Allah’ım. O tarihte,
bir Cuma Günü yazdığım “Hazar’da İhtilal” şiirini okuduğumda
merhum İsa Yusuf Alptekin benim için; bu şiiri okuyan şair
kim sorusunu kardeşim Şener Bulut’a yöneltmişler. Bende
şiiri okuduktan sonra hasretle bu güzel insanın ellerinden
öpme gibi güzel bir anıyı yaşamıştım.
Özetle söylemek gerekirse, Ahmet Kabaklı Hocamız, Uluslar
arası Hazar Şiir Akşamlarının bütün Türk Dünyasında yankı
bulmasında onun şahsiyetinin büyük etkisi vardı. O güzel
insanı bir daha rahmetle anıyorum.