Manas
Yayıncılık olarak; Türk dünyasıyla sosyal ve kültürel
ilişkilerin geliştirmesi programı çerçevesinde 11-13 Nisan
2007 tarihlerinde Elazığ’da gerçekleştirdiğimiz Azerbaycanlı
şair Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı kutlama programı
Türkiye’de olduğu gibi kardeş Azerbaycan’da da büyük yankı
uyandırdı.
Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Elazığ Valiliği, Elazığ Belediye
Başkanlığı, Fırat Üniversitesi Rektörlüğü, Elazığ Ticaret ve
Sanayi Odası, Avrasya Yazarlar Birliği ve Elazığ Musiki
Cemiyeti’nin katkılarıyla
gerçekleşen bu önemli toplantının ardından 16
Nisan 2007 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
tarafından yayınlanan bir genelge ile Şair Elmas Yıldırım’ın
100. Doğum yılının Azerbaycan’da da kutlanacağı ilan edildi.
Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 26-28 Eylül 2007 tarihlerinde
gerçekleştirilen “Görkemli Azerbaycan Şairi Almas İldırımın
100 İllik Yubileyine Hesr Olunmuş Tenteneli Gece”
programına Elazığ
Valisi Muammer Muşmal ile eşi Canan Muşmal, Elazığ Belediye
Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu, Fırat Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz ve eşi Prof. Dr. Adile Muz, Elmas
Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas ve eşi Katerina Elmas, Elazığ
Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, Elazığ Milli Eğitim
Müdürü Nihat Büyükbaş, Fırat Üniversitesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Korkmaz,
Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu Sanatçısı Kenan
Çimtay, Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencisi
Fatma Ünver, Eleskav Müdürü Seyfettin Bahçeci, Gazeteci
Yazar Bedrettin Keleştimur, TRT Program yapımcısı İrade
Korukluoğlu, Kanal 23 TV’den Mustafa Yeşilkaya ve Yayın
koordinatörümüz M. Şener Bulut’tan oluşan bir heyet katıldı.
BAKÜ’DEN ELAZIĞ’A BİR VATAN HİKÂYESİ
Vatan
hasreti, sürgün, ayrılık…
İşte
Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak evladı olan Elmas Yıldırım’ın
ömür çizgisi…
“Akşam
olur kuşlar döner yuvaya
Benim
dönüp konacağım dal hanı
Sabah olur
çoban iner ovaya
Benim
kalkıp gideceğim yol hanı”, diyen bu hasret ve vatan şairini
gelin isterseniz yakından tanıyalım.
Elmas
Yıldırım, 25 Mart 1907’de Bakü yakınlarında bulunan, Gala
köyünde varlıklı bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya
geldi. Babası Abdulmehemmet, annesi Nisa Hanımdır. Ailesiyle
birlikte, şimdi Bakü’nün bir semti olan Çemberekent’te eski
adıyla ‘Saraykin’ sokağında bulunan 7 numaralı evde büyümeye
başladı. Çocukluk yılları, dilinden hiçbir zaman
düşürmediği, gönlünde silinmesi mümkün olmayan derin ve
kalıcı izler bırakan Hazar’ın çılgın dalgalı sahillerinde
geçti. Elmas Yıldırım, ‘İttihad Mektebi’nde eğitime başladı.
Daha sonra öğretmen okulunu bitirdi. 1927 yılında o zamanki
adıyla Azerbaycan Devlet Üniversitesi, bugünkü adıyla Bakü
Devlet Üniversitesi’nde Şarkiyat Fakültesi Edebiyat
Bölümü’ne kaydoldu. Ancak, kendisine yüksek tahsil yapma
imkânı verilmedi. Ülkesini işgal eden Bolşevikler ve onların
yerli işbirlikçileri tarafından, ailesi zengin sınıfına
dâhil edildiği için fakülteden uzaklaştırıldı.
Yapacağı
bir şey yoktu. Ülkesi işgal altındaydı. Rus kızıl ordusu her
şeye hâkimdi. Genç adam, mücadele etmeye karar verdi.
Dağlara yöneldi. Ama eline silah alarak değil. Kalemiyle…
Düşüncelerini dağlarla paylaştığı, “Öperken alnından füsunlu
bir yaz” mısrasıyla başlayan, “A Dağlar” redifli şiirinin
İstanbul’da yayınlanması Derbent’e sürülmesi için yeterli
sebepti. Bu durum onu yıldırmadı. Vatan sevgisi ve
bağımsızlık ruhu ile bezeli kalbi ve kafası bu defa ona;
“Dağlar Seslenirken” adlı şiirini yazdırdı: “Ne düşer yurdu
batmış bir yiğidin payına? Ya şerefli istiklâl, ya kızıl
kan, a dağlar.” mısraları ile son bulan bu şiir 1930 yılında
Bakü’de, Azerbaycan Neşriyyat Şubesinde çalışan tarihî
romanlarıyla tanınan Mehemmet Sait Ordubadî’nin yardımıyla
yayınlandı. Şiir hemen yasaklandı. Elmas Yıldırım da
Türkmenistan’a -Aşkabat’a - sürgün edildi.
Büyük bir
aşkla vatanını ve milletini sevmekten başka hiçbir suçu
olmayan Elmas Yıldırım, Aşkabat’ta da boş durmadı. Bütün
amacı millî şuuru ayakta tutmak, bağımsızlık sevdasını
gönüllerde yeşertmek olan şair, bu amaçla bütün enerjisini
bu yönde sarf etti. Bu dönemde yazdığı ve teması vatan,
millet ve bağımsızlık olan şiirleri elden ele dolaşmaya
başladı. Aşkabat’ta da takibe uğrayan şair, burada yolun
sonuna geldiğini anladı. Şimdi önünde iki seçenek vardı: Ya
kendisinden istenenleri yapıp Bolşeviklerin safında yer
alacak ve olanlarla birlikte köleliğe, zulme boyun eğecek ya
da vatan ve bağımsızlık için mücadeleye devam edecekti.
Elmas Yıldırım ikinci yolu seçti. Ancak verdiği bu karar
kendisi ve ailesi için oldukça ağır bir karardı. Aşkabat’tan
da ayrılmak zorundaydı. Aşkabat’ta kalması demek ‘Buzlu
Cehennem’ adını verdiği son durak Sibirya’ya gönderilme ve
orada kurşuna dizilme demekti.
Elmas
Yıldırım ve eşi Ziver Hanım, İran üzerinden Türkiye’ye
kaçmaya karar verdiler. Genç Yıldırımlar, 19 Haziran 1933
günü saat 21.30’da dikkat çekmemek için evlerinin lambasını
da açık bırakıp henüz üç aylık olan bebekleri Azer’i de
yanlarına alarak kaçakçı kervanına katıldılar. Birkaç gün bu
kervanla birlikte yola devam ettiler. Bu yolculuğun riskli
olabileceğini düşünen şair ve eşi, Firûze yaylasında
kervandan ayrıldılar. Yollar amansızdı. Perişanlık,
yorgunluk, açlık, susuzluk had safhadaydı. Takatleri
kesildi. Ziver Hanım’ın sütü kalmamıştı. Üç aylık Azer açtı;
ağlıyordu. Bir ara o kadar bunaldılar ki, küçük Azer’i bir
kayanın gölgesine bırakıp gitmeyi düşündüler. Düşündüklerini
de yaptılar. Azer’i bir kayanın sığınağına bırakan ana baba
birkaç metre ağlayarak yürüdükten sonra geri dönüp
yavrularını bağırlarına bastılar. Elmas Yıldırım’ın vefakâr
ve cefakâr eşi Ziver Hanım’ın ifadesine göre, İran sınırına
yakın bir yerde yönlerini şaşırdılar. Nereye, nasıl
gideceklerini bilemediler. Böylesine çaresiz duruma
düştükleri sırada beyaz atlı biri, Ziver Hanım’a göre Hızır
Aleyhi selam kendilerine yol gösterdi. Ancak İran sınırında
tutuklandılar. Stalin’in zulmünden kaçan şair “Rus Casusu”
oldukları gerekçesi ile 25 gün işkence ile sorgulandı.
Suçsuzlukları ortaya çıktıktan sonra bu eziyetli yolculuk
yeniden devam etti. Nihayet, Atatürk Türkiye’sine- Van
şehrine- geldiler. Ziver Hanım’ın ifadesine göre, Van’da
Ahat Bey adında bir vatanperver kendilerine yardımcı
olmuştu. Ahat Bey’in evinde iki haftaya yakın bir süre
kaldıktan sonra kendilerini bir ömür bağrına basacak olan
Elazığ’a hareket ettiler. Türkiye Cumhuriyeti, Yıldırım
ailesine kucak açmıştı. Bakü’nün Hazar Denizi’ne hasret
kalan şairi Elazığ Hazar Gölü’nün sıcak insanları karşıladı.
İkinci
vatanlarına çabucak alışan bu genç çiftin etrafı bacı,
kardeşleri ile doldu. Şair için artık hür ve müstakil
Anadolu coğrafyasında yeni bir hayat başlamıştı. Elmas
Yıldırım, Türkiye’ye geldikten sonra rahat bir nefes aldı.
Dili, dini, kökü, arzu ve idealleri bir olan ‘Elazığ
Gakgo’ları onu içtenlikle sevdiler; sarıp sarmaladılar.
Elazığ ve Hazar Gölü şaire, doğup büyüdüğü, çocukluk ve
gençlik yıllarını geçirdiği Hazar Denizi’ni hatırlatıyordu.
Vatan hasretinin kasıp kavurduğu gönlünü, biraz olsun
serinletmek için sık sık Hazar Gölü’ne gitti. “Aç koynunu,
uzaktan gelmişim, çok yaslıyım; eli, yurdu çalınmış bir
garip Kafkas’lıyım.” diyerek onunla dertleşip hasret
gidermeye çalıştı.
Aşkabat’ta
dünyaya gelen büyük oğlu Azer, Elazığ’da büyüdü ve okula
başladı. Şairin; Aras, Odkan, Bakühan ile Eldegez ve
Yurdavar adını verdiği ikiz çocukları Elazığ’da dünyaya
geldi. 1934 yılında Palu ilçesine bağlı Karaca Bucağı /
Karacabağ İlkokulu’nda vekil öğretmenliğe başlayan şair
Elmas Yıldırım, 1935’de Palu’nun Karaçor nahiyesinde ve
bugün Kovancılar’a bağlı Çaybağı’nda görev yaptı. 1939
yılında Keban ilçesine tahrirat kâtibi olarak atandı. Daha
sonra sırası ile Arıcak, Ağın ve Baskil ilçesinin Aydınlar
beldesinde bucak müdürü olarak görev yaptı. Elazığ Merkez
ilçeye bağlı Balıbey’de çalıştı. 1951 yılı ortalarında
Elazığ’a bağlı Tunceli’nin Nazimiye ilçesi Dallıbahçe’de ve
Elazığ’ın merkezine bağlı Hankendi’nde bucak müdürü olarak
görev yaptı.
Bir ilahi
tecelli olarak doğduğu yerin adını taşıyan Malatya Kale
Nahiyesi onun son görev yaptığı yer oldu. Bu büyük vatan
şairi 14 Ocak 1952’de "yeşil yurt, o müebbet vatan" olarak
hep hayalinde yaşattığı Azerbaycan’ına kavuşamadan yaşlı
gözlerini ebedi olarak kapattı.
ELMAS YILDIRIM ELAZIĞ’IN GÜNDEMİNDE
Tarih, 5
Kasım 2003; Ramazan ayı... Azerbaycan Televizyonu Telefilm
Yaradıcılık Programının sorumlusu Ahmet Oğuz, beraberinde
program yönetmeni Şahettin Elhan Mailoğlu ve kameraman
Neriman Settaroğlu ile birlikte Elazığ’a geldiler. 2001
yılında Ahmet Kabaklı’nın anısına düzenlenen Hazar Şiir
Akşamları’na şair olarak katılan Ahmet Oğuz, Şener Bulut ve
arkadaşlarından yardım istedi. Heyet’in amacı 1933–1952
yıllarında Elazığ’da yaşamış ve burada vefat etmiş olan
vatan ve hasret şairi Elmas Yıldırım’ın hayatının
belgeselini yapmaktı. Hummalı bir çalışma başladı. Elmas
Yıldırım’ın Turan gazetesinde yayınlanan şiirlerine
ulaşıldı. Hazar Gölü, Harput ve Ağın koca şairin yaşadığı ve
görev yaptığı yöreler belgelenip, kayda alındı. Elmas
Yıldırım’ın hayatını konu alan belgesel Azerbaycan
Televizyonunda (AZ TV) yayınlandı. Programın bir kopyası da
Elazığ’a gönderilmişti. Kanal E, Kanal 23 ve Fırat
Televizyonlarında yayınlanan bu belgeselle birlikte Şair
Elmas Yıldırım, bir daha düşmemek üzere Elazığ’ın gündemine
girdi.
ELMAS YILDIRIM 100 YAŞINDA
22–24
Eylül 2005 tarihlerinde düzenlenen 13. Hazar Şiir Akşamları
Elmas Yıldırım’ın anısına düzenlendi. Türkiye’den ve Türk
dünyasından şair, yazar ve düşünürlerin katıldıkları bu
görkemli törenlere şairin İstanbul’da yaşayan oğlu Azer
Elmas ile Azerbaycan’daki yeğeni Hacıağa Almaszade de davet
edildi. Şener Bulut ve Bedrettin Keleştimur, Azerbaycan’dan
gelen heyetle birlikte Elazığ Valisi Dr. Kadir Koçdemir’i
makamında ziyaret ettiler. Vali, Elmas Yıldırım’ın
şiirlerinin bir kitapta toplanmasını, basılmasını ve
gençlere okutulmasını istedi. Azer Elmas, Hacıağa Almaszade
ve Azerbaycan Edebiyat ve İncesanat Arşivi Müdürü Marif
Teymur 27 Aralık 2005 tarihinde bu konuda görüşlerini almak
için Elazığ’a davet edildi. Hazırlanacak kitap ile ilgili
olarak onlarla görüşmelerde bulunuldu. Azerbaycan ve
Türkiye’nin ortak evladı vatan ve hasret şairi Elmas
Yıldırım’ın hayatı ve şiirleri nihayet kitap haline
getirilecekti. Fırat Üniversitesi öğretim üyesi Yrd Doç Dr.
Enver Aras bu konuda kendisinin hazır oluğunu söyledi.
4-6 Mayıs
2006 tarihlerinde düzenlenen muhteşem bir açılış töreniyle
faaliyetlerine başlayan Manas Yayıncılık bütün enerjisini ve
imkânlarını bu konuda yoğunlaştırdı. 2007 yılı Elmas
Yıldırım’ın doğumunun 100. Yılıdır. Karar verildi. Elmas
Yıldırım doğumunun 100. Yılında ikinci vatanım dediği
Elazığ’da törenlerle anılacaktı. Elazığ Valisi Muammer
Muşmal, Elazığ Belediye Başkanımız M. Süleyman Selmanoğlu,
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz,
şehrin yöneticileri, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı
Prof. Dr. Mustafa İsen, Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı
Yakup Deliömeroğlu, şair Ali Akbaş herkeste bir gayret bir
heyecan…
2007 yılı
Elmas Yıldırım’ın 100. doğum yılıydı. Büyük şairin
hatırasına Elazığ’da düzenlenen törenler şairin vatan
hasretini dindirecek kadar görkemli ve coşkuluydu.
11–13
Nisan 2007 tarihlerinde Elazığ’da düzenlenen Elmas
Yıldırım’ın yüzüncü doğum yılı etkinliklerine kimler
katılmadı ki; şairin İstanbul’da yaşayan oğlu Azer Elmas,
Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar,
Medeniyet ve Turizm
NazırlığıNeşriyat
Şubesi Müdürü Vagif Behmenli, Milli İlimler Akademisi
Edebiyat Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Bekir Nebiyev, Yazarlar
Birliği üyeleri: Fikret Goca, Reşad Mecid, Edalet Esgeroğlu,
İlgar Fehmi, Marif Teymur, Prof. Dr. Nazif Gahramanlı, Doç.
Dr. Meleyke Memmedova, Azerbaycan İçtimai Televizyonundan
Refik Semender ve Füzuli Orucov ile Elmas Yıldırım’ın
Bakü’de yaşayan yeğeni Hacıağa Almaszade… Ya Türkiye’den
bilim, sanat ve edebiyat çevrelerinin yakinen tanıdığı
onlarca kültür ve gönül adamı…
Fırat
Üniversitesi öğretim üyesi Yrd Doç. Dr. Enver Aras
tarafından hazırlanan “Hazar’dan Hazar’a Elmas Yıldırım”
adlı kitap Manas Yayıncılık tarafından yayınlandı. Hazar’dan
Hazar’a Elmas Yıldırım Sempozyumu’na Türkiye ve
Azerbaycan’dan 20 bilim adamı ve yazar katıldı. Şair Elmas
Yıldırım ile ilgili hazırlanan tebliğleri sunuldu. Elmas
Yıldırım’ın görev yaptığı Hankendi beldesi ile Keban ve Ağın
ilçeleri ziyaret edildi. Büyük Hazar’dan getirilen su, Küçük
Hazar’a döküldü.
“Yeter
artık, çok oldu gurbet elde kaldığım,
Ayrılık
sitemiyle kıvrılıp bunaldığım;
Çık, görün
gözlerime, ey gadasın aldığım,
Ferhat
gibi yolunda dağları yaracağım.”, diye haykıran şair,
Azerbaycan’ına gidemedi ama dağları yaran sevgilileri ona
geldiler.
Elazığ
Belediye Meclisi’nin kararıyla, Elmas Yıldırım Sokağı ve
Hankendi Belediye Meclisi’nin kararıyla Elmas Yıldırım
Caddesi törenler düzenlenerek açıldı. Konserler, büyük vatan
ve hasret şairi Elmas Yıldırım içindi. Onun için besteler
yapıldı, konserler düzenlendi.
Şair Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum Yılı Kutlamaları kardeş Azerbaycan’da
da büyük yankı uyandırdı.
Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev 16
Nisan 2007 tarihinde yayınladığı bir genelge ile Şair Elmas
Yıldırım’ın doğumunun 100. Yıl kutlamalarının Azerbaycan’da
yapılacağını ilan etti. Nihayet,
Elmas Yıldırım’ın vefatından uzun yıllar sonra bir ömür
boyunca kurmuş olduğu hayalleri gerçekleşmişti. Sovyetler
Birliği döneminde adının anılması dahi suç olan bu değerli
şair, uzun yıllar hasret kaldığı vatanına çok görkemli bir
faaliyet ile yeniden merhaba dedi.
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı,
Azerbaycan Tahsil Nazırlığı, Azerbaycan Milli İlimler
Akademisi ile Azerbaycan Yazarlar Birliği tarafından
düzenlenen etkinlikler 26-28
Eylül 2007 tarihlerinde gerçekleşti.
Azerbaycan’da ki toplantıya Kültür ve Turizm Bakanımız
Ertuğrul Günay başta olmak üzere Elazığ Valisi Muammer
Muşmal, Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu,
Fırat Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz, Azer
Elmas, Elazığ Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk, Elazığ
Milli Eğitim Müdürü Nihat Büyükbaş, Prof. Dr. Ramazan
Korkmaz, Kenan Çimtay, Fatma Ünver, Seyfettin Bahçeci,
Bedrettin Keleştimur ve M. Şener Bulut’tan oluşan heyet
katıldı.
Prof. Dr.
Bekir Nebiyev’in hazırladığı Elmas Yıldırım’ın hayatı ve
şiirlerini konu alan bir kitap Azerbaycan Medeniyet ve
Turizm Nazırlığı tarafından yayınlandı. Heyet, Azerbaycan
Tahsil Nazırlığı, Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı,
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi, Azerbaycan Yazarlar
Birliği Hazar (Azizbeyov) İcra Hâkimliği, Surehanı Rayonu
İcra Hâkimliği ve Azerbaycan Büyükelçiliği’ni ziyaret etti
ve görüşmelerde bulundu.
Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum
Yılı münasebetiyle tarihi bir mekân olan Ateşgah’ta,
Şüvelan’da, Gala Köyünde, Fuzuli Elyazmaları Enstitüsü’nde,
Medeniyet ve İnce Sanat Üniversitesi’nde, Hazar Denizi’nin
kıyısında ve nihayet Bakü’de her iki ülkenin kültür
bakanlarının da katıldıkları muhteşem final gecesiyle
etkinlikler tamamlandı.
Azerbaycan’ın büyük şairi Elmas Yıldırım için Elazığ’da ve
Bakü’de düzenlenen etkinlikler Türk dünyasında büyük yankı
uyandırdı. Bu önemli projenin koordinatörlüğünü başarıyla
yürüten Manas Yayıncılık olarak; başta Azerbaycan Devlet
Başkanı Sayın İlham Aliyev olmak üzere; Türkiye Cumhuriyeti
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, Azerbaycan
Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes Garayev’e, Elazığ Valisi
Muammer Muşmal’a, Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof.
Dr. Mustafa İsen’e, Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman
Selmanoğlu’na, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Hamdi
Muz’a, Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Suat Öztürk’e,
Elazığ Kültür ve Turizm Müdürü Tahsin Öztürk’e, Fırat
Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü başkanı Prof. Dr.
Ahmet Buran’a, Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar’a,
Avrasya Yazarlar Birliği başkanı Yakup Deliömeroğlu’na, Türk
Edebiyatı Vakfı başkanı Servet Kabaklı’ya, Elazığ Musiki
Cemiyeti başkanı Feti Ahmet Deniz’e, Elazığ Devlet Klasik
Türk Müziği Korosu şefi Funda Kova’ya, Fırat Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı müdürü Yrd. Doç. Güldeniz Ekmen’e,
Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu sanatçısı Kenan
Çimtay’a, Fırat Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr.
Tamer Kavuran’a, Fırat Üniversitesi öğretim görevlisi Recep
Bağcı’ya ve bu muhteşem etkinliğe katılan bilim adamı, şair,
yazar ve sanatçılarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.
ETKİNLİKLER AZERBAYCAN’DA BÜYÜK YANKI BULDU
11–13
Nisan 2007 tarihlerinde Elazığ’da gerçekleştirdiğimiz Elmas
Yıldırım’ın100. doğum yılı kutlamaları kardeş
Azerbaycan’da büyük yankı uyandırmıştı,
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 16
Nisan 2007 tarihinde yayınladığı bir genelge ile Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı kutlamalarının Azerbaycan’da da
yapılacağı ilan edilmişti.
Almas
İldırımın 100 illik yubileyinin keçirilməsi haqqında
Azərbaycan
Respublikası Prezidentinin Sərəncamı
Bakı
şəhəri, 16 aprel 2007-ci il
2007-ci
ildə müasir Azərbaycan ədəbiyyatının tanınmış
nümayəndələrindən biri, istiqlal şairi Almas İldırımın
(İldırım Əbdülməhəmməd oğlu Almaszadənin) anadan olmasının
100 illiyi tamam olur.
Almas
İldırımın yaradıcılığı Azərbaycan mühacirət poeziyasının
bənzərsiz səhifələrindən birini təşkil edir. Şairin milli
azadlıq və müstəqillik uğrunda mübarizəyə həsr olunmuş
Əsərlərində
xalqımızın ağrılı tarixi taleyi, vətən məhəbbəti və qəriblik
mövzusu dolğun bədii əksini tapmışdır.
Azərbaycan
ədəbiyyatının inkişafında özünə məxsus xidmətləri olan Almas
İldırımın 100 illik yubileyinin layiqincə keçirilməsini
təmin etmək məqsədi ilə qərara alıram:
1-Azərbaycan Respublikasının Mədəniyyət və Turizm Nazirliyi
Azərbaycan Respublikasının Təhsil Nazirliyi və Azərbaycan
Milli Elmlər Akademiyası ilə birlikdə, Azərbaycan Yazıçılar
Birliyinin təklifləri nəzərə alınmaqla, Almas İldırımın 100
illik yubileyinə həsr olunmuş tədbirlər planı hazırlayıb
həyata keçirsin.
2-Azərbaycan Respublikasının Nazirlər Kabineti bu
sərəncamdan irəli gələn məsələləri həll etsin.
İlham
Əliyev, Azərbaycan Respublikasının Prezidenti
Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yaptığı bu açıklamanın
ardından 19 Nisan 2007 tarihinde Azerbaycan Medeniyet ve
Turizm Nazırı Ebülfes Garayev tarafından Elazığ’da
düzenlenen Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum Yılı programı
münasebetiyle Kültür ve Turizm bakanımız Atilla Koç ile
Elazığ Valisi Muammer Muşmal’a teşekkür mektupları
gönderildi.
Sayın
Atilla Koç, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı
Azerbaycan’dan gardaş selamlarımı yetirerek büyük memnunluk
hissi ile bildiririm ki. 2007-ci Nisan ayının 11-13-da
Türkiye Cumhuriyeti’nin Elazığ şehrinde ve vilayetinde
Azerbaycan muhacir edebiyatının görkemli nümayendesi iki
gardaş halkın müşterek söz üstadı ve vatandaşı sayılan Elmas
Yıldırım’ın 100 illik yubiley tertenesi sizin büyük dikkat
ve kaygınız sayesinde binlerce insanın merakına sebep olmuş.
Şairin yaratıcılığı derinden araştırılmış, onun adına
sokaklar verilmiş. Eserlerinden ibaret 650 sahifelik kitap
neşredilmiş. Sözlerine yazılmış mahnılardan tertiplenen
konsert gösterilmiştir. Azerbaycan’ın 14 neferlik nümayende
heyetini en yüksek seviyede garşılamışsınız. Bütün bunlara
göre size en samimi duygularımı bildirir ve teşekkür ederim.
Elmas
Yıldırım’ın adı Azerbaycan’da da aziz tutulur. Doğulduğu
Şüvelan gasabasında heykeli ucaldılıp. Adına sonak goyulub.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in
serencamı ile onun eserleri 25 min tirajla neşredilerek
mektepleri kitaphanelere pulsuz paylanıp. Bugünlerde
muhterem Cumhurbaşkanımız, Elmas Yıldırım’ın anadan
olmasının 100 illik yübileyinin keçirilmesi hakkında
serencam imzalayıp. Tedbirler ilin sonuna kadar devam
edecek. Tenteneli yübiley merasimine siz başta olmakla
Türkiye’nin medeniyet edebiyat ve içtimaiyyet
nümayendelerini de büyük memnunluk hissi ile davet edeceyik.
Tedbirin günleri barada degik melumat en yakın zamanda
verilecek.
Bir daha
size en derin teşekkürlerimi bildirir, Türkiye ve Azerbaycan
arasında medeni elagalarin inkişafı üçün gördüyünüz bütün
işlerde uğurlar arzulayıram.
Derin
hürmet ve gardaşlık duygusu ile
Ebülfes
Garayev / Nazır
Sayın
Muammer MuşmaL, Türkiye Cumhuriyeti Elazığ Valisi
Azerbaycan’dan gardaş selamlarımı yetirerek büyük memnunluk
hissi ile bildiririm ki. 2007-ci Nisan ayının 11-13-da
Türkiye Cumhuriyeti’nin Elazığ şehrinde ve vilayetinde
Azerbaycan muhacir edebiyatının görkemli nümayendesi iki
gardaş halkın müşterek söz üstadı ve vatandaşı sayılan Elmas
Yıldırım’ın 100 illik yubiley tertenesi sizin büyük dikkat
ve kaygınız sayesinde binlerce insanın merakına sebep olmuş.
Şairin yaratıcılığı derinden araştırılmış, onun adına
sokaklar verilmiş. Eserlerinden ibaret 650 sahifelik kitap
neşredilmiş. Sözlerine yazılmış mahnılardan tertiplenen
konsert gösterilmiştir. Azerbaycan’ın 14 neferlik nümayende
heyetini en yüksek seviyede garşılamışsınız. Bütün bunlara
göre size en samimi duygularımı bildirir ve teşekkür ederim.
Elmas
Yıldırım’ın adı Azerbaycan’da da aziz tutulur. Doğulduğu
Şüvelan gasabasında heykeli ucaldılıp. Adına sonak goyulub.
Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in
serencamı ile onun eserleri 25 min tirajla neşredilerek
mektepleri kitaphanelere pulsuz paylanıp. Bugünlerde
muhterem Cumhurbaşkanımız, Elmas Yıldırım’ın anadan
olmasının 100 illik yübileyinin keçirilmesi hakkında
serencam imzalayıp. Tedbirler ilin sonuna gadar devam
edecek. Tenteneli yübiley merasimine siz başta olmakla
Türkiye’nin medeniyet edebiyat ve içtimaiyyet
nümayendelerini de büyük memnunluk hissi ile davet edeceyik.
Tedbirin günleri barada degik melumat en yakın zamanda
verilecek.
Bir daha
size en derin teşekkürlerimi bildirir, Türkiye ve Azerbaycan
arasında medeni elagalarin inkişafı üçün gördüyünüz bütün
işlerde uğurlar arzulayıram.
Derin
hürmet ve gardaşlık duygusu ile..
Edalet
Veliyev / Nazır Muavini
AZERBAYCAN’DAN
GELEN DAVET
Elmas
Yıldırım’ın bir ömür boyunca kurmuş olduğu hayalleri
vefatından uzun yıllar sonra nihayet gerçekleşmişti.
Sovyetler Birliği döneminde adının anılması dahi suç olan bu
değerli şairimiz uzun yıllar hasret kaldığı vatanında çok
görkemli bir faaliyet ile karşılanacaktı. Azerbaycan’da bu
tarihi günlerin heyecanını yaşayan kardeşlerimiz tarafından
hazırlıklar titizlikle yürütüldü.
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı,
Azerbaycan Tahsil Nazırlığı, Azerbaycan Milli İlimler
Akademisi ile Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin bu hususta
ortaya koyduğu çalışmalar nihayet tamamlanmıştı..“Görkemli
Azerbaycan Şairi Almas İldırımın 100 İllik Yubileyine Hesr
Olunmuş Tenteneli Gece” 26-28 Eylül 2007 tarihlerinde
Bakü’de gerçekleşecekti. Azerbaycan’dan gönderilen resmi
davet yazısı 10 Eylül 2007 tarihinde Elazığ Valiliği’ne
ulaştığında Manas’ta da büyük heyecan yaşanıyordu.
Sayın
Muammer Muşmal, Türkiye Cumhuriyeti Elazığ Valisi
Size Azerbaycan’dan en hoş
duygularla gardaşlık selamlarımı yetirirem.
Eyni zamanda büyük memnunlukla
sizi, elece de adları son defa dekikleştirilerek Türkiye
tarafından teklif edilen aşağıdaki kişileri Görkemli
Azerbaycan Şairi Almas İldırımın 100 İlliyi münasebetiyle
26-28 Eylül 2007-ci il tarihinde Azerbaycan’da düzenlenecek
Yubiley tedbirlerinde iştireka davet edirem.
Muammer Muşmal – Elazığ Valisi
Canan Muşmal – Vali Beyin
Hanımı
M. Süleyman Selmanoğlu –
Elazığ Belediye Başkanı
Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz –
Fırat Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Adile Muz – Rektör
Beyin Hanımı
Azer Elmas – Şair Elmas
Yıldırım’ın oğlu
Katerina Elmas – Azer Beyin
Hanımı
Tahsin Öztürk – Elazığ kültür
ve Turizm Müdürü
Nihat Büyükbaş – Elazığ Milli
Eğitim Müdürü
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz –
Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi
Bedrettin Keleştimur -
Gazeteci Yazar
Kenan Çimtay - Elazığ Devlet
Klasik Türk Müziği Korosu
Fatma Ünver- Fırat
Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
İrade Korukluoğlu - TRT
Program yapımcısı
Mustafa Yeşilkaya – Kameraman
Seyfettin Bahçeci – Eleskav
Müdürü
M. Şener Bulut- Manas
Yayıncılık Genel Koordinatörü
Hürmetle.
Edalet Veliyev / Nazır
Muavini
Bu davetten kısa bir süre
sonra da Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı Neşriyat
Bölmesi’nin Müdürü Cengiz Alioğlu’nun imzasıyla Görkemli
Azerbaycan Şairi Almas İldırımın 100 İllik Yubileyine Hesr
Olunmuş Tenteneli Gece’nin detaylı programı Manas
Yayıncılık’a ulaştırıldı.
Sayın M. Şener Bulut, Manas
Yayıncılık Genel Koordinatörü
Sizi Bakü’den en hoş
duygularla selamlıyor ve bildirirem ki, şair Elmas
Yıldırım’ın Azerbaycan’da Yubiley tedbirleri 26-28 Eylül
tarihlerinde keçirilecektir. Türkiye Cumhuriyeti’nden
gelecek konukların sefer programını size gönderdik. Yol
herci ve Bakü’de yaşayış herçleri Azerbaycan terefinin
hesabına olacaktır. Bu tedbirlerde iştirakiniz bizi son
derece memnun edecektir.
Derin hürmet ve saygılarımla.
Cengiz Alioğlu / Neşriyat
Bölmesi’nin Müdürü
Türkiye Cumhuriyeti’nden
Görkemli Azerbaycan Şairi Almas İldırım’ın 100 İllik
Yubileyine Hesr Olunmuş Tenteneli Gece’ye katılacak
konukların sefer programı.
26 Eylül 2007 Çarşamba
Saat: 10.00 - Fahri Hıyaban ve
Şehitler Hıyabanı’nı ziyaret
Saat: 11.00 - Azerbaycan
Tahsil Nazırlığı’nda kabul
Saat: 13.00 - Ateşgah’ı
ziyaret
Saat: 14.30 - Surehanı Rayonu
İcra Hâkimliği’nde kabul
Saat: 15.00 - Öğlen yemeği
Saat: 16.30 - Gala Köyü Elmas
Yıldırım Müzesi’nin Açılışı
Saat: 18.30 – Hazar
(Azizbeyov) Rayonu İcra Hâkimliği’nde kabul
Saat: 19.00 - Elmas
Yıldırım’ın Heykeli Önünde Poezya Akşamı
Saat: 20.30 - Akşam Yemeği
27 Eylül 2007 Perşembe
Saat 10.00 - Azerbaycan Milli
İlimler Akademisi’nde kabul
Saat 11.00 - Fuzuli
Elyazmaları Enstitüsü’nde Elmas Yıldırım Toplantısı
Saat 14.00 - Öğlen yemeği
Saat 15.30 - Azerbaycan
Yazarlar Birliği’nde kabul
Saat 17.00 - Azerbaycan
Medeniyet ve İnce Sanat Üniversitesi’nde Poezya Akşamı
Saat 19.00 - Azerbaycan
Büyükelçiliği’nde kabul
Saat 19.30 - Akşam yemeği
28 Eylül 2007 Cuma
Saat 11.00 Azerbaycan
Medeniyet ve Turizm Nazırlığı’nda kabul
Saat 13.00 - Hazar Denizi’ni
ziyaret
Saat 12.00 - Bakü gezisi
Saat 14.00 - Kervansaray’da
öğlen yemeği
Saat 19.00 - Elmas
Yıldırım–100. Büyük Yübiley Tedbiri (Opera ve Balet Teatrı)
Saat 22.00
- Resmi ziyafet
ELAZIĞ’DA AZERBAYCAN HEYECANI
Elâzığ,
şair Elmas Yıldırım’ın hatırasını bir kere daha yâd etmek
için Vali Muammer Muşmal’ın başkanlığında bir heyet ile
birlikte Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes
Garayev’in davetlisiydi. Bu davet, Türkiye ile Kardeş
Azerbaycan arasındaki tarihi köprülerin ayaklarını daha da
güçlendirecekti. Azerbaycan’da düzenlenen toplantıya 29
Ağustos 2007 tarihinde bakanlar kurulu kararıyla Kültür ve
Turizm Bakanlığı görevine atanan Ertuğrul Günay’ın da
katılacağını öğrenmiştik. Kültür ve Turizm Bakanımız ilk
yurtdışı seyahatini Kardeş Azerbaycan’a yapacak ve Şair
Elmas Yıldırım için düzenlenen törenlerin final gecesine
katılacaktı. Bu haber seyahat öncesinde heyetimizi daha da
heyecanlandırmıştı.
Manas
Yayıncılık düzenlediği faaliyetlerle arzuladığımız hedeflere
doğru emin adımlarla yürümeye başlamıştı. 2006 yılında
mütevazı imkânlarla başlattığımız bir kültür hareketi kısa
zaman içersinde Elazığ’ı Türkiye ve Türk dünyasıyla
kucaklaştırmıştı. Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı
Anar’ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Manas Yayınları
Açılış Töreni, Bizim Ece Şiir Şöleni, Bahaettin Karakoç’a
Saygı, Ölümünün 20. Yılında Nimri Dede, Malatya-Elazığ
Kültür ve Sanat Buluşması, Altay’daki Yüreğim Mağcan ve
Doğumunun 105. Yılında Harputlu Şair Mehmet Bedri Yücesu
adlı faaliyetleri büyük bir başarıyla gerçekleştirmiştik.
Manas’ın faaliyetleri 2007 yılında da dur durak bilmeden
devam ediyordu. Doğumunun 100. Yılında Şair Elmas Yıldırım
adlı faaliyetimiz Azerbaycan’da büyük yankı uyandırmıştı.
Ölümünün 50. Yılında Harputlu Şair Mustafa Sabri Efendi,
Manas Kitap Tanıtım Toplantısı, Elazığ-Malatya Kültür ve
Sanat Buluşması, Notaların Kanatlarında Elazığ Şiirleri,
Güzellikler Taçlanır Hatıralarla Pertek- Cami-İ Kebir
Mahallesi, Ölümünün 40. Yılında Fikret Memişoğlu, Tarık
Tahiroğlu’nun Hatıralarıyla Elaziz’den Elazığ’a, Kurşunlanan
Türkoloji, Doğumunun 152. Yılında Ağınlı Öğretmen Abdullah
Lütfü “Tahtasız Hoca” faaliyetlerinin ardından Elazığ,
tarihî günlerinden birini daha yaşıyordu. 26-28 Eylül
tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen “Şair
Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum Yılı Kutlamaları”na
katılacaktık.
Bu önemli
faaliyet öncesinde yapılması gerekenleri görüşmek için 07
Eylül Cuma günü Elazığ Valisi Muammer Muşmal’ın
başkanlığında bir araya gelerek toplanmıştık. O toplantıda
katılacağımız programlar etraflıca değerlendirildi ve
Azerbaycan’a götürülecek hediyelerin belirlenmesi hususunda
Türk Edebiyatı Vakfı Başkanı Servet Kabaklı’dan destek
istendi.
Manas
Yayıncılık’ın Azerbaycanlı kardeşlerimize takdim edeceği en
büyük hediye değerli hocamız Yrd. Doç. Dr. Enver Aras
tarafından hazırlanan Hazar’dan Hazar’a Elmas Yıldırım adlı
kitap olacaktı. Ancak Elazığlı şair dostlarımızın önerisiyle
Hazar gölünün suyunu yıllardan beri hasreti ile yanıp
kavrulduğumuz Hazar Denizi’ne götürmenin çok anlamlı
olacağını düşünmüştük. 23 Eylül Pazar günü Sivrice Belediye
başkanı Hasan Karabulut’u da aramıza alarak Bedrettin
Keleştimur, Hadi Önal, Zekeriyya Bican, Lütfü Parlak, Mahir
Gürbüz, Mehmet Şükrü Baş ve Seyfettin Bahçeci ile birlikte
Hazar Gölü’ne gittik. Şair dostlarımızla o gün Hazar
Gölü’nün suyunu şişelere doldururken kameraman arkadaşımız
Mustafa Yeşilkaya bu duygulu anlarımızı kayda alıyordu.
Hasan Karabulut
Küçük Hazar’dan, Büyük Hazar’a
sevgiler ve saygılar sunuyorum…
Küçük
Hazar’dan, Büyük Hazar’a sevgiler ve saygılar sunuyorum.
Burada biraz evvel şair dostlarımız Hazar’ı anlattılar. Bu
şişelere doldurduğumuz suları, Büyük Hazar’a karıştırmak
için Bakû’ye götürecekler. Bu su bizim hasretimizin
sevgimizin kardeşliğimizin bir belgesidir. İnşallah
Hazar’dan Hazar’a kurduğumuz bu gönül köprüsü gelecekte
birçok alanda ortak çalışmalara dönüşecek ve birliğimize
beraberliğimize güç ve kuvvet kazandıracaktır.
M. Şener Bulut
Hazar Gölü’nden alacağımız suyu Büyük Hazar’a
dökeceğiz…
Bu yılın 11–13 Nisan
tarihlerinde Can Azerbaycan’ın gönül insanlarıyla bir arada
olduk… Tarihi toplantılar gerçekleştirdik… Bu toplantılar
vesilesiyle tarihe önemli notlar düşüldü, geleceğe yönelik
önemli adımlar atıldı. Azerbaycan ile Türkiye’nin ortak
hafızası diyebileceğimiz Şair Elmas Yıldırım’ın doğumunun
100 yılında anmaktı amacımız. O amacı gerçekleştirdik.
1933–1952 tarihleri arasındaki hayatını bu topraklarda
geçiren Hazarların Şairi Elmas Yıldırım’ı Hazar’ın kıyısında
bir araya geldiğimiz Elâzığ’ın kalem ve kelam erbabıyla
birlikte rahmetle yâd ediyoruz.
İnşallah 26–28 Eylül 2007
tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakû’de yapılacak
toplantılara Sayın Valimizin başkanlığında; Elazığ Belediye
Başkanı, Fırat Üniversitesi Rektörü, Bilim dünyası ve Elâzığ
sanat camiasından oluşacak bir heyetle katılacağız. Yakın
tarihimizi ışıklandıracak bu toplantıyı daha da
anlamlandırmak amacıyla Hazar Gölü’nden alacağımız bu suyu
heyetimizle birlikte Büyük Hazar’a dökeceğiz.
AZERBAYCAN YOLCULUĞU BAŞLIYOR
25 Eylül
Salı saat 07.10. Azerbaycan yolculuğumuz 25 Eylül Salı günü
başladı. Elazığ’dan kalkan uçağımız saat 09.00’da İstanbul’a
ulaştı. Atatürk Havalimanı’nda bizleri Türk Edebiyatı Vakfı
Başkanı Servet Kabaklı, oğlu Burak ile birlikte
karşılamışlardı. Sultanahmet’te bulunan İsa Yusuf Alptekin
Parkı’nda bir müddet dinlendikten sonra Servet Bey’in
hazırlamış olduğu programa uyarak önce Ahmet Kabaklı
Hoca’mızın yıllarca başkanlığını yürüttüğü Türk Edebiyatı
Vakfı’na gidilecek, daha sonra Eyüp Sultan ziyaret edilecek,
Miniatürk’ü gezdikten sonrada iftar yemeğinde Azer Elmas’ın
konuğu olacaktık.
Türk
Edebiyatı Vakfı’ndayız. Kabaklı Hocamızın vefatından sonra
edebiyat dünyamızın unutulmaz hatıralarıyla bezeli bu kültür
ocağının başkanlığına getirilen Servet Bey oldukça ağır bir
görevi üstlendiklerini ancak çok çalışarak vakıftaki
hizmetleri devam ettireceklerini, kısa bir süre içersinde de
tarihi vakıf binasında yenileme çalışmalarını
başlatacaklarını anlatmıştı. Türk Edebiyatı Vakfı’na
gelmişken Hazar Şiir Akşamları’nı konuşmamak olur muydu?
Sayın Valimizin de önerisiyle Servet Kabaklı Bey’in çalışma
odasında Cengiz Aytmatov’un onur konuğu olarak katılacağı
Hazar Şiir Akşamları konuşuldu.
Türk
Edebiyatı Vakfı’ndan ayrıldıktan sonra Eyüp Sultan’a gittik.
Eyüp’teki o manevi atmosferi doya doya yaşadık. Necip Fazıl,
Zekai Dede, Fevzi Çakmak, Ahmet Kabaklı gibi büyüklerimizi
dualarla andıktan sonra Servet Bey bizleri Miniatürk’e
götürmüştü.
AZER ELMAS’IN KONUĞUYUZ
25 Eylül
Salı saat 19.30. İstanbul’da gün boyunca yaptığımız gezileri
tamamlandıktan sonra. Elmas Yıldırım’ın büyük oğlu Azer
Elmas’ın iftar davetine katıldık. O akşam Azer Ağabeyin
Yeşilköy’de ki evinde adeta bir bayram sevinci yaşanıyordu.
Azer Ağabey, babası için Elazığ’da düzenlenen muhteşem
toplantının ardından bu defa da Azerbaycan’da tertip edilen
programa onur konuğu olarak davet edilmişti. Bu nedenle
oldukça heyecanlıydı. O akşam büyük bir özenle hazırlanan o
bereketli iftar sofrasında uzun uzun Elmas Yıldırım
konuşuldu. Mustafa Yeşilkaya çantasından kamerayı çıkartıp;
“ağabey yardımcı olursanız burada yaşadıklarımızı
görüntüleyelim”, diyerek mikrofonu bana uzatınca Azer
Ağabeyin evinde geçirdiğimiz bu güzel anları belgelemeye
çalışmıştık.
Azer Elmas
Elazığlı dostlarımızı evimde
ağırlamaktan büyük onur duyuyorum…
Elazığlı vefakâr dostlarımızı
bu güzel Ramazan akşamı evimde ağırlamaktan büyük onur
duyuyorum. Sağ olsunlar geldiler ve evimi şenlendirdiler.
Elazığ’ın vefasını gösterdiler.
Muammer Muşmal
Azer Bey’e çok teşekkür
ediyorum…
Bizleri evinde misafir eden
Azer Bey’e çok teşekkür ediyorum. Azer Bey, Ramazan ayının
bu kutlu gününde bizleri evinde ağırlamasından büyük bir
memnuniyet duyduk. Bizler, Nisan ayında Elmas Yıldırım’ın
100. Doğumu yılı münasebetiyle Azerbaycan’dan gelen
dostlarımız ile birlikte Elazığ’da çok güzel ve anlamlı bir
toplantı geçekleştirmiştik. Üç gün dolu dolu geçen ve
hepimizi çok duygulandıran o programın ardından bu defa da
Azerbaycan Devleti’nin değerli yöneticileri büyük bir
nezaket göstererek bizleri Bakû’de düzenledikleri toplantıya
davet ettiler. İnşallah heyetimizle birlikte bu akşamın
ilerleyen saatlerde Azerbaycan’a gideceğiz. Bakû’de ki
kutlama programı çerçevesinde duygularımızı ve
düşüncelerimizi ifade etme fırsatını bulacağız. Her şey çok
güzel başladı. İnşallah Bakû’den de güzel intibalarla
döneceğiz.
M. Süleyman Selmanoğlu
Bu akşam çok zengin bir iftar
sofrasında bir araya geldik…
Efendim, her şeyden önce
bizleri evinde konuk eden Azer Elmas Beyefendi’ye çok
teşekkür ediyoruz. Bu akşam çok zengin bir iftar sofrasında
bir araya geldik. Sayın Valimizin de ifade ettiği gibi
Azerbaycan seyahatine başlamadan önce Azer Elmas Beyefendi
bizleri evinde çok güzel bir şekilde ağırlayıp misafir etti.
Azerbaycan’a 2004 yılında da gitmiştik. Azeri kardeşlerimiz
bizleri çok güzel karşılamışlardı. Geçtiğimiz Nisan ayında
Elazığ Belediye Meclisi’nin kararıyla Şair Elmas Yıldırım
adını bir sokağımıza vermiştik. Güzel bir tören olmuştu.
İnşallah Azerbaycan’daki faaliyetlere katılarak dostluğumuzu
kardeşliğimizi daha da kuvvetlendireceğiz. Hem sosyal hem de
kültürel bakımdan hem Elazığ’a hem de Türkiye’mize faydalı
neticeler doğuracaktır.
Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz
Elmas Yıldırım’ın hatıralarını
unutmamız mümkün değil..
Elmas Yıldırım, ülkesinde çok
zor günler yaşanırken baskılara dayanamayarak Elazığ’a
gelmiş yerleşmiş ve Elazığ’a çok büyük hizmetlerde bulunmuş
bir şairimizdir. Bir Elazığlı olarak onun hatıralarını
elbette ki unutmamız mümkün değil. 100. Doğum yılı
münasebetiyle ilk programı Elazığ’da gerçekleştirdik, şimdi
de bu değerli şairimiz için kardeş Azerbaycan’da düzenlenen
programa katılmak için bir heyet olarak yola koyulduk. Ancak
Azerbaycan’a hareket etmeden önce Azer Elmas Bey, bizleri
evinde son derece sıcak bir ortamda konuk etti. İftar
sofrasını bizimle paylaştığı evinde onun konuğu olmaktan
dolayı memnunuz ve kendisine çok teşekkür ediyoruz.
Servet Kabaklı
Biz Elmas Yıldırım’ın
şiirlerini okuyarak Türklük şuuruna eriştik…
Önce Elmas Yıldırım hakkında
birkaç söz söylemek istiyorum. Elmas Yıldırım kıymetli bir
büyüğümüzdür. Bir manada demir perdeyi çatlatan, demir
perdeyi kıran insandır. Bir yiğit gönüldür ki o Türklük
şairi sıfatıyla Sovyet rejimine, Azerbaycan’daki o katı
düzene baş kaldıran üstelik küçük Hazar’dan baş kaldıran Göy
Hazar’a selam söyleyen küçük Hazar’dan Büyük Hazar’a o
muhteşem hasret şiirlerini yazan, muhteşem Türklük şiirleri
yazan bir yiğit gönül adamıdır. Allah gani gani rahmet
eylesin.
Evet, bugün değerli evlatları
Azer Elmas Bey’in Yeşilköy’deki evinde bu iftarda
bulunmaktan ben de büyük bahtiyarlık duyuyorum. Dahası
Elazığ’da hem öğretmen olarak Nahiye Müdürü olarak bir
manada, kaymakam vekili olarak, Ağın’da Hankendi’de,
Palu’da, Keban’da çok güzel vazifeler yapmış ve Elazığ’da iz
bırakmış bir insan; o yaşadığı her yerde iz bırakabilecek
bir insandı. Biz Elmas Yıldırım’ın şiirlerini okuyarak
Türklük Şuuruna eriştik, bugün onun evladının evinde de
bulunmaktan bahtiyarız. Düşünün yıllar önce terk etmek
zorunda kaldığı Ata yurdu Azerbaycan’da doğumunun 100.
Yılında anılıyor olması işte Türk dünyasında Mehmet Emin
Resulzade’nin kaldırdığı o bayrağın bir defa kalkan bayrak
bir daha inmez diyerek kaldırdığı Elmas Yıldırımlar,
vasıtasıyla dalgalandığını gösteriyor, bu manada da büyük
bir bahtiyarlık duyuyorum. Bir Türk aydını olarak, ben bu
hassasiyet sebebiyle, Elazığ Valisi Sayın Muammer Muşmal
Beyefendi’ye, sevgili Belediye Başkanımız M. Süleyman
Selmanoğlu’na, sevgili Rektörümüz Mehmet Hamdi Muz
Beyefendi’ye ve diğer heyet üyelerine bu seyahat dolayısıyla
hayırlı yolculuklar diliyorum. Ayrıca büyük şairimizin gönül
ikliminde onun doğduğu topraklarda Bakû’de Göy Hazar’ın
kıyısında inşallah muhteşem bir 100. Yıl anması diliyorum.
Evet, Azerbaycan devletinin de bu hassasiyetlerinden dolayı
Azerbaycan devlet yetkililerine, Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’na, Tahsil Nazırlığı’na diğer ilgililere de
teşekkür etmek durumundayız. Kendi değerlerine sahip
çıkmaları, bizleri bahtiyar ediyor. Türkiye ile Azerbaycan
için iki devlet bir millet deniliyor inşallah yedi devlet
bir millet diyebileceğimiz günler de olacaktır. Dilde işte
fikirde birlik geçekleştirildiğinde, fikirde medeniyette
kalkınmada Türk dünyasının birliği gerçekleştiğinde eğer biz
ölmüşsek mezarımızda rahat uyuyacağız, yaşıyorsak bahtiyar
olacağız.
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
Elmas Yıldırım’ın yaşadığı acıların üstünde
iki ülkenin kardeşliği çiçekleniyor...
20. yüzyıl büyük
parçalanmaların, büyük savaşların büyük bunalımların
yaşandığı bir yüzyılıdır. Bu yüzyılın en büyük bunalımlarını
yaşayan bir ailenin konuğuyuz biz. Demek ki zulüm payidar
olmuyor. Bir insan ömrü bile o zulüm imparatorluklarının
yıkılmasına tanık olabiliyor. Bu gün o tanıklığı yaşıyoruz.
Her şerde bir hayır var deniyor. Bugün geçmişte Elmas
Yıldırım’ın yaşadığı acıların üzerinde iki ülkenin
kardeşliği çiçekleniyor. Elmas Yıldırım’ı rahmetle anıyorum.
Umuyorum ki iki ülkenin kardeşliği daha da gelişecek daha
büyüyecek. Sayın Valime, Sayın Başkanıma, Sayın Rektörüme ve
bütün bu faaliyetlerin mutfağında olan sevgili Şener Bulut
kardeşime çok teşekkür ediyorum. Tanrı, 20 yüzyılın zulmünü
başka asırlara taşımasın.
Tahsin Öztürk
Elmas Yıldırım’ı hiçbir zaman
unutmadık…
Her vesileyle ifade ettiğimiz
gibi Elazığ bir kültür ve sanat merkezi olarak tarihi
Harput’un devamıdır. Tabii ki onun bu özelliğine has
faaliyetlerin de sergilenmesi fevkalade önemlidir. Ayrıca
biz yöremizin insanlarını vefakâr, fedakâr insanlar olarak
tanımlarız. İşte yıllar önce Sovyet rejiminin baskısıyla
İran’a kaçıp daha sonrada Türkiye’ye gelen ve 19 yıl
Elazığ’da hizmet veren Elmas Yıldırım’ı unutmayarak onu
anmayı bir görev olarak ortaya koyan bir şehirdir Elazığ. Bu
ateşi yakan Şener Bulut kardeşimiz Nisan ayı içerisinde
Kültür ve Turizm Bakanlığımızın da desteklediği bir
faaliyeti gerçekleştirdiler ve şimdi de Azerbaycan
Cumhurbaşkanı’nın bizzat ilgilendiği Elmas Yıldırım’ı anma
faaliyeti Azerbaycan’da da gerçekleştirilecek. Bütün bu
çalışmalarda yüreğini, emeğini ve gönlünü ortaya koyan
arkadaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyorum.
Bedrettin Keleştimur
Elmas Yıldırım Gala’dan Gala’ya
kültür köprümüzdür…
Hazar Şiir Akşamları’nın artık
meyvelerini vermeye başladığını görmekteyim. Bir kültür
şehri olan Elazığ için iftihar vesilesidir. Hazar Şiir
Akşamları geçtiğimiz yıl Mağcan Cumabay anısına
düzenlemişti. Bir önceki yılda Azerbaycanlı şair Elmas
Yıldırım anısına düzenlemiştik. Elmas Yıldırım ile ilgili
çalışmalar Şener Bulut kardeşimizin yönetiminde iki yıl
devam etti ve bu çalışmaların neticesinde Azerbaycan
Medeniyet ve Turizm Nazırlığı ile Kültür ve Turizm
Bakanlığımızın işbirliği sağlanarak bir proje olarak ele
alındı. Geçtiğimiz Nisan ayında Elazığ Valiliğinin
öncülüğünde, şehrimizdeki bütün kurum ve kuruluşların
katkılarıyla Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı kutlamalarını
oldukça kapsamlı bir faaliyet gerçekleştirdik. O programa
Azerbaycan’ın önde gelen şair ve yazarları katıldı. Ve Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı çok nadide etkinliklerle
kutlandı. Elmas Yıldırım, 26 yaşında çok sevdiği vatanını
terk etmek zorunda kalarak Türkiye’ye geldi. Atatürk
döneminin Türkiye’si bu büyük şairimizi bağrına bastı. Ve 26
yaşından 45 yaşına kadarda Elazığ’da Elazığ’ın ilçelerinde
Palu’da, Kovancılarda, Keban’da, Hankendi’de, Ağın’da hem
nahiye müdürlüğü hem de öğretmenlik yaptı. O dönemin
şartlarında at sırtında en ücra köylere gitti, eğitime
katkıda bulundu. Atatürk’ün 1933 yılında onuncu yılı
nutkunda da ifade ettiği gibi. Bütün o heyecanlı
çalışmaların ruhunda bizler Elmas Yıldırım’ı da görmekteyiz.
Bir garip tesadüf ki Elmas
Yıldırım, Bakû’nün Gala Köyünde dünyaya geldi ve Malatya
ilimizin Kale bucağında hayata gözlerini yumdu. Elmas
Yıldırım Gala’dan Gala’ya bir kültür köprümüzdür her iki
Gala’da bizim yüreğimiz ve can evimizdir.
Kenan Çimtay
Elmas Yıldırım ülkesindeki
zulme başkaldırarak bir çığır açmış…
Azerbaycan’da ilk defa bir
sanat gecesine katılacağım. Bu nedenle çok heyecanlıyım.
Geçtiğimiz Nisan ayında Elmas Yıldırım anısına düzenlenen
anma programı çerçevesinde Azerbaycan’dan gelen heyetin
huzurunda verdiğimiz konser büyük yankı uyandırmıştı. Şimdi
de programın Azerbaycan boyutu gerçekleşecek. Bakû’de
yapılacak programa Elazığ’dan Fatma Ünver ile birlikte
katılacak ve Güldeniz Ekmen Hocamız tarafından bestelenen üç
eseri seslendireceğiz. Umarım güzel bir konser olur. Elmas
Yıldırım gerçekten çok büyük bir şairdir. Ülkesindeki zulme
başkaldırarak bir çığır açmıştır.
Fatma Ünver
Elmas Yıldırım’ın Güldeniz
Ekmen tarafından bestelenen üç şiiri var…
Elmas Yıldırım’ın değerli
Hocam Güldeniz Ekmen tarafından bestelenen üç şiiri var.
Umarım bu eserleri en iyi bir şekilde layıkıyla
seslendirmeye çalışacağım. İnşallah büyük şairimiz için
düzenlenen bu törenler Türkiye ve Azerbaycan arasındaki
ilişkilerin daha da ileriye taşınmasına katkı sağlar.
BAKÜ’YE HAREKET EDİYORUZ
25 Eylül Salı saat 23.30.
Atatürk Havalimanı’ndayız, Azer Elmas’ın da, katılmasıyla
Azerbaycan yolculuğumuz başladı. Büyük şair Elmas
Yıldırım’ın, doğduğu, topraklara yapacağımız bu seyahat
bizleri iyiden iyiye heyecanlandırıyordu. Saatler, 23.30’u
gösterdiğinde; bir gönül sarhoşluğuyla Ata yurdumuz,
Azerbaycan’a doğru hareket ettik.
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’nın davetiyle; “Görkemli Azerbaycan Şairi Almas
İldırım’ın 100 İllik Yubileyine Hesr Olunmuş Tenteneli
Gece” programınakatılmak üzere, bir bakıma tarihe
yolculuk yapıyorduk. Elmas Yıldırım’a vefa borcunu ödemek
için Türk dünyasının dikkati bu defa da Bakü’ye
odaklanmıştı. Elâzığ’dan Bakü’ye uzanan bir kültür köprüsü
inşa ediliyordu. Bu tarihi köprünün mimarı Elmas Yıldırım
olmuştu. Uçağımız on bir bin metre yüksekten Kafkaslara
doğru ilerlerken saatler, gece yarısını çoktan geride
bırakmıştı. Nihayet Azerbaycan saatiyle 04.00 civarlarında
başkent Bakü’ye Uluslararası Haydar Aliyev Havalimanı’na
ulaştık. Bizleri Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı
Neşriyat Şubesi Müdürü Vagif Behmenli ve Hacıağa Almaszade
karşıladılar. Bu değerli insanların refakatinde gecenin
ilerleyen saatlerinde, Havalimanından konaklayacağımız,
‘Park-in’ oteline doğru hareket ettik.
ELMAS YILDIRIM’IN YURDUNDAYIZ
26 Eylül
Çarşamba saat 04.00. yaklaşık beş saatlik bir istirahatın
ardından Bakü’de güne merhaba diyerek uyandık. Otelin
kahvaltı salonuna indiğimizde bizleri Medeniyet Nazırlığının
değerli yöneticileri Cengiz Alioğlu, Vagif Behmenli, Marif
Teymur, Teyran Veliyev ve Aslan Caferov ile birlikte Elmas
Yıldırım’ın yeğeni, değerli dostumuz Hacıağa Almaszade
karşıladılar. Gün boyunca oldukça yoğun bir programa
katılacağız. Önce Fahri Hıyabanı ve Şehitler Hıyabanı
ziyaret edilecek. Daha sonra Tahsil Nazırı Misir Merdanov
ile bir görüşmemiz olacaktı. Ardından da Ateşgah’ta
düzenlenen programa katıldıktan sonra Gala Köyü’ne
gidilecekti. Sürehan’ı ve Hazar Rayonu İcra Hâkimlikleri’ni
de ziyaret edip akşam saatlerinde de Elmas Yıldırım’ın
hatırasına tertip edilen şiir şölenine katılacaktık.
Vagıf Bey
gün boyunca katılacağımız programlar hakkında bizleri
bilgilendirirken büyük bir sevinçle Kültür ve Turizm
Bakanımız Ertuğrul Günay’ın Cuma günü yapılacak etkinliklere
katılacağını müjdelemişti. Marif Bey Bakü’de bulunmamızdan
duyduğu memnuniyeti her defasında dile getirmeye
çalışıyordu.
Vagif Behmenli
Biraz sonra Fahri Hıyaban’ı,
Şehitler Hıyabanı’nı ziyaret edeceksiniz.
Elmas Yıldırım, 1990’lı
yıllara kadar, Azerbaycan’ın müstakillik kazanana kadar,
tanınmamış. Lakin bu vakitten sonra onun adı dersliklere
salınmış okullarda orta mekteplerde, âli mekteplerde
geçirilmeye başlanmıştır. Elmas Yıldırım hem Azerbaycan
edebiyatındaki, Azerbaycan mefkûresindeki rolü danışılacak.
Çünkü Elmas Yıldırım öyle bir şairdir ki, Azerbaycan şair
yurdudur. Azerbaycan halkının mefkûresini, tefekkürünü
temsil etmiş bir şairdir. Umumi Türk düşüncesinin formunda
Elmas Yıldırım’ın büyük bir rolü vardır. Doksanıncı
yıllardan itibaren Azerbaycan’ın mekteplerinde Elmas
Yıldırım’ın yaratıcılığı tedris olunur, öğrenilir. Yani onun
hakkında bilgi verilir. Bu da bana öyle geliyor ki Türkiye
ile Azerbaycan’ın medeni alakalarının Elmas Yıldırım’ın
şahsında bu kardeşliğin örneği bizim yeni nesile
öğretiliyor.
Biz günün birinci
yarısındayız. Biraz sonra Fahri Hıyaban’ı, Şehitler
Hıyabanı’nı ziyaret edeceksiniz. Daha sonra Azerbaycan
Cumhuriyeti’nin Tahsil Nazırı Sayın Bakan Misir Merdanov
Türkiye’den gelen nümayede heyetini kabul edecek. Bundan
sonra Azerbaycan’ın en kadim medeniyet abidelerinden olan
Ateşgah’ta Surehanı Rayonu’nda olacağız. Orada Azerbaycanlı
öğrencilerin hazırladıkları bir programa katılacağız. Daha
sonra Gala köyüne gideceğiz. Siz biliyorsunuz ki Elmas
Yıldırım Gala köyünde doğmuş, Elazığ’da da Gala nahiyesinde
dünyasını değişmiş, Gala köyünde tarihi binalardan biri
Elmas Yıldırım’ın evi olarak düzenlenecek. Çalışmalar bugün
resmen başlayacak ve bu evin bulunduğu Gala köyündeki
programa katılacağız. Daha sonra Hazar Rayonu’nda,
Şüvelan’da atası babası, yaşamıştı Elmas Yıldırım’ın.
Şüvelan’da Elmas Yıldırım’ın heykelinin bulunduğu parkta
büyük bir şölen düzenlenecek.
Yarın ki programımız da
zengindir. Milli İlimler Akademiyası’nda, Fuzuli El
Yazmaları Kitaplığı’nda ve Medeniyet ve İnce Sanat
Üniversitesi’nde güzel programlara katılacağız. Şüphesiz ki
bu programlarda konuklarımız yüreklerindeki sözlerini ifade
edecekler. Elmas Yıldırım ile alakalı, Türkiye-Azerbaycan
münasebetleriyle alakalı konuşmalar yapacaklardır. Bu
toplantılarda ortaya konulacak görüşler ve yapılacak
konuşmalar bir ibret dersi niteliğindedir. Çünkü iki halkın
bir şairin ışığında buluşmaları, iki halkın nümayendelerinin
bir sözün ışığında buluşmaları çok büyük bir gelecekten
haber veriyor ve bu çok değerli ve bizim servetimizdir. Ben
inanıyorum ki bu toplantının tesirleri uzun yıllar devam
edecektir. Sonuncu günde de gözlenir ki Türkiye
Cumhuriyeti’nin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay
katılsın bu merasime. Ve Opera Balet Teatrı’nda ve bizim
Azerbaycan’ın sanat adamlarından ibaret. O gecede Elmas
Yıldırım’ın anısına büyük bir sanat gecesi geçirilecek.
Marif Teymur
Hazar Akşamları, Hazarları
birleştirdi Türk dünyasını birleştirdi.
Ben bugün çok heyecanlıyım.
Şener Bey düşünüyorum ki ben sizlere minnettarım ve büyük
Türk dünyasına bizi kavuşturan özünün arzularını
gerçekleştiren Elmas Yıldırım’ın vatanına, yurduna
gelmenizden büyük sevinç duyuyorum. Başta Sayın Valimiz
olmakla ve Şener Bey ben sizin teşkilatçığınızı gözlerimle
görüp yaşadım. 2005 yılından itibaren bugüne kadar sizin
eziyetiniz ve Hazar Akşamları, Hazarları birleştirdi Türk
dünyasını birleştirdi. Elmas Yıldırım’ın büyük ruhu artık
bize yar oldu ki ve menim Hazar’ım ve menim Elazığ’ımı, ver
menim Hankedi’mi. Men Gardaşlarımı burada görmekle Türk
dünyasının gücünü yeniden gördüm ve heyecanlandım. Elmas
Yıldırım “Men Kimem” şiirinde bu duygularını
dillendiriyordu.
HAYDAR ALİYEV’İN MEZARINI ZİYARET ETTİK
26 Eylül
Çarşamba saat 10.00. Aracımız Fahri Hıyaban’a doğru yol
alırken Azerbaycanlı dostlarımızdan Bakü hakkında bilgi
almaya çalışıyorduk. Hazar Denizi’nin kıyısından geçerken
Vagıf Bey; “merak etmeyin Tahsil Nazırlığı’na gitmeden önce
Azatlık Meydanı’ndan geçip Hazar’ın kıyısına kadar
yürüyeceğiz.”, diyordu.
Fahri
Hıyaban’da düzenlenen merasimde Azerbaycan Medeniyet ve
Turizm Nazırlığı adına Bakan Yardımcısı Edalet Veliyev,
Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar, Milli İlimler
Akademisi Edebiyat Enstitüsü başkanı Prof. Dr. Bekir Nebiyev
ve şair Cengiz Alioğlu heyetimize refakat ettiler. Önde
Valimiz Muammer Muşmal, Belediye Başkanımız M. Süleyman
Selmanoğlu, Rektörümüz Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz ve
Azerbaycanlı yöneticiler. Bizler de ellerimizde karanfil
desteleriyle onların bir kaç adım gerisinden ağır adımlarla
yürüdük. Fahri Hıyaban yemyeşil çimenlerle, envai çeşit
çiçeklerle ve gökyüzünü alabildiğince kucaklayan ağaçlarıyla
adeta bir cennet bahçesini andırıyordu. Bakışlarımız yürüyüş
yolunun her iki yanında her biri ayrı bir sanat değeri
taşıyan mezar taşlarına yöneliyor, kimi rölyeflerle kimisi
de heykellerle bezenmiş olan bu mezarlar oldukça geniş bir
arazide yan yana omuz omuza sıralanıyordu. Devlet idaresine
yön veren üst düzey yöneticilerin mezarlarının bulunduğu
Fahri Hıyaban’da ki bu anlarımızı dualarla, Fatihalarla
geçirdik. Elmas Yıldırım’ı, Hüseyin Cavit’i, Mikail
Müşfik’i, Ahmet Cevat’ı ve o acılı günlerin zorluklarına
dayanarak Azerbaycan’ı hür ve bağımsız bir devlet olarak
yeniden tarih sahnesine çıkartan Azerbaycanlı aydınları
şükranla andık. Ve nihayet bu yürüyüşümüzün sonunda
Azerbaycan’ın merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ile eşi
Zarife Hanımın mezarlarına ulaşıp büyük bir ihtiram ile
karanfiller koyduk.
Bu
ziyaretimizin hemen ardından da Azerbaycan Medeniyet ve
Turizm Nazırlığı Bakan Yardımcısı Edalet Veliyev, Elazığ
valisi Muammer Muşmal ve Azer Elmas tarafından basın
mensuplarına açıklamalar yapıldı.
Edalet Veliyev
Azerbaycan’a hoş geldiniz…
Hürmetli Cumhurbaşkanımız
İlham Aliyev’ın serencamıyla Azerbaycan’ın büyük şairi Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yıl münasebetiyle başlayan tedbirler
münasebetiyle Elazığ’dan gelen konuklarımıza hoş geldiniz
diyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Bugünden itibaren Elmas
Yıldırım günleri başlıyor ve Türkiye’den Sayın Valimizin
başkanlığında Belediye Başkanının, Üniversite Rektörünün,
Elmas Yıldırım’ın evlatlarının katıldığı büyük bir heyet
bugün Azerbaycan’dadır. Bugün Surahanı Rayonu’nda, Hazar
Rayonu’nda toplantılar gerçekleştirilecek poezya gecesi
olacak, Medeniyet ve İncesanat Üniversitesi’nde bir toplantı
yapılacak, Milli İlimler Akademisi’nde, Tahsil Nazırlığı’nda
görüşler olacak. Daha sonra Medeniyet ve Turizm Nazırı Sayın
Ebülfes Garayev ile bir görüşme gerçekleştirilecek ve
nihayet ayını 28’inde Opera ve Balet Teatrı salonunda
Azerbaycanlı sanat ustalarının iştirak edecekleri büyük bir
merasim gerçekleştirilecek. Ayrıca Azerbaycan Yazıçılar
Birliği’nin rehberliğiyle, yazıçılarımızla görüşmeler
olacak. Bu toplantılara Türkiye’nin Medeniyet Nazırı Sayın
Ertuğrul Günay da katılacaktır. Azerbaycan’ın bütün
bölgelerinde üç gün boyunca ardı ardına toplantılar
yapılacaktır.
Muammer Muşmal
Kardeş Azerbaycan’da yapılacak
törenlere katılıyoruz...
Azerbaycan ile Türkiye’nin
milli şairi olan Elmas Yıldırım’ın 100. doğum yılı
kutlamaları münasebetiyle bugün Bakû’de bulunuyoruz.
Geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde Azerbaycan’dan gelen
kardeşlerimizle birlikte Elazığ’da Elmas Yıldırım’ın
doğumunun 100. yılını üç gün süren çok görkemli
etkinliklerle icra ettik, o güzel toplantıların ardından
şimdi de kardeş Azerbaycan’da düzenlenen törenlere
katılıyoruz. Heyet olarak bu davetten duyduğumuz memnuniyeti
özellikle ifade etmek istiyorum. Bu önemli toplantının
gerçekleştirilmesinde katkı sağlayan başta Azerbaycan
Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev olmak üzere bütün
yöneticilere şükranlarımızı sunuyorum.
Azer Elmas
İlham Aliyev’e minnettarlığımı
bildiriyorum…
Azeri vatandaşlarımızın
vefasına hayranım atam Elmas Yıldırım’ın yaptığı hizmetleri
gün yüzüne çıkaran Azerbaycan Cumhuriyeti’nin hürmetli
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e minnettarlığımı bildiriyorum.
Sağ olsunlar var olsunlar.
ŞEHİTLER HIYABANI’NDA ELAZIĞLI
ŞEHİTLER
26 Eylül Çarşamba saat 10.30.
Fahri Hıyaban’a gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretin ardından
Şehitler Hıyabanı’nı ziyaret ettik. Hazar denizine nazır bir
tepede bulunan bu şehitliğin bulunduğu mevki 1924 yılından
itibaren eğlence merkezi haline getirilmiş ve buraya
“Dağüstü Park” adı verilmişti. Sovyet Ordusu'nun 1990
yılının 19 Ocak'ı 20 Ocak'a bağlayan gecede çoluk çocuk
demeden yaptığı ve “Kara Ocak” olarak tarihe geçen o
katliamdan sonra bu alan, Şehitler Hıyabanı olarak yeniden
düzenlenerek ziyarete açılmıştı. Azerbaycan'ın bağımsızlığı
sürecinde Rusların desteğiyle Karabağ’ı işgal eden
Ermenilere karşı koyan Azerbaycanlıların mezarları ile yine
1918 yılında Nuri Paşa komutasında Bakü'yü düşman işgalinden
kurtaran kahraman askerlerimizin aziz hatıraları Şehitler
Hıyabanı’nda yaşatılıyordu. Bakır plakalara kazınmış
şehitlerimizin isimlerini okurken bir an için kendimizi
Çanakkale’de hissetmiştik. Türkiye’nin dört bir yanından
buralara gelip şehit olan 938 kahraman
askerlerimizin şehir şehir isimlerini okumaya
çalışırken bakışlarımız bir anda Kafkas İslam Ordusu’nda
zabit olarak görev yapan Elazığlı Şevki Efendi ile Timuroğlu
Er Hasan’ın isimlerine odaklanmıştı. Azerbaycanlı
kardeşlerimizin feryadı Harput’tan da duyulmuştu. Bahtiyar
Vahapzade bir şiirinde ne de güzel söylemişti: Azatlık
verilmez, alınır / Dayan! / Onun elçisidir ölüm, gan-gada./
Ölüme, cefaya hazır olmayan, / Millet hazır değil azatlığa.
TAHSİL NAZIRI MİSİR MERDANOV’U
ZİYARET ETTİK
26 Eylül
Çarşamba saat 11.00. Güneş, bütün sıcaklığı ile Bakü’ye
gülümsüyordu. Şehir içinde yaptığımız kısa bir yolculuğun
ardından saat 11.00’de Azatlık Meydanını süsleyen tarihi
hükümet konağına vardık. Azerbaycan Tahsil Nazırı Misir
Merdanov, bizleri bakanlığın büyük toplantı salonunda kabul
etti. Misir Merdanov, Azerbaycan ile Türkiye arasındaki
münasebetlerin gelişmesinde Haydar Aliyev’in çok büyük
hizmetlerinin olduğunu vurguladıktan sonra. Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 16 Nisan 2007 tarihinde
yayınladığı serencam ile Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı
programını başlattıklarını ifade etti. Elazığ Valisi Muammer
Muşmal da Elmas Yıldırım başta olmak üzere Nebi Hazri’ye
Bahtiyar Vahapzade’ye kadar pek çok Azerbaycanlı şairin
Elazığ’da misafir edildiğini belirtti. Görüşmede daha sonra
Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu, Fırat
Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz, Azer Elmas,
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz söz alarak Elmas Yıldırım’ın
Azerbaycan ile Türkiye arasında bir gönül köprüsü kurduğunu
ifade ettiler. Hacıağa Almaszade Hazar’dan Hazar’a Elmas
Yıldırım adlı yayınımız hakkında Bakan Bey’i bilgilendirdi.
Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Elazığ Belediye başkanı M.
Süleyman Selmanoğlu ve Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Hamdi Muz tarafından Azerbaycan Tahsil Nazırı Misir
Merdanov’a çeşitli hediyeler armağan edildi.
Misir Merdanov
Değerli Vali, Azerbaycan’a hoş
geldiniz gününüz hayırlı olsun…
Azerbaycan’ın hürmetli
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in serencamıyla büyük şairimiz
Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı toplantıları için
teşebbüse geçildi. Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’nın teşebbüsü ile Tahsil Nazırlığı’nın teşebbüsü
ile Milli İlimler Akademiyası, Azerbaycan Yazıcılar
Birliği’nin iştiraki ile gayretli çalışma yürütüldü.
Değerli Vali, Azerbaycan’a hoş
geldiniz gününüz hayırlı olsun. Beni sevindiren ve memnun
eden sebep odur ki uzun zamandır arzu ettiğimiz, Lakin
sizlerinde bildiğiniz sebeplerden dolayı teşebbüs
edemediğimiz; ancak müstakilliğimizi elde ettikten sonra
Azerbaycan’ın birçok sahada başlattığı çalışmalara paralel
olarak, Azerbaycan’ın zengin tarihinde çok önemli roller
oynamış şahsiyetlerin hatıralarına sahip çıkarak bu yönde
oldukça kapsamlı çalışmalar yapmaya çalıştık. Muhterem
Cumhurbaşkanımızın arzusu ile istiklal şairimiz Elmas
Yıldırım içinde Azerbaycan’ın bütün şehirlerinizde
toplantılar gerçekleştirildi. Şairin yaratıcılığı hakkında
birçok ilimi program yapıldı.
1990 yılının ocak ayının
19’unda 20’sine geçen gece Azerbaycan halkı Rusya’nın büyük
bir baskısına maruz kaldı. O günlerde biz gece gündüz Elmas
Yıldırım’ın şiirlerini okuduk, seviniyorduk ki halkımız
böyle büyük bir şair yetiştirmiş. O acıklı günlerde Elmas
Yıldırım’ın ruhu manevi olarak bizim yanımızdaydı.
Muammer Muşmal
Elazığ halkının yürek dolusu
selamlarını getirdik…
Başta Azerbaycan ve
Türkiye’nin Milli şairi sonra Türk dünyasının milli şairi
Elmas Yıldırım’ı doğumunun 100. Yılı münasebetiyle rahmetle
ve minnetle anıyoruz.
Türkiye’nin bir kültür ve
sanat şehri olan Elazığ’da geçtiğimiz Nisan ayında
Azerbaycan’dan gelen heyetle birlikte valiliğimizin
öncülüğünde Elazığ halkının yoğun katılımıyla Elmas
Yıldırım’ın doğumun 100. yılında görkemli törenler
düzenledik. Türkiye’de düzenlediğimiz toplantıların ardından
şimdi de büyük şairimiz için kardeş Azerbaycan’da düzenlenen
kutlamalara katılmak üzere Bakû’de bulunuyoruz. Sabahın ilk
saatlerinden itibaren hazırlanan programa iştirak ediyoruz.
Heyetimize gösterdiğiniz sıcak ilgi ve alakadan dolayı
memnuniyetimizi ifade ediyorum.
Sayın Bakanım, sizlere Elazığ
halkının yürek dolusu selamlarını getirdik. Ortak
tarihimize, ortak kültürel zenginliklerimize sahip çıkmak
bunları gelecek nesillere aktarmak elbette ki biz bugünün
yöneticilerine düşen en önemli görevdir. Bu çerçevede
iktisadi, sosyal ve kültürel münasebetlerimizi geliştirmek
durumundayız. Üniversitelerimizin, yazarlarımızın,
sanatçılarımızın ve işadamlarımızın karşılıklı olarak
ilişkilerini geliştirmelerini arzu ediyoruz.
Bu konuda Fırat Üniversitemiz
kardeş cumhuriyetlerden öğrenci almaya başladı. İnşallah
Azerbaycan’dan da öğrenci bekliyoruz, arzu ediyoruz. Bu
düşünce ve duygularla bizleri sevgiyle kucaklayan Azerbaycan
devletinize başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün
yetkililere şükranlarımızı sunuyoruz.
M. Süleyman Selmanoğlu
Elmas Yıldırım’ın ismini
Elazığ’da bir sokağa vermiştik…
Değerli Bakanım, sizlere
Elazığlı hemşerilerimin selamlarını ve muhabbet duygularını
getirdim. Nisan ayı içerisinde belediye meclisimizin kararı
ile büyük şairimiz Elmas Yıldırım’ın ismini Elazığ’da bir
sokağa vermiştik ve Elazığlı hemşerilerimiz o merasime büyük
bir sevinç ve heyecan ile katılmışlardı. Bu karar aynı
zamanda Elazığ halkının bir kararıdır. Elazığ Belediye
Başkanı olarak böyle bir karara imza atmış olmaktan büyük
bir onur duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz
Elmas Yıldırım Elazığ’da
öğretmen ve idareci olarak hizmet vermiş…
Sayın Bakanım, uzun yıllar
Elazığ’da öğretmen ve idareci olarak hizmet vermiş olan Şair
Elmas Yıldırım’ı rahmetle ve minnetle anıyorum. Değerli
şairimizin edebi alanda verdiği eserlerle Türk dünyasının
kaynaşmasında önemli bir görevi ifa ettiğini görmekteyiz
tabii bugün bizim Azerbaycan’da bulunmamıza onun bu alanda
yaptığı hizmetler vesile olmuştur. Azerbaycan’ın yıllar
sonra bağımsızlığını kazanmasında böylesine değerli
şahsiyetlerin elbette büyük payları vardır. Bizler bir
milletin evlatları olarak dünya durdukça birbirimize
yürekten bağlı olacağımıza inanıyorum. Bu birliğinizin
devamını diliyorum.
ATEŞGAH’TA ELMAS YILDIRIM
ŞÖLENİ
26 Eylül
Çarşamba saat 13.00. Ateşgah’a gittik. Bakü’ye 30 kilometre
mesafede bulunan bu tarihi mekâna Azerbaycanlı dostlarımız
“Od Mabedi” diyorlardı. Abşeron yarımadasında küçük bir
yerleşim merkezi olan Surehanı kasabasının kuzey doğusunda
bulunan Ateşgah 17-18 yüzyıllarda yanan doğalgaz alevlerinin
bulunduğu şimdiki yerinde bir ateş tapınağı olarak inşa
edilmişti. Bir dönem tapınak olarak kullanılan bu tarihi
yapı sonraki yıllarda restore edilerek ülke turizmine
kazandırmıştı.
Günümüzde bir kültür merkezi
olarak kullanılan Ateşgah’a ulaştığımızda bizleri Surehanı
Rayonu İcra Hâkimi İlgar Abbasov ve diğer yetkililer
karşıladılar. Rengârenk kıyafetleriyle öğrencilerin gül
desteleriyle karşılandığımız bu tarihi mekânda Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı münasebetiyle hazırlanan bir
etkinliğe katıldık. Öğrencilerin hazırladıkları programda
Elmas Yıldırım’ın hayatı ve edebi şahsiyeti safha safha
anlatıldı. Azerbaycan ile Türkiye’nin kardeşliğini ortaya
koyan mahnılar okundu. Programın sonunda Azer Elmas’ın
Bakü’de yaşayan oğlu Yıldırım Rutil Elmas duygularını
bizlerle paylaştı.
Yıldırım Rutil Elmas
Dedemin yaşadığı yerleri merak
ediyorum…
Azerbaycan Cumhurbaşkanının bu
onurlu davranışından büyük bir mutluluk duyduk. Dedem Elmas
Yıldırım’ın iki devlet bir millet anlayışı içerisinde yapmış
olduğu hizmetlerin, yazmış olduğu şiirlerin, çekmiş olduğu
eziyetlerin bir semeresini görüyoruz 100. doğum yılında
yapılan bu şenlikler, bu etkinlikler hem Türkiye’de, şimdi
de Azerbaycan’da olsun gerçekten çok yüksek seviyede
geçiyor.
Ben on yıldır Azerbaycan’da
iki devletin hayali olan Bakû-Ceyhan boru hattında çeşitli
aşamalarda hizmet veriyorum. Bu proje iki devletin de en
büyük hayaliydi. Azerbaycan’da olmaktan büyük mutluluk
duyuyorum. On senedir buradayım, Kendimi vatanımdan uzak
hissetmiyorum doğrusu. Bakû-Ceyhan projesi Azerbaycan’ın
merhum Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in en büyük hayallerinden
biriydi. Şu anda gerçekleşmiş durumda Azerbaycan ekonomisine
çok büyük bir katkısı var. Azerbaycan topraklarında çok
ciddi oranda petrol rezervleri bulunmaktadır. Biliyorsunuz
bugünkü dünyanın tek gerçeği siyah elmas olarak tanımlanan
petroldür. Çıkarılan petrolün de ülke halkına iktisadi
olarak çok büyük katkısı var ve olmaya da devam ediyor. On
yıl önce Azerbaycan’a ilk geldiğimde halkın sosyal hayatıyla
tanıştım. O günlerden bugünlere bir mukayese yapacak
olursam. Sosyal hayatın inanılmaz bir hızla geliştiğini
gözlemliyorum tabii bu gelişmede petrolün büyük katkısı var.
İlk defa lise çağlarımda 100
Türk Şairi adlı bir kitapta dedemin resmini görmüştüm.
Babamdan dinlediğim hatıralar var. Babam dedemi en iyi
hatırlayan en büyük oğluydu. Azerbaycan’a geldiğimde beni en
çok şaşırtan şey şu oldu. Hemen hemen bütün okullarda dedemi
çok iyi tanıyorlardı. Kitaplarındaki şiirleri ezbere
biliyorlardı. Hayatı ile ilgili her dönemi açık bir şekilde
anlatabiliyorlardı. Bu durum beni gerçekten çok etkilemişti.
100. Doğum yılı münasebetiyle düzenlenen törenler hem babamı
hem de beni çok duygulandırdı. Çünkü biz, onun kanından
geliyoruz. Azerbaycan’da bir söz vardır. Torun dedeye
benzer, diye. Herkes bu konuları benimle çok konuştu. Belki
benim simamda dedemi hatırlıyorlar. Yaşadığı ızdırap dolu
yılları okudukça öğrendikçe, edebi hayatını inceledikçe
gerçekten büyük bir şair olduğunu öğreniyoruz. Biz de onun
büyüklüğüne uygun olarak burada Azerbaycan devletine hizmet
vermeye çalışıyoruz. Ben Elazığ’ı görmedim ancak babamdan
çok şeyler dinledim. Onlar uzun bir müddet Elazığ’da
bulundular. Dedem hakkında televizyonlar tarafından çekilen
bazı belgeseller var. Bu filmlerde Elazığ’dan da bazı
görüntüler bulunuyor. Kısmet olursa Türkiye’ye döndüğümde
babam ile birlikte Elazığ’ı ziyaret etmek istiyorum. Dedemin
yaşadığı yerleri merak ediyorum çünkü hayatının ikinci
kısmını yani Azerbaycan’dan ayrıldıktan sonra ömrünü
Elazığ’da geçirdi orada çok sayıda dostları oldu. Onlarla
beraber birçok şey paylaştı.
SUREHANI RAYONU İCRA
HÂKİMLİĞİ’NDEYİZ
26 Eylül Çarşamba saat 14.30.
Ateşgah’ta gerçekleştirilen etkinliğin ardından Surehanı
Rayonu İcra Hâkimi İlgar Abbasov tarafından düzenlenen
yemeğe katıldık. Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Elazığ
Belediye başkanı M. Süleyman Selmanoğlu, Fırat Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. M. Hamdi Muz ve uzunca süren bir öğlen
yemeğinin Azerbaycanlı konukları Yemek boyunca koyu
sohbetler yapıldı. İlgar Abbasov yapmış olduğu konuşmasında
bizlere Surehanı Rayonunu anlattı. İlerleyen dakikalarda
Azeri sanatçıların okudukları mahnıları dinledik. Surehanı
Rayonu İcra Hâkimi İlgar Abbasov tarafından Elazığ Valisi
Muammer Muşmal, Elazığ Belediye başkanı M. Süleyman
Selmanoğlu’na hediyeler takdim edildikten sonra Elazığ’dan
getirdiğimiz hediyeler İlgar Abbasov’a verdik.
İlgar Abbasov
Türkiye’den gelen heyeti od
püsküren, bu topraklarda selamlıyorum.
Sayın Valim, hoş geldiniz,
Sayın Belediye Başkanım hoş geldiniz. Kardeş Türkiye’den
gelen bütün heyeti od püsküren, ateş püsküren bu topraklarda
selamlıyorum. Sizleri burada konuk ettiğimizi için çok
mutluyum. Buraya gelirken yol boyunca dikkatinizi çekmiştir,
bölgemiz tarihi bakımdan çok zengindir. Azerbaycan’ın her
bölgesinde çok önemli gelişmeler var. İktisadi ve sosyal
bakımdan büyük yatırımlar yapılıyor, Sayın
Cumhurbaşkanımızın geçen sene şubat ayında imzaladığı bir
serencamla Bakû şehrinin etraf kasabaları inkişafı programı
desteklendi. Bu program çerçevesinde bizim bölgeye de 34
milyon yeni Azerbaycan manatı miktarında bir bütçe tahsis
edildi. 2006–2007 yılları içerisinde bizim bölgede sosyal
programların hayata geçirilmesinde büyük işler görülür. Yine
Azerbaycan’da ilk defa yeni bir valilik binası yapılması
için çalışmalar başladı. Ve yine rahmetli Cumhurbaşkanımız
Haydar Aliyev’in ismini taşıyacak modern bir müzenin
yapılması içinde çalışmalar başlatıldı. İnşallah bir daha ki
gelişinizde yeni valilik binamızda sizleri selamlarız. Bizim
çok kadim bir bölgemizde bulunuyoruz. Çok geniş arazilerimiz
vardır. Çok sayıda petrol kuyusu işlemektedir resmi
rakamlarla bölgemizde yaşayan nüfus 300.000’i geçmektedir.
Sayın konuklarımız sizlere
dağıtılan broşürlerde Surahanı Rayanu ile ilgili daha
detaylı bilgiler verilmektedir ancak soracağınız sorularınız
olursa memnuniyetle cevaplamaya hazırım. Surahanı Rayonuna
tekrar hoş geldiniz.
KARAÇOR BELEDİYE BAŞKANIYLA
TANIŞTIK
Surehanı Rayonu İcra Hâkimliği
tarafından verilen yemekten kalkarken Kültür ve Turizm
Müdürü Tahsin Öztürk’ün uyarısıyla Karaçor Belediye Başkanı
İbrahim Bey ile tanıştık. Ayaküstü yapmış olduğumuz kısa
görüşmede kendisine Karaçor adıyla Elazığ’da da bir
beldemizin olduğunu anlattığımızda heyecanlandı ve bütün
dikkatiyle bizleri dinledi. “Karaçor Bucağı, 1987 yılında
ilçeye dönüşen Kovancılar’a bağlandığını. Bir yarımada
şeklinde olan Karaçor’un, doğuda Yarımca, Kavak, Tepebağ,
Kuzeyde Peri Suyu, güneyde Murat Irmağı ile çevrili
bulunduğunu, Eskiden 34 muhtarlık bir o kadar da mezra ve
obalarla oluştuğunu, Azerbaycanlı şair Elmas Yıldırım’ın,
1933–1934 yıllarında faaliyete geçen Karaçor İlkokulunda
öğretmen olarak görev yaptığını anlattık. Karaçor Belediye
Başkanı İbrahim Bey bizim anlattıklarımızı dinlerken
şaşırıyor. Bizlere belediye başkanı olarak görev yaptığı
Karaçor’u anlatıyordu. “İlk evvel ben çok memnununki siz
Azerbaycan’a, Karaçor’a hoş gelmişsiniz. Ben Karaçor
kasabasında sizleri selamlıyorum ben arzu ediyorum ki sizin
gelişiniz hayırlı olsun uğurlu olsun, kısmetli olsun.
Karaçor bölgesi Surehanı Rayonu’nun 6 kasabasından biridir
ve aynı zamanda en büyüğüdür. Burada yaşayan ahalinin nüfusu
73.000. neferdir. Ben bu kasabanın belediye başkanlığını 10
yıldan beri yürütüyorum. Elazığ’daki Karaçorlulara
selamlarımı muhabbetlerimizi bildiriyorum. Biz bir halkız,
arzu ediyorum ki gelecek yıllarda münasebetlerimiz daha da
derinleşsin.”, diyerek duygularını bizimle paylaştı.
ELMAS YILDIRIM’IN DOĞDUĞU KÖY;
GALA
26 Eylül Çarşamba saat 16.30.
Bizleri misafir eden değerli yöneticilere teşekkür ederek
Surehanı Rayonunu’ndan ayrılıp Gala köyüne hareket ettik.
Yarım saati bulan bir yolculuğun ardından Elmas Yıldırım’ın
dünyaya geldiği Gala köyüne ulaştık. Gala’daki evlerin
büyük çoğunluğu birbirine benzemesi dikkatlerimizden
kaçmadı. İlk bakışta düzenli bir yerleşim merkezi olduğunu
gözlemledik. Bir kaç sokak geçtikten sonra eski ve bakımsız
bir evin önünde araçlarımız durdu. Heyetimizi Azerbaycan
Medeniyet ve Turizm Nazırlığı Medeni İşler Şube Müdürü
Rizvan Bayramov karşıladı. Rizvan Bey, bu küçük köy evinin
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı tarafından Elmas
Yıldırım Müzesi olarak düzenlenip ziyarete açılacağını,
büyük şair Elmas Yıldırım’ın hatıralarının burada
yaşatılacağını söyleyerek açıklamalarda bulundu. Vahap
Hüseyinov isimli bir kardeşimizin kendisine ait olan bu evi
müze olması için Medeniyet Nazırlığına tahsis ettiğini
öğrendik. Müzenin giriş kısmında asılı duran tabelanın
üzerindeki beyaz örtü Elazığ Valisi Muammer Muşmal
tarafından açıldı. Rızvan Bey’in davetiyle daracık bir bahçe
kapısından geçip evin içersine girdik. Elmas Yıldırım müzesi
olarak düzenlenen bu küçük mekânı gezerken yaşadıklarımızı
görüntüleyip kayda aldık.
Rizvan Bayramov
Elmas Yıldırım aslen bu
köydendir...
Gala köyüne gelmemizin maksadı
bildiğiniz gibi Elmas Yıldırım aslen bu köydendir. Bizim
arzumuz bu köyde Elmas Yıldırım’ın şiir dünyasını,
yaratıcılığını ortaya koyan belgelerin güzel bir hatıra
olarak sergileneceği bir müzenin açılmasıdır bu düşünce ile
bu gördüğünüz eski bir evi yeniden restore ederek böyle bir
müzeye dönüştürmek isteğimizi bu köyde yaşayan insanlarımıza
bildirmiştik. Kısa bir süre sonra bu köyde yaşayan bir
vatandaşımız bize müracaat ederek ben bu evimi kuracağınız
müze için armağan ediyorum dedi. Elmas Yıldırım’ın doğduğu
evi maalesef bilmiyoruz. Elmas Yıldırım’ın ataları bu köyde
yaşamış; ancak Bakû de eskiden Çemberkent olarak bilinen bir
mahalle vardı. Ataları o mahalleye göç etmişlerdir.
Değerli konuklar Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı münasebetiyle Azerbaycan
Medeniyet ve Turizm Nazırlığı Gala köyündeki bu evi restore
ederek müze haline getirecektir. Sizlerle birlikte şimdi bu
müzenin tabelasını duvara asmak istiyoruz değerli Vali,
Belediye Başkanı ve bütün konuklarımızla birlikte evde bir
inceleme yapılacaktır Hayırlı olsun. Vahap Hüseyinov adlı bu
değerli hemşerimize konuklarımızın huzurunda teşekkür
ediyoruz…
Tahsin Öztürk
Şairin hayatında Elazığ’ın çok
önemli bir yeri olduğu muhakkaktır…
Elmas Yıldırım’ın doğduğu Gala
köyünde bulunuyoruz biliyorsunuz Malatya’nın Kale ilçesinde
vefat etmişti. Elazığ’da 19 yıl yaşamıştı halen onu
tanıyanlar var bilenler var. Değerli şairimiz en güzel
eserlerini Elazığ’da yazmış. Elazığ’ın bir evladı gibi,
şehrimize hizmet etmiş.
Gala köyünde yaşayan bir
vatandaş şairin hatıralarını sergilemek amacıyla müze olarak
hazırlanacak olan bu evi Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’na bağışlayarak çok güzel bir kadirşinaslık
örneğine göstermiştir. Müzenin tamamlanması halinde burayı
ziyaret edecek insanlar Elmas Yıldırım’ın Bakû’de başlayan
ve Elazığ’da sona eren hayat hikâyesini çeşitli safhalarıyla
belgelerle inceleme imkânı bulacaklardır. Şairin hayatında
Elazığ’ın çok önemli bir yeri olduğu muhakkaktır. Bu hayırlı
teşebbüsün bir ışık vererek ilişkilerimizin daha da
gelişmesi yönünde devam edeceği için oldukça mutluyuz.
Azer Elmas
Bugün çok bahtiyarım…
Çok
Sevdiğim vatanım Azerbaycan’dayım.. 1990 yılından beri
Azerbaycan’a geliyorum. Burada benim akrabalarım var, oğlum
Rutil 12 yıldır Bakü’de yaşıyor. Ben üç aylık iken
1933 yılında babam ve annem ile birlikte Azerbaycan’dan
ayrılmak zorunda kaldık. İran’da bulunduğumuz günlerde
ailemiz büyük sıkıntılar yaşamış. Sonradan Atam Türkiye’ye
göç ettikten sonra Elazığ Şehrine yerleşmişiz. ben Elazığ’da
büyüdüm. Babam bana Türkiye haritasından önce Azerbaycan’ın
haritasını gösterdi.. babamın bütün derdi Azerbaycan oldu..
Babam gece gündüz Azerbaycan’ın geleceğini düşünürdü.
Babam öldüğü vakit ben 18 yaşında idim. Liseyi yeni
bitirmiştim. O zaman biz Malatya’da yaşıyorduk. Babam
Kale’de Nahiye müdürü olarak görev yapıyordu. Gala’da
dünyaya gelmiş Gala’da ebedi aleme göçmüştü. Ben daha küçük
bir çocuk iken babam evimizin bir bölümünü Azerbaycan köşesi
olarak düzenlemişti. Okulda ki bütün öğrencileri evimize
getirir odamızın duvarında asılı bulunan Azerbaycan
haritasını onlara gösterir ve burası Azerbaycan’dır derdi. O
haritayı elleriyle bir bezin üzerine çizmiş ve annemde o
bezi büyük bir itinayla işlemişti. Ben bu haritayı
Elyazmalar Enstitüsü’ne takdim ettim.
Bugün çok bahtiyarım. Babam
Elmas Yıldırım’ın doğduğu topraklarda bir müzenin açılarak
ona ait hatıraların bu müzede sergilenecek olması gerçekten
de beni çok mutlu etmiştir. Ben, Azerbaycan’ın
bağımsızlığına kavuşmasından sonra birçok kere bu köyümüzü
ziyaret etmiştim. Şu anda tarifi mümkün olmayan bir büyük
sevinç yaşamaktayım. Babamın doğum yeri Gala köyü ancak
yaşadığı yer Bakû’nün Çemberekent Mahallesidir. Azerbaycanlı
kardeşlerimin göstermiş oldukları bu asil davranışlarından
dolayı şükranlarımı sunuyorum.
Vagif Behmenli
Gala köyündeki bütün evler
Elmas Yıldırım’ın evidir…
Azerbaycanlı bir şairimizin
şiirinde şöyle bir mısra vardır. Her taşın altında bir tarih
yatar. Yani Azerbaycan öyle bir coğrafyadadır ki bu kadim
yerde her taşın altında bir tarih görürsünüz.
Şu an bulunduğumuz bu köy,
Gala köyüdür. Elmas Yıldırım’ın hayat yolunun bilindiği gibi
Elmas Yıldırım Gala köyünde doğmuş ve Elazığ’da bulunduğu
yıllarda Gala nahiyesinde de dünyasını değiştirmiştir.
Burayı ziyaret eden misafirlerimiz Elmas Yıldırım’ın evi
hangisi diye merak ediyorlar. Burada Gala köyündeki bütün
evler Elmas Yıldırım’ın evidir. O, bu topraklar için çok
büyük mücadeleler vermiş, bu toprakların güzel geleceği için
çalışmış, çok şükür ki biz bugünlere gelmişiz. Doğumunun
100. yıllında Yüce Allah, bu evin müze olmasını kısmet etti
Ben inanıyorum ki bu ev hem bizim Türkiye’den, Elazığ’dan
gelen arkadaşlarımızın sayesinde hem de Azerbaycan
ziyalılarının desteğiyle, Azerbaycan Devletinin iradesiyle
bu ev çok zengin bir müze olacaktır. Burada
sadece Elmas Yıldırım’ın yaratıcılığı değil bizim ortak
değerimizi Azerbaycan ile Türkiye’nin ortak değerleri
sergilenecektir. Baskılara maruz kalan Elmas Yıldırım’ın
zorlu ve çetin hayatını yaşayan başka sanatkârlarımız da
vardır. Ben biliyorum ki onların hakkında da bilgi ve
belgeler burada toplanacak her doğum yıldönümünde Elmas
Yıldırım bu müzede anılacak burada şiir, toplantıları
yapılacak Elazığlı yahut Abşeronlu yahut Azerbaycanlı
Türkiyeli şairler yazarlar burada toplanırlar dertleşirler
gelecekle ilgili arzularını dile getirirler ve görüşürler.
Bedrettin Keleştimur
Burada gördüklerimiz ve
hissettiklerimiz beni adeta mest etti…
Şener Bey, öncelikle şunu
ifade etmek istiyorum. Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’na sonsuz teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Bu
hareket 2003 yıllarında Elazığ’da başlatıldı sizin
öncülüğünüzde Elazığlı kültür dostlarımızın çabaları ve
büyük gayretleriyle başarıldı.
Elazığ bir kültür ve sanat
şehri olarak burada da kendisini en iyi temsil etme
gayetinde ve arzusunda olduğunu göstermiştir. Nasıl mı
diyecek olursanız Elazığ Valisi, Belediye Başkanı, Fırat
Üniversitesi Rektörü, öğretim üyeleri ve şehrimizin sivil
toplum kuruluşları aynı saf içerisinde buraya gelebiliyorlar
ve Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı münasebetiyle burada da
kendisinden söz ettirmesini bilmiştir ve Elmas Yıldırım’ın
100. Doğum yılı münasebetiyle burada olabiliyorlar. Ben şu
an kendimi Hankendi’de buldum sanki Harput’tayım, burada
gördüklerimiz ve hissettiklerimiz beni adeta mest etti.
Kendimi sanki Karaçor’da hissettim, Ağın’da hissettim
Ağın’ın beyaz, ak topraklarında ve bir daha Elmas
Yıldırım’ın hayatı gözlerimin önüne geldi. Şairin mücadeleci
kabına sığamayan heyecanlı delikanlı halini burada gördüm ve
hissettim ve ben şuna inanıyorum burada Azerbaycan
Cumhurbaşkanlığı bir karar vermiştir. Yine Azerbaycan
hükümeti nezdinde Medeniyet Nazırlığı bir karar vererek
Elmas Yıldırım müzesinin açılması için güzel bir adım
atılmıştır. Bu müzenin hizmete girmesiyle maziye doğru bir
yöneliş olacaktır hatıraların tekrar depreşmesidir,
şairimize ait fotoğraf karelerinin bir araya getirilmesidir.
Yine burada Azerbaycan ile Türkiye dostluğunun Elmas
Yıldırım’ın şahsında ortak bir hafızanın ortak bir aklın bir
araya gelmesidir ve burası bir enstitü olarak ta hizmet
verecektir ve küçük Hazar’ın da büyük Hazarla buluştuğu yer
olacaktır. Bu vesileyle bu büyük anma toplantısını
düzenleyen Türkiye ve Azerbaycan devletlerinin kıymetli
yöneticilerini yürekten kutlamak istiyorum.
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
Elmas Yıldırım müzesinin
oluşması takdire değer bir çalışmadır…
Müzeler toplumların ve
kişilerin hafızalarıdır. Hafızaları olmayan toplumlar ve
kişiler kişiliklerini ve şahsiyetlerini bulamazlar o
bakımdan Elmas Yıldırım müzesinin oluşması böyle bir hafıza
oluşturma işidir ve takdire değer bir çalışmadır. Elazığ’da
ki bütün gazete koleksiyonları, ondan kalan eşyalar,
resimler ve fotoğraflar hepsini toplayıp bu müzeye koymak
lazım tabii ki. Gelişmiş toplumların bilhassa Avrupa’da,
Rusya’da Puşkin’in yaşadığı ev, çalıştığı yerler. Avrupa’da
o büyük şairlerin, büyük yazarların yaşadıkları evler hep
bir müzeye dönüştürülmüş, bir kişisel ve toplumsal hafıza
mekânları oluşturulmuş. İnsanlar oralara giderek tarihi daha
iyi anlayabilme şansını yakalaya biliyorlar.
HAZAR RAYONU İCRA HÂKİMLİĞİ’Nİ
ZİYARET ETTİK
26 Eylül Çarşamba saat 18.30.
Gala Köyü’nden sonra bu defa da Hazar Rayonu İcra
Hâkimliği’ni ziyaret ettik. Hazar İcra Hakimi Hacıgülağa
İslamov beraberinde şehrin yöneticileri ve Azerbaycan
Yazarlar Birliği Başkanı Anar Bey’in de bulunduğu bir heyet
ile görüşmelerde bulunduk.
Hazar İcra Hâkimi Hacıgülağa
İslamov; “Hoş geldiniz” diyerek bizleri kucakladı. “Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılının kutlanması bizim için oldukça
önemlidir. Esasen benim için iki kat bayramdır; çünkü onun
doğduğu yer benim görev yaptığım Hazar Reyonu’dur, benim
doğduğum yer de aynıdır. Ben sizleri samimi bir kalple
tebrik ediyorum ve sizleri Hazar Rayonu’nda selamlıyorum.”,
dedikten sonra bizlere Hazar Rayonu ile ilgili bilgiler
verdi.
Elazığ Valisi Muammer Muşmal,
Elmas Yıldırım Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak evladı
olduğunu ifade ederek sürdürdüğü konuşmasında; “Değerli
Valim, heyetimizle birlikte Hazar Rayonu’nda sizleri ziyaret
etmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Sizlerin de ifade
ettiğiniz gibi Elmas Yıldırım Türkiye ile Azerbaycan’ın
ortak evladıdır. Türk edebiyatı tarihinde yer alan büyük
şairimiz Elmas Yıldırım’ı doğumunun 100. yılı münasebetiyle
geçtiğimiz Nisan ayı içerisinde Azerbaycan’dan gelen heyet
ile birlikte üç gün süren bir program çerçevesinde anmıştık.
Şimdi de Azerbaycan’da düzenlenen toplantılara katılmak için
Bakü’ye geldik. Nazik davetiniz için bir kere daha
teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu vesileyle büyük
şairimizi rahmetle ve minnetle anıyorum.”, dedi. Hazar İcra
Hakimliği’nde gerçekleşen bu görüşmenin sonunda Elazığ’dan
getirdiğimiz hediyeler Hacıgülağa İslamov’a takdim ettik.
ŞÜVELAN’DA ELMAS YILDIRIM’I
ANDIK
26 Eylül Çarşamba saat 19.00.
Hazar İcra Hakimliği’nden ayrılıp Şüvelan kasabasında Elmas
Yıldırım’ın hatırasına düzenlenen bir başka etkinliğe
katıldık. Şüvelan parkında gerçekleşen bu programa Hazar
İcra Hâkimi Hacıgülağa İslamov, Azerbaycan Yazarlar Birliği
Başkanı Anar Bey, Azerbaycanlı yazarlar ve Elmas Yıldırım’ın
Şüvelanlı hemşerileri katıldılar. Azerbaycanlı minik
öğrencilerden aldığımız kırmızı karanfil destelerini
faaliyetin yapılacağı alanda bulunan Elmas Yıldırım’ın
heykeline bıraktık. Güneşin artık kaybolmaya başladığı
dakikalarda başlayan bu faaliyet Şüvelan parkında muhteşem
bir atmosfer yaratıyordu. Elmas Yıldırım’ın edebi hayatı ve
yaratıcılığı hakkında Vagif Behmenli’nin yaptığı konuşmanın
ardından, Bedrettin Keleştimur Elmas Yıldırım için yazdığı
şiirini okumak için kürsüye davet edildi, daha sonra da
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ın, oldukça etkileyici bir
konuşmasını dinledik. Ardından Meleyke Memmedova Elmas
Yıldırım’dan şiirler okudu. Azerbaycanlı şairlerimiz Edalet
Esgeroğlu ve Geşem Necefzade’nin okudukları şiirleri
yüreğimizde hissederek dinledik. Kürsüye son olarak Elmas
Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas davet edildi, Azer Yıldırım’ı
dinlerken hüzünlendik.
Bu güzel toplantının ikinci
bölümünde öğrenciler tarafından hazırlanan bir program da
icra edildi. Gruplar halinde sahneye çıkan genç sanatçılar
bizlere, Elmas Yıldırım’ın şiirlerini okudular, Azerbaycan
mahnılarını seslendirdiler.
Vagif Behmenli
Azerbaycan
edebiyatı çok kadim ve şerefli bir tarihe maliktir…
Azerbaycan edebiyatı çok kadim ve şerefli bir tarihe
maliktir. Bu edebiyatın eğer en kadim devrinden,
yani halkımızın yaratıcılığından ana başlıklarıyla
bahsetmeye çalışsak söz tükenmez. Edebiyat hakkında, söz
hakkında binlerce yazılar yazılmış, kitaplar yazılmış ama
edebiyatın sözü sohbeti bitip tükenmek bilmiyor. Azerbaycan
Edebiyatı elbette şanlı geçmişe sahip bir edebiyattır. Lakin
19. asırdan başlayarak bu edebiyatın keyfiyetinde, bu
edebiyatın istikametinde birçok yenilikler olmuş ve bizim
edebiyatımız dünya düşüncesine yani hem garplı hem şarklı
dünya düşüncesine sahip olma imkânı kazanmıştır
Mirze
Feteli Ahundzade, Hasan Bey Zerdabi, Necef Bey Bezirov,
Abdurrahim Bey Hakverdiyev, Celil Memmedguluzade, Mirze
Alekber Sabir gibi adını söylediğimiz ve söylemediğimiz
öncesinde edebiyatımıza geldi. Burada çok aziz adlar var
Cefer Cabbarlı, Hüseyin Cavid, Mikail Müşfik, Samet Vurgun,
Resul Rıza. Bu sırada Elmas Yıldırım’ın parlak adı bugün
daha çok seslenir. Bu da onunla bağlıdır ki Elmas Yıldırım
bundan 100 yıl önce toplandığımız bu güzel mekânda
Şüvelan’da daha doğrusu onun ömür kitabında Gala köyü
yazılıdır; ama Elmas Yıldırım adı geçince ister istemez
Şüvelan yâdımıza düşer. Bu toprak yâda düşer, sizler yâda
düşersiniz. Elmas Yıldırım büyük hevesle, büyük muhabbetle
edebiyat dünyasına girmişti. O, doğrudan öz adına uygun
olarak hem onda bir parıltı, hem de Yıldırım cesareti vardı.
Elmas Yıldırım halk şairiydi. Elmas Yıldırım öz ülkesinin öz
toprağının azatlığını istiyordu. O, bütün Türk dünyasının
birliğini istiyordu. Bu sebeple çok büyük belalara duçar
oldu. 1907 yılında dünyaya gelen şair, ilk şiirlerini
okuduğu yıllardan sonra Rus emperyalizminin baskılarıyla
karşı karşıya kaldı. Bu büyük bir tarihçedir siz bunu
bilirsiniz. Elmas Yıldırım Azerbaycan’dan, doğduğu
topraklarda didergin düştü. Evvela Dağıstan’a, sonra
Türkmenistan’a, oradan İran’a nihayet o öz vatanında
kalamadıysada gardaş Türkiye toprağına sığındı. Ve
Türkiye’de oldukça liyakatli bir ömür yaşadı. Bir müddet
önce bizim hürmetli halk yazıcımız Anar’ın rehberliğinde
Türkiye’nin Elazığ vilayetinde olduk. Orada Türk
gardaşlarımızdan Elmas Yıldırım için çok büyük bir sevgi
hissettik, duyduk ve bu sevgiyi gözlerimizle gördük.
Doğrudan doğruya hem gardaşlık timsali gibi, hem şair
timsali gibi, hem vefa timsali gibi Elmas Yıldırım’a hem çok
büyük bir muhabbet gösterildi. Hem
de bizler çok büyük muhabbet gördük ve bu muhabbet bizim
konuklarımızın timsalinde Elazığ’dan, Azerbaycan’a geldi
bizim çok hürmetli konuklarımız geldiler ve onların arasında
Türkiye’den gelen bizim şair, yazar gardaşlarımız var.
Elmas
Yıldırım Türkiye’de, Elazığ’da çok liyakatli bir ömür
yaşadı, eğer Elmas Yıldırım şair olmasaydı bile o Gardaş
Türkiye’de hayatını yaşasaydı Türkiye ile Azerbaycan
münasebetlerine bütün Türk dünyasına o yüreğiyle yanaşsaydı,
bir vatandaş olarak onun heykelini buraya koymaya değerdi.
Onun 100 doğum yılını burada kutlamaya değerdi. Elmas
Yıldırım hem vatandaş gibi, hem de bir şair gibi bugün bizim
halkımızın kalbinde yaşıyor ve şimdiden sonra yüzyıllar boyu
yaşayacaktır. Elmas
Yıldırım’ın öz vatanına gelmesi; biliyorsunuz ki çok zor
oldu, çok geç oldu. Azerbaycan
müstakilliğini kazananda yahut müstakilliğimizi kazanmaya
yakın bir zamanda Elmas Yıldırım’ın adı Azerbaycan’da
duyuldu. Onun varlığı ve şiir dünyası Azerbaycan
okuyucusunun yüreğine yol açtı bu bizim müstakilliğimiz ile
bağlı idi. Siz bilirsiniz ki bugün bizim Azerbaycan
medeniyetine edebiyatına ince sanatına çok büyük bir devlet
desteği var.
Muhterem
Cumhurbaşkanımızın serencamı ile birçok sanatkârımız için
toplantılar geçirilmiş ve yine birçok büyük sanatçımız için
toplantılar geçirilecektir. Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum
yılı, Hüseyin Cavid’in 125 doğum yılı, Mikail Müşfik’in 100.
Doğum yılı; yani bunların hepsi Azerbaycan edebiyatına
Azerbaycan poezyasına, Azerbaycan’ın büyük sözüne devlet
tarafından verilen kıymettir. Bu bizi öz edebiyatımızın öz
medeniyetimizin kıymetini bir daha bilmeye çağırır Ben
konuşmamı daha fazla uzatmak istemiyorum. Bu yıl içerisinde
Elmas Yıldırım hakkında birçok toplantılara katıldık,
konuşmalar yaptık; ancak bütün bunlar Elmas Yıldırım’ın
gurbette çektiği ağır acıları ifade etmeye yetmez. Bugün
Allah’a çok şükür ki Elmas Yıldırım öz vatanına 100 yaşında,
öz ocağında kucaklanmıştır. Ve bu güzel merasimler hepimizi
mutlu etmektedir. Ben istiyorum ki burada bizim Türkiye’den
gelen dostlarımız var onlara söz verelim onların nefesini
onların şiirini burada dinleyelim. Ben ilk sözü Türkiyeli
konuğumuz şair, yazıcı Bedrettin Keleştimur’a veriyorum.
Bedrettin Keleştimur
Her şeye tahammül etmişiz ama
esarete asla…
Bayrak oğul, Devlet oğul, Can
oğul,
Sevmek nedir bunu bilen
âşıklara bismillah diyerek bir âşık diyarı Elmas Yıldırım’ın
uğruna her şeyini vererek bir vatan şairini anmak için Sayın
Valimizin başkanlığında Belediye Başkanımız, Fırat
Üniversitesi Rektörümüz, üniversiteden öğretim üyesi
arkadaşlarımız şair ve sanat dostlarımızla birlikte
Azerbaycan’a geldik. Bir can olduk.
Azerbaycan’ın büyük lideri ne
diyorlar “bir millet iki devletiz.” Bu söz özümü canlanmaya
yetiyor, bu söz ortak bir tarihe ortak bir kadere sahip iki
kardeş devleti ifade etmeye yetiyor. Biz aynıyız. Gazi
Atatürk, bir büyük coğrafyayı o coğrafya üzerindeki
medeniyet mensuplarını dile getiren şiirlerinde şöyle diyor:
Asya’nın ortasında Oğuz
oğulları
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz
torunları
Doğudan çıkan biz
Batıda yine biz
Derde olsa ne olsa
Kendimizi biliriz
Evet, sevgili sanat
dostlarımız kendimizi biliriz sözünde özüne güvenen bir ses
vardır. İşte bu milleti diri yapan, iri yapan, güçlü bir
irade sahibi yapan o seste hürriyet karakterimiz olmuştur.
Her şeye tahammül etmişiz ama esarete asla. Elmas Yıldırım
isminde Azerbaycan ile Türkiye’nin ortak hatıraları ve ortak
hafızası vardır. 1907 tarihinde Bakü’nün Gala beldesinde
dünyaya gözlerini açan Elmas Yıldırım’ın kaderi ilahi, şu an
Malatya Vilayeti’nin Gala ilçesinde hakka yürüyordu. Aziz
hatırasına ithaf ettiğim bir dörtlüğüm şöyle;
Gala’dan Gala’ya köprü
kurmuşum
Her iki Gala yüreğim can evim
Vatan sevgisi imanım demişim
Tutuşturur bütün cihanı alevlm
HAZAR BİR
MAVİ SECCADE
Şair sözü,
milletin duygu teli
O tel,
yürekle bir, titretir eli
O dille,
cihana destanlar yazdık
Dinle
Hazar’dan, budur fetih dili
Hazar, bir
mavi seccade
Davudi
sesle yankılanır
O seste,
bir âlem azade,
Turan
menzilinde dolanır! ..
Hazar, bir
büyülü deniz
Yıldız
yıldız tarih yağar
Uzakta
değil, bahtımız;
Destanlarla tekrar doğar! ..
Hazarda,
vefa sancağı,
Hoş
gelişler olsun deriz! ..
Altay da
tüter ocağı,
Elmaslar,
can olsun deriz! ..
Hazar, bir
rüya âlemi
“Şiirle
kurmuş devleti”
Duygu
yüklüdür kalemi,
Alp
erencedir savleti! ..
Hazar,
sadakat yemini,
Emaneti
üzerinde! ..
Gök bayrak
süslü zemini,
Türkistan’î nazarında! ..
Hazar,
bağrında gül açan,
Gönlümüzün
baharıdır! !
Rahmet
üstüne nur yağan,
Duyguların
seheridir! ..
Hazar,
tarifi şiirde;
Mısra
mısra arifleşir
O
kıvılcımı şuurda;
İçten içe
zarifleşir! ..
“Dil’de,
Fikir’de, İş’te birlik”
Gaspıralı’da yanar ateş,
Yüce
ufuklar çekmez darlık,
Hazar,
yükün mihnetle eş! ..
Hazar,
sözünde sefer var
Her
zaferin bir öyküsü! ..
Sazın
telinden haber ver
Yaşar,
dillerde türküsü! ..
Hazar,
tasviri çizilir
Hayali
cihan yurdun
Söz içre
edep yazılır
Canlar,
ebedi taht kurdun! .
Ata
Yurttan, Ana Yurda,
Coğrafyaya
isim verdin! ..
Türkçe’m,
nöbet bekler şurda,
Şairin
gönlüne erdin! ..
Üç kıtanın
rahmindesin,
Bütün
yüzler sana dönük!
Oğuz Ata
neslindesin,
Hazar,
Türklük sana konuk! .
….. tarih
sana konuk! .
Vagif Behmenli
Azer Bey hem ev sahibidir, hem
de konuğumuzdur…
Elmas Yıldırım’ın 100. doğum
yılı için çok büyük eziyetler ve zahmetler çeken Elazığ
vilayetinin Valisi Sayın Muammer Muşmal’a sizlerin huzurunda
teşekkürlerimi bildirmek istiyorum. Yine Elazığ Belediye
Başkanı M.Süleyman Selmanoğlu, Fırat Üniversitesi’nin
Rektörü Sayın Prof. Dr Mehmet Hamdi Muz, Elmas
Yıldırım’ın oğlu bizim ciğerparemiz Azer Elmas; Azer Bey hem
ev sahibidir, hem de konuğumuzdur. Elazığ Kültür ve Turizm
Müdürü Tahsin Öztürk, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr Ramazan Korkmaz, Elazığ Milli Eğitim Müdürü Nihat
Büyükbaş, biraz önce dinlediğimiz gazeteci yazar Bedrettin
Keleştimur ve Elazığ vilayetinde bütün bu toplantıların
teşkilinde çok büyük eziyetler çeken bizim kardeşimiz Sayın
Muhammet Şener Bulut, o yorulmak bilmeden onun uğrunda
çalışıyor ve bütün Türk dünyasının büyük sözü uğrunda
çalışıyor. Onun bu çalışmalarının hepsi, biz görüyoruz ki
uğurla neticelenir. Burada iki kardeş halkın müşterek
şairlerinin iştirak ettiği bir toplantı gerçekleşiyor. Ben
istiyorum ki bizim şairlerimizden Edalet Esgeroğlu’na söz
vereyim.
Edalet Esgeroğlu
Sevgili Türkiye’ye bir cüt söz…
Aziz konuklar. Azerbaycan’a
hoş geldiniz. Ben sizlere Türkiye için yazdığım bir şiirimi
okuyacağım.
SEVGİLİ TÜRKİYEYE BİR CÜT SÖZ…
Köklü budaqlı Türkiye
Sinesi sabahlara açıq
Başı buludlara bağlı
Türkiye
Güdretden umsunan
İlahi söz kimi
Sözü ötkem
Qara bir türkem
Savaş söz
Elliden yüzden
Böyük söz
Özden böyük söz
El ağzına sığmır söz
Doğulduğu
Mekândan
Daşınır dünyalarcan
Uçur böcek kimi
Açır çiçek kimi
Qaçır yaz havası kimi bir
yerde durmayan
Körpe melek kimi
Elazığdı Elazığ
Ağız ağız
Yaşanan gos goca söz
Ocaq kimi alışan
Upuca söz
İsmarlandın sevdalara
Misralandın şırım –şırım
Gos goca Almas
İldırım
Başı daşlara deymiş
Milletin
Dertlerini yazmaq ne çetin
Boyu uzun derdler
Qamı yoğun derdler
Nağıllar uzunluğuyla şirin
Heqiqet qısalığıyla acı
Ele buradaca haçalanır diller
Qana susayır ölüm
Darağacı
Gerçekliyin qenimi
Birmi ikimi
Dövrünlopabığhâkimi
Zamanın kaçisaqqal ismi
Hapa sahib söz
Haqq söze möhtecdi sabahlar
Nakam şair ömrün
Ne yaxşi ki
Almas İldırım
Gerçekliyi var
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
Toplumlar böyle kahramanlar
etrafında toplanırlar ve kimlik kazanırlar…
Saygıdeğer konuklar, eski Roma
ordusunda çok önemli bir kural vardır. Ordu bozguna uğradığı
zaman sancak, bir tepeye taşınır ve bozguna uğramış, yaralı,
yolunu şaşıran, kimler varsa o tepede toplanırmış. Roma
ordusu birçok kaybettiği savaşı toplandığı bu tepelerde
yeniden kazanmıştır. Toplumların uğradıkları tarihsel bozgun
süreçlerinde onların toplandığı tepeler böyle yüce
kişilerdir. Elmas Yıldırım gibi büyük abide kişilerdir,
kahramanlardır. Toplumlar böyle kahramanlar etrafında
toplanırlar ve kimlik kazanırlar, tarihi yeniden kurarlar.
Türk devletlerinin bir siyasi
sınırları vardır. Bir de kültürel sınırlarımız var. Bizim
Kültürel sınırlarımız Türkçenin dalgalandığı her yerdir.
İşte Elmas Yıldırım ve onun gibi büyük şairler bizim bir
araya geleceğimiz toplanacağımız güç olacağımız büyük
kahramanlardır, büyük şahsiyetlerdir. Şu anda Elmas
Yıldırım’ın şiirlerine bakarsanız eğer, onun şiirlerinin ana
temasını Azerbaycan özleminin oluşturduğunu görürsünüz o
uçan kuşlarla beraber Azerbaycan’a gelmek ister, esen
yellere karışmak ister, geceye gündüze karışıp Bakû’ye
gelmek ister. Ben öyle düşünüyorum ki bugün Elmas
Yıldırım’ın manevi ruhu bizimle beraberdir. Onu saygıyla
anıyorum, sizlere teşekkür ediyorum.
Vagif Behmenli
Eğer gurbet özlemi olmasaydı Elmas Yıldırım
bu şiiri yazmazdı.
GURBET MEKTUPLARI
Çoktan oldu almadım
Bacım senden ne bir mektup, ne
sorak
Bilsen ne kadar derindir
özlemim
Gözlerimde bilsen nasıl
tütüyor
O söğütlü, çam kokulu toprak
Hele bizim o vişneli bahçemiz
O benim nar ağacım
Yerinde durur mu bacım
Hani ya sen bu yaz bana
Nişanlımın işlediği
Göz yaşlarıyla örüp
gümüşlediği
Mavi, ipek bir mendil
yollayacaktın
Çok bekledim, yaz geçti
Kış da bitti
Bahar geldi, bademler çiçek
açtı
Hala senden haber yok
Nerde benim mavi ipek mendilim
Hala gelecek diye
Boynumu eğe eğe
Yıllarla gözyaşlarımı kurutan
Gurbet kokulu mendilimi
koklarım
Benim biricik bacım
Dinle sana anlatayım gurbeti.
Kahrolası çekilmeyen nazı var;
Gurbet dedikleri ıssız bir
ada,
Dört tarafı uçsuz bucaksız bir
deniz,
Sahillerinde yalınız,
Kayalara çarpan suların sesi,
Bir de garip martıların
şarkısı...
Burada ne anne sesi,
Ne de senin sesin var,
Ne de o kara gözlü nişanlımın
nağmesi;
Aşk ne, sevgi ne,
Bilmez bu dağlar,
Bir garibin yüzüne
Bakıp gülmez bu dağlar.
Şimdi de sözü şair Geşem
Necefzade’ye veriyorum.
Geşem Necefzade
Ben bu şiiri Şuşa’yı
yitirdiğimiz gün yazmıştım…
Elmas Yıldırım, Türkiye ile
Azerbaycan‘ı birleştirdi ve onun esir Azerbaycan hakkında
şiirleri vardır. Bana öyle geliyor ki o halkın, o cemiyetin
ağır acılarını şairin sesinden duymak lazımdır. Bugün ben
burada bir şiir okumak istiyorum. Bana öyle geliyor ki
okuyacağım bu şiir, öz olarak Elmas Yıldırım’ın şiirleriyle
sesleşir. Ben bu şiiri Şuşa’yı yitirdiğimiz gün yazmıştım.
Tandır çöreğini köke eyledik
Toprağını seçtik börge eyledik
Böldük seni tike tike eyledik
Bacın ölsün anan ölsün ay
vatan
Seni vurduk sonra sözden
beledik
Körpelikten babamıza beledik
Göyce gölün sevan gölü eyledik
Turnan ölsün sonan ölsün ay
vatan
Şiir yazdık belki taze evalah
Tarih dedik bir cepinle ucalah
İnlen bele başımıza el çalah
Eli ele çalan ölsün ay vatan
Ben bilmirem akşam nedir gün
nedi
Gız gelinin esir yesir gündedi
Şom getti bir balam var
dinmedi
Benim gibi balan ölsün ay
vatan
Al kılıncı vur düşmanı böl iki
Bu düşmanlar seni öyle bölirki
Bundan böyle şiir vakti
değilki
Bu şiiri yazan ölsün ay vatan
Vagif Behmenli
Meleyke Memmedova Elmas
Yıldırım’ın şiirlerini büyük muhabbetle, okuyor…
Bizim büyük şairimizin
yadigârı Azer beye söz vereceğim ancak burada bizim değerli
sanatkârlarımızdan biri olan Meleyke Memmedova Elmas
Yıldırım’ın şiirlerini çok büyük muhabbetle, yürekten okuyor
ve sanki o şiirler yeniden doğuyor. İstiyorum ki onun
dilinden Elmas Yıldırım’ın bir şiirini dinleyelim
Meleyke Memmedova
Her birinizi hürmetle
selamlıyorum…
Aziz dostlar, hürmetli
konuklar, çok hürmetli Türkiye’den gelen konuklar, hürmetli
Vali, hürmetli Belediye Başkanı, hürmetli Rektör ve çok
hürmetli Azerbaycan’ımızın şairleri yazarları hürmetli Anar
muallim ve çok hürmetli Elmas Yıldırım’ın oğlu Azer Bey, Her
birinizi hürmetle selamlıyorum. Ben çok hoş bahtlı bir sanat
insanıyım ki Azerbaycan’ımızın ve bütün Türk dünyasının
büyük istiklal şairi Elmas Yıldırım’ın 100 yıllık yübileyine
katıldım. Hem Türkiye’de hem de Azerbaycan’ımızda hem
Türkiye’den gelen konuklarımızı Azerbaycan’da karşılamış
olduk. Ben üç toplantıda şiir okuyacağım. Bu nedenle çok hoş
bahtım.
Şimdi sizlere Elmas
Yıldırım’ın hangi şiirini okuyayım diye düşünüyorum. Şimdi
gönlüme Aras’la Dertleşen bir şiiri düştü. O şiiri okumak
istiyorum.
Gelin gibi kurulursun
Akıp akıp yorulursun
Gök Hazar’da durulursun
Turna gözlüm taşkın Aras
Nedir senin aşkın Aras
Yılan gibi akışın var
Ceylan gibi akışın var
İnce sözden çakışın var
Dilber yüzlüm, tellim Aras
Menim ana ellim Aras
Bingöl’lerin kaynağından
Akıp yiğit oynağından
Öpüp yarın yanağından
Dertli dertli akan Aras
Dost kalbini yakan Aras
Erzurum’un ovasından
Şahinlerin yuvasından
Akıp Türk’ün kovasından
Gönlüm gibi coşan Aras
Git kuzgun’a boşan Aras
Bizim bozkırdan geçerken
Birleşip Kür’den geçerken
Doğduğum yerden geçerken
Gel ol benim dilim Aras
Sor nicedir Mil’im Aras
Hep akarsın durduğun yok
Dost halinden sorduğun yok
Yardan haber verdiğin yok
Kalbin taştan sert mi Aras
Sonra neden döndü huyun
Devran sana kurdu oyun
Eğdiğin o yağıya boyun
Eski aşkın soldu Aras
Verdiğin söz n’oldu Aras
Fırtınalı boralısın
Eski dertten yaralısın
Soran olsa haralısın
Söyle Türk’tür soyum Aras
Sona olmaz doyum Aras
Vagif Behmenli
Sözü Elmas Yıldırım’ın yadigârı
Azer Elmas’a vermek istiyorum…
Bu toplantıların her biri
birbirinden güzel olacak, zengin olacak, Elmas Yıldırım’ın
gönül dünyasına olan muhabbeti bir kez daha ifade edecek ben
istiyorum ki sözü Elmas Yıldırım’ın yadigârı şair yürekli
kardeşimiz Azer Elmas’a vermek istiyorum
Azer Elmas
Ben Şüvelanlı Elmas Yıldırım’ın
oğluyum…
Vagıf muallim her ne kadar
beni misafir olarak tanıttıysa da ben buralıyım,
Şüvelanlıyım. Şüvelanlı Elmas Yıldırım’ın oğluyum, burada
doğmuşum onun için hepinize çok teşekkür ederim düzenlemiş
olduğunuz bu vefalı toplantıdan gurur duyuyorum sizlere
babamın bir şiirine nazire olarak yazdığım Atam oy şiirimi
okumak istiyorum.
Ben
bilirim ağladığın her günü,
Ömür boyu
suskun olan yüzünü,
Her
nefeste Azerbaycan sözünü,
Kalbimize
gömüp gittin atam oy,
Azerbaycan
ellerinde yatam oy!
Hasret
kaldın bugünleri görmedin,
Sevdiğinin
saçlarını örmedin,
Sence
yoktu ondan üstün başka din,
Şimdi
yurdun sana ağlar atam oy,
Azerbaycan
ellerinde yatam oy!
Kâbe’n
oldu şimdi Bakü kalesi,
Seni
söyler Gök Hazar’ın nefesi.
Şüvelan’ı,
Merdekân’ı, Gala’sı;
Anlatıyor
seni bana atam oy,
Bundan
böyle derdime dert katam oy!
Haber
geldi Mugan’ından, Mil’inden,
Çelenk
koyduk sana Bakü gülünden,
Adın
düşmez Azerî’nin dilinden,
Güneş
doğmuş Azerbaycan bahtına,
Gel sen
otur yine eski tahtına.
Seni nasıl
anlatayım atam oy?
Ben de bir
gün o ellerde yatam oy!
SEADET CİHANGİR İLE BİRLİKTEYİZ
27 Eylül Perşembe, saat 08.00.Bakü’nün yeni bir gününe daha merhaba demenin
mutluluğunu yaşadık. Günün programı oldukça yüklüydü.
Kahvaltıdan sonra Milli İlimler Akademisi ziyaret edilecek.
Daha sonra hep birlikte Fuzuli Elyazmaları Müzesi’nde Elmas
Yıldırım ile ilgili bir toplantıya katılacaktık. Azerbaycan
Yazarlar Birliği’ni ziyaret ettikten sonra Azerbaycan
Medeniyet ve İnce Sanat Üniversitesi’nde düzenlenen
programa, ardından da Azerbaycan Büyükelçiliğimizin davetine
gidecektik.
Bugün Bakü’de ki ikinci
günümüzdü. Vali’miz, Belediye Başkanımız ve heyetimizin
diğer mensupları bir bir otelin kahvaltı salonuna geldiler.
Rahat bir uyku geçirmiş oldukları yüzlerindeki gülümsemeden
belli oluyordu. Azerbaycanlı kardeşlerimizin büyük bir itina
ile hazırlamış oldukları programlar kahvaltı boyunca
konuşuldu. Katıldığımız ziyaretler, Resmikabuller,
Ateşgah’ta ve Süvelan Parkında Elmas Yıldırım için
düzenlenen etkinlikleri değerlendirdik. Bir süre sonra
programın sorumluluğunu yürüten Azerbaycanlı dostlarımız da
aramıza katıldılar. Hacıağa Almaszade lobide
misafirlerimizin olduğunu söylediğinde şaşırdık. Kim diye
sordum, cevap vermediler. Merak içersinde kahvaltı
salonundan ayrılıp otelin lobisine doğru yürürken sabahın bu
erken saatinde bizi kim ziyarete gelebilir ki diye
düşünürken karşıma bir anda Azatlık Gazetesinden Seadet
Cihangir çıkıyor. 2005 yılında Elmas Yıldırım anısına
düzenlediğimiz 13. Hazar Şiir Akşamları’na şair olarak davet
ettiğimiz Seadet Cihangir kardeşimiz ışıldayan gözleriyle
beni selamlayarak “Şener Bey Azerbaycan’a hoş
gelmişsiniz.”,dedi. Seadet Hanım’dan eşi Resul Mirhaşimli
Bey’i sordum. “Şener Bey, şimdi sizlerin programınız çok
yoğun biz Resul ile bu akşam gelip sizinle uzun uzun
görüşeceğiz.”,dedi.
MİLLİ İLİMLER AKADEMİSİ’Nİ
ZİYARET ETTİK
27 Eylül Perşembe, saat 10.00.Azerbaycan Milli İlimler Akademisi’ndeyiz. Heyetimizi bu
kurumun değerli başkanı Prof. Dr. Mahmud Kerimov ile
birlikte enstitü başkanları Prof. Dr. Bekir Nebiyev, Prof.
Dr. Mustafa Bağırov, Prof. Dr. Ağamusa Ahundov karşıladı.
Azerbaycan Milli İlimler
Akademisi’nin başkanı Prof. Dr. Mahmud Kerimov; “Milli
İlimler Akademisi’ne teveccüh gösterip geldiğiniz için
sizlere çok teşekkür ediyorum”,dedi ve ülkenin bilimsel
hedeflerini belirleyen bu Akademinin kuruluşu ve çalışmaları
hakkında bilgi verdi. Görüşmede Elazığ Valisi Muammer
Muşmal, Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu,
Fırat Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz
ziyaretten duydukları memnuniyetlerini ifade ettiler. Prof.
Dr. Bekir Nebiyev, Azer Elmas. Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ve
Bedrettin Keleştimur’un Elmas Yıldırım hakkında yaptıkları
konuşmaları dinledik.
Azerbaycan Milli İlimler
Akademisi’nde gerçekleşen bu görüşmenin sonunda Elazığ’dan
getirdiğimiz hediyeler Prof. Dr. Mahmud Kerimov’a verdik.
Prof. Dr. Mahmud Kerimov
Azerbaycan ile Türkiye
arasındaki alakalar inkişaf edip genişlemektedir..
Kıymetli misafirler Bakû’ye
hoş geldiniz. Milli İlimler Akademisi’ne teveccüh gösterip
geldiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Son
zamanlarda Azerbaycan ile Gardaş Türkiye arasındaki alakalar
inkişaf edip genişlemekte bu durum tabii ki bizleri çok
sevindiriyor. Biz bu alakalara büyük ehemmiyet veriyoruz ve
çok yüksek seviyede kıymetlendiriyoruz. Diğer bütün
sahalarda olduğu gibi ilimi faaliyetlerde de bizim
işbirliğimiz gelişme göstermekte, önemli araştırmalar
yapılmakta ve biz bu alanlarda önemli çalışmalar ortaya
koymaktayız. Azerbaycan Milli İlimler Akademisi ile Türkiye
ilimler Akademisi arasında işbirliği protokolü
imzalanmıştır. Bu protokol ile ilmi çalışmalar her geçen gün
daha da geliştirilecektir.
Azerbaycan Milli İlimler
Akademisi büyük
bir kurumdur. Bu çatı altında onbin insanımız çalışma
yapıyor. Akademi bünyesinde birçok araştırma merkezimiz var,
mühtelif müzeler var, Dokümantasyon
merkezleri var, Kütüphaneler var. Azerbaycan Milli İlimler
Akademisi devletimizin İlmi konularda ihtiyacı olan
alanlarda faaliyet gösteren ve bu konuda hedeflerini
belirleyen, siyasetini hayata geçiren, genel olarak
devletimizin bilimsel faaliyetlerini idare eden bir
kurum olarak önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. Bütün ilmi
sahalar Akademinin
bünyesinde temsil edilmektedir.
Sizin bir heyet olarak Bakû’ye
gelişiniz biraz sonra bizim enstitümüzde katılacağınız
toplantıda görkemli Azerbaycan ziyalısı şairi Elmas Yıldırım
ile ilgili olacaktır. Elmas Yıldırım Bakû’de doğdu ve
Türkiye’de yaşadı, vatan hasretiyle, istiklâl arzusu ile
yaşadı. Sizin sevdiğiniz kadar bizde onu seviyoruz. Bizim
için çok aziz bir şahsiyettir, şimdi Elmas Yıldırım günleri
geçirilmektedir. Sizlerde yapılan bu toplantılara iştirak
edeceksiniz sizin bu toplantılara katılmanız bizim için çok
şereflidir ve bir daha sizlere hoş geldiniz diyorum.
Muammer Muşmal
Her iki Türk devletinin de
ortak çalışmalara ve projelere ihtiyacı var.
Muhterem Başkan ve İlimler
Akademisi’nin değerli üyeleri sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bir ülkenin bağımsızlığının kazanılmasında, gelişmesinde,
kalkınmasında toplumun aydınlanmasında son derece önemli bir
görev ifa eden bilim adamlarının bir araya toplandığı bir
Akademide bulunmak benim ve heyetimiz için son derece
sevindirici ve memnuniyet vericidir. Bu nedenle başta size
ve görev arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Bu
ziyaretimizin sebebi her iki devletimizin de ortak şairi
olan Elmas Yıldırım’dır. Bağımsızlığını kazandığı tarihten
itibaren Azerbaycan ile Türkiye arasında güzel münasebetler
kurulmuştur. Siyasi, iktisadi, bilim ve kültür alanlarında
bu çalışmalar devam etmektedir. Bu anlamda özellikle bilim
adamlarımızın karşılıklı olarak yapacakları projeler büyük
bir önem arz etmektedir. Ancak bu sayede her iki
devletimizin vatandaşları gelecekte ortak hedeflere
yönelebilirler. Biz, İlimler Akademisi gibi Azerbaycan
devletinin yüz akı olan ve onun gelişmesinde kalkınmasında
önemli derecede etkili olan bir kurumda bulunmaktan son
derece memnunuz.
Fırat Üniversitesi’nin rektörü
de buradalar. Bizler, Azerbaycanlı değerli bilim adamlarını
da ülkemizde, ilimizde çeşitli vesilelerle düzenlenecek
toplantılarda görmek isteriz.
Prof. Dr. Bekir Nebiyev
Bugünkü Azerbaycan dili çok
zengindir
İlim, âlim, muallim gibi
kelimelerin hepsinin kökü birdir. Ona göre Mektep, Mektup,
Kitap, Ketebe bu sözleri biz kullanıyoruz. Türkiye’de ise
istedikleri sözleri dillerine alıyorlar, yabancı sözleri
dillerinden atıyorlar. Biz ise daha uygun bir yoldan
gidiyoruz. Ona göre bugünkü Azerbaycan dili çok zengindir.
Arapçadan aldığını da kullanıyor, Acem’den aldığını da
kullanıyor. Bazı Avrupa sözlerini de saklıyor tabii ki
Ruslar’dan çok söz almıştır. Ama kökünde Türk dilinin
zenginliği bulunuyor.
M.Süleyman Selmanoğlu
Bilim adamları ve düşünürler
ülkelerini çağdaş dünyaya taşırlar.
Azerbaycan ilimler
Akademisi’nde bulunmak bizim için büyük bir mutluluk. Sayın
başkanımızın çok güzel ifade ettiği gibi ilimler Akademisi
Azerbaycan’ın ilimi sahadaki çalışmalarını yöneten bir kurum
Bizler de yapılan bu çalışmaları önemsiyoruz. İlmi sahadaki
çalışmaların Devletleri ileriye taşıdığını biliyoruz. Bilim
adamları ve düşünürler ülkelerini çağdaş dünyaya taşırlar.
Ben ve arkadaşlarım ilimi çalışmalar içerisinde bulunan bir
kurumda bulunmaktan dolayı son derece memnunuz. Elmas
Yıldırım’ın hatıraları bizleri buralara ve bir araya
getirdi. Bu değerli şairimizi Türkiye ile Azerbaycan
devletlerinin ortak bir çalışma ile halkımızın gündemine
taşımaları oldukça anlamlıdır. Bu münasebetle teşekkürlerimi
sunmak istiyorum.
Prof. Dr. M. Hamdi Muz
Şiirleri ile de yaşadığı o
acılı yılları ölümsüzleştirmiştir…
Fırat Üniversitesi’nin rektörü
olarak, bir ilim adamı olarak sizleri ziyaret etmekten büyük
bir mutluluk duymaktayım. Bu ziyaretimiz vesile olan değerli
şairimiz Elmas Yıldırım’ı da rahmetle anıyorum. Kendisi
Türkiye’de birçok insanın yetişmesinde emekleri olan bir
insandır. Elazığ’da öğretmenlik ve idarecilik gibi
görevlerde bulunmuştur. Yazdığı şiirler ile de yaşadığı o
acılı yılları ölümsüzleştirmiştir. Üniversitemizin
konservatuar müdiresi tarafından da bazı şiirleri
bestelenerek halkımızın dilinde şarkı olarak söylenmesine
vesile olmuştur ondan dolayı da oldukça mutluyum. Tekrar
teşekkür ediyorum.
Azer Elmas
Vatanı sevmek her şeyden önce
gelir…
Atamın edebi anlamda
yaptıklarını araştıran ve değerlendirmeler yapan bir
kuruluşta olmaktan son derece mutlu olduğumu ifade etmek
istiyorum. O nedenle bütün ilimler Akademisi camiasına
minnettarlığımı ifade etmek istiyorum. Bu arada Sayın Valime
bir açıklama yapmak istiyorum. Azerbaycan’da Ata, baba
anlamına geliyor, yine Azerbaycan’da Baba, dede anlamına
geliyor ben de o yüzden burada babamı ata olarak
ifadelendiriyorum.
Atam, hem Azerbaycan’da, hem
de Türkiye’de yaşadığı yıllarda Vatan sevgisi ve bağımsızlık
aşkıyla eserler verdi, bu yönde çalışmalarda bulundu. Burada
hem Türkiye’de ki gençlere hem de Azerbaycan’daki gençlere
bir hatırlatmada bulunmak istiyorum; vatanınızı çok seviniz,
vatanı sevmek her şeyden önce gelir, önce vatan demek
lazımdır, vatan olmadan hiçbir şey olmaz şairlerimiz bu
duyguları hissetmemizde çok önemli bir görev yerine
getiriyorlar.
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
Bilgiyi önemseyen toplumlar
zamana ve mekâna hâkim olurlar
Ne yazık ki son iki yüzyıldır
şark toplumları bilgiyi önemsemedikleri için hep yerlerde
sürünüyorlar. Büyük bir memnuniyetle müşahede ettim ki.
Azerbaycan son 5-10 yıldır işlerini daha çok bilgiyle
götürmeye çalışıyor ve gelişmeyi dinamik bir şekilde
yakalamış binalar yükseliyor; yeni yollar yapılıyor, daha
çok bilimsel çalışmalar yapılıyor. Akademiler yeniden inşa
ediliyor bu durum beni çok mutlu etti. Çünkü bilgiyi
önemseyen toplumlar zamana ve mekâna hâkim olurlar.
Kardeşimizin zamana ve mekâna hakim olması bir noktada
bizimde gelişmemize katkıda bulunacaktır. Sizleri tanımaktan
çok mutlu oldum. İnşallah bu akademi ile bilimsel
toplantılarda daha çok işbirliği yaparız. Ortak geleceğimiz
daha aydınlık olur.
Bedrettin Keleştimur
Elmas Yıldırım’ı Atatürk
Türkiye’si bağrına basıyor…
Elmas Yıldırım’ı Atatürk
Türkiye’si bağrına basıyor ve Elazığ’a çok büyük hizmetleri
oluyor. Elazığ’da 1930 yılından itibaren yayınlanan Turan
gazetemiz var gazete şu anda 77 yaşında ve halen
yayınlanıyor. Turan gazetesinde yayınlanan şiirleri Bekir
Ali Demirel adlı bir arkadaşımız unutulmuş şiirler adlı bu
kitapta bir araya getirdi ve yayınlandı. Bu kitapta Elmas
Yıldırım’ın şiirleri de bulunuyor. Elmas Yıldırım o yıllarda
bizim büyüklerimizle birlikte yazmışlar, söylemişler, bir
arada olmuşlar ve Elazığ’daki edebi çalışmalara çok büyük
katkıları olmuş. Bizim bir destan şairimiz vardır. Adı,
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu. Bu şairimizin Yıldırım ismini
Elmas Yıldırım’a olan hayranlığından almıştır. Elmas
Yıldırım’ın ölümünün ardından Niyazi Yıldırım Bey’in “Kara
Destan” isimli bir ağıtı vardır ve çok güzel bir şiirdir.
Elmas Yıldırım Elazığ’ın eğitim hayatına olduğu gibi kültür
hayatına da büyük katkıları olmuştur. Müsaade ederseniz
burada onun şiirini okuyayım okuyacağım bu şiir 29 Ağustos
1935 yıllında Turan Gazetesi’nde yayınlanmış,
O yıllarda büyük Atatürk
onuncu yıl Nutkunu yayınlıyor. Bu Nutkunda ülkenin dört bir
yanını demir ağlarla döşedik diyor. Bakın Elmas Yıldırım
şiirinde bunu nasıl ifade etmiş. “Kalbime kan verirken
uzanan çelik ağlar”/ Senin Türkün işleyen büyük beynine
bağlar./Tren geçer Gölcüğüm suları sevinç çağlar/ Buldu
bakır toprakla Ergani’den Elazığ. Görüyorsunuz şairimiz o
tarihlerde Ergani Bakır İşletmesi kuruluyor. Elazığ’ın
gelişmesinde ve sanayileşmesinde de son derece ilgili ve
müteşebbis bir büyüğümüzdür. Allah rahmet etsin diyorum.
27 Eylül Perşembe, saat 11.00.
Milli İlimler Akademisi’nden ayrılıp Fuzuli Elyazmaları
Enstitüsü’nde Elmas Yıldırım için düzenlenen bir toplantıya
katıldık. Tek oturum halinde gerçekleşen bu toplantıya Elmas
Yıldırım hakkında araştırmaları olan Azerbaycanlı bilim
adamı ve yazarlar da katılmışlardı.
Fuzuli Elyazmaları
Enstitüsü’nün başkanı Prof. Dr. Muhammet Adilov kısa bir
girişten sonra oturumu başlattı. Cengiz Alioğlu, Prof. Dr.
Bekir Nebiyev, Prof. Dr. Nazif Gahramanlı, Marif Teymur, Dr.
Nikbur Cabbarlı, Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ve Azer Elmas’ın
yaptıkları konuşmaları dinledik. Toplantının sonunda söz
Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu’na verildi.
Prof.
Dr. Muhammet Adilov yaptığı
konuşmasında Fuzuli Elyazmaları Enstitüsü’nün kuruluşu ve
çalışmaları hakkında bilgi verdi; “Enstitümüzün bu
binası 1898-1901 yıllarında inşa edildi. Doğu’da Müslüman
dünyasında ilk defa kızlarla ilgili okul olarak kuruldu.
1918 yılında Azerbaycan’da Milli Hükümet’i kurulduğunda Halk
Cumhuriyeti’nin parlamentosu bu binada faaliyetlerde
bulundu. Kararlar burada alındı. O devirde burası parlamento
binası ve Hükümet binası olarak kullanılmıştı, sonra Sovyet
devrinde 1920 yılında yeni kurulan Hükümet binası oldu. 1986
yılında ise bizim enstitüye verildi. Burası hem enstitü hem
müze hem de kütüphane olarak düzenlenmiştir. Bizim enstitüde
45 bin civarında el yazma eser bulunmaktadır. Bu el
yazmaların dışında on dokuzuncu ve yirmici asırda yaşamış
olan Azerbaycanlı kültür adamlarının şahsi materyalleri
bulunmakta ve elimizdeki bu materyallerin sayısı yirmi bin
civarındadır. Sovyet devrinde kurulan hükümet o devrin
şairleri için yasaklar getirmişti. On ikinci, on üçüncü asır
yazarları yasaklanmamıştı. Mesela Nizami gibi Fuzuli gibi
şairleri yasaklanmamıştı. Yasaklanan şairlerimizin ve
yazarlarımızın ya Sibirya’ya sürülmüş ya da güllelenmişti.
Ya da Azerbaycan’dan kaçıp başka devletlere gitmişlerdi.
Ancak onlara karşı büyük baskınlar yapılmış olsa da eserleri
kalmıştır bu eserler KGB arşivlerinde incelenmiş ve
saklanmıştır. Ancak Stalin’in ölümünden sonra bu arşivler
açılmıştır. Buraya Türkiye’den, İran’dan ve Avrupa
ülkelerinden bilim adamları araştırma yapmak üzere
gelebilmektedirler. Orta Asya bölgesinden birçok ilim adamı
araştırma yapmak arzusu ile buraya gelmektedir. Şimdi yeni
bir çalışma başlattık burada bulunan eserleri bilgisayar
ortamına alıyoruz. Araştırmacılarımız bu yazma
eserlerimizden faydalanabilecekler. Burada bulunan eserlerin
ekseriyeti Arap harfleriyle yazılmıştır. Türkiye’de de
öyledir. Ben çok iyi biliyorum. Farsça eserleri bugünkü
Azerbaycan Türkçesine tercüman ediyoruz. Çünkü bugünkü
Azerbaycan halkı o dileri pek bilmezler. Bu konuyu da
sizlere ifade etmeliyim ki burada bulunan eserler sizin de
bizim de Müslüman dünyanın da ortak mirasıdır. İlmi
konularda inşallah ortak çalışmalar ortak projelerle bir
araya gelmeliyiz. Ben istiyorum ki Türkiye’deki bütün El
yazmaları merkezleriyle bizim alakamız olsun Sovyet Rejimi
gelinceye kadar ilim adamlarımız arasında karşılıklı
münasebetlerimiz var idi. Biz aynı milletin, aynı
medeniyetin insanlarıyız. Son yıllarda ortak dil konusunda
bazı girişimlerin yapıldığına şahit oluyoruz. Bu iş ancak
halkları biri birine yakınlaştırmakla, münasebetlerimizi
artırmakla olabilir. Mesela Türkiye’nin televizyonları
Azerbaycan halkı tarafından izlenebiliyor. Bu sayede de
bizim gençlerimiz Türkiye’deki konuşma dilini
öğrenebilmekte, yani halklarımızı biri birine
yakınlaştırdıkça ortak lisanımız gelişecektir.”, dedi.
Şair
Cengiz Alioğlu
11-13 Nisan tarihlerinde Elazığ’da gerçekleştirilen
“Doğumunun 100. Yılında Elmas Yıldırım” toplantısının çok
büyük bir başarıyla tamamlandığını ifade ederek Elazığ
heyetine teşekkür etti.
Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Edebiyat Enstitüsü
Başkanı Prof. Dr. Bekir Nebiyev
konuşmasında: “Elmas Yıldırım’ın azaplı bir hayat
hikâyesinin olduğunu, şairin kendisi başta olmak üzere,
ailesinin ve akrabalarının, takiplere uğradıklarını,
Azerbaycan’ın bağımsızlığını yeniden kazanması ile şairin
ikinci ömrünün başladığını ifade etti. Ahmet Cevat ve Mıkail
Müşfik’in kitaplarını bulup okuyabildiklerini ancak Elmas
Yıldırım’ın kitaplarına ulaşamamanın üzüntüsünü
yaşadıklarını vaktiyle basılmış bir kitabının eldeki tek
nüshasının Prof. Dr. Abbas Zamanov tarafından Edebiyat ve
İncesanat arşivine kazandırıldığını bu kitaptan faydalanarak
Elmas Yıldırım’ı tanımaya çalıştıklarını” ifade etti.
Türkiye’de Elmas Yıldırım ile alakalı çıkan ilk kitabın
“Boğulmayan Bir Ses olduğunu”, Elmas Yıldırım’ın
Azerbaycan’ın içtimai hayatında tanıtılmasında Maarif
Teymur’un, Hacı Hacıyev’in özel gayretleri olduğunu ifade
etti. Elmas Yıldırım’ı Azerbaycan edebiyatının önemli
temsilcilerinden olduğunu ifade eden Prof. Dr, Bekir
Nebiyev, kendisinin de Elmas Yıldırım hakkında bazı yazılar
neşrettiğini bu sebeple de bahtiyarlık duyduğunu anlattı.
1930’lu yıllarda Azerbaycan’ın tanınmış kalem sahipleri
Mikail Müşfik, Seyid Hüseyin, Ahmet Cevat ve daha birçok
yazarın kurşuna dizildiklerini, Elmas Yıldırım’ın ise
Azerbaycan’da çok sıkı takiplere maruz kaldığını ve vatan,
millet, Karabağ, Hazar, Bakü hakkında büyük bir aşkla
şiirler yazmaya devam ettiğini, gurbet yıllarında yazdığı
şiirlerini ise tamamen vatan hasretiyle kaleme aldığını
anlattı.
Konuşmasının son bölümünde Elmas Yıldırım için Elazığ’da
düzenlenen kutlamalara değinen Prof. Dr, Bekir Nebiyev,
Elazığ halkının Elmas Yıldırım’ı büyük bir sevgiyle
andıklarını anlatarak Elazığ’da bir sokağa Elmas Yıldırım
adının verildiği törende çok heyecanlandığını ve büyük bir
gurur yaşadığını. O törenlerde Elmas Yıldırım’ın hatırasına
düzenlenen konserin yadından çıkmadığını anlatarak Elazığlı
halkını büyük bir sevgiyle, minnet ve şükran duygularıyla
her zaman hatırlayıp anacağını söyledi.
Fırat
üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Korkmaz:
Bir halkı yok etmek için ilk olarak onun kütüphanelerini yok
ederler ve şairlerini öldürürler Elmas Yıldırım yaşadığı
bütün zorluklara aldırmayarak ideallerinden vazgeçmedi.
Elmas
Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas:
“Ömrümün ilk 18 yılında babamın yüzüne bakıp bakıp üzüldüm.
Bu gün onun hatırasının büyük bir sevgi ile yâd edilmesinden
çok büyük bir memnuniyet duydum. Bundan gurur duyuyorum.
Şairlik bir kısmettir. Atam onu layıkıyla yaşadı. Atam bütün
ömrü boyunca Azerbaycan’ın bağımsızlığı için mücadele
etti.”, dedi.
Edebiyat ve İncesanat Kütüphanesi başkanı Maarif Teymur:
“Elmas Yıldırım Azerbaycan’ın müstakillik mücadelesinde şiir
tarihimizde özüne mahsus bir yeri olduğunu. Onun Kara Destan
şiiri milletimizin acılı ağrılı tarihini anlatıyor, onun
yubiley tedbirleri çok sevdiği Azerbaycan’ında böyle
mükemmel bir biçimde gerçekleştirilmesi bizlere çok büyük
bir sevinç yaşatmıştır.”, dedi.
Dr.
Nikbur Cabbarlı: “Bu
tedbirler her iki halkın daha da doğmalaşmasına, manevi
medeni alakalarının güçlenmesine katkı sağlamıştır.”
Prof.
Dr. Nazif Gahramanlı:
“İlk önce onu söylemek istiyorum ki Azerbaycan Muhaceret
şiirinin önemli şairlerinden Elmas Yıldırım için böylesine
büyük bir toplantı düzenlenmesi oldukça önemli bir
hadisedir. 45 yıllık bir ömrünün yaklaşık 18 yılını
muhacerette geçiren Elmas Yıldırım, demek oluyor ki
sağlığında üzüntülü bir hayat geçirdi. Fakat 1980 yılının
sonralarında Muhacir şairlerimizin içerisinde birincilerden
oldu. Elmas Yıldırım Azerbaycan’ın yegâne şairlerindendir ki
devlet sayesinde itibar gösterildi, saygı gördü. Onun 100.
Doğum yılı devlet seviyesinde planlandı ve yapıldı. Eserleri
Cumhurbaşkanımız serencamı ile 25000 baskı ile ülke genlinde
bütün kütüphanelerine, ali mekteplerine ilim merkezlerine
dağıtıldı. Elmas Yıldırım’ın hatıraları Azerbaycan halkının
kalbinde çok sıcak olarak yaşamaktadır. Şüvelan’da bulunan
istirahat parkında onun abidesi ucalır. Onun hayatı ile
ilgili güzel bir belgesel filmi çekildi Elmas Yıldırım
Türkiye’de de Elazığ’da da Azerbaycan’da olduğu kadar
sevilir okunur. Bu bakımdan ben Elmas Yıldırım’ı
Azerbaycan’ın ve Türkiye’nin müşterek bir şairi olarak kabul
ediyorum ve Elmas Yıldırım’ın şiir dünyası Türkiye’de de
Azerbaycan’da da aynı derecede kıymetlidir ve azizdir. Ben
Türkiye’de de Elmas Yıldırım ile ilgili toplantıyı teşkil
eden devlet adamlarına, bilim adamlarına sanat adamlarına
minnettarlığımı bildiriyorum şairimizin hatıralarına
Türkiye’de en yüksek seviyede sahip çıkılmıştır.”, diyerek
duygularını ifade etti.
Elazığ
Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu: Elmas
Yıldırım için Bakü’de gerçekleştirilen toplantılara
katılmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu ifade eden
Başkan Selmanoğlu konuşmasında; Elmas Yıldırım yazdığı
şiirlerinde Azerbaycan’a olan hasretini, Azerbaycan’a olan
sevgisini çok güzel ifade ettiğini dile getirerek toplantıyı
düzenleyen Enstitünün yöneticilerine teşekkürlerini
bildirdi..
AZERBAYCAN YAZARLAR BİRLİĞİ’Nİ
ZİYARET ETTİK
27 Eylül
Perşembe, saat 15.30. Elazığlı hemşerimiz. Resul Doğan’ın
sahibi olduğu Kafe Mozart’ta verilen öğlen yemeğinden sonra
Azerbaycan Yazarlar Birliği’ne gittik. Azerbaycan Yazarlar
Birliği Başkanı Anar Bey, Türkiye’den gelen misafirlerini
Yazarlar Birliği’nin başkanlık odasında kabul etti.
Azerbaycanlı birçok yazarın da hazır bulunduğu bu görüşmeye
Sabir Rüstemhanlı, Cengiz Alioğlu, Vagif Behmenli, Reşat
Mecit, Edalet Esgeroğlu, Oktay Rıza, Aygün Hesenoğlu, Akif
Ehmedgil, Sona Hayal ve tanınmış birçok şair ve yazarlar
katıldı. Azerbaycan Türkiye dostluğunun önemini vurgulayan
Anar Bey; Elazığ’da geçirdikleri günleri çok büyük alakayla,
çok büyük coşkuyla çok büyük sevgi ile hatırladıklarını
söyleyerek Elazığ valisi Muammer Muşmal’a bir hediye takdim
etti. Elazığ Valisi Muammer Muşmal da Azerbaycan’da
bulunmaktan duyduğu memnuniyetini ifade ettikten sonra
Elazığ’dan getirdiğimiz hediyeler Anar Bey’e verdi.
Azerbaycan Yazarlar Birliği’nde gerçekleşen görüşme
karşılıklı sohbetlerle uzayıp gitti. Anar Bey, babası Resul
Rıza’nın özel arşivinde koruyup sakladığı Elmas Yıldırım’ın
1930 yılında basılan bir kitabını Azer Elmas’a hediye etti.
Azerbaycan Yazarlar Birliği’ndeki görüşmeler devam ederken
bizler Reşat Mecit’i aramıza alarak bu önemli kuruluş
hakkında da detaylı çekimler yaptık.
Anar
Elazığ’da geçirdiğimiz günleri,
çok büyük sevgi ile hatırlıyoruz...
Sayın Vali, Sayın Belediye
Başkanı, Sayın Rektör aziz konuklar,
Azerbaycan Yazarlar Birliğine
hoş gelmişsiniz. Azerbaycan Yazarlar Birliği 1934 yılından
beri faaliyet gösteriyor. 1000’den fazla üyemiz var. 4 ayrı
dergimiz var. 4 ciltlik toplumuz var. İki gazetemiz var.
Biri haftalık olarak yayınlanan Edebiyat Gazetesi. Yazarlar
Birliği’nin bünyesinde bir tercüme merkezimiz var. Çeşitli
edebî metinlerden tercümeler yapılmaktadır. Türkiye’den
birçok yazar örgütüyle ilişkimiz var. İLESAM ile sonra
Avrasya Yazarlar Birliği ile Yazarlar Sendikası ile çok sıkı
irtibatımız ve alakamız var. Bugün burada sizleri misafir
etmiş olmaktan çok memnunum, hoş gelmişsiniz, burası sizin
evinizdir. Türkiye’den birçok yazar, bizim yazarlar
birliğinin fahri üyesidir. Onlardan iki nefer buradadır.
Şener Bey, Bedrettin Bey bizim fahri üyelerimiz oldular. Ve
gelecekte namzetlerde buradadır inşallah onları da
Azerbaycan Yazarlar Birliği’ne üye olarak kabul edeceğiz
sizleri gönülden selamlıyorum. Azerbaycan da geçireceğiniz
günler mutlu olsun. Çünkü biz Elazığ’da geçirdiğimiz günleri
çok büyük alakayla, çok büyük coşkuyla çok büyük sevgi ile
hatırlıyoruz. Misafirperverliğinizi ve bizim büyük şairimiz
Elmas Yıldırım’a olan saygınızı, onun adının bir caddeye
verilmesi, onun kitabının basılması, ona hasrolunmuş
törenlerin geçirilmesi ve bütün bunların karşılığı olarak
bizler de Azerbaycan’da çalışıyoruz ki bu büyük şairimiz her
zaman hatırlansın ve onun hatıralarına sahip çıkmak için
gayret gösterilsin. İzin verirseniz. Azerbaycan Yazarlar
Birliğinin bu hediyesini Sayın Valimize takdim edeyim.
Muammer Muşmal
Değerli Başkan, çok teşekkür
ediyorum.
Anar
Bu eser Elmas Yıldırım’ın 1930
yılında Bakû’de yayınlanan kitabıdır
Azer Bey’e de bir hediye
takdim edeceğim, bu eser Elmas Yıldırım’ın 1930 yılında
Bakû’de yayınlanan kitabıdır. 70 yıl atam Resul Rıza’nın
kütüphanesinde korunmuştur. İzin verirseniz Elmas
Yıldırım’ın bu değerli kitabını oğlu Azer Elmas’a hediye
etmek istiyorum.
Azer Elmas
Çok teşekkür ediyorum
Bundan daha büyük bir hediye
tasavvur edemiyorum. Sağ olun. Çok teşekkür ediyorum.
Şüvelan’da doğmuş olan atamın Şüvelanlıoğluyum. Azerbaycanlıyım. Atam Elmas Yıldırım için
düzenlenen bu törenler vesilesiyle bir araya gelen bu saygın
topluluk ile birlikte olmak benim için unutulmaz bir gurur
vesilesi olmuştur. Bu toplantıda atamın kokusunu alıyorum.
Onun o ilk nefesini hissediyorum. Atamın vefalı dostları
olan sizleri saygı ve hürmetle selamlıyorum. Böylesine
değerli toplantıyı düzenleyen Azerbaycan devletinin değerli
yöneticilerine şükranlarımızı ifade ediyorum.
Muammer Muşmal
Bağımsızlık ruhunun var
olmasında şairlerimizin önemi oldukça büyüktür.
İki günden beri
Azerbaycan’dayız. Bakû’de
bulunduğumuz ilk andan itibaren gösterilen ilgi ve alakadan
heyet olarak oldukça etkilendik ve bu sıcak ilgiden çok
memnunuz. Bu konukseverliğinizden dolayı sizlere
teşekkürlerimizi sunuyorum. Mustafa Kemal Atatürk, 1933’te
bütün Türk dünyası Rusya’nın işgaliyle inim inim inlediği ve
hürriyet mücadelesinin yapıldığı yıllarda: “Zaman gelecek
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dağılacak diyerek
bugünleri görmüş ve Türkiye’deki aydınlara yol göstermiş ve
hazırlıklı olmalıyız”, demiştir. Büyük önder Atatürk’ün
böyle bir düşüncesi vardı. Nerede bir Türk topluluğu varsa
onların kültürel bakımdan desteklenmesi, ekonomik bakımdan
güçlenmesi, bulundukları yerde en üst seviyelere getirilmesi
için gerekli çalışmaların yapılması gerektiğine inanmış ve
bunu isabetli bir görüş olarak ortaya koymuştur. Bu isabetli
görüşü bugün gerçek oldu. 1990 yılında Sovyetler Birliği
dağıldı ve Azerbaycan ile birlikte Özbekistan, Türkmenistan,
Kırgızistan ve Kazakistan bağımsızlığına kavuşan Türk
devletleri oldular. Bugünkü dünyada 7 bağımsız Türk devleti
mevcuttur. İnşallah diyor ve temenni ediyorum bu
devletlerimiz kendi aralarında birliği dayanışmayı
geliştirerek sonsuza kadar yaşayacaklardır. Bu düşüncelerimi
Azerbaycanlı yazarlarla paylaşmaktan da büyük bir memnuniyet
duyduğumu ifade etmek istiyorum. Devletlerin sosyal kültürel
olanda gelişmesinde aydınlanmasında ve milletlerin
bağımsızlık ruhunun var olmasında şairlerimizin
yazarlarımızın ve bilim adamlarımızın önemi oldukça
büyüktür. Bizim kurtuluş savaşında, Çanakkale savaşında
şairlerimizin varlığı ve bu savaşların kazanılmasına olan
katkıları inkâr edilemez. Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Emin
Yurdakul gibi şairler bağımsızlık ve İstiklâl mücadelemizi
yüreklerinden taşan sözcüklerle şiirlerle
destanlaştırmışlardır. Bu örneği Azerbaycan’da da görüyoruz.
Elmas Yıldırımlar, Hüseyin Cavitler, Ahmet Cevatlar bu
anlamda güzel edebi eserler ortaya koymuşlardır.
Emperyalizmin günümüz dünyasında da hedeflerinden asla
vazgeçmediğini görmekteyiz.. Bu nedenle bugünde şairlerimiz
ve aydınlarımıza büyük görevler düşmektedir. Milletimizin
emperyalizmin hazırladığı büyük tuzaklara düşmemesi için
bütün Türk dünyasının uyanık ve dikkatli olmasını sağlayacak
yazarlarımıza, bilim adamlarımıza ihtiyacımız vardır.
Rahmetli Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev: “iki devlet tek
millet” ifadesini bu anlamda değerlendirmeliyiz.
Azerbaycan’daki gelişmeler bizleri sevindirmekte ve mutlu
etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Azerbaycan’ı
dünyada daha iyi bir seviyeye ulaştırma yolundaki
gayretlerini takdirle izliyoruz.
Değerli Başkan ve kıymetli
yazarlar, Azerbaycan Yazarlar Birliği’ne yaptığımız bu
ziyaretten dolayı büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek
istiyorum. Bu vesileyle de ebediyete intikal etmiş bütün
yazarlarımıza, şairlerimize ve bilim adamlarımıza yüce
Allah’tan rahmet diliyorum.
M. Şener Bulut
Anar Bey’i Cengiz Aytmatov ile
birlikte Elazığ’da ağırlamaktan şeref duyacağız.
Sayın Valimizin konuşmasından
sonra birkaç söz de ben söylemek istiyorum. Azerbaycan’ın
değerli yazarlarıyla, şairleriyle birlikte olmaktan büyük
bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Elazığ’da 1992 yılından
itibaren bütün Türk dünyasının yazarlarının iştirak
ettikleri Hazar Şiir Akşamları adıyla güzel bir edebi
toplantı yapılmaktadır. Bu faaliyetin ilkine Azerbaycan’ın
büyük şairlerinden merhum Nebi Hazri katılmıştı. Sonraki
yıllarda da Azerbaycanlı şairlerimiz bu toplantılara davetli
olarak iştirak ettiler. Bu yıl Hazar Şiir Akşamları’nın on
beşincisini gerçekleştireceğiz. Geçtiğimiz yıl Azerbaycan’ın
büyük Şairi Elmas Yıldırım hatırasına tertiplediğimiz Hazar
Şiir Şöleni’ni bu yıl Kırgızistanlı büyük yazar Cengiz
Aytmatov onuruna düzenleyeceğiz. Sayın Aytmatov’u bu
faaliyet için Elazığ’a davet ettik. Burada Azerbaycan
Yazarlar Birliği Başkanı Anar Bey’e bu davetimizi bildirmek
istiyorum. Anar Bey ile Cengiz Aytmatov’un yakın
dostluklarının olduğunu biliyoruz. Kendilerini Aytmatov ile
birlikte Elazığ’da ağırlamaktan şeref duyacağız. Vagif
Behmenli arzu ederlerse bu davetimizi kendilerine duyurmak
istiyorum. Azerbaycan’ın büyük şairlerden Sabir Rüstemhanlı
bu davetimizi kabul ederlerse büyük onur duyarız. Yine
Cengiz Alioğlu gibi değerli bir şairi Elazığ’da misafir
etmekten memnuniyet duyacağımızı ifade etmek istiyorum.
Sabir Rüstemhanlı
Edebiyatlarımızı müşterek olarak inkişaf
ettirmek durumundayız..
Azerbaycan
Yazarlar Birliği, Azerbaycan halkının manevi bir ocağıdır.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bu teşkilatı da dağıtmak
istediler. Ziyalıların bir araya geldiği bu kurumu dağıtmak
büyük bir günah olurdu. Azerbaycan’ın kültür hayatında
Yazarlar Birliği’nin çok önemli bir yeri vardır. Bu binada
zaman zaman Azerbaycanlı yazarların çok büyük şahsiyetleri
çalışmalar yaptı. Onlar her zaman eserlerinde Türkçülüğü
tebliğ ettiler. Biz Türkiye’den çok şeyler öğrendik. Bizim
medeniyetimiz, edebiyatımız binlerce yıldan beri bir
olmuştur. Çok şükür, yine aynı medeniyetin sahipleriyiz.
Tabii ki, bu birliği istemeyen güçler de var. Biz
edebiyatlarımızı müşterek olarak inkişaf ettirmek
durumundayız.
Aygün Hesenoğlu
O, zorunlu olarak Azərbaycan’dan ayrıldı.
Elmas
Yıldırım’ın edebi hayatı ile şahsiyeti üst üste düşen
şairlerimizdendir. O, zorunlu olarak Azerbaycan’dan ayrıldı.
Ama onu buradan kovanlar düşünemediler ki, Elmas Yıldırım
özü ile bir Azerbaycan apardı.
Prof. Dr. Ramazan Korkmaz
Azerbaycan Yazarlar Birliği bir
ocaktır…
Büyük şair
Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılını kutlamak için buradayız,
onun için bir araya geldik, Sabir Bey çok güzel söyledi.
Dedi ki ocaktır burası, bir evin en sıcak köşesi ocaktır.
Ocak başında toplanılır, ocak başında ısınılır, ocak başında
paylaşılır, ocak başında düşler kurulur. Mitolojik anlamda
da ocaklar şimdiyi geçmiş zamanlara bağlayan bir simgedir.
Ocak başlarına hem atalar ruhu barınır. Hem şimdi barınır.
Hem de o atalar ruhunun şimdiki olan insanların katkısıyla
gelecek nesillerin ruhları şekillenir. Gelecek ocak başında
şekillenir. Bir demirci örsünde demircinin demiri dövmesi
gibi. işte Azerbaycan Yazarlar Birliği bir ocaktır. Bu
ocakta Anar Bey gibi bilge bir insanın refakatinde gelecek
nesillerin ruhları şekillenir. Bence gerçek kalkınma ocaktan
başlayan bir kalkınmadır. Gerçek kalkınma, bankaların
parayla dolu olması değildir. Gerçek kalkınma bir adamın çok
yükseğe çıkması değildir. Gerçek kalkınma, ocaktaki geçmişle
şimdinin ruhu bütünleştirerek geleceğe yönelmesidir. Böyle
bilge insanların bu işi kararlılıkla gönül birliğine
yönelmiş olmaları doğrusu beni çok mutlu etti. Umuyorum ki
bu ocak Türk dünyasında birliğin bir sembolü olur. Ve bu
ocakta sadece Azerbaycan’ın sadece Türkiye’nin değil bütün
Türk dünyasının bütün insanlığın geleceği şekillendirilir.
Öyle çalışmalar yapılır çünkü şairler düş kuran insanlardır.
Düş görmek aslında psikanalistler derler ki eğer düş
görmüyorsanız duygusal hayatınız sakatlanmış demektir,
kendinizi çek etmelisiniz. Eğer düş görmüyorsanız kendinizi
çek etmelisiniz diyor sağlık bakımından. Demek ki düş
kurmayan yani şairleri olmayan toplumlar sakat toplumlardır.
Çabucak cinayet topluluğuna dönüşebilecek insanlardır. O
zaman böylesine düş gören, memleketlerinin topraklarının
düşünü gören, insanlığın düşünü gören bu seçkin topluluğu
saygıyla selamlıyorum. Ve bizim geleceğimizin Anar Bey
bilgeliğinde ve siz değerli düş avcılarının ve
şekillendiricilerinin, ustalarının nezaretinde biçimlenmesi
beni çok mutlu edecektir. Bu kutsal ocakta bulunan şair ve
yazarlarımızı saygı ile selamlıyorum. Umuyorum ki bu kutsal
ocakta Yazarlar Birliği’ne üye olarak kabul edilmişimdir.
MEDENİYET VE İNCE SANAT
ÜNİVERSİTESİ’NDE ELMAS YILDIRIM ŞÖLENİ
27 Eylül Perşembe, saat 17.00.
Milli İlimler Akademisi’nden sonra Azerbaycan Yazarlar
Birliği’ne yapmış olduğumuz ziyaretlerden oldukça memnun
ayrıldık. Ülkenin bilim ve kültür hayatına her bakımdan
katkı sağlayan bu kuruluşlardaki görüşmelerden olumlu
izlenimler edinmiştik. Devletin ülke genelinde yapılan
bilimsel faaliyetlere ciddi bir şekilde katkı sağladığını ve
ülkenin kültürel potansiyelini dünyaya tanıtmak için
yazarlarına bilim adamlarına büyük bir önem verdiğini
gözlemlemiştik. Bu güzel intibalarla Azerbaycan Yazarlar
Birliği’nden ayrılıp Medeniyet ve İncesanat Üniversitesi’nde
düzenlenen programa katıldık.
Toplantının yapılacağı salona
girdiğimizde doğrusunu ifade etmek gerekirse hiç de
beklemediğimiz bir tabloyla karşılaştık. Üniversitenin orta
büyüklükte yaklaşık 500 kişilik salonuna girdiğimizde
öğretim üyeleri ve öğrenciler bizleri alkışlarla
karşıladılar. Yerlerimize oturduktan sonra da program hemen
başlatıldı. Programın sunuculuğunu Doç. Dr. Meleyke
Memmedova yapıyordu. Programın açılışında başta Elazığ
Valisi Muammer Muşmal olmak üzere bütün heyetimiz tek tek
anons edilerek salonda bulunan davetlilere takdim edildi.
Programın açılış konuşmaları için önce Medeniyet ve
İncesanat Üniversitesi’nin rektör vekili Prof. Dr. Rafık
Sadıkov daha sonra da Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman
Selmanoğlu kürsüye davet edildi.
Doç. Dr. Meleyke
Memmedova: “Büyük Türk
dünyamızın İstiklâl şairi Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı
münasebetiyle hazırladığımız bedii geceye hoş geldiniz.
Sevgili dostlar biliyorsunuz
ki bu yıl istiklâl şairimiz Elmas Yıldırım’ın 100 yıllık
yübileyidir. Ve bu yübiley önce onun eski Sovyet döneminde
şiddetli baskılar sonrasında gittiği Türkiye’nin Elazığ
şeherinde çok büyük törenlerle gerçekleştirilmişti. Biz
bugün Azerbaycan’da onun için yapılan törenlerin heyecanın
yaşıyoruz. Ve ne güzel ki Türkiye’de Elazığ şehrinden bu
toplantılarda bizimle birlikte olmak için çok değerli bir
heyet teşrif buyurmuştur. Ne mutlu bize ki bu değerli heyet
bugün Azerbaycan Medeniyet ve İnce Sanat Üniversitesi’nde
düzenlediğimiz toplantıya katılarak aramızda oldular.
Üniversitemiz adına,
üniversitemizin talebe heyeti adına bu seçkin
misafirlerimizi selamlayalım onlara hoş geldiniz diyelim ve
konuklarımızı sizlere takdim edip tanıştırmak istiyorum.
Elazığ vilayetimizin Valisi Muammer Muşmal, Bey’e çok
teşekkürler etmek istiyorum. Vali Bey’in hanımı Canan Muşmal
da buradadır. Elazığ Belediye Başkanı M.Süleyman Selmanoğlu,
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Hamdi Muz, Elmas
Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas öz vatanınıza hoş geldiniz. Elazığ
Milli Eğitim Müdürü Nihat Büyükbaş, Elazığ Kültür ve Turizm
Müdürü Tahsin Öztürk, Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Ramazan Korkmaz Elazığlı yazar Bedrettin Keleştimur ve
Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılını kutlamalarının
koordinatörü Muhammet Şener Bulut her birinizi ayrıca
selamlıyoruz, sizleri Azerbaycan’da vatanımızda görmekten
çok mutluyum. Hepinize yeniden bir defa daha hoş geldiniz
diyorum.”
Medeniyet ve İncesanat
Üniversitesi rektör vekili Prof. Dr. Rafık Sadıkov’un, kısa
ancak her kelimesi özenle seçilmiş konuşmasını dinledik.
“Elmas Yıldırım Azerbaycan’ın şairidir”, “Elmas Yıldırım
Türkiye’nin şairidir”, “Elmas Yıldırım bütün Türk dünyasının
şairidir.” ifadeleri salondan büyük bir alkış almıştı.
Prof. Dr. Rafık
Sadıkov: Azerbaycan İnce Sanat
Üniversitesi’nin bu sanat ocağına eğitim yapan hocalarımızın
rehberliğinde öğrencilerimiz ile birlikte Azerbaycan’ın
büyük şairi Elmas Yıldırım’ın 100 yıllık yübileyi tedbirinde
görev aldığımız için çok mutluyum. Elmas Yıldırım’ın
hayatının büyük bölümünü geçirdiği Elazığ’dan gelen
konuklarımıza hoş geldiniz demek istiyorum. Çünkü Türkiye de
o büyük vatan hasretiyle, Azerbaycan hasretiyle yaşarken
kendisini hep öz vatanında hissetmiştir. Bu münasebetle ben
Türkiye’den gelen konuklarımıza hoş geldiniz demek
istiyorum. Sizlere teşekkürlerimi bildiriyorum. Şu anda
ifade etmek istiyorum toplantıya katılanlar diyorlar ki
Elmas Yıldırım Muhacir hayatı yaşıyor. Gurbete yaşamış;
hayır, bu doğru değildir. Elmas Yıldırım Türkiye’de öz
vatanında yaşadı. Hiçbir vakit gurbette olmadı. O, sanatının
en güzel numunelerini Türkiye’de yazmıştı; Elmas Yıldırım’ın
özünün en güzel eserlerini, en güzel kitabını Türkiye’de
yayınladı. Türkiye onu her zaman bağrına bastı. Türkiye onun
ana vatanı oldu. Ben şu anda ulu önderimizin meşhur sözünü
sizlere yeniden hatırlatmak istiyorum; “İki devlet bir
millet.” Elmas Yıldırım Azerbaycan’ın şairidir. Türkiye’nin
şairidir. Bütün Türk dünyasının şairidir. Geçen
asırda, 1930’lu yıllarda bizim ışıklı geleceğimiz uğrunda
düşünen ve uğraşan sanatkârlarımızı karabulutlar örttü.
Onlara karşı Azerbaycan’da takipler başladı ve biz; Hüseyin
Cavitlerin, Mikail Müşviklerin faciasını yaşadık; ama Elmas
Yıldırım 1933 yıllında Türkiye’ye gitti ve Türkiye’de
ömrünün sonuna kadar yaşadı. Türkiye onun ana vatan oldu.
Türkiye ona can verdi, ona ve onun öz düşüncelerine büyük
bir önem verdi.
Elazığ Belediye
Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu
alkışlarla çıktığı kürsüden oldukça duygusal bir konuşma
yaptı. Elmas Yıldırım’ın Elazığ’a güzel hizmetlerde
bulunduğunu ifade eden Başkan; “Elmas Yıldırım’ın hatıraları
bizleri buralara ve bir araya getirdi. Sizlere Elazığ
halkının selamlarını ve muhabbet duygularını getirdik. Bu
yıl Nisan ayında Elazığ Belediye Meclisi’nin almış olduğu
bir karar doğrultusunda büyük bir tören düzenledik ve Elmas
Yıldırım’ın ismini Elazığ’da bir sokağa verdik. Bu karar
aynı zamanda Elazığ halkının bir kararıdır. Elazığ Belediye
Başkanı olarak böyle bir karara imza atmış olmaktan büyük
bir onur duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bu değerli
şairimizi Türkiye ile Azerbaycan devletlerinin ortak bir
proje ile halkımızın gündemine taşımaları oldukça
anlamlıdır.”,
Konuşmalardan sonra Elmas
Yıldırım’ın Bakü’de yaşadığı zorluklar karşısında vermiş
olduğu büyük mücadele üniversitenin değerli sanatçıları
tarafından canlandırıldı. Elmas Yıldırım’ın vatan hasretiyle
yazmış olduğu şiirleri ve Azerbaycanlı sanatçıların yanık
sesleriyle okudukları mahnıları dinlerken duygulandık.
Programın sonlarına geldiğimizde ise salonu dolduran
Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte ayağa kalkarak hep
birlikte “Çırpınırdı Karadeniz” şarkısını okuduk.
BÜYÜKELÇİLİĞİMİZİN DAVETİNE
KATILDIK
27 Eylül Perşembe, saat 19.00.
Sabah saat 09.00’dan itibaren yaptığımız ziyaretler ve
katıldığımız programlar akşama doğru 18.30’da tamamlandı.
Saat 19.00’da Azerbaycan’daki Büyükelçiliğimizi ziyaret
ettik. Bu ziyaretimizde Azerbaycanlı dostlarımız da bizleri
yalnız bırakmadılar. Vagif Behmenli, Prof. Dr. Bekir
Nebiyev, Cengiz Alioğlu, Aslan Caferov, Marif Teymur da
büyükelçiliğimizin davetine katıldı. Azerbaycan büyükelçimiz
Hüseyin Avni Karslıoğlu oldukça deneyimli bir
diplomatımızdı. Elmas Yıldırım için düzenlenen toplantıların
kendilerini memnun ettiğini ve faaliyetlerin ülkenin basın
ve yayın kuruluşlarında geniş bir şekilde yer aldığını ifade
etti. Büyükelçi, Bakü’yü nasıl bulduğumuzu sordu. Türkiye
ile Kardeş Azerbaycan’ın ortak bir proje ile yürütmüş
oldukları Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı kutlamalarının
gelecekte yapılacak faaliyetlere de örnek olacağını söyledi.
Büyükelçi Eşleri Gamze Hanımefendi ile birlikte heyetimize
bir akşam yemeği verdi. Yemekte büyükelçi, bizlere
Azerbaycan’ı anlattı. Elazığ Valisi Muammer Muşmal
Azerbaycan gezisinin değerlendirmesini yaptı. Türkiye’nin
Azerbaycan Büyükelçiliği’nde, bir edebî sofra etrafında
tarihi, bir daha yâd etme imkânı bulduk. Azerbaycan
Büyükelçiliğimizde gerçekleşen bu ziyaretin sonunda
Elazığ’dan getirdiğimiz hediyeleri büyükelçimiz Hüseyin Avni
Karslıoğlu’na verdik.
Azerbaycanlı aydınların
Türkiye’nin inkişafında, kalkınmasındaki rollerini inkâr
edemeyiz. Bu kültür alışverişi maalesef geçmişte kesintiye
uğradı. Özellikle eski rejim tarafından gelişmemesi için
büyük gayret sarf edildi. Fakat bu kardeşliğimizi,
dostluğumuzu, güzelliğimizi buranın deyimiyle tekrar berfa
ediyoruz. Tekrar geliştiriyoruz ve bundan büyük mutluluk
duyuyoruz. Bu tür etkinlikler, bu dostluğun gelişmesine hem
kültürel boyutta; ekonomik boyutta, siyasi boyutta gelişiyor
ama kültürel boyutta biraz ağır kalıyordu, aksak kalıyordu.
Bunu da inşallah gidermeye çalışıyoruz. Bu vesileyle
buradaki ziyaretiniz bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir.
Büyükelçiliğimizde hem tanışmak, büyükelçiliğimizi görmeniz
ve iftar soframızı paylaşarak ramazanın rahmetini ve
bereketini paylaşarak İnşallah bu boyutuyla da manevi olarak
zenginleşeceğiz.
Muammer Muşmal
Misafirperverliğinizden dolayı
çok teşekkür ediyoruz.
Sayın Büyükelçim, Azerbaycan
ziyareti münasebetiyle zatı âlinizi de ziyaret etmekten
büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Misafirperverliğinizden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Bu
ziyaretimizin anısına Kütahya’da tamamen el işçiliği ile
yapılmış olan bu hediyemizi kabul ederseniz mutlu olacağız.
Bedrettin Keleştimur
Bu eseri sizlere takdim
etmekten onur duymaktayım.
Sayın Büyükelçim, Elazığ’da
faaliyet gösteren Manas Yayıncılık olarak Elmas Yıldırım’ın
100. Doğum yılı münasebetiyle Hazar’dan Hazar’a Elmas
Yıldırım adlı bu önemli eseri yayınladık. Eser Fırat
Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Öğretim Üyesi Yrd. Doç Dr.
Enver Aras tarafında oldukça geniş bir alanda araştırma
yapılarak yayına hazırlandı. Bu eseri sizlere takdim
etmekten onur duymaktayım.
MEDENİYET VE TURİZM
NAZIRLIĞI’NDAYIZ
28 Eylül Cuma, saat 11.00.
Konakladığımız otelin penceresinden etrafı seyrederken,
gökyüzünde tek bir bulut dahi görememiştik. Sonbahar
mevsiminde olmamıza rağmen Bakü’de hava sıcaklığı mevsim
ortalamalarının birkaç derece üzerinde seyrediyordu. Otelin
lobisine indiğimizde Cengiz Alioğlu ve Vagif Behmenli ile
karşılaştık. “Sabahınız hayır olsun”, diyerek bizleri
selamladılar sonra da büyük bir sevinçle Kültür ve Turizm
Bakanımız Ertuğrul Günay’ın Bakü’ye geldiğini haber
verdiler. Kahvaltıdan sonra Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’nı ziyaret edeceğiz. Ben gün boyu katılacağımız
programlar öncesinde hazırlıklarımızı gözden geçirmek için
odama çıkarken; Sayın Valimiz, Azer Ağabey ile birlikte AZ
TV’nin haber programına katılmak için otelden
ayrılıyorlardı.
Bugün
Azerbaycan’da ki son günümüz. Akşam katılacağımız final
gecesinin ardından sabaha karşı Türkiye’ye döneceğiz.
Saatlerimiz 11.00’e yaklaştığında Medeniyet Nazırlığı’na
gitmek için otelden ayrıldık. Hazar Denizi’ne paralel olarak
uzayıp giden sahil yolundan ilerleyip Azatlık Meydanı’na
ulaştığımızda görkemli mimarisiyle bu tarihi meydanı
süsleyen Azerbaycan Hükümet Konağı’nda araçlarımız
yavaşladı. Protokol kapısından geçip Bakan Bey’in makam
odasına girdiğimizde çok güzel bir sürpriz ile karşılaştık.
Azerbaycan Medeniyet Nazırı ile görüşeceğimizi beklerken iki
değerli bakanımız Ebülfes Garayev ve Ertuğrul Günay
gülümseyen yüzleriyle bizleri karşıladılar. Hepimizi
heyecanlandıran bu görüşmeye Büyükelçimiz Hüseyin Avni
Karslıoğlu ile Medeniyet Nazırlığının değerli bakan
yardımcıları Sevda
Yusif Gızı Memmedeliyeva,Edalet Veliyev
de katılmışlardı.
Toplantı masasındaki
yerlerimizi aldık. Azerbaycan
Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes Garayev ardından Kültür
Bakanımız Ertuğrul Günay sonra Elazığ Valisi Muammer Muşmal
ve Elmas Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas sırası ile konuştular.
Bir ara fırsatını bulup Elazığ’da gerçekleştirdiğimiz
faaliyetin fotoğraflarıyla düzenlediğimiz albümü
bakanlarımıza takdim ettik. Her iki bakanımız da
fotoğrafları dikkatlice incelediler. Elazığ’dan getirdiğimiz
hediyeleri Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes
Garayev’e sunduk. Bakanımızın dikkati Manas Yayıncılık’ın
“Hazar’dan Hazar’a Elmas Yıldırım”, adlı eserine yöneldi.
Yrd. Doç. Dr. Enver Aras’ın büyük bir özveriyle yazmış
olduğu bu kıymetli eseri Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı
münasebetiyle yayınladığımızı izah etmeye çalışırken oldukça
heyecanlıydık.
Ebülfes Garayev
Bizim numayede heyetine
Elazığ’da büyük bir konukseverlik yaptınız.
Değerli ve Hürmetli Bakanım,
hoş geldiniz ilk dış seferinizi Azerbaycan’a yapmanız
bizleri çok mutlu etmiştir. Sayın Büyükelçi sizler de hoş
geldiniz.
Burada benimle birlikte bakan
yardımcılarım bulunmaktadır. Sevda Hanım bakan
yardımcısıdır. Edalet Veliyev bakan yardımcısıdır. Ve yine
turizmden sorumlu Teymur Bey bakan yardımcısıdır.
Bakanlığımızın hizmet sahası içerisinde her bölümün bakan
yardımcısı vardır. Ertuğrul Bey ben ilk önce size muteber
önemli göreve tayin olmanız münasebetiyle tebrik etmek
istiyorum. Ve demek istiyorum ki bir taraftan mesuliyetli ve
şerefli bir iştir. Ancak siz artık rahat bir hayat
yaşayamazsınız.
Biz inşallah sizlerle bir
önemli toplantıda inşallah beraber olacağız. Size
minnettarım ki sizin ilk yurt dışı ziyaretiniz kardeş
Azerbaycan’a oluyor. Ve bugün Bakü de geçirilen büyük
şairimiz Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı münasebetiyle
düzenlediğimiz bu faaliyete siz de davetlimiz olarak
katılıyorsunuz. Davetimize iştirak etmekle bizlere şeref
verdiniz, en güzel duygularla sizleri selamlıyorum.
Ben biliyorum ki bu odada ve
Azerbaycan’ın hiç bir bakanın odasında, şimdi burada iki
bakan dursun ve bir ülkenin heyetini karşılasın. Biraz önce
iki kardeş devletin bakanları olarak bir heyeti karşıladık.
Tabii yaşadığımız bu samimi tablo Azerbaycan ile Türkiye
arasında mevcut olan dostluk ve kardeşlik münasebetlerinin
bir remzidir. Ben fırsattan istifade ederek Sayın Bakan’a
teşekkürümü bildirmek istiyorum ki bizim düzenlediğimiz
toplantıya katıldılar. Azerbaycan’da doğmuş ve Türkiye’de
yaşamış büyük Türk şairi Elmas Yıldırım’ın.100. doğum yılı
kutlamalarına çok muteber bir heyetle katıldınız.
Sayın Vali, Sayın Belediye
Başkanı sizler de hoş geldiniz. Ben biliyorum ki bizim
numayede heyetine sizler Elazığ’da büyük bir konukseverlik
yaptınız. Elmas Yıldırım’ın hatırası ne kadar aziz tutulur
sizin vilayetinizde. Ve ben eminim ki Azerbaycan tarafından
da sizlere karşı balaca da olsa yalnız yürekten gelen bir
konukseverlikle kabul göreceksiniz, çünkü bizim yüreğimizde
Türkiye halkına ve Türkiye’nin medeniyetine tarihine çok
büyük bir hürmetimiz vardır. Biz iki devlet olmakla birlikte
biz bir halkız. Elmas Yıldırım vaktiyle Elazığ’da muteber
bir vazifede görev yaptı. Bu
vazifede iken Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e bir
mektup yazdı. O mektubunda demişti ki. Sayın Cumhurbaşkanım.
Ben gözümü dünyaya Azerbaycan’ın Gala kentinde açtım,
Azerbaycan’da Hazar Denizi vardı. Burada Gölcük olarak
söylenen bir göl var. Cumhurbaşkanı onun bu arzusunu yerine
getirdi. Şimdi sizler Küçük Hazar’ın kıyısından Büyük
Hazar’ın sahillerine geldiniz.
Ben arzu ediyorum ki o küçük
Hazar’ın kıyısında her yıl geçirilen Hazar Şiir Akşamları’na
Azerbaycan’dan bir nümayede heyetinin katılması
şairlerinizin ve yazarlarımızın oradaki toplantılara yüksek
seviyede katılmaları bizleri ziyadesiyle memnun edecektir.
Sizin Azerbaycan’a gelişiniz
bizleri çok memnun etmiştir. Ve bir kere daha ifade etmek
istiyorum ki Elmas Yıldırım’ın aziz hatırası bizleri bir
araya getirmiştir. Bu münasebetle sizlere tekrar hoş
geldiniz diyorum ve teşekkürlerimi bildiriyorum.
Ertuğrul Günay
İlk yurt dışı seyahatimi kardeş
Azerbaycan’a yapmaktan iftihar ediyorum.
Çok teşekkür ederim Sayın
Bakan. Sizin de ifade ettiğiniz gibi bakan olduktan sonra
ilk yurt dışı seyahatimi dost ve kardeş Azerbaycan’a
yapmaktan iftihar ediyorum. Azerbaycan bizim için gerçekten
komşu ülke olmanın ötesinde derin anlamlar taşıyor. Biz
birbirimize derin tarih dil bağlarıyla bağlıyız, din
bağlarıyla bağlıyız. Gerçekten komşu olmanın, yakın olmanın,
aynı coğrafyayı paylaşmanın ötesinde aynı kaderi paylaşan
iki kardeş ülkeyiz. O yüzden burada bulunmak benim için özel
vazifeydi. Bunu yerine getiriyor olmak gerçekten benim için
özel sevinçtir. Sizin de bu sıcak karşılamanız ve bu güzel
sözleriniz için, ev sahipliğiniz için, konuk severliğiniz
için çok teşekkür ederim. Bugün büyük Hazar’ın kıyısında ve
Küçük Hazar’ın kıyısında yaşamış ve vefat etmiş olan ortak
şairimiz, ortak sesimiz Elmas Yıldırım’ın 100. Doğum yılı
vesilesiyle yapılan bu görkemli tören için Bakû’de
bulunuyorum. Bu akşam beraberce toplantıya katılacağız.
Aramızda elbette ki tarih bağları var. Son yıllarda ekonomik
bağlar gelişiyor. Azerbaycan’daki gelişmeleri duymakla,
görmekle, yaşamakla, hepimiz çok sevinç duyuyoruz.
Azerbaycan’ın Ekonomisi gelişiyor, siyaseti gelişiyor,
yıldız ülke haline geliyor. Zengin kaynakları var. Ama ben
bütün gelişme münasebetler içerisinde kültür gelişmesini çok
önemsiyorum. Çünkü kültür bağı kopmaz bağdır. Geleceğe çok
sağlam dostluk ve kardeşlik duygularıyla yürürler. Sizinle
elbette bu alanda çok yakın çalışmalar yapacağız. Bu gün
inşallah çok hayırlı başlangıç yapmış olacağız. Ben, sizi ve
değerli çalışma arkadaşlarımız başta olmak üzere, bütün
mesai arkadaşlarımızı saygı ile selamlıyorum. Burada bulunan
basın mensuplarının aracılığı ile kardeş Azerbaycan halkını
en içten duygularımla selamlıyorum.
Türkiye ile Türk dünyası
arasında kurulması gereken kültür köprülerinin en
güzellerini bir kaç yıldan bu yana Elazığ vilayetimizde;
Valimiz, Belediye Başkanımız, Elazığ’ın fikir hayatının önde
gelenleri Hazar Şiir Akşamları ile kurmaya çalışıyorlar.
Hazar Şiir Akşamları ile ilgili hazırlanan kitaplardaki
yazıları okudum, bu toplantılar hakkında yazılanları da
okudum, bir yazı yok ki içinde Azerbaycan sözü geçmesin. Bir
yazı yok ki bizim kardeşliğimiz geçmesin. Bir yazı yok ki
bizim evet iki devlet olmuş bir millet olduğumuz fikriyatı
bu yazının derinliğinde kendisini ifade etmemiş olsun.
Gerçekten biz bu şuurda olan insanlarız. Burada bir halk
var, burada bir devlet var. Bu bizim kardeşimizdir. Bu bizim
tarihi bağlarıyla bağlı olduğumuz, derin kültür bağlarıyla
bağlı olduğumuz kader ortağımızdır. Biz bu kaderin iyiye
gitmesi için, bu kaderin dünyanın yüzüne başı dik baka
bilmesi için. Bu kaderin dünyanın önünde iftihar edilecek
bir seviyeye mertebeye ulaşması için her alanda çalışmaya
hazırız. Biz bir vilayetimizden kalkmış gelmiş olan
yöneticiler idareciler, fikir adamları ve ben Türkiye’nin
Kültür ve Turizm Bakanı olarak bunu söylemeye geldik. Bu
dostluğu bu kardeşliği söylemeye geldik.
Bu akşam inşallah çok güzel
bir törenle bunları bütün Bakû halkına, bütün Azerbaycan
halkına beraberce ifade etmeye çalışacağız.
Bu güzel toplantı vesilesiyle
burada bulunmaktan gerçekten çok özel bir heyecan duyduğumu
bir kez daha ifade etmek istiyorum. Sizlerin huzurunda
arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.
Muammer Muşmal
Bizlere gösterilen
misafirperverliğinizden çok etkilendik,,
Sayın Bakanlarım, değerli
heyet, kıymetli basın mensupları hepinizi saygı ile
selamlıyorum. 1907 yılında Bakû’de Gala Köyü’nde dünyaya
gelen Türk dünyasının büyük şairi Elmas Yıldırım’ı
Türkiye’de ki kardeşleri büyük bir sevgiyle bağırlarına
basmışlardır. Elmas
Yıldırım, çok kısa süren ömründe yüreğindeki vatan sevgisini
yazdığı o muhteşem şiirleriyle çok güzel ifade etmiştir.
Elmas Yıldırım, Elazığ’da
öğretmenlik ve nahiye müdürlüğü gibi görevlerle bütün
ilçelerimizde görev yapmış ve bizlere çok güzel hatıralar
bırakmıştır. 1952 yılında henüz 45 yaşında iken komşu
vilayetimiz Malatya’nın Kale nahiyesinde görevde iken vefat
etmiştir. O tarihlerde küçük bir Nahiye olan Kale bugün
Elazığ’ın hemen sınırında bulunan şirin bir ilçe
konumundadır.
Ben inanıyorum ki Elmas
Yıldırım mezarında rahat uyumaktadır. Çünkü bugün onun arzu
ettiği, hedeflediği bağımsız Türk devletleri Azerbaycan
başta olmak üzere dünyanın önemli devletleri arasına
gelmişlerdir. İnşallah bütün kardeş devletlerimiz
birbirilerine biraz daha sarılarak, her alanda işbirliğini
geliştirerek medeni dünyadaki saygınlıklarını
koruyacaklardır. Bu ziyaret vesilesiyle Elazığ halkının
sevgilerini ve saygılarını Azerbaycanlı kardeşlerimize
sunmak istiyorum.
Sayın Bakanlarım, sizlerin de
bildiğiniz gibi 11-13 Nisan tarihlerinde Elazığ’da Elmas
Yıldırım için büyük bir toplantı gerçekleştirmiştik. O güzel
faaliyetin ardından büyük şairlerimiz için düzenlenen
toplantılara katılmak için Bakü de bulunuyoruz. Açık bir
yüreklilikle ifade etmek istiyorum ki Havaalanına indiğimiz
anda itibaren bizlere gösterilen misafirperverliğinizden çok
etkilendik bu nedenle sizlere çok teşekkür ediyorum.
Azer Elmas
Nisan ayında Elazığ’da çok
anlamlı bir program gerçekleştirilmişti.
Ben huzurlarınızda çok
kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın İlham Aliyev’e
teşekkürlerimi ifade ederek şu anda hissettiğim duygularımı
sizlerle paylaşmak istiyorum. Sevgili babam Elmas Yıldırım
için düzenlenen bu törenler münasebetiyle Elazığlı vefakâr
hemşerilerime ve Azerbaycanlı kardeşlerime şükranlarımı
ifade etmek istiyorum. Sayın Bakanlarım, sizler her iki
devletimizin Kültür ve Turizm Bakanları olarak bu
toplantıların gerçekleşmesinde büyük imkânlar sağladınız.
Sayın Valimize, Sayın Belediye Başkanımıza ve Azerbaycan’da
bu toplantılar için gayret gösteren bütün yöneticilere
minnettarlığımı sunuyorum.
Türkiye ve Azerbaycan
devletlerimizin ortak olarak yürüttükleri bu toplantılar
Türkiye’de yaşayan insanlarımız ile Azerbaycanlı
kardeşlerimiz arasında bir kültür köprüsü oluşmuştur. Bu
güzel tablo beni oldukça mutlu etmiştir. Bu sebeple de çok
büyük bir sevinç duyduğumu sizlere ifade etmek istiyorum.
CUMHURBAŞKANI İLHAM ALİYEV’İN KABULÜ
28 Eylül
Cuma, saat 12.00. Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı’na yapmış olduğumuz ziyaretten sonra Kültür ve
Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’ın başkanlığında Elazığ
Valisi Muammer Muşmal, Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman
Selmanoğlu ve Elmas Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas’tan oluşan
bir heyet Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından
kabul edildi. Onlar Cumhurbaşkanlığına giderken bizlerde
zamanı değerlendirmek için Teyran Bey’in refakatinde Bakü’de
ki tarihi Kız Kalesi’ne gitmek için bakanlıktan ayrıldık.
Bu
ziyaretin nasıl geçtiğini, görüşmede nelerin konuşulduğunu
Türkiye’ye döndükten sonra Azer Elmas’tan dinlemiştim. Azer
Ağabey Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in heyeti kabulünü şöyle
anlatmıştı: “Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırlığı’nı
ziyaret edip Bakan Bey’in odasından ayrıldıktan sonra bir
Azerbaycan televizyon kanalı program hakkındaki
izlenimlerimi almak için benimle bir röportaj yapmak
istemişti. Bakanlığın giriş salonunda muhabirin sorduğu
soruları cevaplamaya çalışırken, amcamın oğlu Hacıağa
Almaszade telaşla yanımıza geldi ve Hürmetli
Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev tarafından kabul edileceğimizi
söyledi. Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay, Elazığ
Valisi Muammer Muşmal ve Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman
Selmanoğlu ile birlikte Cumhurbaşkanlığı’na ben de davet
edilmiştim. Bu haber beni çok heyecanlandırmıştı, aceleyle
bir araca binip Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı’na doğru hareket
ettik. Hacıağa geciktiğimizi söylüyordu ve şoförü daha hızlı
gitmesi için uyarıyordu. Neyse ki Cumhurbaşkanlığı’na
zamanında ulaştık. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev
bizleri büyük bir salonda kabul etti. Azerbaycan Medeniyet
ve Turizm Nazırı Ebülfes Garayev, Bakanımızla birlikte
bizleri hürmeti Cumhurbaşkanımıza takdim ettikten sonra
Kültür ve Turizm bakanımız Ertuğrul Günay söz aldı. Ve
hayatının büyük bir bölümünü Elazığ’da geçiren Elmas
Yıldırım’ın Türkiye’de de, Azerbaycan’da da aynı hislerle,
aynı duygularla anıldığını ifade etti. Vali Bey İle Belediye
Başkanımız tarafından Elazığ hakkında Sayın Cumhurbaşkanına
bilgi verildi. Ben de Babam Elmas Yıldırım’ın devrin
Cumhurbaşkanı Atatürk’e bir mektup yazarak Elazığ’da adı
Gölcük olan gölün Hazar olarak değiştirilmesini istediğini,
babamın bu talebini Atatürk’ün uygun bulunarak onayladığını
yine babamın Nahiye müdürü olarak görev yaptığı Han Köyü’nün
adının da Hankendi olarak değiştirildiğini anlattım.
Hürmetli Cumhurbaşkanımız memnuniyetini son derece nazik
cümlelerle ifade ederek Azerbaycan ve Türkiye halklarının
kadim bir tarihinin olduğunu medeniyet ilişkilerin daha da
güçlendirilmesinin oldukça önemli olduğunu söyledi.”.
BÜYÜK HAZAR’A KAVUŞTUĞUMUZ
ANLAR
Tarih: 28 Eylül Cuma, saat
13.00. Cumhurbaşkanlığını ziyaret eden yöneticilerimizle
Azatlık Meydanında bir araya geldik ve Hazar Denizi’nin
kıyısına doğru yürüdük. Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırı Ebülfes Garayev, Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul
Günay, Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Azerbaycan Büyükelçimiz
Hüseyin Avni Karslıoğlu, Elazığ Belediye Başkanı M.
Süleyman Selmanoğlu ile birlikteydik. Vatan ve hasret şairi
Elmas Yıldırım’ın yürek sesi ve gözyaşı ile 1930’lu yıllarda
mayaladığı Küçük Hazar’dan getirdiğimiz suyu Büyük Hazar’a
döktük. Bu suyun her iki ülkenin birliğinin ve kardeşliğinin
harcı olması için ellerimizi gökyüzüne kaldırdık.
Küçük Hazar’ın Büyük Hazar’a
kavuştuğu o duygulu anlarda değerli yöneticilerimizin
açıklamalarını kayıt altına almaya çalıştık.
Medeniyet ve Turizm
Nazırı Ebülfes Garayev: Bana öyle
geliyor ki iki halkın arasında var olan muhabbetin bir remzi
olarak bu suyu Hazar Denizi’ne döktük. Su şeffaflık
demektir. Göllerin, denizlerin arasında suyun mübadelesi
aynı zamanda insanların düşüncelerinin ve duygularının
mübadelesi demektir. Ben arzu ediyorum ki Azerbaycan ile
Türkiye arasında mevcut olan kardeşlik dostluk ve birlik
münasebetleri daima yaşasın ve burada takdim ettiğimiz su
bunun bir remzi olsun.
Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay: Muhterem
meslektaşımın söylediklerine aynen katılıyorum. Su bütün
yeryüzünde medeniyetin temsilcisidir. Saflığın, temizliğin,
arınmanın temsilcisidir. Biz, duygularımızı burada tertemiz
hale getirerek bir kardeşliğin, dostluğun temellerini yeni
baştan güçlendirerek geliştiriyoruz.
Elazığ Valisi Muammer
Muşmal: Azerbaycan’da unutulmaz
duygular yaşıyoruz. Azerbaycan ile Türkiye arasındaki
dostluk ve kardeşlik köprüleri inşallah dünya var oldukça
devam edecek, bu güzel tabloyu Sayın Bakanlarımız ile
birlikte yaşadık onlara da teşekkürlerimi ifade etmek
istiyorum.
Elazığ Belediye
Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu: Su
azizdir, murattır, nimettir. İki kardeş arasında kurduğumuz
bu kültür köprüsü bizleri mutlu etmiştir. Bu arada değerli
bakanlarımıza Elazığlı hemşerilerimiz adına şükranlarımızı
sunuyorum.
Azer Elmas:
Küçük Hazar’dan Büyük Hazar’a söz vermiştik su getireceğiz
diye… Bu suyu gönlümüzdeki sevgiyle getirdik. İki
devletimizin kardeşlik köprülerini güçlendiren bu anı güzel
bir hatıra olarak gönlümüzde saklayacağız.
KERVANSARAY’DA AÇILAN GÖNÜL
SOFRASI
28 Eylül Cuma, saat 14.00.
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes Garayev’in
verdiği yemeğe katıldık. Azerbaycan Medeniyet ve Turizm
Nazırı Ebülfes Garayev, Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul
Günay, Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Elazığ Belediye Başkanı
M. Süleyman Selmanoğlu, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Hamdi Muz ve uzunca süren bir öğlen yemeğinin diğer
konukları. İlerleyen dakikalarda Azerbaycanlı sanatçıların
sunmuş oldukları konseri izliyoruz. Yemek boyunca bütün
masalarda koyu sohbetler yapılıyor. Bu fırsattan istifade
ederek Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay ile kısa
bir röportaj yapma imkânı buluyoruz.
Kültür Ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günay: Bakan
olarak ilk yurt dışı seyahatimi Azerbaycan’a yapmaktan
dolayı kendimi bahtiyar sayıyorum. Bakû’ye gelişime
Elazığ’ın başlattığı bir güzel gelenek vesile oldu.
Elazığ’da on yıl aşkın bir süreden beri yapılmakta olan
Hazar Şiir Akşamları’nın 2005 yılındaki onur sanatçısı Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı vesilesiyle bugün kardeş ülkenin
kardeş başkenti Bakû’de güzel bir anma toplantısı yapılıyor.
Sevgili Elmas Yıldırım’ın oğlu ile birlikte, Elazığ
Valimizle birlikte, Belediye Başkanımızla, üniversite
hocalarımızla, Elazığ’ın fikir hayatının önde gelenleriyle
birlikte bugün Bakû’de bu akşam katılacağımız anma
toplantısına hazırlanıyoruz. Akşam görkemli bir toplantının
yapılacağını ümit ediyorum. Elazığlı dostlarımızı bu tür
çalışmalara, bu tür fikir çalışmalara, bu tür edebi
çalışmalara önem verdikleri için yürekten kutluyorum.
Geleneklerimize sahip çıkmanın, sanatımıza, kültürümüze
sahip çıkmanın çok güzel örneklerini veriyorlar. Bu
vesileyle tekrar teşekkürlerimi ifade ediyorum.”
ELMAS YILDIRIM’IN MUHTEŞEM
GECESİ
28 Eylül Cuma, saat 19.00. Gün
boyu yaşadığımız yoğun programların ardından nihayet Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı münasebetiyle düzenlenen
etkinliklerin final gecesine katılacaktık. Bizlere yaklaşık
üç saat boyunca Bakü’yü gezdiren Prof. Dr. Nazif
Gahramanlı’ya teşekkür edip ayrıldıktan sonra faaliyetin
yapılacağı tarihi Devlet Opera salonuna gittik. Uluslararası
faaliyetlerin yapıldığı bu görkemli kültür merkezi tarihi
günlerinden birini daha yaşıyordu. Salonda boş yer
kalmamıştı. Hepimiz heyecanlıydık. Birkaç dakika sonra
başlayacak olan bu programın öncesinde Kameraman arkadaşımız
Mustafa ile birlikte koca salonda tanıdığımız herkesin
görüşlerini almak için büyük bir telaşla koşturmaya
çalıştık.
Başbakan Yardımcısı Elçin
Efendiyev, Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay,
Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes Garayev, Tahsil Nazırı
Misir Merdanov, Elazığ Valisi Muammer Muşmal, Azerbaycan
Büyükelçimiz Hüseyin Avni Karslıoğlu, Belediye Başkanımız M.
Süleyman Selmanoğlu, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Hamdi Muz, Milli İlimler Akademisi Başkanı Prof. Dr.
Mahmud Kerimov, Yazarlar Birliği Başkanı Anar, devlet
yetkilileri, milletvekilleri, şairler, yazarlar, bilim
adamları, basın mensupları ile vefakâr Azerbaycan halkı
geceye katılmışlardı. Protokolün salona gelmesiyle
heyecanımız bir kat daha yükseldi.
Elmas Yıldırım için düzenlenen
bu muhteşem program, açılış konuşmalarıyla başladı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Medeniyet ve Turizm Bakanı Ebülfes
Garayev’in, başkanlık yaptığı toplantıda Kültür ve Turizm
Bakanımız Ertuğrul Günay, Elazığ Valisi Muammer Muşmal,
Azerbaycan Yazarlar Birliği Başkanı Anar, Milli İlimler
Akademisi Edebiyat Enstitüsü başkanı Prof. Dr. Bekir Nebiyev
ve Elmas Yıldırım’ın oğlu Azer Elmas birer konuşma yaptılar.
Elazığ Valisi Muammer Muşmal,
Elazığ Belediyesi tarafından düzenlenen Elmas Yıldırım
Sokağı’nın meclis kararını Azerbaycan Cumhuriyeti Medeniyet
ve Turizm Bakanı Ebülfes Garayev’e takdim etti.
Gecenin ilerleyen saatlerinde
Azerbaycanlı sanatçıların sergilemiş oldukları gösterileri
izledik. Tiyatro sanatçıları Elmas Yıldırım’ın Bakü’den
Elazığ’a uzanan hayatını sahneleyip şiirlerini okudular.
Azerbaycanlı sanatçılar Elmas Yıldırım’ın bestelenmiş
şiirlerini seslendirdiler. Sanatçılarımız Kenan Çimtay ile
Fatma Ünver; Güldeniz Ekmen Hoca’mızın bestelediği Elmas
Yıldırım’ın iki güzel şiirini seslendirdiler. Kenan
Çimtay’ın keman taksimini dinlerken Elmas Yıldırım’ın
şiirleri okundu. Program bu güzelliklerle devam edip
ilerlerken sahneye çıkan Azeri sanatçının davudi sesiyle
okuduğu Kara Destan şiirine yürek çarpıntılarımızla iştirak
ediyorduk.
Ebülfes Garayev
Hürmetli Hanımlar ve Cenaplar,
Hürmetli ve Aziz Konuklar,
Hürmetli Hanımlar ve Cenaplar; Bu
günlerde biz Elmas Yıldırım’ın aziz hatırası için toplanmış
bulunuyoruz. 20. asrın ilk yıllarında dünyaya göz açan,
azatlık ve vatan aşkıyla dolu hasret şiirleri yaratan, çetin
bir hayat yolu geçiren Elmas Yıldırım’ın talih yıldızı yüz
yıldan sonra yeniden parlıyor. Bu bir tesadüf değildir.
Siyasi fırtınaların amansız hükmüyle Azerbaycan’ın başkenti
Bakû’den başlayarak Dağıstan’a, Türkmenistan’da, İran’da ve
nihayet Türkiye’de yaşayan 45 yıllık kısa hayatının büyük
manası en kısa ayrıntısına kadar şairin edebi dünyasında
yansımıştır. Azatlık ve vatan namekârı genç yaşlarda söz
meydanına atılmış, öz vatanında azat düşüncenin inkişafına
hizmet gayesinden dolayı takip ve tazyiklere maruz
kalmıştır. Sarsılmaz bir akideye sahip olan Elmas Yıldırım
sinmemek, eğilmemek köle hayatına mahkûm edilmemek için
dünyada her şeyden daha çok sevdiği vatanından ayrı
düşmüştür. Elmas Yıldırım’ın Türkiye ve Azerbaycan arasında
altın söz köprüsü olarak adlandıranlar doğru bir ifade
kullanıyorlar. Türkiye toprağı Elmas Yıldırım’ı hangi
muhabbet ve hürmetle öz aguşuna almışsa o da bir şair ve
vatandaş hissiyatıyla sorumluluğunu yerine getirmiş değerli
hizmetler göstermiş ve güzel şiirler yazmıştır. Elmas
Yıldırım’ın şiir dünyası son derece zariftir, yanıklıdır.
Onun şiir dünyası insan kalbinin en hassas tellerini
dindirmekle beraber vakarlı ve eğilmezdir şahsiyetinin ve
yaratıcılığının bütünlüğü Elmas Yıldırım’ın adına da
yaratıcılığına da büyük değer kazandırmıştır. Hatırlamak
hoştur ki; bu yıl Nisan ayında Türkiye Cumhuriyeti’nin
Elazığ vilayetinde Elmas Yıldırım’ın 100. İllik yübileyi
büyük bir coşkuyla, şaire sonsuz bir muhabbetle devam etmiş.
Elazığ vilayetinin Valisi Sayın Muammer Muşmal, Belediye
Başkanı Sayın M. Süleyman Selmanoğlu, Fırat Üniversitesi
Rektörü Sayın Mehmet Hamdi Muz diğer kültür ve bilim
adamlarının katıldığı ilmi sempozyum, poezya akşamları
toplantılar hatıra görüşleri ortak değerlerimize dair
ihtiram remzine çevrilmiştir. Aynı günlerde Elazığ şehrinde
ve Hankendi nahiyesinde Elmas Yıldırım’ın adına küceler
(caddeler) açılmış bu güzel toplantılara Medeniyet ve Turizm
Nazırlığı ve Azerbaycan Yazıcılar Birliği’nin önemli
temsilcileri katılmıştır.
Ben şimdi iki kat sevinç hissi
yaşıyorum. 24 yaşında büyük baskılarla Azerbaycan’ı terk
eden Elmas Yıldırım, muhterem Cumhurbaşkanımız İlham
Aliyev’in kararıyla 100 yaşında yeniden vatanına dönmüştür.
Bir daha sevinç duyuyorum ki Elmas Yıldırım’ın vatanı iki
halktır; iki devlet şairi kucaklamıştır. Bu güzel unutulmaz
günde Türkiye Cumhuriyetinin Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay başta olmak üzere Türkiye’den gelmiş olan çok
hürmetli devlet, edebiyat ve medeniyet adamları da iştirak
ediyorlar.
Hakiki sanatkârlar, halka
vatana layıkıyla hizmet gösteren insanlar zamanın zorlu
sınavlarıyla yüzleşseler de evvel ahir hakka sahip olurlar.
Halkımız müstakilliğini kazandıktan sonra şair Elmas
Yıldırım Azerbaycan’da yeniden yaşamaya başladı. Ülkemizde
Elmas Yıldırım’ın şahsiyeti ve yaratıcılığı aziz tutuldu.
Onun adına bir küce var. Doğduğu kasabada abidesi ucaldıldı.
Hakkında sanatlı filmler, televizyon programları yapıldı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in serencamıyla Elmas
Yıldırım’ın seçilmiş eserleri 25000 tiraj ile neşredilerek
ülkemizin bütün kütüphanelerine, orta mekteplerine hediye
edilmiştir. Şairin adının yaşatılacağı müzenin açılması için
çalışmalar başlatılmıştır.
Dört gün nezdinde bütün
ülkemizde gerçekleştirilen bütün bu tedbirler muhterem
Cumhurbaşkanımızın medeni değerlere gösterdiği dikkat ve
kaygının parlak bir numunesidir. Yübiley tedbirleri
çerçevesinde ülkemizde Elmas Yıldırım için düzenlenen poezya
akşamları, ilmi toplantılar, edebi toplantılar düzenlenmiş,
sergiler açılmış şairin bütün yaratıcılığını ortaya koyan
eserlerden ve Prof. Dr. Bekir Nebiyev’in “Elmas Yıldırım’ın
Yaratıcılığı Yolu ve Boğulmayan Bir Ses” adlı kitaplar
özenle hazırlanarak neşredilmiştir. Hayatı sıkıntılarla
geçen bütün bu yaşadıklarına aldırmadan değerli hizmetlerde
bulunup yaratıcılığından el çekmeyen Elmas Yıldırım,
ebediyet yolcusudur. Şairin tuttuğu bu yol asıl vatandaşlık
ve şairlik remizlerinden biri olarak zaman zaman devam
edecektir.
Hürmetli Hanımlar ve Cenaplar; ben
sözlerimi burada tamamlayarak müsaadenizle sözü çok değerli
konuğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin Kültür ve Turizm Bakanı
aziz dostumuz Ertuğrul Günay’a veriyorum.
Ertuğrul Günay
Elazığ’ın Gölcük Gölü’nün
kıyısında kendisine yurt tutmaya vatan tutmaya çalıştı.
Çok Değerli Nazırlar, Hürmetli
Hanımefendiler ve Beyefendiler, Hürmetli Konuklar; Hepinizi
en kalbî duygularımla saygılarımla selâmlıyorum. Bugün
sabahtan bu yana her yerde, her görüşmede ifade ettiğim bir
sevincimi ve heyecanımı bu akşam sizlerle de paylaşmak
istiyorum. Ben, Türkiye Cumhuriyeti’nin son ve yeni
hükümetinin yeni Kültür Turizm Bakanı olarak ilk yurtdışı
resmi seyahatimi kardeş Azerbaycan’a yapmakla iftihar
ediyorum. Bu güzel akşamda sizlere Türkiye Cumhuriyeti
Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin yeni Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün
selamlarını getirmekle de ayrıca bahtiyarım.
Sayın Cumhurbaşkanımız, buraya
gelirken kendisine arz ettiğim bilgi üzerine, bana
kendisinin de ilk yurtdışı seyahatini Azerbaycan’a
yapacağını sizlere söylememi istedi. Bu sabah Azerbaycan
Devletinin Hürmetli Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e arz etiğim
bu bilgiyi sizlerle de paylaşıyorum. Değerli arkadaşlarım,
bu akşam çok güzel bir vesileyle bir aradayız. Azerbaycan’ın
yaşadığı, Türklüğün yaşadığı zor günlerde, güç günlerde
hürriyetimizi ve istiklalimizi aradığımız günlerde
Azerbaycan topraklarından yüreğindeki milli infiale,
yüreğindeki milli hissiyatın coşmasına sınır bulamayan bir
genç adam, bir genç şair, bir genç muallim, kardeş
topraklarda kendisine vatan aradı. Hazar Denizi’nin
kıyısından Gala Köyü’nden kalktı, Anadolu’nun yakın
coğrafyasında Elazığ’ın Gölcük Gölü’nün kıyısında kendisine
yurt tutmaya vatan tutmaya çalıştı. Orada
çalıştı, orada öğrendi, orada öğretti ve büyük bir gayretle
kıyısına yerleştiği o gökçe gölün adını o zamanki
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı sevgili ve rahmetli Mustafa Kemal
Atatürk’e mektup yazarak Hazar Denizi’ne izafeten “Hazar
Gölü” yapılmasını sağladı. Şimdi iki Hazarımız var, iki
kardeş suyumuz var, iki kardeş denizimiz, iki kardeş gölümüz
var. Bu Hazar Denizi ve bizim küçük, onun hatırasına
hürmeten ismi konulmuş bulunan Hazar Gölümüz var. Bu ismi
Elmas Yıldırım’a borçluyuz. Elmas Yıldırım bizim
topraklarımızda kuşkusuz şüphesiz güzel günler yaşadı.
Müdürlük yaptı, idarecilik yaptı, öğretmenlik yaptı ama
vatan hasreti, insanın doğduğu yurda duyduğu hasret başka
bir şeyle telafi edilmez. Bir büyük hasrettir bilirsiniz.
Bizim İstiklal Marşımızın kıymetli şairi Mehmet Akif Ersoy
rahmetlinin mısraları vardır:
“ Canımı, cananımı alsın da
Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni
dünyada cüda”
diye. Elmas Yıldırım bu
duyguları yüreğinden hiç çıkarmadı. Hazar Gölü’nün kıyısında
gezerken Hazar Denizi’ne olan hasretini hiç yüreğinden
çıkarmadı. Azerbaycan halkının istiklaline olan sevdasını,
Azerbaycan halkının istikbaline olan sevdasını hiç
yüreğinden çıkarmadı. Bu akşam onun yüzüncü doğum
yıldönümünde hepimize ne kadar büyük bir mutluluk vesilesi
ki, bu gün onun hayalinin gerçekleştiğini yaşıyoruz.
Azerbaycan’ın istiklal içinde gelişmesinin hepimiz
şahitliğini yapıyoruz. Ve
güzel Azerbaycan’ın istikbalinin, gelişen istikbalinin
hepimiz şahitliğini yapıyoruz. Bundan iftihar ediyorum.
Azerbaycan’ın bu güzel günleri yaşamasının tanığı olmamızdan
iftihar ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, kıymetli
kardeşlerim bu sabah hürmetli Cumhurbaşkanı bizi erken
saatlerde lütfetti, zaman ayırdı, huzuruna kabul etti. Orada
çok güzel sözler söyledi bir cümlesini değerli meslektaşım
arkadaşımın izinleriyle burada tekrar etmek isterim. Bu
sabah heyetimize kabul sırasında ekselans Aliyev dedi ki:
“Bütün münasebetler; ekonomik münasebetler, ticari
münasebetler, neft yolunun açılması, doğal gaz yolunun
açılması, enerji münasebetleri muhakkaktır. 25 yıldır, 50
yıldır, 100 yıldır ; ama medeniyet münasebeti ebedidir,
kardeş ülkeler arasındaki kültür bağlarının, medeniyet
bağlarının kurulması ebedi olarak bizi birbirimize
bağlayacak olan ve bir daha kopmamızı sağlayacak olan
bağlardır. Biz huzurunuzda bu akşam iftiharla ifade etmek
istiyorum ki, Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Nazırı
kıymetli, hürmetli meslektaşımla birlikte ben ve Türkiye
Cumhuriyeti’nin bütün hükümet üyeleri Azerbaycan’ı bir komşu
olmanın ötesinde bir kardeş, bir tarih bağıyla kopmaz
bağlara sahip
olduğumuz, dil bağıyla, kopmaz bağlara sahip olduğumuz, din
bağıyla, kopmaz bağlara sahip olduğumuz öz kardeş kabul
ederek bu medeni münasebetlerin inkişafı için elimizden
gelen bütün gayretle çalışacağız. Birlikte
söz veriyorum ki, büyük bir gayretle çalışacağız.
Ülkelerimiz arasındaki münasebetlerin gelişmesi için, daha
fazla inkişaf etmesi için büyük gayretler göstereceğiz.
Şairlerimizin, yazarlarımızın, muharrirlerimizin,
muallimlerimizin, mütefekkirlerimizin, halkımızın
birbirlerini daha iyi tanıması için kopmaz köprüler, kültür
köprüleri kurmaya çalışacağız. Hürmetli ve rahmetli Haydar
Aliyev’in Türk dünyasının ve Azerbaycan dünyasının çok
değerli önderi Aliyev’in söylediği gibi aklımızdan hiçbir
zaman iki devleti olan bir millet olduğumuzu çıkarmayacağız.
Görevde, vazifede bulunduğum süre içerisinde Türkiye
Cumhuriyeti’ne hizmet etmekte gösterdiğim sadakat ve
gayretle Azerbaycan ve Türkiye arasındaki bu kardeşlik
münasebetlerinin, kültür ve medeniyet münasebetlerinin
gelişmesi konusunda da aynı gayretle çalışacağıma bu akşam
hepinizin huzurunda söz vermek istiyorum.
Bu akşam burada toplanmamıza
vesile olan rahmetli Elmas Yıldırım’ı ve onun inancını
taşıyıp aramızdan ayrılıp ebediyete intikal etmiş bulunan
bütün şairlerimizi, yazarlarımızı, devlet adamlarımızı,
siyaset adamlarımızı, fikir adamlarımızı hürmetle ve rahmet
duygularımla dileklerimle burada yâd ediyorum. Atatürk’ün
kurduğu Türkiye Cumhuriyeti ve Haydar Aliyev’in önderlik
ettiği Azerbaycan Cumhuriyeti büyük bir gayretle çalışarak
gençleriyle, kadınlarıyla, erkekleriyle büyük bir gayretle
çalışarak inanıyorum ki 21. asırda muasır medeniyet
seviyesinin üzerine çıkan yıldızı parlayan ülkeler ve
devletler olacaktır. Buna bütün kalbimle inanıyorum ve bu
inancımla hepinizi tekrar hürmetle selamlıyorum.
Muammer Muşmal
Çok Değerli Bakanlarım, Çok
Değerli Heyet, Aziz Azerbaycanlılar;
Çok Değerli Bakanlarım, Çok
Değerli Heyet, Aziz Azerbaycanlılar; Sizlere hitap etmekten
son derece mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum.
Azerbaycan Cumhuriyeti ile
Türkiye Cumhuriyeti arasında gönül köprüleri kuran;“Türk’üm,
Türk’ün âşığıyım, istiklâl âşığıyım, istikbal âşığıyım”
diyerek mensup olduğu millet kadar diğer milletler içinde
bağımsızlığı, insanların en vazgeçilmezleri olarak gören;
hizmetleri ve örnek kişiliği ile Elazığlıların gönüllerini
fetheden; vatan ve istiklal şairi Elmas Yıldırım’ın
doğumunun 100. yılı münasebeti ile bugün burada, kardeş iki
ülkenin birbirine kavuştuğu anın sıcak duygularını,
anlatılması imkânsız bir büyük coşkuyu yaşamaktayım.
Geçmişini bilmeyenin geleceği
de olamaz! Geçmiş nedir? Geçmiş; dildir, tarihtir,
kültürdür, sanattır. Geçmiş; bütün bunları ayakta tutan
yazardır, sanatçıdır. Geçmiş, geleceğe güzellikler bırakan
insanları unutmamaktır. İşte bu noktada ben, 16 Nisan 2007
tarihinde yayınladıkları serencamla büyük vatan şairi Elmas
Yıldırım’ı unutmayan ve ona büyük bir değer veren Azerbaycan
devlet başkanı Sayın İlham Aliyev’e şükranlarımı arz
ediyorum.
Azerbaycan Kültür Bakanı Sayın
Ebülfes Garayev’e ve emeği geçen bütün yetkililere
gösterdikleri gayretlerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Bizim vatan ve istiklal şairi
Elmas Yıldırımlı maceramız yarım yüzyılı aşan bir geçmişe
sahiptir. Büyük Hazar’la Bala Hazar’ı buluşturan Türk
dünyasının bu büyük şairini doğumunun 100 yılında anmak, ona
olan şükran duygularımızı ifade etmek üzere Türkiye’nin
Elâzığ şehrinden, Elmas Yıldırım’ın ikinci vatanından buraya
geldik. Gelirken de bütün Elâzığ’ın ve Elazığlıların gönül
dolusu kalbi alkışlarını ve en içten selamlarını da
beraberimizde getirdik.
Burada sizleri; aynı dilin,
aynı dinin, aynı tarihin, aynı kültürün, kaderi ve sevinci
aynı olan bir milletin mensuplarını, Elazığ ve Elazığlılar
adına selamlamaktan mutluyum. Biz, ‘aynıyız’köklerimiz
tarihin derinliklerinden süzülüp gelmektedir. Bizler de bir
zamanlar buralarda ata yurdumuzda yaşıyorduk. Ata
yurdumuzdangöçtük.
İlimizi, dilimizi, töremizi; bütün adet ve geleneklerimizi;
inceliğimizi, sadeliğimizi, zevkimizi, estetiğimizi
Anadolu’yataşıdık.
Anadolu’nun dağlarına, taşlarına, topraklarına, ırmaklarına
ve de çocuklarımıza ‘Ata Yurdumuzdaki’isimleri
verdik. O isimlerle yürüdük, çağlara, o isimlerle yürüdük
asrın aydınlık geleceğine…
Bugün burada, bu müstesna
atmosfer içerisinde yine bir büyük tarihi birlikte
yaşıyoruz. İnanıyorum ki başlattığımız ve sürdürdüğümüz “100
Yılında Hazarların Büyük Vatan Şairi Elmas Yıldırım’ı Anma
Etkinlikleri” her iki ülke arasındaki mevcut gönül bağlarını
daha da güçlendirecektir.
Bu coğrafyada yaşayan
insanlar, geçmişte çok büyük sıkıntılar çektiler. İşte bu
büyük sıkıntıların, çileli hayatın insanlarından biri de bu
toprakta doğan dert üstüne dert yüklenerek eşi ve bir
yaşındaki çocuğu ile birlikte daha hayatının baharında
doğduğu vatan coğrafyasını terk etmek zorunda bırakılan
Elmas Yıldırım’dı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kucak açtığı bu
eşsiz insanı Elâzığ ve O’nun aziz yürekli insanlarıbağırlarına
bastılar.
Elâzığ’da, müstesna bir yere
sahip olan ‘vatan şairimiz’Elmas
Yıldırım, Atatürk’ün 10 yıl nutkunu söylediği yıllarda,
1933’lerde, Elâzığ Şehrine geldi. Atatürk’ün nutkunda
belirttiği hayat tarzı, Elmas Yıldırım’da; O’nun ruh
haletinde derin tesirleri bıraktı. Gazi Atatürk 10. yıl
nutkunda:
"Türk milletinin karakteri
yüksektir. Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir.
Çünkü Türk milleti milli birlik ve beraberlikle güçlükleri
yenmesini bilmiştir.”
“Doğuşumdaki tek
olağanüstülük, Türk olarak dünyaya gelmemdir."
"Türklük, benim en derin
güven kaynağım, en engin övünç dayanağımdır."
"TÜRK çetin işler başarmak için yaratılmıştır!" diyordu.
İşte,1933–1952
yılları arasında Elâzığ’da; ‘fedakârlığınzirvesinde’
yürüyen bir iman ve aksiyon adamı olarak karşımıza çıkanElmas
Yıldırım da:“Türk’üm,
Türk’ün âşığıyım, istiklâl âşığıyım, istikbal âşığıyım”
diyerekAnadolu’da
Atatürk’ün bizzat başlattığı eğitim seferberliğinin
Elâzığ’da, parlayan bir yıldızı olarak onun gösterdiği
hedeflere yürümek için yüreğini ortaya koyuyordu.1930’lu,
1940’lı yılların şartlarında; yolun yolağın olmadığı at
sırtında bin bir güçlükle, Elâzığ’ın Palu, Arıcak,
Kovancılar, Ağın, Baskil ve Hankendi gibi beldelerinde,
‘muallimlik’yapmaya
başladı. Atatürk Türkiye’si, bu güzel insana o yıllarda,
‘nahiye müdürlüğü’ gibi önemli idarecilik görevleri verdi.
Elmas Yıldırım, görevleri esnasında, sürekli üreten bir
insan oldu. Elâzığ’ın önemli yazılı kaynağı olarak bilinen,
‘Turan Gazetesinde’dönemin
şair ve yazarları ile birlikte şiirleri yayınlandı.
Manilerimizi bir araya topladı. Bilhassa, Ağın’da büyük
emeklerle, ‘tiyatro eserleri’sahneye
koydu. Türkiye’nin büyük destan şairi, ‘Niyazi Yıldırım
Gençosmanoğlu’nun yetişmesinde derin tesirleri
oldu. Bükü’nün Gala kentinde doğan bu güzel insan, Malatya
ilimizin Gala beldesinde, 1952 yılında vefat ettiği zaman
her iki Gala’yı da ‘yüreğimiz, can evimiz’yaptı.
Elmas Yıldırım adı bugün her
iki ülkenin fikri ve ruhi bağıdır. Bir Mevlana, bir Fuzuli,
bir Yunus, bir Köroğlu, bir Nesimi, bir Necip Fazıl, bir
Bahtiyar Vahapzade gibi Elmas Yıldırım da her iki ülkenin
ortak fikri ve edebi şahsiyetlerindendir.
Şüphesiz ki, bizlere Elmas
Yıldırım ve onun gibi büyük abide şahsiyetleri daha yakından
tanımamıza, ‘Uluslar
arası Hazar Şiir Akşamları’vesile
oldu. 1992
Tarihinden bu yana Bala Hazar’ın kıyısında başlattığımız
Hazar Şiir Akşamlarının ilkine, Azerbaycan’ın büyük şairi
rahmetli Nebi Hezri katılmışlardı. Bu yıl 15.’si yapılacak
olan Hazar Şiir Akşamlarına şimdiye kadar, 50’nin üzerinde
Azerbaycanlı Şair, Yazar ve Bilim Adamı iştirak etti.
Bakü-Elâzığ arasında, sanatçılarımızın açtığı yolu bizler;
Bakü-Tiflis-Ceyhan Hattı kadar önemli buluyoruz.
Hazar Şiir Akşamları bizlere,
kendi iklimimizi tanıttı. Kendi dünyamıza daha fazla
yönelmemizde önemli rol oynadı. Hazar, coğrafyamızın ‘edebi
mahfili’oldu.
O mahfiller şüphesiz, Türk Dünyasında giderek ‘ortak bir
aklı’ ‘ortak bir duyguyu’ ‘ ortak bir sedayı’ ortaya
çıkardı. O sedayı yüreklendiren liderlerden biri de: “Biz
iki devlet, bir milletiz,” sözlerinin
sahibi Azerbaycan’ın merhum lideri Haydar Aliyev’dir.
Türk dünyasının ortak fikir ve
sanat faaliyeti olan Hazar Şiir Akşamlarının 11.sini Valilik
olarak 2004 yılının 8-12 Nisan tarihlerinde Bakü’ye taşıdık.
“Küçük Hazar’dan, Büyük Hazar kıyılarına ılık rüzgârların
estiği Elâzığ’ın kardeş olarak gördüğü Bakü, 11. Uluslar
arası Hazar Şiir Akşamlarında bizi bağrına bastı. 11. Hazar
Şiir Akşamlarının hatıralarda kalan ve hiç unutulmayacak
olan diğer bir güzelliği de “Türk Dünyası Şiir Ödülünü”Türkiye’nin
gönlünde ayrı bir yeri olan, Bahtiyar Vahapzade’ye verilmesi
olmuştur.
25 -27 Eylül 2005 tarihinde
gerçekleştirdiğimiz 13. Hazar Şiir Akşamlarını da, kardeş
Azerbaycan’ın ve Türkiye’nin ‘ortak hafızası’olarak
kabul ettiğimiz Elmas Yıldırım’ın hatırasına düzenledik.
Okullarımızda, öğretmenlerimiz, şairlerimiz, yazarlarımız ve
bilim adamlarımız bütün yönleriyle, Elmas Yıldırım’ı
anlattılar. Elazığ basınında ve İstanbul basınında, Elmas
Yıldırım ve onun eserleriyle ilgili haber ve yazılarla bu
büyük vatan şairi tanıtıldı.
2007 yılı, bu büyük şairin
doğumunun 100. yıl dönümüydü. İlk büyük kutlama Türkiye
Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Azerbaycan
Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığının himayelerinde;
11–12-13 Nisan tarihlerinde Elâzığ Valiliği ve şehrimizdeki
bütün kurum ve kuruluşların katkılarıyla gerçekleştirildi.
Her iki ülkeden de fikir ve gönül dünyamızın seçkin
kişilerinin katıldığı anma programları çerçevesinde Elazığ
Fırat Üniversitesinde bilimsel toplantılar yapıldı. Elazığ
Anadolu Lisesinde, Elmas Yıldırım’ın hayatı ve şiirleri
öğrenciler tarafından hazırlanan bir programla
seslendirildi. Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Enver Aras, “Hazar’dan Hazar’a Elmas Yıldırım”adını
verdiğikitabını
hazırladı. Elazığ ve Hankendi Belediyeleri caddelerinden
birine ‘Elmas Yıldırım Caddesi’
adını verdiler. Elmas Yıldırım adı, her kuşaktan insanımızı
heyecanlandıran dostluk ve kardeşlik simgesi oldu.
Yapılan bütün bu faaliyetler
bizleri kendi köklerimizle buluşturdu. Bizler, aynı ailenin
çocukları olarak yarınlara altından gönül ve sevgi
ırmaklarının aktığı köprüleri inşa etmek durumundayız.
Kurulacakbu
köprülerin kalıcı olması için ayaklarının sağlamlaştırılması
gerekiyor. Nedir bu ayaklar? Bilimdir, kültürdür, sanattır,
ekonomik işbirliğidir, turizmdir, spordur.
Elmas Yıldırım adının
Bakü-Elazığ kardeşliğinin yanı sıra Azerbaycan Türkiye
arasında da güzelliklerin doğmasına vesile olacağı
inancındayım.
Saygılarımla.
Anar
Sayın Bakan, Hürmetli Nazırlar,
Sayın Vali, Aziz Dostlar,
Sayın Bakan, Hürmetli
Nazırlar, Sayın Vali, Aziz Dostlar, Hanımlar ve Cenaplar,
Elmas Yıldırım, 80 yıl önce doğduğu vatanından; zalim bir
rejim yüzünden, tazyiklerden, takiplerden canını kurtararak
Dağıstan’a geçti. Ama
orada da aynı tazyiklerle ve takiplerle yaşadı. Kısa bir
müddet Bakü’ye gelip tekrar Türkmenistan’a gitti. Türkmenistan’da
aynı rejimin bir ülkesiydi. Aynı
takiplere, aynı tazyiklere orada da rastladı. Ve sonunda
Sovyetler Birliği’nden ayrılmaya karar verdi. Hanımı ile
birlikte bir yaşındaki oğlunu da alıp bir kervana katılarak
İran’a doğru gittiler. Yolda kervandan ayrıldılar ve
kendisi, hanımı ve balaca oğlu yolu adımlayarak, yaya olarak
devam ederken güçleri ve takatleri kesilir. Ve bir yerde
çocuğun ağlaması ile yakalanabilecekleri için korkup, dehşet
dolu bir karar verirler. Bir
yaşındaki çocuklarını bir kayanın dibine koyup, yollarına
devam etmek isterler… Birkaç adım attıktan sonra, bir
müddet yol aldıktan sonra, tekrar
geri dönüp evlatlarını alıp yola devam ederler. Ne yazık ki
başlarından böyle bir hadise geçer. O
yavru, o evlat
bu gün burada bizim yanımızda olan, bizim
sıramızda olan Azer Bey’dir.
Elmas Yıldırım ve ailesi, yoluna
devam edip İran’a geçer; fakat İran’da da iki ay gözetim
altına alınır, hapiste, ağır işkenceler görür. Bin
belayla, bin azaptan, ezadan sonra Türkiye’ye geçer ve en
nihayet Türkiye de ikinci vatanına kavuşur. Türkiye
de huzur ve rahat olarak yaşar. Ama bu rahatlığın ve huzurun
içinde yüreğindeki vatan hasretinden dolayı büyük üzüntü
yaşar. Çünkü Türkiye onu ne kadar da kucak açıp bağrına
bassa da Elazığ’ın insanları ona ne kadar yakınlık gösterse
de; O, Mili, Mugan’ı, Abşeron’u, Hazar’ı
unutamıyordu. Hazar’ın
adını bile, Türkiye’ye
taşımak istiyordu. Elazığlılar
sağlığında da, ölümünden
sonra da bu güzel şairimize çok büyük hürmet
göstermişlerdir. Ben
şahsen iki defa bu şehirde bulundum. Elazığ’da, Elmas
Yıldırım’ın adının ne kadar yüksek tutulduğunun şahidi
oldum. Bu yıl, nisan
ayında onun doğum yılı münasebetiyle adı bir sokağa
verildi. Araştırmacı
Enver Aras onun hakkında geniş hacimli bir kitap neşretti. Daha
birçok toplantılar yapıldı. Çok
yüksek seviyelerde toplantılar geçirildi ve şairimiz yâd
edildi.
Azerbaycan’ın, hürmetli
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev cenaplarının serencamıyla; bu
toplantılar onun vatanı Azerbaycan’da da devam ediyor. Bu
günler Elmas Yıldırım günleri olarak geçiriliyor. Gala’da, Şüvelan’da,
muhtelif müesseselerde, Azerbaycan
Yazarlar Birliği’nde, bugün
de burada onun için büyük toplantılar geçiriliyor. Sözümün
sonunda ben bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Elmas
Yıldırım, Gala
kentinde dünyaya geldi. Ve
Türkiye’nin Gala kentinde dünyasını değiştirdi. Kadim
bir Azerbaycan mahnısı vardır.
Galada yatmış idim
Top attılar uyanmadım
Söz ile sohbet ile uyardılar.
Burada sözü geçen Gala; bizim
en büyük yaramız, bugün düşman esaretinde olan Şuşa’dır. Ama
bu mahnının bu sözlerin büyük bir hikmeti olmalı ki, topla
uyanmayan insanlar söz ile uyanırlar. Elmas Yıldırım gibi
büyük şairlerin poetik şiiri ile. Sağ olun.
Prof. Dr. Bekir Nebiyev
Hürmetli Hanımlar ve Cenaplar,
Muhterem Nazırlar, Aziz Hemkarlar,
Hürmetli Hanımlar ve Cenaplar,
Muhterem Nazırlar, Aziz Hemkarlar, Şiir Sevenler, Azerbaycan
şiirinin muhaceret konusunun en görkemli ve en istidatlı
numayendelerinden biri olarak tanınan Elmas Yıldırım, daha
20’li yaşlarında gençlik rahatlık nedir bilmeden gurbet
ellerde ülkemiz ve halkımız hakkında Bolşevik daşnak rejim
tarafından gasp edilen vatanımız için gür sesiyle dünyaya
haykırmış ve Azerbaycan-Türkiye dostluğunun, Türkçülüğün
yüksek heyecanını yüreğinde terennüm etmiştir. O, öz şair
kalbinin hassaslığıyla bu hissi derinden duymuş ve
inanmıştır ki yad ellerin zulüm zinciri bir gün mutlaka
parçalanacak. Azerbaycan’ımız öz devlet müstakilliğine
kavuşacaktır. Vaktiyle Elmas Yıldırım şiirlerinden birinde
yazmıştı: Yok, ben ölmek istemem görmeden doğma yurdu / Ben
orda ağlamışam, ben orda güleceğim / Söyle o hiç sevinmesin
şimalim vahşi kurdu / Ben tufanla doğmuşum tufanla öleceğim.
Şairin arzuları hayata
geçirildi; yani cismen olmasa da ruhen, manen o öz doğma
yurduna kayıtlı evlatlarının, nevelerinin gözleri ile de
olsa doğduğu yaşadığı ovaları gördü. Neşr olunan her yeni
kitap, hakkında yazılan her yeni eser, radyo dalgalarına ve
mavi ekranlara çıkan her meraklı haber şairin manevi ömrünü
uzattı. Evet, Elmas Yıldırım’ı artık bağımsız olan
yurdundan, vatanından ve halkının bağrından hiçbir tufan
koparamaz. Şairin adını ebedileştirmek için
Cumhurbaşkanımızın malum serencamına esasen, onun
şiirlerinin yer aldığı güzel bir kitap Azerbaycan klasikleri
arasında yüksek tirajla neşredilerek ülkemizin bütün
kütüphanelerine ve mekteplerine gönderildi. Bakû’nün Şüvelan
Kasabası’nda şairin şerefine Elmas Yıldırım kücesi adı
verildi. 156 numaralı mektebe de Elmas Yıldırım ismi
verilmiştir. 2002 yılında Şüvelan parkında şairin muazzam
bir tunç heykeli ucaldılmıştır. Şimdi de araştırmacılar onun
yaratıcılığı hakkında yeni çalışmalar yapmaktalar.
Azerbaycan Devleti’nin Cumhurbaşkanının 16 Nisan 2007 yılı
serencamı ile Elmas Yıldırım’ın 100. illiğinin geniş ve
kapsamlı olarak kutlanması ve özellikle de bu akşam
geçirilecek zirve toplantısını ben büyük sanatkârın
hatıralarının ebedileşmesi hususunda daha büyük bir
merhalenin uğurlu başlangıcı olarak görüyorum. Şairin edebi
hissinin araştırıcılarından biri olarak vaktinde verilmiş bu
serencam münasebetiyle ben muhterem Cumhurbaşkanımız Cenap
İlham Aliyev’e, bütün âlimlerimiz ve şiir sevenlerimiz adına
öz derin minnettarlığımı bildiriyorum. Bir de Elmas
Yıldırım’ın 100. Doğum yılı tedbirlerinin kardeş Türkiye
Cumhuriyeti’nde kapsamlı bir faaliyet olarak
gerçekleştirilmesini sağlayan Elazığ şehrinin valisi Cenap
Muammer Muşmal’a, şehrin Belediye Başkanı Cenap Mehmet
Süleyman Selmanoğlu’na Fırat Üniversite Rektörü Prof. Dr.
Mehmet Hamdi Muz’a, programın koordinatörü, yorulmaz
Muhammet Şener Bulut’a ve diğer konuklarımıza o ala
toplantının Azerbaycanlı şahitlerinden biri olarak
teşekkürlerimi bildiriyorum. Elazığ’da yapılan programlarda
Elmas Yıldırım Sokağı’nın açılış merasimini ben ömrüm
boyunca unutmayacağım.
Muhterem dostlar, Elmas
Yıldırım’ın parlak hatırasına Türkiye’de ve Azerbaycan’da
çok güzel şiirler yazılmıştır. Benim kanaatime göre
bunlardan biri de istidatlı şair, âlim, meşhur “Ata türkiye”
kitabının müellifi Refik Zekâ Handan’ın “Oy!” şiiridir.
Refik Zekâ, öz eserinde Elmas Yıldırım hissinin mahiyetini
varmıştır. Onun Azerbaycan hakkında yürekleri dağlayan
meşhur şiirini tazmin ederek mükemmel, tesirli bir poetik
minyatür yaratmıştır:
Gülşeninde bayquşları
dinledin,
Yurddan çıxıb ölümünü önledin.
Ağı déyib öksüz öksüz
dinledin,
Azerbaycan, benim tacım, tahtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası bahtım, oy!
Türkiye’de mezarına baxdım oy,
Möhnetinle üreyimi yaxdın oy,
Hesretinle Araz olub axdım oy,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası baxtım, oy!
Müşfiq ruhlu şé’irlerle çağladın,
Qeleminle yaş tökerek ağladın,
Öz
elinle öz bağrını dağladın,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası baxtım, oy!
Quzqunlarla éşelendi izlerin,
Çıxsan üze çıxacaqdı gözlerin
Yüreyimi parçalıyor sözlerin,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası baxtım, oy!
Sana gerek bir mersiye yazılsın,
Şimşek gibi qaranlıqda açılsın,
Bu
sözlerin baş daşına yazılsın,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kör olası baxtım, oy!
Qalmasa da ne taqetin, ne tabın,
Bir
gün yurtda basılacaq kitabın,
Budur senin ulusuna xitabın,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası baxtım, oy!
Bu
beytinle sen tarixde qalarsan,
Qalarsan da, muradını alarsan,
Işığını gönüllere salarsan,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası
baxtım, oy!
Otuz yeddi en dehşetli sıldırım,
Gerek onu yapanlara saldırım,
Yaşayacaq şair Almas
Yıldırım,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası
baxtım, oy!
Müşfiq senin qardaşındı,
qardaşın,
Dar
gününde sırdaşındı, sırdaşın,
Türkiye’de qarşısında bir daşın,
Seni anıb üreyimi dağlaram,
Yana yana, xısın xısın ağlaram.
Türk olana qurbet olmaz Türkiye,
Sen
sığındın o müqeddes ölkeye,
Cellad düzdü şairleri
cergeye,
Cavidleri, Müşfikleri
andın oy,
Kerem kimi alışdın oy, yandın oy!
Ölümünün üzerinden atladın,
Öz
bağrını öz elinle qatladın,
Esebinden, qezebinden
çatladın,
Azerbaycan, menim tacım, taxtım oy,
Oyanmaz mı kôr olası
baxtım, oy!
Kim
déyir ki şefeq salmaz ildırım?
Qaranlıqda itib qalmaz
ildırım.
Dinle meni, şair Almas İldırım!
Sancağını Ağrıdağ’a taxdın oy,
Gülecekdir ay ulduzlu
baxtın oy!
Azerbaycan, senin tacın, taxtın oy!
Aziz dostlar, Elmas Yıldırım’ın ailesi, yakın dostları,
komşuları, talebeleri, meslektaşları özü gibi gönlü güzel
garibler, 1952 yılında onun canından çok sevdiği Bakü’den
çok çok uzaklarda olsa da yine Türk toprağında Elazığ’da
defnettiler. Lakin şairin büyük muhabbetle zarif dünyasının
yaratmış olduğu içindeki bülbül susmadı. Goynunda ebedi
sığınak yaptığı ikinci vatanı Türkiye’den güzelim Elazığ’dan
bu ilin baharından itibaren Elmas Yıldırım’ın adını taşıyan
caddeden orada saygılarla kaygılarla neşrolunmuş
kitaplarının sayfalarından pervaz edip nihayetsiz göklere
kanat çaldı. Nihayet öyle bir vakit gelip yetişti ki şairin
doğma evine, ovasına müstakilliğine kavuşmuş Azerbaycan’a
yol taptı. Ben öyle inanıyorum ki bir gözü ağlayan bir gözü
gülen bu şeyda bülbülün gah hazin gah şakrak teraneleri
bundan sonra bir daha hiç susmayacaktır.
Azer Elmas
Kıymetli Vatandaşlarım, Can
Azerbaycanlılar.
Kıymetli Vatandaşlarım, Can
Azerbaycanlılar. Büyük bir heyecan yaşıyorum. Biraz önce
Sayın bakanımız beni misafir olarak davet ettiklerini ifade
ettiler. Ben misafir değilim. Ben Şüvelanlı Elmas
Yıldırım’ın oğluyum, Azerbaycanlıyım. Bu duygularla hepinizi
saygı ile selamlıyorum.
Genç yaşında, kendisini
Azerbaycan’dan ayırmak için diyar diyar sürgünlere gönderen
o zamanın zalim yöneticileri, onu gönderirken bir şeyi
unuttular. O nereye gittiyse vatan sevgisini de beraberinde
götürdü. Nereye gittiyse Azerbaycan sevgisini o illerdeki
tüm gönüllere taşıdı, gömdü ve yeşertti.
Türkiye’de milyonlarca
Azerbaycan’ı tanıyan seven genç yetiştirdi. Biz evlatlarını
Azerbaycan sevgisiyle büyüttü ve “Ben gidemesem de bir gün
sizler, o yurda dönüp o ellerde hizmet vereceksiniz”
sözlerini kulaklarımıza çiviledi. Hayatı boyunca onunla
olduğum 17 yıllık ömrümde yüzünün güldüğünü görmedim, onun
için yurdundan daha önemli bir nesne yoktu. Ne ailesi, ne
yuvası ne de bir başka şey…
Onun edebi şahsiyeti hakkında,
az önce Azerbaycan’ın en saygın uzmanları sizlere bilgi
verdiler. Ben artık sizleri fazla meşgul etmeden, onun bir
şiirine nazire olarak yazdığım bir şiirimle veda edeceğim.
Hepinizi en derin muhabbetle kucaklarım. Ömrü boyunca,
hayatı boyunca her nefesinde; Azerbaycan benim tacım tahtım
oy, Uyanmaz mı kör olası bahtım oy!” diyen atamın aziz
hatırasına.
ATAM OY
Ben bilirim ağladığın her
günü,
Ömür boyu suskun olan yüzünü,
Her nefeste Azerbaycan sözünü,
Kalbimize gömüp gittin atam
oy,
Azerbaycan ellerinde yatam oy!
Hasret kaldın bugünleri
görmedin,
Sevdiğinin saçlarını örmedin,
Sence yoktu ondan üstün başka
din,
Şimdi yurdun sana ağlar atam
oy,
Azerbaycan ellerinde yatam oy!
Kâbe’n oldu şimdi Bakü kalesi,
Seni söyler Gök Hazar’ın
nefesi.
Şüvelan’ı,
Merdekân’ı, Gala’sı;
Anlatıyor seni bana atam oy,
Bundan böyle derdime dert
katam oy!
Haber geldi Mugan’ından,
Mil’inden,
Çelenk koyduk sana Bakü
gülünden,
Adın düşmez Azerî’nin
dilinden,
Güneş doğmuş Azerbaycan
bahtına,
Gel sen otur yine eski
tahtına.
Seni nasıl anlatayım atam oy?
Ben de birgün o ellerde yatam
oy!
CAN AZERBAYCAN’DAN GÜZEL HATIRALARLA
AYRILIYORUZ
28 Eylül Cuma, saat 22.00.
Muhteşem bir programın ardından resmi davet sofrasında
Azerbaycanlı kardeşlerimizle yeniden bir araya geldik.
Başbakan Yardımcısı Elçin Efendiyev’in kısa bir teşekkür
konuşmasının ardından Medeniyet ve Turizm Nazırı Ebülfes
Garayev ile Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay bir
konuşma yaptılar.
26 Ekim
gecesi saat 02.00’de 28 Eylül gecesi Azerbaycan saatiyle
05.25’te Uluslararası Haydar Aliyev Havaalanındayız. Bizlere
unutulmaz gümler yaşatan Azerbaycanlı kardeşlerimize veda
ederek Türk Hava Yollarına ait bir uçakla İstanbul’a doğru
hareket ettik. Manas mensupları olarak hepimiz mutluyduk.
Can Azerbaycan’dan güzel hatıralarla Türkiye’ye dönüyorduk.
Azerbaycanlı şair Elmas
Yıldırım’ın feryadını bir daha ‘Kara Destan’ şiiriyle
dillendirirken, haklı olarak ‘zaman hey’ demiştik.
“ Dağdan dağa çarpıp gitmiş
doğanlar/Kayalarda iz bırakmış al kanlar/Ordulara buyruk
vermez ilhanlar/Harda kalmış setler yıkan ferman hey/ Koca
Türk’ün düştüğü dert yaman hey!
Harap olmuş Buhara’sı
Başkend’i / Matem tutmuş Semerkant’ı, Daşkend’i / Kendi
söyler döker gözden yaş kendi / Ne ozan var, ne yazan, ne
şaman hey / Koca Türk’ün düştüğü dert yaman hey!
Kazan, Başkurt batmış, Kırım
sürülmüş / Benim badem gözlü yârım sürülmüş / Konum komşum
bütün varım sürülmüş / Bulunur mu Sibirya’da iman hey / Koca
Türk’ün düştüğü hâl yaman hey!
Türk elleri birbirine yadlanır
/ Kazak, Kırgız, Türkmen, Özbek adlanır / Azeri Türk yanar
içten odlanır / Ana yurdun içden hâli duman hey / Koca
Türk’ün düştüğü dert yaman hey!”
Gönülden inanıyoruz ki,
Türk’ün Elmas Yıldırım Ata’sı, bir ulu coğrafyayı bir yürek
etrafında bir araya getirmenin manevi hazzıyla yaratıcısının
huzurundadır şimdi.